Frid
29-08-2010, 11:53
http://www.renault.com.tr/assets/upload/navigation_banner/banner_00000001.png
Renault Mais Genel Müdürü Aybar, yeni lüks sedan Renault Latitude'ün Moskova Otomobil Fuarı'ndaki dünya lansmanından sonra A.A muhabirine yaptığı açıklamada, Moskova'daki fuarda birçok yüksek motor hacimli araçlar, büyük sedan ve SUV'lar sergilenmesine rağmen artık dünyanın CO2 salımının en aza indirilmesi gerçeğiyle karşı karşıya bulunduğunu ve otomotiv sektörünün de bu yönde harekete geçtiğini belirtti.
Rusya'da da şimdiye dek görülmemiş sıcaklıkların, küresel ısınmanın ne anlama geldiğini çok iyi gösterdiğini ve insanlığın geleceği için CO2 salımı ile mücadele etmesi gerektiğini ortaya koyduğunu söyleyen Aybar, Türkiye'nin de 2009 başında taraf olduğu Kyoto protokolünün bunu öngördüğünü kaydetti.
İbrahim Aybar, bağlayıcı sonuçlar çıkmamasına rağmen Kopenhag'daki çevre konferansında da, karbon salımlarının 1990'lı yılların seviyesinde tutulabilmesi için sıcaklığın 2 dereceden fazla arttırılmamasının gerektiği sonucu çıktığına işaret ederek, bunun birçok teknolojik yatırım ve yenilenme gerektiğini, bunların maliyetinin Uluslararı Enerji Komisyonu tarafından 10,5 trilyon dolar, yani ABD'nin bir yıllık GSMH'sine eşdeğer olduğunun hesaplandığını belirtti.
Her ülkenin buna katılması ve fonların ayrılması gerektiğini, hiçbir şey yapılmazsa sıcaklık artışının 6 dereceye doğru gideceğine işaret eden Aybar, ulaştırma sektörünün karbon salımına katkısının da yüzde 16 olduğunu kaydetti.
Renault Mais Genel Müdürü Aybar, Avrupa Komisyonu'nun hesaplarına göre, 2010'da bir ton CO2 temizlemenin maliyetinin 15 avro, 20 yıl sonra ise bu maliyet 65 avro olacağından, bir an önce harekete geçmek gerektiğinin altını çizdi.
-''FLUENCE'IN ÜRETİMİ TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK ŞANS''
İbrahim Aybar, otomotiv sektörünün de bu yönde en önemli katkısının kullanımda sıfır Co2 katkılı elektrik motorlu araçlar olacağını söyleyerek, birçok markanın bu yılın sonundan itibaren elektrik motorlu araçların seri üretimine geçeceklerini ve bunu bazı ülkelerde başlatacaklarını kaydetti.
Renault Mais Genel Müdürü Aybar şöyle dedi:
''Renault'nun motorlu taşıtlarının içinde elektrik motorlu araçlarının üretimine Fluence modeliyle Türkiye'de başlamasıyla büyük bir şansa sahip olduk. Başka üç model daha var ama onlar Fluence'ın ardından gelecek. Elektrik motorlu aile otomobili olarak Fluence'ın Türkiye'de üretilmesi dünya otomotivi, Türkiye ve Renault için tarihi bir konu."
Türkiye'nin bu fırsatı kaçırmaması, bu otomobilin seri üretiminin sürekli ve başka modellerle de geliştirilerek Türkiye'de sürdürülebilmesi, Türkiye'de satılabilir hale gelmesi gerektiğini söyleyen Aybar, bu aracın getireceği ve henüz gelişmekte olan yeni bir teknolojinin Türkiye'de de gelişmesi, yan sanayinin yeni iş ortamları sağlaması, yeni nitelikli istihdam alanlarının yaratılması, yeni Ar-Ge imkanlarının doğmasının Türkiye'nin yeni ''knowhow'' olanakları yakalaması anlamına geldiğine işaret etti.
Aybar, Türkiye'nin geçmişte otomotiv teknolojisini onlarca yıl sonra ithal ettiğini, ancak bu sefer dünya ile eşzamanlı yakaladığını belirterek, seri üretimin devamlılığı için bu araçların Türkiye'de satılması, bunun için de temel satış argümanlarının yerine getirilmesinin gerektiğini kaydetti.
Fiziksel altyapı için elektrik şarj istasyonlarının kurulması ve yaygınlaştırılması gerektiğini, bunun için de İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile çok önemli bir anlaşma yaptıklarını anlatan Aybar, "Çok organize çalışıyorlar, memnunuz, çok kısa sürede birçok metropolitandan önce İstanbul'da bunun sağlanmasını umuyoruz. Belediye şu an istasyonların kurulacağı yerleri trafik yoğunluklarına göre belirliyor, etüdler yapıyor. Diğer belediyelerin de bu işe girmesini bekliyoruz. Toplam otomobil satışlarının yüzde 42'sinin olduğu İstanbul'da bu çok önemli ama diğer kentlerde de bunu bekliyoruz" diye konuştu.
-MEVZUAT DEĞİŞTİRİLMELİ-
Renault Mais Genel Müdürü Aybar, tüm dünyanın karbon salımına endeksli yol vergileri ve tescil vergileri getirdiğini ve sistemi yeni baştan oluşturduğuna işaret ederek, kullanımda sıfır CO2 yayan araçlar için İspanya, Portekiz, Avusturya, Hollanda, Danimarka, Fransa gibi ülkelerin özel destek sağladıklarını ve mevzuatlarını değiştirdiklerini belirtti.
Bu ülkelerin bu araçlardan vergi almadıklarını, bazı ülkelerin alımda nakdi katkı bile yaptıklarını vurgulayan Aybar, Türkiye'nin de Kyoto protokolünde gelişmiş ülkeler kategorisinde değerlendirilmesinden ötürü benzer yaklaşımların hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Aybar, ''Mesele sadece bir markanın elektrik motorlu araç üretmesi değil, sektörün bu alanda faaliyet gösterebilmesi'' dedi.
İbrahim Aybar, projeksiyon ve analizlere göre, Türkiye'de altyapı hazırlanır ve gerekli mevzuat değiştirilebilir ve 2011'den itibaren elektrikli araçların satışına başlanabilirse, 2015 sonuna kadar 30 bin elektrik motorlu araç satılmasının öngörüldüğünü belirtti.
Fluence büyüklüğündeki 30 bin aracın ortalama ÖTV gelirinin 300 milyon lira, MTV gelirinin de 40 milyon lira olduğunu ve ilk akla gelenin devletin 340 milyon lira gelirden mahrum kalmasının olduğunu söyleyen Aybar, ancak Paris'te yapılan araştırmaya göre, elektrik motorlu bir Fluence'ın şehir içinde dolaşmaya başlamasıyla, hava kirliğinden sağlanan yıllık tasarrufun bedeli 8 bin 492 avroyu bulduğunu, 30 bin araç için çevre temizleme amacıyla kamu yatırımlarından sağlanacak kazancın ise 510 milyon lira olduğuna işaret etti.
İbrahim Aybar, Türkiye'de Batı ülkeleri gibi araç eskidikçe alınacak verginin azalması yerine CO2 salımı arttıkça verginin yükseltilmesi uygulaması getirilmesinin gerekli olduğunu belirterek, Türkiye'nin Kyoto protokolüne taraf olarak çevreyi korumaya önem vermesi gerektiğini, finans kuruluşlarının da yatırımcılara bu kriterlere göre kredi verdiklerini kaydetti.
Renault Mais Genel Müdürü Aybar, şirket olarak çevre korumaya verdikleri önemi ''ECO2'' projesiyle hayata geçirdiklerini, çevre standardına uygun fabrikalarda üretim yaptıklarını, her bir aracın 140 gramdan fazla CO2 yaymaması ve araçların içindeki malzemenin yüzde 95'ten fazla geri dönüşebilir olması uygulamasına dikkat ettiklerini belirtti.
İbrahim Aybar, son analizlere göre, 2020 için dünyada en az 5 milyon elektrik motorlu araç öngörüldüğünü kaydetti.
Renault Mais Genel Müdürü Aybar, yeni lüks sedan Renault Latitude'ün Moskova Otomobil Fuarı'ndaki dünya lansmanından sonra A.A muhabirine yaptığı açıklamada, Moskova'daki fuarda birçok yüksek motor hacimli araçlar, büyük sedan ve SUV'lar sergilenmesine rağmen artık dünyanın CO2 salımının en aza indirilmesi gerçeğiyle karşı karşıya bulunduğunu ve otomotiv sektörünün de bu yönde harekete geçtiğini belirtti.
Rusya'da da şimdiye dek görülmemiş sıcaklıkların, küresel ısınmanın ne anlama geldiğini çok iyi gösterdiğini ve insanlığın geleceği için CO2 salımı ile mücadele etmesi gerektiğini ortaya koyduğunu söyleyen Aybar, Türkiye'nin de 2009 başında taraf olduğu Kyoto protokolünün bunu öngördüğünü kaydetti.
İbrahim Aybar, bağlayıcı sonuçlar çıkmamasına rağmen Kopenhag'daki çevre konferansında da, karbon salımlarının 1990'lı yılların seviyesinde tutulabilmesi için sıcaklığın 2 dereceden fazla arttırılmamasının gerektiği sonucu çıktığına işaret ederek, bunun birçok teknolojik yatırım ve yenilenme gerektiğini, bunların maliyetinin Uluslararı Enerji Komisyonu tarafından 10,5 trilyon dolar, yani ABD'nin bir yıllık GSMH'sine eşdeğer olduğunun hesaplandığını belirtti.
Her ülkenin buna katılması ve fonların ayrılması gerektiğini, hiçbir şey yapılmazsa sıcaklık artışının 6 dereceye doğru gideceğine işaret eden Aybar, ulaştırma sektörünün karbon salımına katkısının da yüzde 16 olduğunu kaydetti.
Renault Mais Genel Müdürü Aybar, Avrupa Komisyonu'nun hesaplarına göre, 2010'da bir ton CO2 temizlemenin maliyetinin 15 avro, 20 yıl sonra ise bu maliyet 65 avro olacağından, bir an önce harekete geçmek gerektiğinin altını çizdi.
-''FLUENCE'IN ÜRETİMİ TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK ŞANS''
İbrahim Aybar, otomotiv sektörünün de bu yönde en önemli katkısının kullanımda sıfır Co2 katkılı elektrik motorlu araçlar olacağını söyleyerek, birçok markanın bu yılın sonundan itibaren elektrik motorlu araçların seri üretimine geçeceklerini ve bunu bazı ülkelerde başlatacaklarını kaydetti.
Renault Mais Genel Müdürü Aybar şöyle dedi:
''Renault'nun motorlu taşıtlarının içinde elektrik motorlu araçlarının üretimine Fluence modeliyle Türkiye'de başlamasıyla büyük bir şansa sahip olduk. Başka üç model daha var ama onlar Fluence'ın ardından gelecek. Elektrik motorlu aile otomobili olarak Fluence'ın Türkiye'de üretilmesi dünya otomotivi, Türkiye ve Renault için tarihi bir konu."
Türkiye'nin bu fırsatı kaçırmaması, bu otomobilin seri üretiminin sürekli ve başka modellerle de geliştirilerek Türkiye'de sürdürülebilmesi, Türkiye'de satılabilir hale gelmesi gerektiğini söyleyen Aybar, bu aracın getireceği ve henüz gelişmekte olan yeni bir teknolojinin Türkiye'de de gelişmesi, yan sanayinin yeni iş ortamları sağlaması, yeni nitelikli istihdam alanlarının yaratılması, yeni Ar-Ge imkanlarının doğmasının Türkiye'nin yeni ''knowhow'' olanakları yakalaması anlamına geldiğine işaret etti.
Aybar, Türkiye'nin geçmişte otomotiv teknolojisini onlarca yıl sonra ithal ettiğini, ancak bu sefer dünya ile eşzamanlı yakaladığını belirterek, seri üretimin devamlılığı için bu araçların Türkiye'de satılması, bunun için de temel satış argümanlarının yerine getirilmesinin gerektiğini kaydetti.
Fiziksel altyapı için elektrik şarj istasyonlarının kurulması ve yaygınlaştırılması gerektiğini, bunun için de İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile çok önemli bir anlaşma yaptıklarını anlatan Aybar, "Çok organize çalışıyorlar, memnunuz, çok kısa sürede birçok metropolitandan önce İstanbul'da bunun sağlanmasını umuyoruz. Belediye şu an istasyonların kurulacağı yerleri trafik yoğunluklarına göre belirliyor, etüdler yapıyor. Diğer belediyelerin de bu işe girmesini bekliyoruz. Toplam otomobil satışlarının yüzde 42'sinin olduğu İstanbul'da bu çok önemli ama diğer kentlerde de bunu bekliyoruz" diye konuştu.
-MEVZUAT DEĞİŞTİRİLMELİ-
Renault Mais Genel Müdürü Aybar, tüm dünyanın karbon salımına endeksli yol vergileri ve tescil vergileri getirdiğini ve sistemi yeni baştan oluşturduğuna işaret ederek, kullanımda sıfır CO2 yayan araçlar için İspanya, Portekiz, Avusturya, Hollanda, Danimarka, Fransa gibi ülkelerin özel destek sağladıklarını ve mevzuatlarını değiştirdiklerini belirtti.
Bu ülkelerin bu araçlardan vergi almadıklarını, bazı ülkelerin alımda nakdi katkı bile yaptıklarını vurgulayan Aybar, Türkiye'nin de Kyoto protokolünde gelişmiş ülkeler kategorisinde değerlendirilmesinden ötürü benzer yaklaşımların hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Aybar, ''Mesele sadece bir markanın elektrik motorlu araç üretmesi değil, sektörün bu alanda faaliyet gösterebilmesi'' dedi.
İbrahim Aybar, projeksiyon ve analizlere göre, Türkiye'de altyapı hazırlanır ve gerekli mevzuat değiştirilebilir ve 2011'den itibaren elektrikli araçların satışına başlanabilirse, 2015 sonuna kadar 30 bin elektrik motorlu araç satılmasının öngörüldüğünü belirtti.
Fluence büyüklüğündeki 30 bin aracın ortalama ÖTV gelirinin 300 milyon lira, MTV gelirinin de 40 milyon lira olduğunu ve ilk akla gelenin devletin 340 milyon lira gelirden mahrum kalmasının olduğunu söyleyen Aybar, ancak Paris'te yapılan araştırmaya göre, elektrik motorlu bir Fluence'ın şehir içinde dolaşmaya başlamasıyla, hava kirliğinden sağlanan yıllık tasarrufun bedeli 8 bin 492 avroyu bulduğunu, 30 bin araç için çevre temizleme amacıyla kamu yatırımlarından sağlanacak kazancın ise 510 milyon lira olduğuna işaret etti.
İbrahim Aybar, Türkiye'de Batı ülkeleri gibi araç eskidikçe alınacak verginin azalması yerine CO2 salımı arttıkça verginin yükseltilmesi uygulaması getirilmesinin gerekli olduğunu belirterek, Türkiye'nin Kyoto protokolüne taraf olarak çevreyi korumaya önem vermesi gerektiğini, finans kuruluşlarının da yatırımcılara bu kriterlere göre kredi verdiklerini kaydetti.
Renault Mais Genel Müdürü Aybar, şirket olarak çevre korumaya verdikleri önemi ''ECO2'' projesiyle hayata geçirdiklerini, çevre standardına uygun fabrikalarda üretim yaptıklarını, her bir aracın 140 gramdan fazla CO2 yaymaması ve araçların içindeki malzemenin yüzde 95'ten fazla geri dönüşebilir olması uygulamasına dikkat ettiklerini belirtti.
İbrahim Aybar, son analizlere göre, 2020 için dünyada en az 5 milyon elektrik motorlu araç öngörüldüğünü kaydetti.