User Tag List

Sayfa 1/5 123 ... SonSon
94 sonuçtan 1 ile 19 arası

Konu: Deli dolu geçen kocaman bir 7 sene artık zamanı geldi yazmanın.

  1. #1
    cannn22 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Oct 2015
    Şehir
    İstanbul
    Mesaj
    464
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    16 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)

    Deli dolu geçen kocaman bir 7 sene artık zamanı geldi yazmanın.

    Motosiklet konusunda muhabbeti geçtikçe, eski zamanlar aklıma geldikçe kimi zaman tebessüm ettim, kimi zaman ah ulan keşke yapmasaydım dediğim çok şey oldu. Eski güzel anılar aklıma gelince sizlerle de paylaşmak istedim. Hem bütün anılarımı parça parça bir araya toplamış olacaktım, hemde sizlerle kimi zaman mutluluğu, kimi zaman yaşadığımız kötü olayları paylaşacaktım. Bazıları örnek olacak, bazıları da yapılmaması niteliğin de ders olacak belki de.


    Yıl 2008-2009, benim baba o zamanlar motosiklet kullanıyor ve Mecidiyeköy'de çalışıyor. Çok iyi hatırlıyorum kırmızı renk bir Kanuni Bobcat motorumuz vardı. O zamanlar ne hikmetse hiç içimde motosiklete karşı bir gram heves/istek/arzu yok. Yani motosiklet bahçe de ama gözüm görmüyor bile o kadar. O zamanlar arabalara sardığım dönemler. Atatürk Oto Sanayi'de "1 kısım da OktaykanPower var belki bilenler vardır. Orada çalışıyorum. Kendileri, yeri geldi babalık, yeri geldi abilik ettiler bana. Çok emekleri var üzerimde, hakkını yiyemem hiç birinin. O zamanlar Drag, Drift yarışlarına araba hazırladıkları dönemler. Tabi bende işin bir ucundan tutuyorum, yardımcı oluyorum hemde öğreniyorum. MotorSilk fabrikasının müdürünün Honda CRX aracını yapmıştık, 400WHP civarında, kıyamet gibiydi o dönemlerde. Konya Drag'larda felan 1.liği var bir sürü binim ustaların. Zaten dükkana giden olduysa kupaları görür mutlaka.

    Kendileri 30 yıl Almanya Ford fabrikasında çalışıp, sonra Ana vatana geri dönenlerde. Fakat felaket derece de bilgi sahibi ve nasıl desem bilemiyorum ama çok fazla titiz ve özverili çalışan insanlar. İçine sinmediği için bazı şeyler 3-4 kere motor indirip tekrar motor attıklarını biliyorum. Her ne olursa olsun önce kendi içlerine sinecek şekilde temiz ve kaliteli işçilik yapıyorlar. Tamamen kendilerine araç yapar gibi, kendi arabasını yükler gibi araba yapıyorlardı. Allah için yaptıkları hiç bir aracın ne kırıldığını duydum, ne patladığını.

    Ben orada fazla durmadım tabi, bir yandan okuyorum o dönemlerde yaz stajı gibi bir şeydi benim için ama ben tamamen heves ve merakımdan dolayı gidip 3 ay keyfi çalıştım diyebilirim. Sonra asıl staj dönemi geldi, hemen yan tarafa Doğuş Oto Power'da Staja başladım. Tabi ustalarımın yanında öyle bir disiplin ve çalışma temposuna alışmışım ki, dükkanın içinde oturmak mı? Tövbe... Neyi be, istersen otur valla, öttürürler adamı Allah razı olsun yeri geldi sinirden ağladım, yeri geldi hep beraber güldük, yeri geldi azar işittim. Ama hala söylüyorum haklarını ödeyemeyeceğim çok nadir ve değerli insanlardandır Neclet, Nizamettin ve Necmettin ustam. İyi ki azarlamışlar, iyi ki bağırmışlar dediğim çok zamanlar oldu. Öyle bir disipline alışmışım ki orada, Doğuş'a terfi edince, parça almaya gönderiyorlar ben depara kalkıyorum resmen, koşarak gidip geliyorum, her işim hızlı, oturmak yok. Takımları teker teker toplayıp, hepsini silip hemen yerine bırakıyorum. Bunları yaparken elimizde iş olması ya da olmaması önemli değil. Alıştığım disiplin o şekilde. Bunun bana en büyük kolaylık ve getirisi aradığım takımı hemen bulmak oluyordu. O zamanlar Doğuş'ta çalışan Göktuğ ustam, bana çok kızardı toplama şu amk (spor gazatesi) takımlarını, bırak kalsınlar tezgahta diyordu. Sonra tabi huylu huyundan vaz geçmez misali, ben yine toplamaya devam ettim. Zamanla usta alıştı benim düzene. İşlerini daha rahat, hızlı yapıyordu. Çok dolu dolu 2 ay geçirdim ama anlatırsam şimdi baya uzun olacak. Muhabbette iyi sardı valla, ben bir çay suyu koyup geliyorum

    Neyse işte 2 ay bitti, işten ayrılacağım. Şuan hala aynı mı bilmiyorum benim işten ayrılmam tee Müdüre kadar (Orhan Bey) gitmişti. Sebebi çok disiplinli, temiz ve hızlı çalışmamdı. Adamlar beni bırakmak istemiyor, gel burada çalış diyorlardı. Dedim tamam iyi güzel diyorsunuz, eee ben bu işe zaten bayılıyorum, sevdiğim iş ama böyle olmaz. Ben okuyacağım, okumak istiyorum dedim. Sonra çok uzatmadılar konuyu ama ilk başta işe girerken benden aldıkları iletişim bilgilerinden babama ulaşmışlar. Babam beni aradı, oğlum bir halt mı ettin, beni acil Doğuş Oto'nun müdürü Orhan bey çağırıyor. Yok dedim baba, hiç bir kabahatim olmadı, bana da bir şey demediler, her hangi bir sebepten dolayı hiç bir şey söylenmedi bana dedim. Neyse, 1-2 saat sonra babam geldi. Bende yanına gittim müdürün yanına çıktık. Orhan bey direk bana tebessümle çık dışarı, senin kabahatin büyük, seninle sonra görüşeceğiz demesiyle, babamın yüzü bir garip oldu. Şöyle bana bir baktı ben kapıyı kapatırken, resmen şunu okudum gözlerinden (Ahh ulan (spor gazatesi) ne *** yedin gene hele bir çıkalım ağzına ..... ) yalan yok yani pek hoş bir bakışı yoktu.

    Meğerse Orhan bey, benim inadımı kıramadı, babamla konuşup onu ikna etmeye çalışmış bu çocuk burada çalışsın diye. Ama bunlardan yarım saat hiç haber yok. Sanki dersin ki, devlet kuruyorlar. Bakıyorum el hareketleri, mimikleri bir şeyler tartışıyorlar ama anlamıyorum. Jaluzları da yarım kapatmışlar zor görüyorum zaten. Kendi kendime "Dedim oğlum belli bu konu uzun sürdü, kesin bir b*k yedik farkında değiliz, s*çtın sen, eve gidince kıyamet kopacak" dedim ve zaten bir şey göremiyordum, aşağıya ustaların yanına gittim. Tam 1 saat geçmiş telefon çaldı, babam arıyor. Hadi gel eve gidiyoruz, seninle konuşacaklarımız var. Yine içimdeki konuşuyor (Lan olum boş ver gitme, en güzeli kabul et burada çalışmayı, yoksa baba seni akşama iyi çalıştırıp terletecek, sopa geliyor (spor gazetesi) bir hal çare düşün" diyorum kendi kendime de nafile. Bıçak kemiğe dayanmış, yumurta ağza gelmiş yapacak bir şey yok. Gittim neyse ben babamın yanına. Böyle bir ters bakışı var bana arabanın içinde, diyorum s*çtık ya belli kaçarımız yok. Direksiyon kilidi var yolcu tarafında yerde, ayağımla koltuğun altına iteliyorum suç aleti nede olsa, göze çarparsa onunla beni çarpar diyorum

    Böyle bir ciddi bakıyor felan, sonra bana dedi ki, Seni buraya işe almak istiyorlarmış. Eeee dedim. Eeee'si ne; çalışmanı, saygını, disiplinini çok beğenmişler dedi. Dedim yok baba, ben okuyacağım. Olacak gibi değil, çalışma düşüncem yok. Hedefim belli dedim. Fazla bir şey demedi, sen bilirsin dedi uzatmadı daha fazla. Sonra Müdürü arayıp söylemiş işte böyle böyle diye. Oda yapacak bir şey yok o zaman demiş. (Belki de orada çalışsaydım şuan konumum çok farklı olacaktı ya da ustalarımın dediği gibi "lan olum git oku, bu eşekliği yapma kendine, biz okumadık görüyorsun halimizi. Yaşın genç, sen oku" dediler belki de onlardan etkilenmiştim. Bilmiyorum ama bildiğim bir şeyde nasip ve kısmetim de yokmuş orası. Hayırlısı olsun diyelim.

    Bundan sonrası motosiklet sevdasına geçiş, bitip tükenmeyecek gibi başlayan bir 2 teker sevdası var. Her ne hikmetse.. Neyse burada bırakıyorum, dışarı çıkmam gerekiyor şuanda, ama konu yeterince uzun ve anlatacağım daha bir sürü şey var.

    Kalın Sağlıcakla

  2. #2
    ErayCerit - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Apr 2008
    Yaş
    33
    Şehir
    01-33
    Mesaj
    1.443
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    4 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Ben çay sevmem de biramı açıp okusam olur mu ?

  3. #3
    cannn22 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Oct 2015
    Şehir
    İstanbul
    Mesaj
    464
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    16 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı ErayCerit Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Ben çay sevmem de biramı açıp okusam olur mu ?
    Çarpmasın bu saatte Afiyet olsun, şifa niyetine ohh mis

  4. #4
    calamityeas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Nov 2014
    Şehir
    ANKARA
    Mesaj
    336
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    5 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Ne okuyorsunuz acaba ?

  5. #5
    cannn22 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Oct 2015
    Şehir
    İstanbul
    Mesaj
    464
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    16 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı calamityeas Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Ne okuyorsunuz acaba ?
    O zamanlar Otomotiv Elektromekanik okuyordum. Sonra Alternatif Enerji Kaynakları (Yenilenebilir Enerji) okudum bitti oda. Şuan küçük bir ihtimal'de olsa Almanya'ya gitme düşüncem var. Orada Enerji sektörü çok gelişmiş düzeyde.
    Konu cannn22 tarafından (13-01-2017 Saat 14:29 ) değiştirilmiştir.

  6. #6
    Leonardo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Aug 2014
    Yaş
    30
    Şehir
    Türkiye/kayseri
    Mesaj
    421
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    4 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Cok iyi abi ülkemizin senin gibi bölümler okuyan insanlara ihtiyacı var abi gitme

  7. #7
    streetracer_nos - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Dec 2005
    Yaş
    37
    Şehir
    Ankara
    Mesaj
    1.227
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    4 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    forumda bi tattırıp bırakmak moda oldu @Arenimo hesabı olmasında..

  8. #8
    İzzet Göçmen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Jul 2013
    Şehir
    Manisa
    Mesaj
    1.127
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    1 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Hayde bi torba yer fistıgı almıstım

  9. #9
    fthdrn - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Feb 2013
    Şehir
    Fikirtepe
    Mesaj
    9.853
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    233 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Aralarda o anlara ait fotoğraflarda ekleme şansınız varsa güzel olur.

  10. #10
    cannn22 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Oct 2015
    Şehir
    İstanbul
    Mesaj
    464
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    16 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı streetracer_nos Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    forumda bi tattırıp bırakmak moda oldu @Arenimo hesabı olmasında..
    Bu konuda kendisinden feyz aldığım doğrudur. Adamın düşünce tarzını sevdim abi ne yalan söyleyeyim. Yaşadığı güzel şeyleri insanlarla paylaşıp bir yandan da hatıra kalmasını sağlıyor. Güzel bir düşünceydi ve hoşuma gitti. Kendisine buradan saygılar, sevgiler @Arenimo

    Alıntı fthdrn Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Aralarda o anlara ait fotoğraflarda ekleme şansınız varsa güzel olur.
    O zamanlar doğru düzgün bir telefonumuz bile yoktu. O yüzden fotoğraf yok açıkçası çalıştığım döneme ait. Fakat ilk motosikletimi aldığım günden bu yana tüm motosikletlerimin fotoğrafı var diye umuyorum. Vardır herhalde Bakıp elimden geldiğince düzenleyeceğim. Keyifli olduğum zamanlar da yazıp sizleri de keyiflendirmeyi umuyorum.

  11. #11
    cannn22 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Oct 2015
    Şehir
    İstanbul
    Mesaj
    464
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    16 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Salıyorum zehiri

    En son her ne hikmetse... diyerek olayı bırakmışım. Tadı damağınız da kalmış gibi Birasını alanlar mı dersin, 1 torba yer fıstığı alan mı

    Neyse işte benim hiç ama hiç motora merakım, hevesim olmadı. Benim bu hevesim olmayan süreç içerisinde babam 3 tane motosiklet aldı sattı. Ondan ona geçt. Önce bir Kanuni Bobcat aldı, bir süre sonra Honda candır dedi, gitti Honda Dylan Scooter aldı mat siyah renkti. Sonra ondan da sıkıldı gitti gri renk Honda Dylan aldı. Hani durum araba olsa, küçükken genel olarak hepimiz meraklı oluruz. En azından "baba marşa ben basayım mı? diye sormayan sonrasında marşa basıp arabayı çalıştırmış olmanın verdiği mutluluğu yaşamayan yoktur. Ne olcak altı üstü marşa bastın işte, sanki dünyayı fet ettik gibi sevinirdik ama çocuklukta güzeldi. Cips, çikolata, sakız, şeker gibi abur cuburlarla mutluluktan ayaklarımızın kesildiği dönemler de, marşa basma dünyaların bizim olması demekti. Ama aksine motosiklet o kadar kapımızda yattı, o kadar çok bindik sağa sola gittik bir kere bile marşa basmanın içimden gelmesini bırakın aklıma bile gelmemişti. O kadar ilgi alakasızdım motosiklete karşı. Sonra ne oldu nasıl oldu bilmiyorum babam motosikletleri sattı. Bir süre sonra anlamsız bir şekilde bende motosiklet merakı ve hevesi başladı. Aslında pekte anlamsız değildi. Memlekete gittiğimde arkadaşlarım da 100'lük mondial cup dediğimiz motorlardan vardı. Onlar her yere gidiyorlardı. Denize, gece gezmeye, balık tutmaya kendi aralarında anlaşıp kafalarına neresi eserse oraya gidiyordu. Fakat genelde arkalarında arkadaşları ya da önceden sözleştikleri insanlar olduğu için ben açıkta kalıyordum. Somurtuk bir vaziyette eve gidip sıkıntıdan patlayacak bir vaziyette otururdum hep. Babamla çok kavga ederdik. Motosiklet alalım derdim, cevabı açık net "Hayır!" oluyordu her seferinde. Ben daha çok deliriyordum ve hırs yapıyordum. Sonra nasıl oldu bir gün tepem attı. "Almazsan alma, Allah'a şükür elim ayağım tutuyor, taşı sıksam suyunu çıkarırım, gider hammalık yapar, kağıt toplar o parayı biriktirir o motoru yine alırım, alacağım da bak görürsün dedim.

    Böylece ilk atarımızı yaptık ama sonu pek iyi olmamıştı Neyse tabi ben söz söyledim, altta kalır mıyım? Asla! Felaket gurur yapmışım, söz söylemiş gider yapmışım altta kalmamam lazım. Yine memleketteyiz Edirne'de. O zamanlar Balya (Saman) zamanı. Tanesi indi-bindi olarak yalan olmasın 50-60 krş civarındaydı. Tanesi 35-50 Kg arasında değişen balyaları atıyordum ama siz gelin birde bana sorun nasıl attığımı Atıyordum derken, traktör arabasına yüklüyoruz. Kaç kere balya altında kaldım bir bilseniz. Tam böyle balyayı kucaklıyorum, dizimle yukarı ittirdim, ittireceğim derken hoop kafama geçirip balya altında kaldım. Arkadaşlar, abiler benden yaşça büyük, güçlü olanlarda vardı doğal olarak. Bir gün bana sen traktör arabasına çık, biz sana balya atıcaz sende dizersin dediler. Lan bir mutlu oldum, aha dedim kolay iş. Altı üstü sağa sola yerleştireceğim balyaları başka da bir zorluğu yok. Neyse biz ilk 3 katı çıktık balya atarken, 4. kata geldik, haliyle balyalar daha güçlü / hızlı geliyor aşağıdan yukarıya. Ben bir tane balyayla uğraşırken yukarıda (Traktör rölantide hareket ediyor, tarla içinde geziyor. Balya atanlarda traktörle beraber hareket edip araca balya atıyorlar.) Aşağıdan bir balya geldi ki, sanki şimşek çaktı o yanar yangın güneşin altında. Gözümü bir açtım yerdeyim ben. Bizim ayarsız gücü olan abilerden birisi balyayı bir sallamış yukarı hızlı, balya da bana bir tane salladı ben güp aşağıya düştüm. Nasıl sövüyorum ama nasıl sövüyorum. Artık söverken ağzım kurudu, su verin bana su diyorum. Artık attıkları balyaya, giden traktöre aklıma ne gelirse artık çakıp çakıştırıyorum. Tabi birde Trakya şivesi var, küfürler deseniz hepsi şiveli şiveli bizimkiler kahkaha atıyor haliyle ama bende tepki yok

    Öyle böyle derken çalışıp orada ufak ufak para kazanmaya başladım. Sonra yaz tatili bitti, tabi hasılat umduğum gibi değil. Daha çok para biriktirmem lazım. İst'a geldim neyse. Okul otobüsle 25 dk sürüyordu normalde. Ben tabi hırs yaptım ya, erkek horoz gibi ibiğim kabardı ya babaya burnumdan kıl aldırmıyorum ama bir yandan da lan (spor gazetesi) nerden girdim bu işe, neden erkeklik yaptım aklımı s*keyim diye kendime söve söve düştüm okul yoluna. Baba yol+yemek parası veriyor, bir sigorta yok yani Dedim bu böyle olacak gibi değil oğlum, sen okula otobüsle gidersen, her gün kıtlıktan çıkmış gibi yemek yersen bu para birikmez. Hadi tabana kuvvet artık okula yürüyerek gideceksin dedim kendi kendime. Ben düştüm tabi yollara, okula yürüyerek gidiyorum. İlk gün okula bir gittim, dışardan bakan birisi 10 kişiyle kavga ettim zanneder. Yorulmuş, bir dünya yol yürümüz patlıcan gibi morarmış vaziyetteyim. Bünye alışkın değil ama geldik yine bir şekilde. Gelene kadar yolda 2 şişe su içtim, toplam 45-50 dk civarında sürmüştü yürüme yolu. Ama pes etmek yok. O kadar yol yürüyünce haliyle karnım acıkmıştı. Kafamda kırk türlü tilki dönüyor. Ne yapsam ne etsem diye düşünüyorum. Para olmadığından değil, motosiklet alacağız oğlum kolay mı öyle diye kendimi gaza getiriyorum sonra tamam lan yemiyorum yemek, zaten kilo da aldım ayı gibi oldum *** göbek her yere benden önce gidiyor (70 Kiloyum ). Tamam erkeğin tamponlusu, karının balkonlusu diyorlar ama dedim tamponda olmasın istemiyorum. O gün yemek yemedim, sırf su içtim ama bir görseniz açlıktan boyum uzadı yani. Akşam oldu, saate baktım 5'e geliyor, dedim az kaldı sık dişini az sonra ders bitecek topuk eve gidicez. Sabah 8.30'da ders başı yapmışım aşağı yukarı 8-9 saattir zırtlan gibi aç aç dolanıyorum ortalıkta. Ders bitti, dedim oğlum felaket trafik var, bu trafikte otobüse binsen eve gitmek 1 saati geçer, sen yine düş yollara. Turist ömer gibi düştüm yine evin yoluna, ördek gibi peltek peltek eve gidiyorum. Ama bir görseniz kanımı çekmişler sanki. Ben yorgunnn, ben bitkinnn, ben hiç iyi değilim

    Baya bir zaman böyle devam ettim. Para oldu tabi, damlaya damlaya göl olur misali o zamanın parasıyla 1.700 küsür lira param var. Babam baktı ki olacak gibi değil, iş ciddiye gidiyor. Dedi tamam lan, sana motor alcaz ama söz ver efendi kullanıcaksın, bizi üzmeyeceksin, hız yapmayacaksın vb bir sürü söz verdirdi. O an ne dediğinin önemi yok. Motor alalım dedi ya, ne dese "Tamam babacım" diyorum. İşin şokundayım ben, senin mk dese o an, yine cevabım aynı olurdu yani Aradan baya zaman geçti, ben motosiklet bakıyorum tabi. Sahibinden.com'dan çıktığım yok. Her gün taciz ediyorum siteyi, motosiklet satanları, gözüme kestiğim ilanları. O hevesle durumumu anlatan mesaj atıyorum ilan sahiplerine, adamlar çektiğim çileyi okuyup "Tamam gel motosiklet senin olsun, para da istemiyorum ben senden, sen benden ne kadar para istiyorsun ne lazım" derdi yani o kadar acıklı bir serüven Veeeeeeeeeee tabi ki o büyük gün geldi.

    Nette bir tane Ybr125 buldum, fiyatı 3.300 yazıyor. Senelik olarak kiralama yapan bir firmaymış bu firma, fakat motosikletleri kiralayan kişiler zamanı dolmadan anlaşmayı fes edince motosikletleri geri almış bunlar da, ellerinde 7 tane ybr125 vardı. Babam konuştu adamla, gelip göreceğiz felan dedi. Biz adamla anlaştık, sözleştik gittik adamın yanına. Adam motorlar aşağı da şirketin garajında duruyor gidip bakabilirsiniz dedi, yanımıza da çalışan birisini verip, yardımcı olmasını söyledi. Biz indik garaja, ben hemen depara kalktım motorları görür görmez, hakim olamadım o duyguya. Bakıyorum böyle hepsine, en temizini arıyorum hangisi diye. Babamla beraber birisini beğendik, sonra çıktık adamla konuşmaya ama motosikletin biraz bakıma da ihtiyacı vardı, vur aşağı, vur yukarı motosikleti 2.800'e aldık biz. Öyle sevinçliyim ki, babamla şirket sahibi el sıkıştı, ben salonda takla atacağım artık, böyle elim ayağım rahat durmuyor öyle bir sevinç, mutluluk patlaması yaşıyorum. İçimde havai fişek atıyorlar sanki Her şeyi halletik, satış vb ne varsa işte. Ben geldim motorun başına. Babam dedi; Laan eşek sıpası boyun kadar motosiklet, biz bunu aldık ama nasıl kullanıcaksın sen bunu dedi. Dedim baboş sen rahat ol senin karşında eski MZ-251 / MZ-300 Sport kullanıcısı var. Bilenler mutlaka bilir, eski zamanların efsane 2 zamanlı, psikopat motosikletlerindendir bunlar. Jawa 350 felan sağ sol çift çıkış egzoz o zamanlar felaket aletler yani bize göre. Tabi arkadaşlarımın cup motorlarını da kullanıyordum ama onlar yarı otomatik, aynı bisiklet gibi üstüne binip gaz kolunu çeviriyordum gidiyordu. Ama MZ ETZ'ler bir başkaydı, o 2 zamanlı motosikletin yağ kokusu, beyaz dumanı hele bir rölantisi vardı ki bana şiir gibi gelirdi. Öyle bir ritim tutma olamaz derdim, böyle full depo bitene kadar dinlerdim o sesi, sıkılmazdım yani. O derece hoşuma giden bir sesi vardı. Nasıl anlatsam bilmiyorum ama bilenler beni anlamıştır. Sonra ben atladım motosikletin üzerine, babama döndüm; atla baba gidiyoruz dedim Babam şöyle bir baktı, güldü. Arabayla geldik ya eşkiya sen unuttun onu mutluluktan dedi. Harbiden de unutmuştum yani. Yolda geldiğimiz tüm zaman dilimi aklımda yoktu. Artık nasıl hayaller kurduysam bende bilmiyorum

    Bu da benim ilk motorum;




    Sağlıcakla beklemede kalın Loading...
    Konu cannn22 tarafından (13-01-2017 Saat 19:56 ) değiştirilmiştir.

  12. #12
    okanackgz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Feb 2016
    Şehir
    Bursa
    Mesaj
    155
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Anlatımınız harika gerçekten, çektiğiniz çile gözümde canlandı adeta böylesine emek vererek sahip olmak kadar değerlisi yok merakta bırakmayın bizi salıverin gelsin devamını

  13. #13

    Üyelik
    Apr 2016
    Şehir
    Türkiye
    Mesaj
    186
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Ya abi bende para biriktirmek için dershane ye okula yürüyerek gidp geliyodum kantinden bişey yemiyodum aklıma geldi Gerçekten güzel bir hikaye.

  14. #14
    bilalMW - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Aug 2009
    Yaş
    32
    Şehir
    Istanbul
    Mesaj
    7.226
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    10 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    bi müslüman özet geçebilir mi eskisi gibi değilim artık. çabuk sıkılıyorum daralıyorum.

  15. #15
    fthdrn - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Feb 2013
    Şehir
    Fikirtepe
    Mesaj
    9.853
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    233 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı bilalMW Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    bi müslüman özet geçebilir mi eskisi gibi değilim artık. çabuk sıkılıyorum daralıyorum.
    Motor almış.

  16. #16
    Gar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Apr 2015
    Şehir
    Antalya
    Mesaj
    134
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    6 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı fthdrn Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Motor almış.
    Aynısını yazıcaktım ayıp olur dedim

  17. #17
    cannn22 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Oct 2015
    Şehir
    İstanbul
    Mesaj
    464
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    16 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Herkese günaydın. Hayırlı hafta sonu, hayırlı tatiller geçirmeniz dileğiyle

    Ben tabi zehri kaptım, 2 tekere sevdalandım. Gecem gündüzüm motosiklet, imkanım olursa hemen dışarı çıkıyorum, imkan yoksa bütün gün evde youtube'da motosiklet videoları izliyorum ve bir bakıma hayal ediyordum hep. Acaba benim de böyle bir motosikletim olur mu? Diye.. Tabi işin birde farklı boyutu var. Kanımız kaynıyor rahat durur muyuz? Aslaaa Dedim bu teker yapanlar nasıl yapıyor lan bunu. O motor dakikalarca öyle gidiyor tek teker üzerinde, kesin ip var diyordum Ben başladım Google amcadan araştırmaya. Teker nasıl yapılır? Google amca hemen dizdi önüme milyon tane sayfa. Kimisine bakıyorum bir şey anlamıyorum, kimisi iyi güzel anlatıyor felan her yerden bilgi ediniyorum ben herkes bir şey diyor. Motorun güçlüyse gazı aç-bırak-aç-bırak yaparak tam amortisörün kapandığı sırada gazı birden açarak, gidonu da kendine çekerek tekere gelirsin diyor, kimisi motosikletine göre yavaş hızlarda, 1. viteste debriyajı sıkar, sonra aragaz verir gibi gaz vererek devir yükselt, en uygun devirde debriyajı bırak, hooop tekerdesin diyor. Öyle kolaymış gibi anlatıyorlar ki, aman yarabbim sanki ateri oyunu. Hemen ben gaza geldim tabi. İçim kıpır kıpır, bir şeyler öğrendim ya şimdi, denemem lazım, teker yapmam lazım Ben hazırlandım, ekipmanlarımı giydim, zaten tehlikeli şeyler yapacağım. Allah korusun olur da, bir şey olursa bari kendimi kurtarayım diyorum. Dedim ben bunu nerede yaparım, nerede yaparım? Aklıma sütlüce halicin orası geldi. Hem boş tenha bir yerdi, hemde olur da düşersem kimse görmeyecekti en büyük sıkıntı babamın duymaması lazımdı Motor ilk motorum ya, 10 hp civarı 125cc ceviz kadar pistonu olan bir motosiklet ama bana sorun siz birde Gazı açarken nefesim kesiliyor sanki, o kadar hızlı geliyor bana Bunu neden söylüyorum, hani araştırdım ya ben teker nasıl yapılır diye, orada adamın birisi motorunuz güçlüyse gaz ver sonra gazı kapat motor öne yığılsın, sonra birden gazı aç, gidonu kendine doğru çek tekere gelecek diyordu. Eee motor da bana hızlı geliyor. Dedim ben en önce bunun denemesini yapayım. Gaz veriyorum motor biraz gidiyor, gazı kapatıyorum motor öne yığılıyor, amortisör kapanıyor. Sonra gazı birden açıyorum, gidonu kendimi çekiyorum gram kalkmıyor motosikletin önü. Gidonu yerinden koparıcam artık o derece çekiyorum kendime ama yok. Nuh dedi peygamber demedi resmen, ön lastiği yerden kesemedik Dedim bu böyle olacak gibi değil, demek ki benim motosikletim o kadar güçlü değil, en güzeli debriyajla denemek. Motorla gidiyorum böyle, hızım çok yavaş, hani dengem bozuldu bozulacak ayağımı yere koyacağım o hızlardayım işte. Debriyajı sıktım, aragaz verdim devir yükseldi debriyajı bir bıraktım gene kimseler yok. Teker yere yapışmış sanki kalkmıyor gevurun tekeri Sonra ben baya uğraştım tabi, aradan biraz zaman geçti ben yine denemeler yapıyorum zar zor 1 karış kadar yerden kalktı kalkmadı sandım ki kafama geçiyor motosiklet adrenalin tavan yaptı, durdum elim ayağım titriyor, o derece heyecanlanmışım işte. Sonra tabi deneye deneye biraz daha iyi seviyelere geldim bu işte. Aradan 1-1,5 ay geçti ben yine teker yapıyorum ama bu sefer öyle 1 karış değil de, 2-3 karış kadar kalkıyor teker yerden, kimi zaman daha fazla. Ona göre yani, yapıyorum oloooooooommmm diyorum kendi kendime

    Bu fotoğraflar o döneme ait





    Her seferinde daha yükseğe gidiyordum. İstikbal göklerde diyordum 1-2-3 veriyordum gazı, tokatlıyordum debriyajı şırak-şırak hooop tekerdeyimm. Sanki kuş misali uçuyordum, mutluluk, adrenalin felaket yani anlatamam. İçimde kelebekler uçuyor mutluluktan, havai fişek atıyorlar adrenalinden

    Tabi bu işte kendimi geliştirmeye meraklıyım, Böyle deli gibi teker çalışıyorum ama motosiklete bir şey olacak diye her ay yağını, filitresini değiştiriyordum. Kolay olmamıştı motosikleti almam. Allah korusun bir şey olursa mekanik olarak babam yaptırmazdı, benim motosikleti yaptırmam baya zaman alırdı yani tüm hayallerim suya düşerdi. Ben yine evde pineklmeye devam ederdim. Bakımları hiç aksatmıyordum, hee birde unutmadan okula motosikletle gidiyorum yani ona göre Böyle bendeki havaları bir görseniz varya, ciddiyetten ödün vermiyorum. Ama Allah var hiç bir zaman kendimi beğenmiş bir insan olmadım, öyle de davranmadım. Hiç bir zaman görmemişlik yapmadım. Sonuçta ben buna heves etmiştim ve uğruna çalışmıştım. Çok uğraşmıştım. Görmemişlik yapacak, kendimi beğenmişlik yapacak ukalalık yapmama sebebiyet verecek her hangi bir durum yoktu. Öyle de yetiştirilmemiştim zaten. Fakat ne olursa olsun arkadaşlarımın geneli okula otobüs, minibüsle gelirken sizin okula araba ya da motosikletle gitmeniz dikkat çekici oluyor. Kızları bir görün, içime düşücekler artık. Böyle bakıp gülmeler, fısır fısır konuşmalar, telefon numaramı istemeler, tenefüslerde sınıfıma gelenleri bile vardı artık Allah var hiç birisini de umursamadım. Dedim motosiklet yokken hanginiz vardı yanımda? Hanginiz kaş göz yaptı da numaramı istedi? S*ktirin lan dedim. Çıkarcı insanlarla ne işim olabilir, hevesinizi alırsınız, 2 gün sonra gördüğünüzde selam bile vermezsiniz diye postayı koydum ben. Tabi ondan sonra adım biraz "Motosiklet aldı çok değişti, kaba tabirle g*tü kalktı" diyen çok oldu ama ben kendimi biliyordum. Kimsenin gözüne ilişmemek için motosikleti uzak bir yerde bırakıyor ya da atelye'nin en köşesine çekiyordum gözükmeyecek şekilde üzerini bez, branda vb şeylerle kapatıyordum.

    Bunlar bir yana da, biz teker konusunda kalmıştık. Ben teker yapmayı öğrendiğim gibi, üstüne birde stopie yapmayı öğrenmiştim bu süreçte. Bu sefer motosikletin önünü değil de, götünü kaldırıyordum yerden




    Bu arada en yakın arkadaşım vardı, aynı zamanda köylüm olan. Onlarda tabi gaza geldi motosiklet aldılar. Ben bu süre içerisinde çevre edindim, bir sürü arkadaşım, abim oldu. Yeni dostluklar gerçekten güzel, farklı insanlarla tanışmak, onlarla düşüncelerini paylaşıp fikir alışverişi yapmak gerçekten güzeldi. İnsanın farklı konularda bilgisinin olması ufkunu da genişletiyordu. Stopie yaptığım motosiklette arkadaşımın motosikletiydi. Onun ön amortisörleri benim amortisörlerime göre daha yumuşak ve papatya fren diski vs derken daha iyiydi ön freni. Ağırlık dağılımı da genel olarak ön tarafa doğru olduğundan motosikletin g*tünü kaldırmak daha kolay oluyordu Sonra biz böyle baya takıldık, hem makara muhabbet hemde ben arkadaşlara teker nasıl yapılır, stopie nasıl olur diye anlatıyordum. Çok sevdiğim Doğuş kardeşim denemeye kalktı tabi


    Bu resimden sonrası motosiklet az daha halice düşüyordu, zor indirdi. Biz uzağız zaten koşmak aklımıza gelmedi gülmekten, öyle olacağını hiç düşünmemiştik bile, tekerde viraj aldı resmen. Tam halice düşeceği sıra da motosikleti yan devirdi. Ama biz yerlere yatıyoruz, gülmekten karnımıza ağrılar giriyor. Böyle bir şey olamaz diyoruz, böyle güzel bir düşüş Motor gidiyor, bunun ayakları yerde, tutunacağı tek yer gidon olduğu için de habire gaz veriyor ve motosiklet daha çok hızlanıyor, bizim arkadaşta o şekilde motosikletin peşinden koşuyordu biz yerlerdeyiz. Sonra güldük, eğlendik. Şükür kazasız belasız da bitirdik büyük bir vukaat olmadı. Dedik yemek yemeye gidelim. Nereye gidelim, nereye gidelim diye deli sorular sorarken kendimize bir Mcdonals söylendi ama kendimizi dürümcüde bulduk. Tabi ben o kadar teker yaptım, stopie yaptım felaket yorulmuşum her yerim ağrımış. Üstüne birde acıkmışım, telefonla konuşurken bir fotoğramı çekmişler gözlere dikkat


    Yaaa ben napıyorum ya Allah aşkına kendim bile amma çok güldüm şu fotoğrafa

    Bugünlük bu adar olsun ama buradan sonrasının çok daha eğlenceli geçeceğini umuyorum. Daha sizlerle paylaşmak istediğim çooook uzun olaylar, yaşanmışlıklar var Kalın sağlıcakla...

  18. #18
    Eray35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Feb 2014
    Yaş
    30
    Şehir
    İzmir
    Mesaj
    459
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    1 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Çok güzel anlatıyosun valla benimde benzer bir hikayem var...Ama bizim ailede motosiklete meraklı bi ben varım saçma bi şekilde ilk beyaz eşya satan mağazadan senetle aylık 40 lira civarında mondial cup almıştım Sonra tabiki ybr...2008 2009 arası bi şey olması lazım 15 16 yaşlarındayım ehliyet falan hak getire İzmir'i bilen bilir bornovadan göztepeye gidiyodum hergün ehliyetsiz.Kurye sansınlar diye çanta takmıştım ve gerçekten hiç çeviren olmamıştı


  19. #19
    cannn22 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Oct 2015
    Şehir
    İstanbul
    Mesaj
    464
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    16 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı Eray35 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Çok güzel anlatıyosun valla benimde benzer bir hikayem var...Ama bizim ailede motosiklete meraklı bi ben varım saçma bi şekilde ilk beyaz eşya satan mağazadan senetle aylık 40 lira civarında mondial cup almıştım Sonra tabiki ybr...2008 2009 arası bi şey olması lazım 15 16 yaşlarındayım ehliyet falan hak getire İzmir'i bilen bilir bornovadan göztepeye gidiyodum hergün ehliyetsiz.Kurye sansınlar diye çanta takmıştım ve gerçekten hiç çeviren olmamıştı
    Allah kaza bela göstermesin maşallah Bende 1-1,5 sene kadar ehliyetsiz dolandım zaten

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •