Corona günlerinde uyku düzeni kalmadı, gecem gündüzüm birbirine girdi, o yüzden ancak cevap yazabilecek duruma geldim...
Soruya çok başlıklı bir cevap vermem gerekiyor.
Ama, en önemli konuya en kısa cevap ile lafa başlayalım: Ben 2012-2013'ten bu yana süspansiyon burçlarımda gres tapası takılı vaziyette bakkala da gidiyorum, uzun yolculuk da yaptım, defalarca piste de çıktım...
Konuyu burada anlatmıştım:
http://www.techturkey.com/forum/do_i...tml?highlight=
---------------------
Baştan başlayalım..
Süspansiyon salıncakları/kolları farklı şekillerde üretiliyorlar: OEM parçalar arasında döküm alüminyum kollar da var, preslenmiş sac parçaların kaynakla birleştirildiği modeller de.
Yan sanayi, modifikasyon amaçlı ya da yarış amaçlı salıncaklar/kollar ise chromoly ya da farklı çelik alaşımlarından, hatta magnezyum gibi çok esoterik malzemelerden üretilebiliyor.
Döküm alüminyum beni hep korkutmuştur. Alüminyum kullanılmasının başlıca nedeni hafiflik olduğu için hep minimal malzeme kullanılır, bu da üzerine binecek yüklere tam dayanacak (daha fazlasına değil ama) bir tasarım anlamına geliyor. Bu tür malzeme üzerinde en ufak bir yapısal zayıflatma tasarım parametrelerini çöpe atabilir.
Daha basit bir ifade ile, döküm aluminyum bir salıncak üzerine gres tapası için delik açmak (ani fren gibi) yüksek bir yük altında çattadanak kırılmaları anlamına gelebilir.
Bunun üstesinden gelmek de mümkün aslında. İşi iyi bilen bir kaynakçı delik açılacak bölgeyi (mesela bir plaka ilave ederek) sağlamlaştırabilir.
Benim aracımdaki salıncaklar sac.
Hatta bu salıncakların burç yuvalarında fabrikanın açtığı delikler de mevcut. Bu deliklerin amacı kauçuk burçların tutunup kaymasını önlemek. Burç "şişerek" o deliği dolduruyor, tutunmuş oluyor.
Fotoğraflarda gördüğüm gres tapası delikleri nedense çok büyük... Benim kullandığım tapaların delikleri belki 4.5, belki 5 mm civarında. Delik ne kadar büyükse burç da o kadar zayıflar doğal olarak.
Şurada benim kullandığım tapaları çok daha net görebilirsiniz:
Kolay gres basabilmek için 90 derece açılı tapa kullandım.
Fotoğraf çok eskidi artık. An itibarı ile çok farklı bir süspansiyon var, ama burçlar hala aynı burçlar.
Ha, gres kullanmanın asıl amacı sesi kesmekten ziyade, İstanbul gibi havası rutubetli, yağmuru bol ve yolları tozlu bir şehirde burç ile gömlek arasına girecek her türlü kirletici unsuru uzaklaştırmak. Burçlara belirli aralıklarla gres basıldığında içerideki bütün pislik dışarı atılmış oluyor. Bu da pislik yüzünden oluşacak aşınmayı engelliyor.
----------------------------------
Bir konu daha var:
Poliüretan burç aracı daha rahatsız yapmaz. Yemin ederim yapmaz.
Ben oturup aracım için tungsten çelik burç yapabilirim. Mümkün olan en sert malzemelerden biri yani.
Ne yaptığımı bilmeyen bir arkadaşa anahtarımı verip aracımı bir süre kullanmasını istersem geri geldiğinde salıncaklarda çelik burç olduğunu fark etmemiş olacaktır. iyi bir pilot ise, aracın daha kararlı yol tuttuğunu hisseder, o kadar.
Ben burçlarım için delrin kullandım. Poliüretandan çok daha sert hem de.
2013 yılında yazdığım konuda bu konuda şöyle yazmışım:
Malzemenin sert olmasından ziyade, istenmeyen yönde esnemiyor olması önemli.
Salıncak uç burçlarında tercih edilen, sadece yukarı ve aşağı harekettir. Bu, şaseye bağlanan iç burçlarda farklıdır, onların esnemesi gerekebilir.
Diğer yandan, stiction diye bir terim var. Stiction, hem ilk hareketi engelleyen iç kilitlenmeyi, hem ataleti, hem de sürtünmeyi tarif eden çok güzel bir kavram.
Kauçuk burçlarda ciddi miktarda stiction var. Yani, tekerleği, amortisörü ve yayı çıkarılmış bir süspansiyon salıncak sisteminde, salıncakları aşağı yukarı hareket ettirmek için ciddi bir çaba gerekir.
Ama, bu salıncaklara delrin burç takılırsa, serçe parmağın ile sonda dayanacağı yere kadar aşağı yukarı hareket ettirebilirsin. Hatta, en yukarı getirdiğinde kendiliğinden en aşağı noktaya kadar düşer, ama burkulma olmaz.
Bu da süspansiyonun daha net bir şekilde ayarlanabilmesine (tune edilmesine) olanak tanır.
Burkulma olmadığına göre virajda ya da hızlanma/fren yükleri altında geometri değişmeyeceğinden daha net bir sürüş hissi verir.
Fikrim hala aynı, bu kadar zamandır kullandığım araç da bu konuda kanıt teşkil ediyor...
Rot ayarı lastik herşey tamamsa hala çekme varsa, direksiyon kutusundaki boşluk hem çekmeye hemde titremeye sebep oluyor bilginize.Başıma geldi revizyon yapıldı,düzeldi.
Merhaba konu eski ama merak ettiğim bir konu var orjinal lastik ebatı 215 55 16 olan bir araca 205 55 16 ölçülerinde lastik takılırsa ve sonrasında araç Rot ayarına girdiğinde Rot'un tutmama ihtimali var mıdır ? mesela makinede herşey yeşil ve sıfır gösterse bile direksiyon tam düz olmuyorsa bunu lastik ebatının orjinal olmamasına bağlayabilir miyiz ?
microhatch C1 ist.park 3:00,54
https://www.youtube.com/watch?v=C1K8fwGhcsA
https://www.instagram.com/c1_bvb973/
Ustaların rot konusunda yaptığı en büyük hatalardan biri arkayı gözardı etmektir.
1. Araçta arka ayar varsa önce onu yapması gerekir çünkü arka ayar önü etkiler
2 Araçta arka ayar yoksa ve arkada sorun varsa önü ne kadar yaparsanız yapın muazzam olması şans olur.
Paintle çizmeye çalıştım
Makine ön ayarı arkanın itme açısında göre verir. Resimdeki gibi olursa misal önüde arkaya göre ayarlıcağı için direksiyon düz olduğu zaman bu araç sürekli sağa gider düz gitmek için sürekli solda tutmak gerekir. Çok basitçe anlatmaya çalıştım
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)