Öncelikle cümleten selamun aleyküm. 8-10 aydır forumu günlük olarak takip ediyorum, konularınızdaki "1 okuyan misafir" bendim , o kadar güzel araçlar, o kadar güzel konular vardı ki iştahlandım ve ben de aracıma konu açmak istedim. Başta belirtmeliyim ki bu yazıda profesyonel çekimler olmayacaktır 6 ay 2007 model elegance fd6 kullandıktan sonra lpgli arabanın bana göre olmadığına karar kıldım. çünkü her seferinde 30 tl gaz 30 tl benzin alıp 30 liralık yol gitmekten bıkmıştım. ***** öğrenci bütçesi, insanın canına tak ediyor bir süre sonra. güzelim hondamı sattıktan sonra alan vatandaşa kendimi Corsamın bulunduğu galeriye bıraktırdım, pazarlığımızı yapıp aynı gün satışı aldım. kendisi 2014 model, D serisinin son üretimlerinden, 27.xxx km de 1.3 CDTi bir "essentia" idi. tırnak içinde essentia çünkü konunun ilerleyen zamanlarında bu konuyla ilgili bıkkınlık ve pişmanlıklarımı sık sık dile getireceğim. her ne kadar elimden geldiğince aracımı makyajlamaya çalışsam da sağ olsun arkadaşlarımın aracıma taktığı lakaplar yüzünden onun adı artık corsa değil; bismillah edition, boşline, bomboşline, essentia plus vsvs... yazmayı çok seviyorum uzun bir yazı olacağa benziyor, amatör "makyaj" maceramı sabırla okuyacak olan abilerime, kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum.
Önce rahmetli mugen+ 'm için bir dakikalık saygı duruşu
Boşline Corsa'm ile ilk karşılaşmamız
Alelacele satışını aldıktan sonra ilk pozumuz
Geleneksel modifiye anlayışımız gündüz farlarındaki sarı ampulü turuncusu ile değiştirdim, 2 numara cam filmi çekildi
Bundan sonra çok uzun bir süre mazot almak dışında kuruş masraf etmedim arabama. Aldığımda üzerinde bulunan Necvox marka serviste takılmış double-din nihayetinde bozuldu ve yerine her zaman başarılı bulduğum cd30 teyp aldım. Yalnız bir sorun vardı: aldığım cd30 parlak siyah aracımın göğüsü "essentia" olmasından dolayı griydi. ne yapsak ne etsek derken mantıksız olduğunu bile bile reklamcıdan folyo aldım ve ön göğüsü komple eve çıkardım.
fotoğrafta fena durmuyor ama çok rahatsız edici hatalarım vardı kaplamada. bu böyle olmayacak dedim ve tekrar eve çıkardım göğüsü. o olmazsa ne yaparız, o bir fenomen, o biir Akçalı sprey boya. görüntü beni tatmin etti.
30.000 km ye geldiği için servis garantisini bir köşeye attım ve sanayide bakımını yaptırdım hem de servisin verdiği rakamın 1/5ine. yağ olarak üzerinde GM yazılı gri bir kutu kullanıldı bütün parçalar GM takıldı. Pek içime sinmese de zamanım olmadığından üstelemedim. Bir dahaki bakım böyle olmayacaktı. Güzel ve seviyeli bir corsa grubuna üye olmuştum aracımı aldığımda, aktifdim de. bir baktım grubun Ankara yöneticisi olmuşum. etkinliklerde bir tek benim aracım şirket spec. böyle olmayacak dedim ve ufak ufak "makyaj"a başladım. havalandırma muzullarındaki sarı hoşuma gitti, kaliperleri de sarıya boyadık ve uzun süre beklediğim Steinmetz ön ekimizin montajı yapıldı.
Soğuk bir pazar günü İvedik'te sevdiğim bir abimin aksesuar dükkanında soba başında çay içerken stoplar hakkında enteresan bir ilham geldi ve sonuç:
malumunuz araç "essentia" olunca sis farı yoktu aldığımda. madem farklı bir şeyler yapacağız sis farlarımızda farklı olsun dedik ve sonuç gayet başarılı. üzerine de bizim keratanın akıllı paketi enjoy'un orijinal sis çerçeveleri takıldı. kambersiz düğün, amerikan parksız modifiye olmaz dendi ve ayarlı amerikan park modülümüz takıldı, çamurluk sinyallerine de çekildi.
Olmazsa olmazımız 16 renkli 4 adet ayak aydınlatma setimiz geldi ali amcadan.
bonus:
[IMG]
aylardan mart, bi anda kendimi jant alırken buldum. bir tanıdıkta gsi jantları varmış. gittik görüştük jantlardan biri çatlak çıktı. 3ünü alayım birini de bulurum falan derken mide bulandırdı vaz geçtim. ama ortaya çıktık bir kere illa alınacak. istanbuldan çok sevdiğim bir abim, 500km civarında kullandığı jantlarını satıyor. ertesi gün kendimi lastikçide buldum. sağ olsun jant göbeği olarak hediyesini de yollamayı unutmamış
aylar oldu alalı hala yolda çevirir sorarlar abi bu jantın markası ney satar mısın falan. uzunca bir süre leylek gezdim.
jantların geldiği gün taktırdım. nasıl duruyor bi görelim diye arkadaşın astra j sinin kışlık lastiklerini taktık ilk başta. 215/50/17 lastikler zaten çok kaba durdu ve 5-6 km yürüdükten sonra arkadan bir ses. bu leylek haliyle bile çamurluğa sürtmüştü. böyle olmayacak borç yiğidin kamçısıdır dedim ertesi gün soluğu lastikçide aldım. Petlas pt741 205/45/17 lastiklerimizi taktık. lastikleri taktırdığım gün İstanbul'a gittim grubun büyük buluşmasına katılmak adına. V taban lastikle yol gidilmez diyenlere saygılarımı sunuyorum hiç ama hiç rahatsız etmedi. günübirlik 1000km civarında yol yaptım memnun kaldım lastiklerden. 55 yanaktan 45e düşünce konforda ciddi anlamda bir kayıp oldu Leylek spec son fotoğraflarımız:
artık aracı basma zamanı gelmişti. coil mi yay mı karmaşası içinden çıkamıyordum. "coille kim uğraşacak yeaa indir kaldır falan" şu lafı söylediğim güne lanet olsun. Vogtland marka yaylarımız geldi. Sevdiğim bir abime sağ olsun kutuyu böldürdük ön 50mm arka 35mm yaylarımız montajlandı. gün geçtikçe daha da oturdu araba, ya da bana öyle geldi. benim gibi bu tarz konulara bütçe ayarlamakta sıkıntı yaşayan öğrenci kardeşlerime tek tavsiye: bi süre sonra iyice basmak istiyor insan. doyumsuzuz maalesef. bir dahaki arabamda coil takmazsam gözüm açık giderim. Neyse, yaylara gelecek olursak gayet konforlu. "vogtland sert yaa". evet sert ama corsa'nın orijinal süspansiyonu da zaten sert. yani konforda kayıp yok. 50mm olmasına yoruyorum önler arkaya nazaran bi tık sekiyor kasislerde. fotoğraflara geçelim.
tekrar ve tekrar malumunuz araç "essentia" olduğu için kapı kollarımız siyahtı. sök-boya-tak işlemine 250tl civarında uçuk rakamlar istenince yine bodoslama daldım ve kapı kollarını zaiyatsız sökmeyi başardım. fibercime rica minnet boyaması için bıraktım. her ne kadar boşline desek de anahtardan camlar açıldığı için 3 gün kapı kolsuz gezmek problem yaratmadı.
Kapı kollarımız boyandı ve taktım. şimdi gözüme biraz daha hoş görünmeye başlamıştı bomboşline'ım.
stopların görüntüsünden sıkıldım ve o kalıbı istenen, stoplarımı satmamı isteyen onca kişiye rağmen orijinale çevirdim.
bu sırada 40.000 km olduk. motul 5w30 x-fe clean yağ ve bosch filtreler kullanıldı bu sefer. şiddetle tavsiye ediyorum dizel motor sesini %30-40 civarında azalttı.
hemen peşinden bir motor temizliği yaptım.
biraz aracın iç donanımına yönelmeye karar verdim. Önce GID ekran takayım dedim fahiş fiyatlar yüzünden GID çerçevesi içine tablet yapıldı. Görüntü çok hoştu. bayağı kullanışlı olmuştu. telefonum servise gitti için fotoğraflar maalesef gitti elimde sadece bu kaldı. ilk zamanlar tabletin şarjını çakmaklık girişine adaptörle vermiştim. sonradan "ne kadar çok kablo var burayı içeriye taşıyayım" gibi hayatımın hatası olan bir karar aldım. (elektrik bilgim sıfır sayılır ama arabanın her yeriyle uğraşıyorum nedense) velhasıl 4.7volt ile çalışan tablete 12v güç verince tablet bozuluyormuş. öğrenmiş olduk bana 300 tlye mal olsa da. bilgi en değerli hazinedir sözü bu tarz elim bir olaydan sonra söylenmiş olabilir. tekrar tablet alacak durumum olmayınca bir köşede duran "canım" TID ekranımı geri taktım.
daha anlatacağım o kadar çok traji-komik "makyaj" çalışmam olmasına rağmen şimdilik burada bir kaç bonus fotoğraf ile konuya ara veriyorum. uyku tatlı geldi.
favorim:
sabrınız için