PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Detroit’te Yapılan Otomobil Fuarında Yenilik Adına Pek Bir Şey Yoktu



cengiz38
23-02-2014, 13:46
Detroit’te düzenlenen Kuzey Amerika Otomobil Fuarı’na 200 marka katıldı ama yenilik adına sunulanların sayısı bir elin parmaklarını geçmedi. Üreticilerin alüminyumu giderek daha çok tercih etmesi tasarruf açısından sevindiriciydi…

http://www.myfikirler.org/wp-content/uploads2/2014/01/kuzey-amerika-otomobil-fuari.jpg

ABD’DE otomobil severleri en çok heyecanlandıran ay ocak ayıdır. Her yıl olduğu gibi bu ay da binlerce kişi, Detroit’te yapılan Kuzey Amerika Otomobil Fuarı’na akın etti. Bütün dünyadan 200 kadar firma fuardaydı ama sadece 50’si yeni bir ürün sunabildi. Konsept otomobillerin sayısı 10’u bile bulmuyordu. Sunumlar göz kamaştırıcıydı. Fakat ziyaretçiler, eski modellerin makyajlanmış haliyle yetinmek zorunda kaldılar. Spor otomobil meraklıları için son derece güçlü motoru olan modeller de vardı, parası bol olanlar için alabildiğine lüks modeller de.
Mercedes, podyuma C Sınıfı ile çıktı. Bu, Alman üretici için en önemli dünya prömiyeriydi. En çok satan lüks modellerden biri olarak kalabilecek miydi? Fuar, ABD’de üretilen bu model için bir nabız yoklaması niteliğindeydi. En güçlü rakip, yine Almanya’dan Audi’ydi. ABD piyasasındaki başarı grafiğini istikrarlı bir şekilde sürdüren Audi’nin, “crosso-ver” otomobilleri ilgi gördü. Bu iki markayı elbette bir başka Alman zorlayabilirdi. BMW, fuara M4 coupe ve M3 Limousine ile gelmişti. 431 hp gücündeki motorlarla donatılmış M modellerinin yanı sıra elektrikli otomobilleri i3 ve İ8 de ilgi odağı oldu.

http://www.myfikirler.org/wp-content/uploads2/2014/01/bmw-m3.jpg
ABD’DE MİNİ SATMAK

BMW’nin yan kuruluşu Mini, yeni bir modelle boy gösterdi. Bu modeller, bahar aylarında ABD piyasasına sunulacak. Merak edilen konu ise, Amerikalıların küçük boy bir otomobile binmek isteyip istemeyeceği. Fakat geçen yıl ABD’de 66 bin Mini satan şirket, bu konuyu sorun yapmıyor.

İsveçli Volvo, XC Coupe konsept otomobilini tanıttı. 2010 yılından bu yana Çin otomobil üreticisi Geely’nin bir parçası olan Volvo, otomobil çizgilerinin gelecekte nasıl olacağına dair ipuçları verdi. Toyota’nın yeni Lexus’u, iki kapılı spor coupe olarak kendini gösterdi. 450 hp gücündeki beş litrelik motoru, hayranlarına parmak ısırttı. Ford’un gözdesi Mustang, güç düşkünlerini önce hayal kırıklığına uğrattı. 1964’te Lee Iacocca’nm ortaya çıkardığı bu şaheser, dört silindirli motora sahipti. Altı ya da sekiz silindire alışmış meraklılar bunu yadırgadılar. Ancak özel yapım dört silindirli motorun, 309 hp gücünde olduğunu öğrenince derin bir oh çektiler. Gelelim, fuarın ilgi çeken iki ayrıntısına…

Amerikalılar, doğal olarak, Chevrolet Corvette’i fuarın yıldızı seçtiler. Corvette, sadece ABD için değil bütün dünya için bir otomobil efsanesi. General Motors’un Chevrolet departmanı tarafından 1953 yılından beri üretilen Corvette’in, Z06 Stin-gray modeli, 6.2 litrelik, 625 hp gücünde canavar gibi bir V8 motora sahip. Aslmda biraz dizginlenmiş bir canavar. Geçen yılın modellerinde motor hacmi 7 litreydi.

http://www.myfikirler.org/wp-content/uploads2/2014/01/nissan-maxime.jpg (http://www.myfikirler.org)

YILLARIN CORVETTE’İ

İlk kez 60 yıl önce New York Otomobil Fuarı’nda sergilendiğinde gençlerin ilgisini çekmişti. Şirket, maliyeti düşük olsun, herkes alsın diye Chevy Sedan’ın şasisini kullandı. İçine de 150 hp gücünde bir motor koydu. O yıl sadece 300 adet Corvette yapılabildi. Çünkü işin büyük bölümü el emeğine dayanıyordu.
Fuarın yıldızı seçilen Z06 Stingray, aslında 1963’te yapılan ikinci kuşak Stingray’lerin devamı. 2014’le birlikte yedinci kuşak Corvette’ler piyasaya çıkarılmış olacak. Otomobil dergileri tarafından dokuz kez yılın otomobili seçilen Corvette’lere bir ödül de internet sitelerinden geldi. Corvette, “Otomobil Tarihinin En İyi 100 Otomobili” arasında gösterildi.

2010 verilerine göre, ABD’de trafiğe kayıtlı 750 binden fazla Corvette bulunuyor. Bu otomobil sahiplerinin yüzde 47’si üniversite mezunu. Sahiplerin yüzde 82’si ise 40-69 yaş aralığında.

Fuarın kayda değer ikinci ayrıntısı, artık üretimde alüminyumun daha fazla kullanılması oldu. Modern otomobillerin bazı parçalarının alüminyumdan yapılması, aracın çelik kaportalara oranla yüzde 24 daha hafif olması anlamına geliyor. Böylece 100 km’de iki litreden fazla yakıt tasarrufu sağlanıyor. Bu da yeni bir şey değil. Otomobil yapımcıları, alüminyumu yüz yıl önce kullanmaya başladılar. Karoseri, alüminyumdan yapılmış ilk spor otomobil, 1899 Berlin Otomobil Fuarı’nda sergilenmişti. Bazı parçaları alüminyum olan ilk motoru da, 1901’de Cari Benz yapmıştı. Bu metal hafifti, paslanmaya karşı dirençliydi. Ama metal işçiliği zordu, hakkında çok şey bilinmiyordu, her şeyden önemlisi pahalıydı.

http://www.myfikirler.org/wp-content/uploads2/2014/01/audi.jpg
ALÜMİNYUM OLSA

İkinci Dünya Savaşı’ndan’sonra alüminyum yine mühendislerin önüne çeliğe alternatif olarak geldi. İngiltere’de Land Rover, ABD’de Buick, 1960’larda alüminyumu denediler. Buick’in 250 kilogramı bulan V8 motoru, alüminyumdan yapılınca 144 kiloya hafiflemişti. Bu durum önce yarış otomobili üreticilerinin dikkatini çekti. Otomobilin hızlanmasında çok büyük avantaj sağlıyordu. 1970’lerdeki petrol krizi, “daha hafif ve daha verimli otomobiller”in yolunu açtı. Orta boy bir aile otomobilinin ağırlığının 100 kilo azaltılması, otomobilin ömrü boyunca 700 litre yakıt tasarrufu sağlaması demek. Bugün pek çok üretici, otomobillerinde 110-145 kilo arasında alüminyum kullanıyor. Şimdilik otomobillerin tamamı alüminyumdan yapılamıyor. Eğer mümkün olsa, alüminyum otomobiller yeniden dönüşüme girecek ve otomobil mezarlıkları gibi çirkin görüntüler olmayacak.

2010 verilerine göre dünyada 70 milyon motorlu araç yapıldı. Çelik yerine alüminyum kullanabilseydik, yılda 140 milyon ton daha az karbondioksit emisyonu olacaktı. 65 milyon motorlu araç da kullanım ömrü boyunca, ham petrolden 60 milyar litre tasarruf edecekti.

DÜŞEN RAKAMLAR

http://www.myfikirler.org/wp-content/uploads2/2014/01/otomobil-fuari.jpgTekrar fuara dönelim… Detroit, dünyanın otomotiv başkenti. Her ne kadar belediyesi iflas etmiş, nüfusu azalmış, binaların çoğu çürümeye terk edilmiş olsa da hala, dünyanın beş büyük otomobil üreticisinden üçünün merkezi konumunda. Aslında merkez Indianapolis olacaktı.

1800’lerin sonlarında bu kentte 40’tan fazla otomobil yapım atölyesi bulunuyordu. Ancak kuzeyde, Erie Kanalı’nm açılmasıyla Detroit, hammaddesi bol ve ucuz bir kent haline geldi ve yapımcılar buraya göç ettiler. Henry Ford, William Durant, Dodge kardeşler, David Packard, Walter Chrysler gibi ünlü isimler Detroit’i bugünkü durumuna getirdiler.

Yine de Detroit eski Detroit değil. Fuar, 25 yıl önce bölge ekonomisine 9.7 milyar dolarlık katkı sağlıyordu. Geçen yıl bu katkı, 365 milyon dolara düştü.
Her fuarda olduğu gibi Detroit Fuarı’nın da seçkin konukları vardı. Giriş ücreti 13 dolardı ama 500 dolar ödeyince size özel sunumlar yapılıyordu. Bilet parasına bile gerek olmayan çoğu özel davetli, toplam değeri 7 milyon doları aşan 30 modeli inceledi.

Bu araçların fiyat etiketlerinde 100 bin dolarla 200 bin dolar arası rakamlar yazıyordu. Hele hele Italyan Lamborghini Aventador’un fiyatı 400 bin dolardı.
Aston Martin, Bentley, Falcon Motors-ports, Ferrari, Jaguar, Lamborghini, Lin-genfelter, Maserati, McLaren, Porsche, Range Rover ve Rolls Royce, görücüye çıkan diğer lüks markalardı.

yazı kaynağı : Detroit (http://www.myfikirler.org/detroitte-yapilan-kuzey-amerika-otomobil-fuari.html) bağlantısında bulunmaktadır.