Frid
05-12-2010, 13:06
http://im.haberturk.com/2010/12/05/578072_detay.jpg?1291550224
İşe gecikmek istemeyen patronlar ya evini işine yakın bir yere taşıyor ya da toplu taşımayı kullanıyor!
‘Zamanım değerli’ diyen iş adamları, trafikte geçirdikleri zamanı minimuma indirmek için birçok yolu deniyor. Trafikte yaşanan zaman kaybı iş hayatını olumsuz yönde etkiliyor. Vaktin nakit olduğu bu dönemde iş adamları özellikle sabah ve akşam yaşanan trafik yoğunluğuyla başa çıkmak için çeşitli yöntemler geliştiriyor. Trafik sorunuyla başa çıkmak için evini değiştirende var işini cep telefonundan yürütmeye çalışan da ya da sırf trafik yüzünden lüks makam aracını bırakıp işe toplu taşımayla giden de var.
‘ÇALIŞANLARIMIZIN İŞYERİNE YAKIN OTURMASI BİZİM İÇİN ÖNEMLİ’
Twigy Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel:
“Şirketimiz 92 yılından beri Fulya’da. Ben de iki yıl öncesine kadar Teşvikiye’de oturuyordum. Ofisin evime yakın olması trafik konusunu da rahatlatıyor. Şimdi de Kuruçeşme’de oturuyorum. Lokasyon olarak hem merkezi konumda olması hem de ofise yakın olmasından dolayı, işe giderken ve işten dönerken trafik sorunu yaşamıyorum. Yoğun trafik zamanlarında da ofisten geç çıkabiliyorum. İş ilanlarımızda çalışanlarımızın trafik konusunda zorluk çekmemesi için özellikle Avrupa yakasında oturmaları bizim için önemli bir konu. Ayrıca ofise yakın oturanları da tercih ediyoruz ki trafiği minimalize etmek amacıyla.”
‘İŞLERİMİ BLACKBERRY’DEN HALLEDİYORUM’
Tamek Operasyon Direktörü Serdar Özakar:
“Bizim şirketin Genel Müdürlük çalışanları İstanbul trafiğiyle baş edebilmek için zaten olabilecek en erken saatte mesaiye başlıyor: 07.30. Bu sayede ben de sabah saatlerinde trafikle pek fazla cebelleşmiyorum. Akşam ise şirketin Ulus’taki merkezinden karşıya kolayca geçebilmek için normal koşullarda 17.15’te yola koyulmam gerekiyor. Biraz daha gecikirsem daha ileri saatlere kadar bu yakada kalmayı tercih ediyorum. Ya işyerinde kalıp çalışmaya devam ediyorum ya da özel işlerimi hallediyorum. Trafikte takılırsam telefonla ya da Blackberry ile mesaiye devam ediyorum aslında.”
‘Trafik yüzünden evimi değiştirdim’
Aşçıoğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Aşçıoğlu:
“Birkaç yıl önce Tarabya’da oturuyordum işyerim ise Fulya’daydı trafikte çok fazla zaman kaybetmeye başladım evim gerçekten çok güzel olmasına rağmen sırf trafik yüzünden Tarabya’daki evimi bırakıp Fulya’ya taşındım. Ofisimle evimin arasında 50 metre mesafe var sabah mesai saatine kısa bir süre kala yürüyerek işime gidiyorum. Yaklaşık 5 dakikada işte oluyorum.”
‘Toplu taşımayı kullanıyorum'
Pfizer Türkiye Genel Müdürü Melih Memecan da İstanbul’da trafik sorunu yaşayanlardan biri. “Prensip olarak işe gelirken trafikte bir araç eksik olsun diyerek mutlaka toplu taşıma araçlarını kullanıyorum” diye konuşan Memecan, sözlerine şöyle devam ediyor: “Evden Bostancı iskelesine, oradan da deniz yolu ile Avrupa Yakası’na geçiyorum. Bundan çok çok memnunum. Hem her gün en az yarım saat trafikten kazanmış oluyorum hem de çok sevdiğim kitap okuma alışkanlığımı sürdürebiliyorum. Diğer taraftan bakıldığında ise hayatın içinde kalmaya devam edebiliyor, İstanbul’un güzelliklerini yerinde yaşayarak günüme başlıyorum. İnsanları gözlem şansım da oluyor. Bununla da kalmıyor, hafta sonları da trafik sorunumuzu hafifletmek amacıyla eşim ile birlikte şehrin araba ile çok güç ulaşılabilen bir dolu yerine Vespamız ile rahatça gidebiliyoruz.”
HABERTURK
İşe gecikmek istemeyen patronlar ya evini işine yakın bir yere taşıyor ya da toplu taşımayı kullanıyor!
‘Zamanım değerli’ diyen iş adamları, trafikte geçirdikleri zamanı minimuma indirmek için birçok yolu deniyor. Trafikte yaşanan zaman kaybı iş hayatını olumsuz yönde etkiliyor. Vaktin nakit olduğu bu dönemde iş adamları özellikle sabah ve akşam yaşanan trafik yoğunluğuyla başa çıkmak için çeşitli yöntemler geliştiriyor. Trafik sorunuyla başa çıkmak için evini değiştirende var işini cep telefonundan yürütmeye çalışan da ya da sırf trafik yüzünden lüks makam aracını bırakıp işe toplu taşımayla giden de var.
‘ÇALIŞANLARIMIZIN İŞYERİNE YAKIN OTURMASI BİZİM İÇİN ÖNEMLİ’
Twigy Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel:
“Şirketimiz 92 yılından beri Fulya’da. Ben de iki yıl öncesine kadar Teşvikiye’de oturuyordum. Ofisin evime yakın olması trafik konusunu da rahatlatıyor. Şimdi de Kuruçeşme’de oturuyorum. Lokasyon olarak hem merkezi konumda olması hem de ofise yakın olmasından dolayı, işe giderken ve işten dönerken trafik sorunu yaşamıyorum. Yoğun trafik zamanlarında da ofisten geç çıkabiliyorum. İş ilanlarımızda çalışanlarımızın trafik konusunda zorluk çekmemesi için özellikle Avrupa yakasında oturmaları bizim için önemli bir konu. Ayrıca ofise yakın oturanları da tercih ediyoruz ki trafiği minimalize etmek amacıyla.”
‘İŞLERİMİ BLACKBERRY’DEN HALLEDİYORUM’
Tamek Operasyon Direktörü Serdar Özakar:
“Bizim şirketin Genel Müdürlük çalışanları İstanbul trafiğiyle baş edebilmek için zaten olabilecek en erken saatte mesaiye başlıyor: 07.30. Bu sayede ben de sabah saatlerinde trafikle pek fazla cebelleşmiyorum. Akşam ise şirketin Ulus’taki merkezinden karşıya kolayca geçebilmek için normal koşullarda 17.15’te yola koyulmam gerekiyor. Biraz daha gecikirsem daha ileri saatlere kadar bu yakada kalmayı tercih ediyorum. Ya işyerinde kalıp çalışmaya devam ediyorum ya da özel işlerimi hallediyorum. Trafikte takılırsam telefonla ya da Blackberry ile mesaiye devam ediyorum aslında.”
‘Trafik yüzünden evimi değiştirdim’
Aşçıoğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Aşçıoğlu:
“Birkaç yıl önce Tarabya’da oturuyordum işyerim ise Fulya’daydı trafikte çok fazla zaman kaybetmeye başladım evim gerçekten çok güzel olmasına rağmen sırf trafik yüzünden Tarabya’daki evimi bırakıp Fulya’ya taşındım. Ofisimle evimin arasında 50 metre mesafe var sabah mesai saatine kısa bir süre kala yürüyerek işime gidiyorum. Yaklaşık 5 dakikada işte oluyorum.”
‘Toplu taşımayı kullanıyorum'
Pfizer Türkiye Genel Müdürü Melih Memecan da İstanbul’da trafik sorunu yaşayanlardan biri. “Prensip olarak işe gelirken trafikte bir araç eksik olsun diyerek mutlaka toplu taşıma araçlarını kullanıyorum” diye konuşan Memecan, sözlerine şöyle devam ediyor: “Evden Bostancı iskelesine, oradan da deniz yolu ile Avrupa Yakası’na geçiyorum. Bundan çok çok memnunum. Hem her gün en az yarım saat trafikten kazanmış oluyorum hem de çok sevdiğim kitap okuma alışkanlığımı sürdürebiliyorum. Diğer taraftan bakıldığında ise hayatın içinde kalmaya devam edebiliyor, İstanbul’un güzelliklerini yerinde yaşayarak günüme başlıyorum. İnsanları gözlem şansım da oluyor. Bununla da kalmıyor, hafta sonları da trafik sorunumuzu hafifletmek amacıyla eşim ile birlikte şehrin araba ile çok güç ulaşılabilen bir dolu yerine Vespamız ile rahatça gidebiliyoruz.”
HABERTURK