PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Şu Yazıyı Okumanızı Tavsiye Ederim..



mcanx
16-07-2011, 10:52
Şike Operasyonu “Öcalan Affını” Kitleselleştirme Operasyonudur

Haberler
13 Temmuz 2011

“İleri Demokrasi” sağolsun, dünyada yargı ve operasyon kelimelerini rahatlıkla yanyana kullanabileceğiniz ender ülkelerden biridir Türkiye.

Günlerdir gündemi meşgul eden “şike” operasyonu bu yönü ile tek parti AKP’nin döneminde alışık olduğumuz cinsten bir yargı operasyonu. Dalgaları , polisleri, savcıları ve hakimleri ile “Ergenekon”la başlayan yargı operasyonlarının tipik bir kopyası adeta. Hatta herkesin (Fenerbahçeliler hariç tabi) üzerinde nefret etmekte uzlaştığı bir “Veli Küçük”‘ü bile var : Aziz Yıldırım.

Bu operasyonla birlikte, her darbe sonrası dönemin tipik özelliği olan kitlesel yargı operasyonlarının aşağıdaki ayaklar üzerine kurulduğunu söyleyebiliriz :

1) Topluma pazarlanacak ulvi bir misyon : Huzur, Demokrasi, Temiz Toplum

2) Bu ulvi misyonu halka pazarlayacak misyoner kalemler : Nazlı Ilıcak, Altanlar, Rasim Ozan, Şamil Tayyar

3) Kolayca şeytanlaştırılabilecek olağan şüpheliler : Veli Küçük, Aziz Yıldırım

4) Normal beşeri ilişkileri “örgütsel ilişki” olarak pazarlayacak yaratıcı hukuk ve propaganda teknikleri

5) Araya serpiştirilmiş gerçek suçlar ve suçlular

6) Savcılar değil medya üzerinden yürütülen bir soruşturma süreci

Kısacası algılarla gerçeklerin, suçlularla masumların, savcılarla devletin, gazetecilerle istihbaratçıların, bavullarla dosyaların insaf tanımayan bir kazanda karıldığı bir zebani sofrasında yaşanıyor bütün bunlar.

“Fenerbahçe, Aziz Yıldırım gerçekten şike yaptı mı, yapmadı mı” sorusu bu operasyonun en önemsiz sorusu.

Kalpazanlıktan yargılanmaktan milletvekili olması sayesinde kurtulan adamın Başbakan olduğu , yolsuzluktan yargılananın Adalet Bakanı olduğu, yazdığı kitaplarla onlarca insana attığı iftiradan alacağı cezalardan kurtulması için iftiracıların AKP milletvekili yapıldığı bir ülkede fenerin kendisi de, aydınlattığı bahçe de şikedir.

Türk futbolunun mafya-siyaset-ticaret üçgeninde oynanan bir sirk olduğu yıllardır bilinen ve ciddi bir çok araştırmacının kitapları ile ortaya koyduğu bir gerçek. Fenerbahçe’nin sadece bir spor kulübü değil devasa bir rant köprüsü olduğu ve bu köprü üzerinden silah sanayinden, gıda sanayine kadar bir çok akışın gerçekleştiği de ortada. Fakat son şike operasyonun asıl hedefi bu “şike” ağını ortaya çıkarmak değildir. “Ergenekon” operasyonlarının asıl hedefinin darbeyi ortaya çıkarmak olmadığı gibi.

Şike operasyonlarının asıl hedefi “Ergenekon” sürecinin asıl hedeflerinden biri olan “Öcalan affına” yönelik hazırlanan zemini tabana yaymaktır.

Nasıl olacağını anlatayım..

Bugüne kadar “Ergenekon” sürecindeki yargı operasyonları toplumun geniş kesimlerine dokunmadı. Derin çukurlar açan devasa inşaat makinalarını çekirdek çıtlayarak izleyen yurdum insanı gibi güvenli bir mesafeden binbir yorum eşliğinde, aidiyet duymadığı camiaların ve devletin bir iç savaşı olarak izledi bu süreci milletimiz. Filler savaşırken, bazı çimler ezildi ama çoğu seyretti.

Birileri bu küresel dönüşüm operasyonu çerçevesinde “Öcalan affını” çıkarmayı kafaya koyduysa, bu affın meşruiyet zeminini geniş kitlelere yaymaya ihtiyacı var. Cevat Öneş , Cengiz Çandar gibilerinin yıllardır kustukları bu toprağa gübre olmuyor. Raporlar ve röportajlarla verilen sinyal ancak bürokrasiye ve sınırlı bir kitleye ulaşıyor.

“Öcalan affı” için gerekli olan “yetti artık, bu sistem tıkandı, temizlensin bu karmaşa”, “bize beyaz sayfa lazım” hissinin kitlelere zerkedilmesi için dalga dalga yayılacak şike operasyonları ideal dinamiği sunacaktır.

“Dalga dalga” tekniğinin kendisi, amacın bir örgütü ortaya çıkarmak değil, toplumu dalgalarla sersemletmek olduğunun temel göstergesidir. “Dalga dalga” yapılan operasyonlarla ancak dalgalar üstüne göstere göstere gelirken hala yerinde duracak kadar salak örgütleri ve onların lider kadrolarını yakalarsınız. Ya da dalga dalga istediğiniz örgütü örersiniz.

Sürekli darbe “Ergenekon”‘un propagandisti Rasim Ozan Kütahyalı yeni dalgaların geleceği ve en az 140 kişinin daha gözaltına alınacağını müjdeledi bile. Emniyetin müdürlerine yağ çektiği cümlelerden hemen sonra.

Dalga dalga yayılacağı anlaşılan bu yeni yargı operasyonu, Türkiye’deki hukuksal sistemdeki ve bağlantılı sosyal/idari yapıdaki düğümlenmeyi daha da derinleştirecektir. Ve bu sefer toplum mühendislerinin üzerinde algı operasyonu yapabileceği kitle çok daha geniş halk kitlelerini kapsamaktadır.

“Genel af” görünümlü “Öcalan affı” sözkonusu kitlelerin duygusal bıkkınlığının ve kafa karışıklığının zirve yaptığı dönemde topluma daha kolay pazarlanabilecek bir ürün olarak vitrine çıkarılacaktır.

Amaç suçu ve suçluyu bulmak değil, dönüşümdür. Yargı o yüzden bir norm olmaktan çıkıp, bir dönüşüm manivelasına dönüşmüştür.

İşte bu dönemde herkesin sevmekte veya nefret etmekte uzlaştığı Fenerbahçe birileri için her yönü ile sembolik ve her yönü ile kullanışlı bir zıplama tahtası olacaktır. Merkeze Fenerbahçe alınarak örülecek futbol kaosunun mimarları için, şehitleri yerde yatarken sokağa dökülmeyen ama Aziz Yıldırım için sokaklara dökülen kitlelerin ne anlama gelebileceğini siz düşünün.

Marx’ın sözünü Türkiye’ye uyarlamamız gerekirse.

Futbol, kitlelerin dönüştürücüsüdür ve bu yönüyle Yeni Devlet’in en önemli aygıtıdır.

tool
16-07-2011, 10:55
siyaset yasaktir