PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Rome Total War



fastest
20-08-2006, 17:27
kimlerde rome total war??
kimler şu içine ettiğimin ekonomiyi düzeltti??:D
kimler nereleri işgal etti??
we başkalarının sorunları neler ben birçoğunu çözdüm dacia,fransa,almanyanın yarısı we trakyalıların 2 şehrinide işgal ettim:)siz neler yaptınız we takıldığınız bi yer warmı?
http://img92.imageshack.us/img92/1790/3zj6.jpg (http://imageshack.us)
http://img106.imageshack.us/img106/7874/6bq1.jpg (http://imageshack.us)
http://img92.imageshack.us/img92/1489/2fe7.jpg (http://imageshack.us)
http://img92.imageshack.us/img92/4246/33il0.jpg (http://imageshack.us)
http://img92.imageshack.us/img92/1867/22ls2.jpg (http://imageshack.us)

fastest
20-08-2006, 17:28
AÇIKLAMA (alıntıdır)
"Düşman kokusu bu; korkunun zavallılara olan etkisi. Kılıçların kafalarına olan etkisini de göstermeli mi onlara? (röaaağ!)
Evet, atlı birliklerde bizden üstün olabilirler, hatta piyadeleri sayıca 2 katımız olabilir. Ancak savaş ruhu olmayan bir ordu, hiçbir şeydir! Duvarların bizi durdurmaya yeteceğini düşünüyorlar, bir daha düşünmeliler! Onlar ki halkın koruyucuları, onlar ki kafalarımızı elimize vereceklerini sanan umarsızlar, onlar ki potansiyel ölüler!! (rööÖ!)
Bu savaştan sonra düşmanın her şeyi bizim olacak kardeşlerim, ganimet, yiyecek, koca bir şehir, ve kadın! (rö?) Yürüyün kardeşlerim, Battle for victory!!!"

Klasik olmayan bir oyunda imzası bulunmayan, künyesi madalya ve ödüle boğulmuş saygı duyulası firmalardan olan İngiliz Creative Assembly'nin 3. oyunu, diğer ikisinde de olduğu gibi oynayanları esir etme yeteneğine sahip; zira incelemenin gecikme sebebi de oyundan başımızı kaldıramamış olmamız. Büyük mercekli büyütecimi almanın zamanı geldi sanırım artık.

Total War oyunlarına aşina olanların bildiği üzere oyunumuz, savaş ve siyasi gibi 2 ana ekrana sahip. Savaş ekranında korkudan altına yapmış düşmanın kokusunu duyabiliyorken (tam tersi durumlar da olabilir) siyasi ekranda Dünya haritası üzerinde piyonla temsil edilen kudretli ordularınızı sıra tabanlı oynanış doğrultusunda hareket ettirebiliyoruz. "Ee, nesi yeni o zaman bu oyunun" gibisinden bir soru sorabilirsiniz, oyunun asıl yeniliği, bütün bu sahnelerin 3 boyutlu bir ortamda cereyan etmesi. Gerçek savaşa hoş geldiniz...

Tarihin en enteresan en merak edilesi (?) geçmişlerinden birine sahip olan Roma'ya odaklanan Rome'da (biliyorum, şaşırdınız Roma'ya odaklandığı için.. isminden anlaşılmıyordu halbuki) başlarda senatonun ayak işlerini yerine getirmekle yükümlü, gelecek vaat eden bir hükümdarı yönetiyoruz. Scipii, Julii ve Bruti olarak 3'e bölünen Roma ailelerinden birini seçip savaş alanına giriştiğimiz oyunda en baştaki aile seçiminiz önemli; zira her bir aile farklı bölgelere doğru yayılımcı politika izliyor. Her ne kadar asker ve bina yapısı (renk farkı dışında :) aynı olsa da bulunduğu mekanlar ve dolayısıyla düşmanlar, 3 aileyle oynarken de farklı stratejiler gerektiriyor. Örneğin bendenizin de seçmiş olduğu Julii ailesi batıya doğru, Gaul ve Almanlar ile boğuşurken Bruti ailesi doğuya doğru ilerl(eyem)iyor, zira Yunan şehirlerinin her biri birbirinden hırçın. Daha çok denizlerde ilerleyen ve Kartaca cephesini gözüne kestiren Scipii ailesi ise güneybatıya doğru yayılıyorlar. Senato tarafından yeterince saygınlık kazandığınızda ise senatörleri kılıçtan geçirip Roma'nın size tapmasını sağlayabiliyorsunuz. (kim demiş huzursuzluk çıkartmayacağınızı? kahrolsun barış!)

Milattan önce 270 yılında başlayıp İsa'nın doğuşuna kadar yaklaşık 300 yıllık bir periyoda sahip olan Rome'daki öncül amacınız, senatonun baskıcı yönetimine son verip en az 50 şehirde söz sahibi olmak. Oyunun ağırlık merkezi olan Roma'yı ele geçirmek içinse senatodan verilen görevleri yerine getirip isminizin senato koridorlarında yankı bulmasını sağlamanız gerekiyor.

Senato tarafından verilen görevler o kadar akıllıca tasarlanmış ki, Shogun ve Medieval'daki "saldım çayıra mevlam kayıra" felsefesinin biraz daha önüne geçilip nispeten daha kapalı oyun yapısı oluşturulmuş. Bu kulağa pek hoş gelmeyebilir, ancak Medieval'daki sınırsız özgürlüğe tercih ederim şahsen. Zaman zaman bir limanı bloke etmeniz salık verilirken yeri geldiğinde bir imparatorun gırtlağını kesme, toprak ele geçirme, hatta barış yapma gibi görevleriniz oluyor ve bu görevlerinizi gerçekleştirirken, oyun çaktırmadan size Avrupa'yı fethettiriyor. Senatonun buyruklarını yerine getirirseniz hem kutsal (!) senatörlerin size olan desteği artıyor, hem de sizde bulunmayan birlik, veya bir miktar para hediyesinde (rüşvet?) bulunabiliyorlar. Gayet tabii bu görevler zaman sınırlamalı, ve yerine getirmezseniz senatoyla aranız bozulup küsüşebiliyorsunuz; ve emin olun bunun sonucu da pek iyi olmuyor.
Aile bireylerinin Rome: Total War'daki önemi yadsınamayacak derecede büyük. Ele geçirdiğiniz şehirlerin tahtına en az bir aile üyesini oturtmazsanız o şehir nispeten yönetilemez oluyor, otomatik kontrole geçiyor. Aslında bu bir bakıma iyi, zira benim yönettiğim şehirlerin çoğu isyanlardan isyan beğenmeye başladı (belki de benim beceriksizliğim). Size tavsiyem isyan oranını %75 seviyesinde tutmanız, bunun altına inince isyan çıkıyor, üstünde ise cebinizden bir şeyler çıkıyor. Her halükarda bir şeyin çıkmasını engellemek içinse oranı dengede tutup maksimum para ile kasanızı doldurabiliyorsunuz.

Eski Total War oyunlarında olduğu gibi sıra tabanlı oynanan strateji kısmı büyük stratejiler gerektiriyor. Hem halkınızın isyan çıkarmasını engellemek, hem de başarılı bir ordu kurup önüne çıkanı ezmek –özellikle ilerleyen dakikalarda- çok zorlayıcı olabiliyor. Gittikçe büyüyen ve durmadan bir şeyler isteyen arsız halkınızın sonu gelmez ihtiyaçlarının önüne geçmek içinse onlara boyun eğmekten başka çareniz yok (her şehirde 1000 kişilik ordu tutabiliyorsanız ayrı tabi). Düşmanlarınızla sıcak çatışmalara girmeye pek sıcak bakmıyorsanız (?) yine ayrı bir stratejik önem taşıyan "ajan" birimleri devreye giriyor. İmparatora bağlılığı zayıf olan orduları ufak bir hediye (!) karşılığında saflarınıza katabilirken, seviyesi yüksek bir katil ile bir devri sona bile erdirebiliyorsunuz. Ancak kurnazlıkta sınır tanımayan rakiplerinizin de bu olanaklara sahip olduğunu unutmayın, bir anda ekran kararabiliyor gerekli tedbirleri almadıysanız (tecrübeyle sabittir).

Savaş alanı da oyunun strateji kazanına düşmüş yapısından nasibini almış. Medieval'da uyguladığım taktikleri birebir uyguladım, ve gördüm ki düşman yapay zekası 2. oyundan bu yana hayli geliştirilmiş. (evet, savaşı kaybettim :) Turan taktiği ve kenarlardan birimler gezdirerek orduları dağıtma ve hepsini teker teker yutma işlemlerini sırasıyla ve hakkıyla yerine getirebilirseniz savaşın galibi siz oluyorsunuz. Ancak bir başka yenilik olan değişken hava koşulları da savaşın gidişatına etki edebiliyor; örneğin sıcak bir havada piyadeleriniz, savaş alanında çok fazla koşturamıyorlar. Neyse ki ok denen bir nimet var. Bunun dışında ise hem stratejik hem de savaş ekranlarında orman içine mevzilenmiş birimler daima rakiplerini arkadan vurma avantajına sahip olabiliyorlar. Umutsuz bir savaşa girdiğinizde ağaçlarla bütünleşen okçularınız, savaşın bütün gidişatını değiştirebilen önemli bir faktör halini alabiliyor.

3 boyutlu motor en büyük marifetini, savaş alanlarındakileri kod yığını olmaktan çıkarıp gerçek birer 'savaşçı'ya dönüştürme seansında göstermiş. "Savaş" adı verilen karmaşanın ortasına dalıp çığlığıyla yeri göğü inleten ve piyadelerin ayaklarını yerden kesip hava birliği olarak savaşa devam etmelerini sağlayan filler, arkada adamlarını gaza getirme babında etkileyici (her zaman değil tabi) bir manifesto çığıran bir general, savaş alanında başıboş dolaşan ve düşmanların düzenini bozan atlılar.. ve her birimin gözünün içine yaklaşabilecek kadar zoom yeteneğine sahip bir kamera! Evet, savaş alanı artık Medieval'dan çok daha farklı, çok daha ölümcül. 3D ses olayının da kargaşa sahnelerine tuz biber ekmesi suretiyle iyiden iyiye çetrefilli bir hal alan savaş ekranında, arkadan gelen atlıların ayak sesini ve fillerin böğrüntüsünü (?) bulunduğunuz pozisyona göre gerçekçi bir biçimde "hissediyorsunuz."

Medieval'daki o unutamadığım "arabesk" savaş müziği benzeri bir dumur faktörü yok neyse ki Rome: Total War'da; askerlerin "Allah Allah" nidaları ile (hepsinin nidaları aynı değil tabi) sizi de çaktırmadan gaza getiren müzikler, sıcak çarpışmada yerini haykırmalara, kılıç ve kan seslerine (kan sesi?) bırakıyor. Bu da gerçekçi ve yaşanan bir atmosfer oluşmasındaki en büyük etken.
Aslında böyle sağlam oyunları incelemek zor oluyor; zira içinizdeki yanıp tutuşan "o oyun" aşkını bastırıp sakin bir biçimde okuyucuya aktarmak zorluyor insanı. Ama yazının sonuna kadar geldim, artık çatlayacağım; bu oyunu oynamak için sisteminiz yetmiyorsa gidin bir bilgisayar çalın, oyunu bulamıyorsanız sahip bir arkadaşınızın evine gizlice sızıp CD'yi aşırın, oynanmaz mı bu oyun be!

Eriador
20-08-2006, 18:04
bu oyun u oynamadım ama gzl e benziyor alıp bakalım bi saol paylaşım içn

Battle for middle Earth 2 yi tawsiye ederm oda çok güzel :)

fastest
21-08-2006, 10:49
bu oyun u oynamadım ama gzl e benziyor alıp bakalım bi saol paylaşım içn

Battle for middle Earth 2 yi tawsiye ederm oda çok güzel :)

almanı kesinlikle tawsiye ederim;) çook güzel bi oyun;)