İşe kaptırmışım...
Printable View
Önce o çayın bir fotoğrafını göreyim ama...
Çay işin bahanesi be canım...
Bu gece aracı çalıştırıp rodaja çıktım ve kol çıkardım.
Çok ciddiyim....
Yolda sigara yaktım, duman çıksın diye camı açtım, kolumu da (daha doğrusu dirseğimi) camdan çıkacak şekilde yasladım oraya.
Kendi kolumu kendim çıkardım yani.
Oh be.
An itibarı ile üzerinde 20 Km olan motorun ilk yağını değiştiriyorum.
Fotoğraflar, ayrıntılar uyuyup uyandıktan sonra.
(Bu arada gerçekten canımı sıkan bir şey var aslında. Akü sizlere ömür. Yarın alırım.)
Konu ile ilgili yoruma gerek yok bence,
benim dikkatimi çeken sigarayı bıraktık sanırım, önceden çay sigara olurdu şimdi sadece çay :)
Sırayla okurken bi anda inme geldi abi napiyosun ya :)
Sorunsuz rodajlar. ☺
ödüm patladı
Bende her sabah yatak sarıyorum.. :) :)
Daha yeni motoru 5000 devire çıkarmak hele hele gazı bırakıp cut-out konumda kompresyona bindirmek doğru değil bence. İlk 300 km tam bir emekli teyze modunda 3000 deviri hiç geçmeden ve durmak için önce boşa atıp sonra frene basarak kullanmak. Sonra sonra yavaş yavaş aracı kompresyona düz yolda bırakma ve yokuş aşağı kompresyondan kaçınmak. Toplam 600-700 km bittikten sonra biraz daha devir ve hafif yokuşlarda kısa aralıklı komresyonlu kullanarak rodaj yapmak mantıklı. Henüz ilk mineral yağını değiştirmediğiniz yeni marş bastığınız aracın 5000 devir ve kompresyona bırakılması bence doğru değil. Rodaj çabuk tamamlanıp hemen bir yarışa çıkılacak olsa daha sert bir operasyonda yapılır ama günlük binilecek makinaya doğru bulmadım.
Abi samimi diyorum korktum nedense kol cıkardım'ı görünce masallah emek ayrı birşey maddi manevi dedikleri olay bu olsa gerek :D
hakan abinin palet şakası aklıma geldi :D
http://i.hizliresim.com/1Lr5nj.jpg
Detaylar demiştim, sonra salladım. Kusura bakmayın.
Motorun yağını, suyunu kontrol edip bir de huyunu göreyim dedim.
Ana röleyi, bobinleri, bujileri, hatta ve hatta (yük olmasın diye) alternatör, su pompası kayışlarını dahi söktüm.
Maksat marşa basıp yağ pompasının basınç üretip üretmediğini görebilmek.
Aküye baktım, 14 küsür Volt gösteriyor. İki gündür şarjda...
Marşa bastım, bildiğin can çekişen gergedan yavrusu.
Daha viaaa diyemeden ruhunu teslim etti akü.
Kafama şaapiim ben. Trafik mrafik olmasın diye geceyi bekledim, ama bütün gün aküye yük testi yapmadım.
Gecenin bi saatinde ne yapılır derken, aklıma Radyo/CD player için kullandığımız o meşhur genç irisi akü geldi.
Ama, onun da bir ayağı çukurda...
Dana gibi aküyü bagaja koydum, çekmecelerden birinden bulduğum kablo artıkları ile bir şekilde aküleri bağladım, şarj aletini taktım, hemen gidip çay yaptım.
Madem beklenecek, keyifle beklerim ben de.
Buyrun, zavallı akü takviyesi şeysi...
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/923/9mSXNW.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/922/Drs8ZN.jpg
Akü yuvası, akünün kendisi de leş gibi, fotoğrafı koyarken utandım.
Ama sonra pırıl pırıl yaptım.
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/922/V5r1YR.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/924/GVwd7O.jpg
Kutup başı bulamadım, Kablo kıskaçlarımı da iş bittikten sonra buldum, ama elimi çekmeceye atınca küçük işkenceleri gördüm.
İşe yaradı sonuçta...
Neyse...
Aküleri bir şekilde motoru çevirebilecek düzeye şarj ettim.
Sonra video çektim:
https://www.youtube.com/watch?v=KN8u...ature=youtu.be
O sondaki "oh" sesi var ya....
Sonra bütün söktüklerimi yerine takıp marşa bastım.
Bunu yaparken de video çektim.
Ama şunu öğrendim:
Fotoğraf ya da video çekerken kamera lensine önce bir bakmak lazım.
Lens yağa bulanmış ise o videodan hayır gelmiyor.
Bir çeşit uzaylı istilası videosu gibi oldu, ne olduğu anlaşılmıyor.
Bütün kontrolleri yaptım, radyatöre antifriz ekledim, avans kalibrasyonunu yaptım (2 derece kaçıktı).
Supercharger kayışını takmadım ama.
Dayanamam, kötü olur...
Sonra, çıktım yola...
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/924/26chKj.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/924/RuqbXM.jpg
28.5 Km sonra lifte alıp yağ değiştirdim.
Bir de böyle paranoyaklığım var benim..
Yağ değiştirirken, tapa yan tarafta olduğu için, bütün yağ aksın diye böyle yamultuyorum arabayı.
En az 1 saat bekliyorum.
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/923/TuCGCE.jpg
Çıkan yağı temiz bir bez ile süzdüm, metal artığı aradım, yoktu.
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/923/FSiokI.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/923/H8p7nT.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/923/n1oBPT.jpg
Sonra çıkan filtreyi de kesip inceledim.
Bir - iki pırıltı gördüm orada...
Yağ filtresinin içindeki pileli filtreleme zamazingosu:
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/921/bsX1Tp.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/924/ZZP45z.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/924/HGG0nJ.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/921/9vSQEC.jpg
Bu son işleri yaparken saat sabahın beşi olmuştu.
Her şeyi öylece bırakıp paydos ettim.
Bu gün ilk iş gidip akü aldım.
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/921/GBUzlI.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/923/bBkYGd.jpg
600 Amper.
(60, 72, 97.3, bunlar işe yarayan değerler değil. Önemli olan akünün marş basabilme kapasitesi. Teknede sintine pompası çalıştırmak için almıyoruz ki bunu.)
Hatta, tıklayın: http://www.techturkey.com/forum/maka...-okuyunuz.html
Aküyü takarken de epey iş çıkardım kendime..
Akü yuvasına güzelce sığdı da, alçak geldi.
Tamam bir önceki de alçak gelmişti, ama o zaman garaj maraj yoktu, ben de evin önünde fiti fiti takıvermiştim.
Akünün altına taban yapayım dedim.
Ortalıkta malzeme adına sadece tahta var ama. MDF filan.
Cem Yılmaz'ın tahta konusundaki yaklaşımına ben de katılıyorum. Üstelik ıslanır, çürür, rezillik olur.
Aklıma dolaptaki polikarbon levha artıkları geldi.
İndirdim benim tezgahı raftan...
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/921/57FEdl.jpg
Yani, şu tezgah: http://www.techturkey.com/forum/do-i...gah-yaptm.html
Sonra, o artık polikarbon plakaları kesip hazırladım, değil akünün ağırlığı, arabayı bile taşıyabilecek bir tabla yaptım.
Amaç etrafında hava dolaşımı olacak, o sayede rutubeti hapsetmeyecek bir taban yapmaktı, oldu da..
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/924/ZrtX3g.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/922/VpMxU3.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/923/5bCuM0.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/923/vGTh57.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/924/Nh6f6z.jpg
Kilit yerlerinden sıcak tutkalla "mıhladım", canavar...
Çok da güzel oldu, tamam mı.
Velet artık özgür...
Ama hala üzerinde 2016 sonbaharının pisliği var.
Tamam, leş gibi işte.
Bu kadar iş yaptım, temizlerim de.
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/924/HaHa7O.jpg
Bu konuda aramızda dehşet bir fikir ayrılığı var.
Yeni bir motor için ilk 30 kilometre çok önemli, çünkü asıl rodaj bu süre içinde oluyor.
Rodaj derken, tek ve en mühim şey metal-metal temasının olduğu segmanların yerlerine çepeçevre oturması.
Tüm yataklı temas noktaları bir yağ tabakası üzerinde çalıştığı için, pushrod V8 gibi eksantrik milinin alt katta olduğu motorlar hariç olmak üzere, bu temas noktalarının rodajı aslında yok.
(Pushrod V8 motorlarda rodaj esnasında bir ısıl sertleştirme işlemi vardır, o yüzden ilk çalıştırmada rölanti oldukça yüksek tutulur - ama konumuz farklı burada)
Yataklı "temas" noktaları gerçekten temas ediyorsa, geçmiş olsun zaten.
Neyse, gelelim segmanlara.
Son 10, belki de 15 yıl içinde rodaj çok farklı ele alınır oldu.
Herkesin üzerinde mutabık kaldığı husus, segmanların silindir duvarlarına çepeçevre temas ederek gerekli aşınmayı sağlayıp uyumlu hale getirmek.
Ama, burada segmanın kendi yay özelliği yetmiyor.
Yanma odasının basınçlı gazlarının o segmanın arkasına girip segmanı dışarı zorlaması lazım.
Bu zorlama işlemi de en sağlıklı şekilde kompresyonda, yani silindir vakumda aşağı inerken oluyor.
Hatta, rodaj işlemini fren sistemi devre dışı bırakılmış dyno üzerinde yapanlar da var.
Frensiz dynoda motoru deli gibi kompresyonda bırakıyorlar.
Bir de, 3000 devir ile 6000+ devir arasında büyük bir fark var..
Piston en uç noktaya geldiğinde bir an durur. Sonra diğer yöne doğru gitmeye başlar.
Devir yükseldikçe, bu bir an durduğu en uç nokta daha ileri, daha ileri gider.
Bu fark belki gözle görülmez, ama piston kolunun da bir esnemesi var. Segmanları düşük devirde "aşındırılmış" bir motorun pistonu hep bir yere kadar gidecektir.
Yani, silindir içinde belli iki çizgi arasında "rodaj" olacaktır. Ama, ardından daha sonra devir yükseldiğinde segmanlar daha önce tanışmadıkları bir bölgeye girecekler, ama o bölge bakir.
"Bakir"den kastım, üzerine basılmadığı için hala aşındırıcı özelliği olan bir bölge yani.
Burada iki şey olur:
* Segman "alıştığı bölgeden" bu bakir bölgeye geçerken tıpkı kapı eşiği gibi bir eşikten geçmek durumunda kalır ve cart diye fazla aşınır. (Ayağı kapı eşiğine takılmış gibi)
* Belli bölgede rodajı bitmiş olan segman hatır hutur aşındığında bu sefer silindirin o iki çizgi arasında kalan bölümünde verimsiz olur.
(Yahu iki dedebayt aklım kalmış zaten, gece gece ne kastım ama.. tamam, bitiriyorum)
Operasyonel sıcaklığa ulaşmış ve doğru yağlanan bir motor için devir sorun değildir. Ama, rodaj süresince tam yük, tam gaz verilmez, üst devirlerde kısa süre kalınır (yoksa ring flutter olur. Ring flutter de, segmanların zırıl zırıl kıpraşması çeklinde tercüme edilebilir sanki).
Gaz verirken 0 kpa seviyesine çıkılmaz.
Haaa, o ilk 30 kilometreden sonrası için haklısın. 1000 kilometreyi görene kadar efendi efendi, devir değiştirerek, zorlamadan kullanmak lazım.
Sonra değiştir yağı, ver coşkuyu.
Bir şey söylemek istiyorum.
Bu konuya baktım, Yüz on bir bin küsür kere okunmuş.
Açtığım konuların okunma sayısı 575000.
Ben bu forumda ilk üye olduğumda çekine çekine yazıyordum.
Çünkü, farklı mecralarda kötü deneyimlerim olmuştu.
Forum, sosyal hayat, vs hep kimya meselesi.
Galiba burada değişik düşüncelere açık daha fazla kullanıcı var.
Vaktini ayırıp yazdıklarımı okuyan, beğenen, beğenmeyen, cevap yazan, fikir belirten herkese bu fırsatla teşekkür ederim.
Paylaşmak güzel şey.
İnsanın paylaştığının bir yerlerden ses getirdiğini görmesi de çok lezzetli bir duygu.
Neyse.. Devamı gelecek.
Hakan abi, rodaj ve sonrası için bir kaç ufak tavsiyem olacak.
Filtre sanırım OEM kullanıyorsun. Bir tavsiyem var. Yağ filtresi konusunda bulabilirsen (TR'de var mı bilmiyorum) Fram XG serisini öneririm. 20 mikronda 99% efficiency, silikon ADBV, sentetik tel destekli filtresi ile piyasadaki en iyi yağ filtresi diyebilirim. OEM filtrelerin filtreleme oranı markadan markaya değişir, fakat genelde 20 mikronda 40-60% seviyelerinde. Kısaca bezde görmediğin, hatta filtre medyasında görmediğin (filtrenin filtreleyemediği) çok ufak boyuttaki çapaklar hala motorda geziyor. Abarttığımı düşünüyorsan, fabrikasyon çıkan araçlarda bile rodaj sürecinde ilk 20.000 milde yağ analizi sonuçlarında genellikle demir, aluminyum, bakır, ve silikon değerleri yüksek çıkıyor. Rektifiye yapılmış motorda hassasiyet daha düşük olduğu için sonuçlar daha yüksek olacaktır. Aşağıdaki linkte fabrikasyon aracın örnek yağ analizi mevcut, ne demek istediğimin bir özeti aslında. Filtrenin efficiency oranı bu yüzden çok önemli.
http://i816.photobucket.com/albums/z...UOA-1BITOG.jpg
Hazır bahsetmişken bir diğer önerim ise, rodajda ve sonrası için yağ analizi yaptırman. Neler olup bittiğini anlamanın en garanti yolu diyebilirim. Fiyatları da makul.
Buradan Blackstone'a gönder diyorsun yani..
TR'de yapan varsa ne ala. İlla Blackstone olmasına gerek yok.
Blackstone için konuşmak gerekirse, test kitini bedava yolluyorlar, test ücreti de en son $25 idi.
Posta ile beraber 1-2 senede bir verilecek $50 (posta ücretine $25 dedim, avuç içi kadar kutu boyutu için çok ama neyse) bence değer.
Bir önceki cevabım için kusura bakma, yatakta uyuklarken telefondan o kadar yazabildim.
Analiz konusunda haklısın.
Bugün biraz bakındım, buralarda yapan yerler var, ama internet sitelerinde sadece iş makinalarından bahsediyorlar.
Hafta içi telefon ederim, daha net olur.
İyi aklıma getirdin, sağol.
Bu arada, Fram XG serisi buralarda yok.
Yurt dışında yine Fram'ın PTFE katkılı filtresini kullanıyordum.
Ne bileyim, belki de sadece içime sinsin diye. Olumlu ya da olumsuz bir etkisini görmedim.
Bu güne kadar yağ konusunda şahsen gördüğüm en net farkı Motul 300V ile yaşadım. Motorun devirlenme hızı yarıya düştü desem yeridir. (Tamam, o kadar değil, ama ciddi bir fark işte.)
Adamlar yağ gibi yağ yapmış.
Da, 300V daha ilk koyduğunda eksilmeye başlıyor.
Bir çeşit Çeliktepe Cengizhan Lisesi mezunlar derneği gibi, sürekli bir azalma var anasını satiim.
Bilmeyenler için: (tıklayın) ağlama melis
Neredeyse 50 Km oldu.
Motor kulakları biraz sert olmuş.
Hibrid burçları takmıştım, bir de %100 PU olanları denemem lazım.
Bu arada, iş bitti.
İş bitince ne yapıyoruz?
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/922/yaRBCP.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/921/oadBPD.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/921/o3QdcC.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/921/azQLmj.jpg
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/921/bvQn3H.jpg
Kaldırımı bile yıkadım.
Yerleri ovmaktan belim ağrıdı ama, iyi geldi.
Garaj da sıfırlandı.
Bir şey daha:
Hani şu benim meşhur Beverly 500 var ya, işte sıra onda.
Sağlam bir bakım lazım.
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/921/Ewyfjt.jpg
Bütün kış kahrımı çekti garibim.
Ama, önce lift için adaptör yapmaya karar verdim.
Eğile eğile çalışmak iyi değil.
Adaptörü kafamda tasarladım bile zaten.
Umarım uzuuuuuun süre motor indirmek zorunda kalmam.
Süspansiyona el atıp yayları değiştireyim diyorum.
Ucuzundan yerli yay buldum...
https://scontent-otp1-1.xx.fbcdn.net...9e&oe=59302142
Araçtaki akü ticari taksi aküsümü ? bu arada kolay gelsin zevkle takipteyim :)
Merhaba Hakan abı,
Yaptıgın ısler gercekten harıka merakla takıp edıyorum. Benımde atıl duran bı beverly 500 var,cırak lazımsa hem sana yardım eder hemde benımkınıde belkı adam ederiz.
abi emeğine sağlık , bence aracı boyattıktan sonra jant konusunuda el atmalısın bi eksik duruyor :D
450 Kilometre oldu.
Rodaj yapan teyze modunda kullanmaktan bıktım artık.
Evet, motor kulakları içeri titreşim verecek kadar sert olmuş, en kısa zamanda değiştirmeyi planlıyorum.
(Daha yumuşak yedek burçlarım var)
Bir de, MS üzerinden tüm rölanti parametre değerlerini değiştirmem lazım.
Ona da zamanım olamadı.
"Velet" kullanmayı özlemişim. Onun yeri başka.