Yazıma başlamadan önce eski araçlarımın konusunu buraya iliştireyim.
Honda Civic EK Hatch.
http://www.techturkey.com/forum/otom...-raf-erir.html
Honda Accord CL7.
http://www.techturkey.com/forum/otom...-raf-erir.html
2 senedir beni bir kez olsun yüz üstü bırakmayan, 2 senede 50bin kilometre yol yaparak dizelin hakkını verdiğim Accord'u daha fazla yapacak bir şey kalmamasının verdiği can sıkıntısıyla satılığa koyunca, ne zamandır aracımı isteyen sevdiğim bir arkadaşım elimden aldı. E arabasız durulmaz, sahibinden'de sabahlıyorum içime sinen bir araba bulamıyorum. Buradaki bir çok insanın mutlaka geçirdiği dönemleri ben de yaşıyorum. Her kafadan farklı ses, farklı araçlar geliyor iyice düşünceler çorba oluyor. Honda Fanboy olmasam da Honda'ya karşı kalpten bir bağlılık var, usta olsun parça olsun hepsi de Honda çevresinden olunca başka bir markaya sahip olmak da biraz gözümü korkutuyordu. İlk çıktığından beri duruşuna hayranlık duyduğum Civic Hb'ler var ama hemen hemen hepsi dört kapı, bir çoğu da i-shift denilen saçma bir şanzımana sahip. Nadir de olsa tek kapıları ve manuelleri var ama ya bakımsız kalmış ve bitmişler okeye dönüyorlar, ya da el altından ilansız şekilde satılıyorlar. Zaten Fn2 Typer'dan bile daha az olan bir araba, yine zoru başarmaya çalışıyoruz koyduk kafaya bir kere. Kafaya koydum ben bu arabadan alacağım, internetten fn2 Typer fotoğraflarına bakıyorum daha da iştahım kabarıyor, deli gibi arıyorum ama piyasada araba yok. En sonunda bu sahip olduğum aracı buldum. Aracın fotoğraflardaki duruşu, km'si, LPG görmemiş olması, ikinci sahibinde oluşu, tüm bakımlarının yetkili serviste olması, ve üzerinde orijinal servis ürünü plastik Fn2 Typer spoiler ve fabrikasyon spor panjur olması çok büyük bir artıydı benim için. Hemen sahibiyle görüştük pazarlığımızı yaptık bir gece Kayseri'ye gidip aracı alıp geldik. Böyle bazı anlar vardır, o an sadece görürsün ve içinden 'Tamam işte bu.' dersin ve olay aslında orada bitmiştir ya, eski sahibi otogardan bizi almaya geldiğinde o anı yaşadım. Zaten daha önceden baktırdığım, şeceresini araştırdığım aracı tekrardan inceletip canlı gözle de görüp tamam dedikten sonra satışı alıp İstanbul'a sağ salim geri döndük. Bu arada Kayseri çok uzak memleketmiş.
Daha da uzatmadan fotoğraflara geçeyim, aracım 2008 model Honda Civic Fn1 Types 6 ileri Manuel. Aracın dış aksamı jant, spoiler, panjur, reflektör dışında komple fabrikasyon olarak Fn2 Typer görünümde. Bu aracın üzerinde de reflektör ve jant dışında geri kalanlar mevcut.
İstanbul'a geldik araca genel olarak bir baktırdık tekrardan, eski aracım ve yeni aracım aynı karede;
İlk zamanlar sadece yıpranmış boyası ile ilgilendim ve cila atarak bir süre bu şekilde takıldık.
Sonrasında hem muayeneden plaka vidalı olarak geçemeyeceğinden, hem de Kocaeli'deki plakaların fontunu sevdiğimden yeni plaka bastırıp plakalığını taktım aracın.
Dizel arabadan sonra benzinli arabaya geçince insan o ilk full deponun bitişini görünce insanın ne devir çeviresi geliyor ne de gezesi. Benzinli araba tabi ki alın, ama dizel arabanız varsa sakın benzinli araba almayın. Çok üzülüyor insan. Benzinli arabaya sen dizelsin dedirterek geziyoruz. i-vtec bu konuda gerçekten başarılı, basmazsanız yakmıyor.
Bu aracı alırken en çok duyduğum yorumlardan bir tanesi aracın ciddi anlamda sert olmasıydı. Aman ne olacak zaten 40 yanak lastik 3.5cm spor yay ile geziyorum ben Accord'la bir şey olmaz diyordum ama ta ki arabayı alana kadar. Aracın arka yürüyeni bağımsız olmadığı için normal araçlara göre gerçekten sert.
Normal araçlarda spor yay aracı sertleştirirken bu araçta tam tersine spor yay aracın yumuşatıp daha konforlu hale getirdiği bilgisini aldım, hemen Eibach 3.5cm spor yay alıp aracıma taktım. Sonuç gerçekten şaşırtıcı oldu, aracın duruşuna katkısı oldu, konforuna katkısı oldu, yol tutuşuna katkısı oldu. Keşke araba bu yaylarla fabrikadan çıksaymış dedim.
Bu arada araç kesinlikle dip basık olsun hard dursun değildi amacım, o yüzden 3.5cm tercih ettim. Aracın dodikleri ve davlumbazlarının fiyatı çok yüksek olmasından ve bu düzgünlükte bir arabaya zarar vermek istemeyişimden dolayı 3.5cm tercih ettim, kıvamında oldu benim gözümde.
Aracın kapılarına Aliexpress'ten tedarik ettiğim silikon koruyucuları tedarik ettim. Bu sayede az da olsa rüzgar sesini engelledim, ayrıca han kapısı ile olan kapısını açtığımda başka bir araca çarpıp iki aracın da zarar görmesinin önüne geçtim. Aracın siyah olmasından ötürü de hem sırıtmadı, hem de orijinal gibi oldu.
Arka tarafa reflektörün üst kısmına da elimde bulunan kırmızı ince şerit uygulaması yaptım. Hoşuma gittiği için de sökmedim bu şekilde duruyor. Bu taraz ufak tefek ayrıntılar hoş geliyor her zaman gözüme.
İç kısımda çok fazla değişiklik yapmayı sevmiyorum. Ufak tefek dokunuşlar yeterli geliyor bana. Bu mantıkla yola çıkarak Fn2 Typer körük, vites topuzumuzu da taktık.
Kışın bu tarz vites topuzlarıyla vites atası gelmiyor insanın. Hemen çözüm üretelim dedik.
Araca yay taktık, bu sefer jantlar küçük durmaya başladı gözümde. fn2 Typer jantı istiyordum en başından beri, jantın hem gülle gibi ağır olması, hem de fiyatlarının çok yüksek olmasından dolayı vazgeçmek durumunda kaldım. Eski aracım Accord'un sahibi kış için 17'' jant takması gerekince ben de beğenerek kullandığım 18'' Volk Racing Ce28n modeli jantlarımı geri aldım. Olumlu yönde baya yorumlar geldi etrafımdaki insanlardan, benim de içime sindi bu görüntü.
Anlatacaklarım şimdilik bu kadar. Yapılacak kafamda çok fazla şey var, kafamdaki şeyleri de hayata geçirebilirsem çok daha güzel bir hale getireceğim aracı.
Olumlu olumsuz tüm yorumlara ve önerilere açığım. Şimdiden herkese çok teşekkürler. Maşallahınızı eksik etmeyin.
Sevenyedi.