Orijinalini görmek için tıklayınız : Ne Güzel Cahildik..
Ne güzel cahildik; Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Dışarıda kar... Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki. Kuzinenin üzerinde demir maşa... Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış ...sabahı ve kızarmış ekmek kokusu... Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi... Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım... Dışarıda kar... İçeride kanaat... İçeride huzur... Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk. Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu. Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar... Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası... Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi? Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı. Çay da kokardı... Domates de... Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu. Dışarıda kar... İçeride huzur... Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi... Kimin umurunda... Ne güzel cahildik. Mutluluğun resmini çiziyorduk..
Alıntıdır.
nakayama
18-12-2010, 13:58
Çok güzel bir yazı :)
köyde aynı hayatı yılda 5-6 kere yasıyorum cok sukur. ne tv ne telefon. sadece doga ahsap koy evımız ve yanan talas sobamız. sabah tulumbadan su cekıp tandırda ekmek pısırıyoruz. eskı hayat bambaska ya. ama ordakılere sorsan burdan sıkıldık sıkılıyoruz dıyorlar. ıstanbuldakıne sorsan köy hayatına hasretiz diyorlar.
güzel yazı paylaşım için teşekkürler.
teşekkürler butonu yok :)
Çok güzel yazı..insan elindekilerin kadrini,kıymetini onları yitirince daha iyi anlıyor..
çok güzel bir yazı doğrusu
şöle bir düşündüm de
dün akşam mesela saat 17:30 herkes evde
18:10 herkes sofrada
18:35 kimse yok
ben salonda tv başında
hanım mutfakta tv başında
büyük oğlan (11 yaşında) odada tv başında
küçük oğlan (4 yaşında) odasında pc başında
20:00 çay saati herkes bir arada
tv kumandası bende 3 kanal izleniyor
küçük oğlan bu sefer notebook başında
22:00 çocuklar yatakta ve biz hala tv başında 2 kanal arası zap
işte bir türkiye gerçeği
nerde eski zamanlar
oyuncaklarımızı bile kendimiz yapar kaybettiğimiz veya kazandığımız misketleri sayardık
bırakın oturduğumuz apartman komşularını tüm mahalleyi tanır selamlaşırdık
şimdi ise öyle mi daha yan komşumuzu bile tanımıyoruz
ahhh ahhh eski günler
tebrikler arkadaşım güzel bir yazı
cok guzel yazı olmus sagol elıne saglık ;)
biraz da herşeyin elinin altında olmasıyla alakalı, insan bi süre sonra kendini mecbur ve eksik hissediyor bilgisayarlara tvlere karşı, ama atıyorum ben tatildeyken pc ve tv bulamadığımda aramıyorum, ortamda bişeyler yapmaya çalışıyorum daha sosyal olunuyor, evde olıyım oturayım yapacak bişey bulamıyorum pcnin odada olduğunu(pcde yapcak işim olmamasına rağmen) düşünmek yetio pc başına gitmeme, tvde bişey olmasa bile tv izlemek ihtiyacı duyuyorum , sebepsiz yani, eğer elimizde olmasa bunlar bu imkanlar, daha sosyal olunabilir.. keşke eskisi gibi olsa herşey ,
özellikle bu durum karşısında,elektrikler kesildiğindeki ortam paha biçilemez, elektronik hiçmi hiçbişey yok, herkes birbiriyle sohbet muhabbet içinde, daha birlikte daha samimi
Bu sene ben de yaşıcam köy hayatını kismetse şöle bi karadeniz yapalım kendimize gelellim.
eline saglık güzel paylaşım.Sonumuz hayr ola.
EmreAygun
18-12-2010, 14:23
Gerçekten Çok Güzel Bir Paylaşım Olmuş. Çok Teşekkürler.
Çok guzel paylaşım,elıne sağlık..
SekoLive
18-12-2010, 14:34
çok güzel bir yazı doğrusu
şöle bir düşündüm de
dün akşam mesela saat 17:30 herkes evde
18:10 herkes sofrada
18:35 kimse yok
ben salonda tv başında
hanım mutfakta tv başında
büyük oğlan (11 yaşında) odada tv başında
küçük oğlan (4 yaşında) odasında pc başında
20:00 çay saati herkes bir arada
tv kumandası bende 3 kanal izleniyor
küçük oğlan bu sefer notebook başında
22:00 çocuklar yatakta ve biz hala tv başında 2 kanal arası zap
işte bir türkiye gerçeği
nerde eski zamanlar
oyuncaklarımızı bile kendimiz yapar kaybettiğimiz veya kazandığımız misketleri sayardık
bırakın oturduğumuz apartman komşularını tüm mahalleyi tanır selamlaşırdık
şimdi ise öyle mi daha yan komşumuzu bile tanımıyoruz
ahhh ahhh eski günler
tebrikler arkadaşım güzel bir yazı
bu msjda yazı kadar güzel olmuş :)
Okudukça eskilere gitmeyen eski günlerini göz önüne getirmeyen yoktur herhalde ...
Özlemişim eski zamanları...
Teşekkürler
road runner
18-12-2010, 14:48
güzel yazı :icon_tup:
cidden güzel yazıydı,eskilere gidip geldik bir anda....teşekkürler...
aliergun
18-12-2010, 15:13
Çok güzel yazı. Teşekkürler.
Çok şükür bende sobada kestane, portakal kabuğu ve ekmek kokularını duydum.Şanslı hissediyorum kendimi.
Dynatech
18-12-2010, 15:21
Gerçekten çok güzel yazmışsın. Ama bir nokta var ki ne güzel cahildik yerine , KİRLENMEMİŞTİK demek lazım. Zihnen ve bedenen zehirlendiğimiz bu dünyada, yazdığın günleri insan çok özlüyor..
Eline sağlık bende yaşıyorum bu yazılanları sıksık ben çarşıdan çok köyü severim doga manzara kafa dinleme ustunuzdeki bütün yükler atılıyo ya mükemmek bişey köy gibisi yok bence
Ne güzel cahildik; Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Dışarıda kar... Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki. Kuzinenin üzerinde demir maşa... Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış ...sabahı ve kızarmış ekmek kokusu... Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi... Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım... Dışarıda kar... İçeride kanaat... İçeride huzur... Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk. Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu. Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar... Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası... Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi? Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı. Çay da kokardı... Domates de... Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu. Dışarıda kar... İçeride huzur... Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi... Kimin umurunda... Ne güzel cahildik. Mutluluğun resmini çiziyorduk..
:icon_tup: güzel bir yazı teşekkürler
çok güzel bi yazı gerçekten benim pc de de kayıtlı.malesef gerçekler :( bu var bide.
Hayat ne garip bugünlerde ; Mallarımız arttı, keyfimiz azaldı !..Daha büyük evlerde kalıyoruz ama daha küçük ailelerde yaşıyoruz..! Konforumuz arttı ama zamanımız daraldı !..Diplomamız bol ama sağduyumuz az..! Uzmanlıklar arttı ama sorunlar çoğaldı !..İlaçlar çoğaldı, hastalıklar arttı..! Sorumsuzca para harcıyoruz a...ma az gülüyoruz..! Trafikte çok hızlıyız ama çabuk parlıyoruz !..Akşam geç yatıyor, sabah yorgun kalkıyoruz..! Az kitap okuyor, çok televizyon seyrediyoruz !..Varlığımızı arttırdık ama değerlerimizi yitirdik..! Çok konuşuyor ama az gönül veriyoruz ve bol yalan söylüyoruz !..Para kazanmayı öğrendik ama yuva kurmayı beceremedik..! Hayata yıllar ekledik, yillara hayat katamadık !..Ay' a kadar gidip dönmeyi biliyoruz ama komşumuza geçmek için karşıya geçmiyoruz..! Uzaya ulaştık ama ruhun derinliklerine inemiyoruz !..Havayı temizledik ama ruhları kirlettik..! Atomu parçaladık, önyargılarımızı yıkamadık !..Çok yazıyor ama az gelişiyoruz..! Daha çok plan yapıyoruz ama daha az sonuç alıyoruz !..Acele etmeyi öğrendik ama sabırlı olmayı asla..! Gelirimiz arttı, karakterimiz zayıfladı !..Tanıdıklar çoğaldı, dostlar eksildi..! Çabalar arttı ama mutluluklar azaldı !..Bilgisayar ağları kuruyoruz, bilgi otoyolları inşa ediyoruz ama kendi aramızdaki iletişimde zorlanıyoruz..! Dünya barışı der, silahlanırız !..Daha mutlu olmak için somurtarak çalışırız..! Yani bugünlerde ; Eve çift maaşın girdiği ama çiftlerin boşandığı !..Güzel evlerin yuva olamadığı..! Kısa seyahatlerin, kağıt mendil gibi ilişkilerin ; Yıka çık gönüllerin, tek geceliklerin !..Kilo dertlerinin ve derde deva vitaminlerin..! Vitrinlerin dolu ama gönüllerin boş olduğu ; Günlerde yaşıyoruz !...*
crazydog
18-12-2010, 15:52
çok güzel bir yazı
soba üstünde kızarmış ekmek , kestane , portakal kabuğu allahtan bunları hatırlıyorum bende hatta kedimle sobanın yanında kıvrılıp uyudugumu bıle bılıyorum :) ne güzeldi yaa
teşekkürler herkese. yazı benim değil fakat, alıntı olduğunu belirteyim. yazan kimse asıl onun ellerine sağlık. gerçekten eski günleri çok özler olduk. bu yazı tercüman olmuş.
Köy hayatı......Artık öyle bir hayat olduğundan bile şüpeliyim yıllardır orjinal bir köye gidip gelirim artık ordada pek çok şeyler değişti.Ekmek çarşı diyilen şehir merkezlerinden geliyor yumurtayı köydeki bazı evlerden satın alıyosun yoksa oda aynı şekilde çarşıdan,süt sabahları erken kalkarsan bi bardak gerisi erken satılmak üzere çarşıya gider.Sobada ise kestana pişiren bir büyük bile olmaz.Bazı köyler kalmıştır belki ama onlarda yavaş yavaş gidiyor gibi artık.%100 aynı olanların ise gerçek olduğuna pek inanmak gelmiyor sanki tatil köyü gibi geliyorlar. :(
fatih(fb)
18-12-2010, 19:15
bindik bi alamete gidiyoz kıyamete...:)
cok güzel yazmıslar yaa hersey tadında güzel aslında :)
16 yaşıma kadar yaz boyu yazılanların tamamını yaşıyordum , çok güzel günlerdi . Ondan sonra yazları çalışmaya başladım , yaza kadar okul sonrası iş koşuşturması . Bayram seyran yazları bir kaç hafta gitme fırsatı bulurum inanın insan yenileniyor gibi bir his veriyor :icon_tup:
HondatugraL
18-12-2010, 19:29
koye gıttıgımde bu yazıları az cok yasıyorum ve gercekten koyde daha mutluyum sehıre gore :)
Allahtan memleketim Bilecik şurdan 2saat yol yakın bari de her canım istediğimde telefondan internetten uzak zaman geçirebiliyorum, hele bide o kömür sobasının üstünde kızarmış ekmek kokusuyla uyanmak varya kahvaltı da bide sürersin ekmeğin üstüne tereyağ ile salçayı ooh mis :)
Okurken burnuma geldi o kızarmıs ekmegin kokusu.
Yaslandık yahu.
Ne güzel cahildik; Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Dışarıda kar... Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki. Kuzinenin üzerinde demir maşa... Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış ...sabahı ve kızarmış ekmek kokusu... Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi... Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım... Dışarıda kar... İçeride kanaat... İçeride huzur... Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk. Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu. Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar... Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası... Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi? Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı. Çay da kokardı... Domates de... Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu. Dışarıda kar... İçeride huzur... Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi... Kimin umurunda... Ne güzel cahildik. Mutluluğun resmini çiziyorduk..
Alıntıdır.
Ne güzel cahildik... ve daha samimiydi hayat sanki değil mi ? daha basit yaşanıyordu ama mutlulardı.. daha az kazanıyordu ama huzurlulardı..
Teşekkürler kanka çok güzel bir yazı ;)
Harika bir yazı teşekkürler :icon_tup:
eskiden bilyeli arabalar vardı ne ses çıkardı onları sürerken :) ipli topaçlar vardı at hızlı çek :) telli plastik arabalar,çelik çomak,misket oynardık,gazos kapaklarıyla baş başaltı,simit oyunu,saklambaç,bezirgan başı :D güzeldi o günler...
İnsan büyüdükçe ihtiyaçları arttıkça sahip olmak istedikleri şeylere ömrü yetmedikçe karışıyo bu hızlı hayata bi karmaşa alıyo insanı sorma gitsin
gerçeklerden bi haber günlerimiz için gelsin. paylaşım çok güzel
zaman canlılar dahil herşeyi değiştiriyor iyi yada kötü iste yada isteme herkesde bunun bi parçası ...
tursurayn
19-12-2010, 18:23
güzel yazı için teşekkürler...
güzel bi paylaşım,teşekkürler
phantomLord
19-12-2010, 18:58
cok güzel bir yazıydı.
ocean0636
19-12-2010, 19:56
Çok guzel paylaşım, eline sağlık.
harika bir yazı paylaşım için tşk
elinw koluna saglık gercekten özlenılecek bır hayat
Küreselleşme;tüketim toplumu olmanın bir sonucu..22 yaşındayım ama en azından bazı şeyleri yaşayabildiğim için mutluyum ben de..Hiç olmazsa sokakta oynadım.Ama abimin 6 yaşındaki çocuğunu bugün sokağa benim bile çıkarasım gelmiyor;çünkü "eski" yok artık sokakta..
TolgaEsentepe
20-12-2010, 03:04
Kışın deli gibi kartopu oynayıp sırılsıklam eve gelip giydiğin yün çorapla ayaklarını direk sobaya yaslamak 2 3 sn sora gelen acı ve yanık kokusu :) sobanın üzerindeki tellerde çamaşır kurutmak ve o çamaşırların is kokması :) tuvalet evin dışında diye sabaha kadar çişini tutmak ya da evdeki büyüğü kaldırıp onunla beraber gitmek :) daha neler neler yaa ne kadar güzel zamanlardı..
Powered by vBulletin® Version 4.2.5 Copyright © 2025 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.