Citroën C5 - X7 2.0HDi Exclusive BVA, Euro 5 (163hp)

[etc]

Merhabalar,

Uzun yıllardır standart bir Citroën kullanıcısı olarak hayalini kurduğum bir araçtı Exclusive C5. Standart kullanıcı dedim, çünkü bana göre gerçek bir Citroën kullanıcısı olmak doğrusu bir Hydractive Citroën sahibi olmanın yolundan geçiyor. Nihayet nasip oldu, yakın çevremdeki insanların da nitelendirdiği üzere sonunda muradıma erdim.

Çocukluğumda nostaljik Citroën Traction Avant oyuncak ile başlayan bu sevda, ortaokul döneminde otomotiv dergilerinin zaman zaman klasik ve modern klasik sayfalarında gördüğüm Citroen DS, SM, CX, XM gibi kült modellerinin makaleleri ile pekişerek lise ve üniversite hayatımda ise internet üzerinden bilgiye erişimin verdiği kolaylıkla markanın tabiri caizse "Çöken-Kalkan" tüm modellerine karşı beslediğim sevdayı arşivleştirmeye ve günün birinde 'ama nostaljik ama modern' bu aileden bir otomobile sahip olma hayaliyle beni günümüze kadar getirdi.

Aslında ülkenin son zamanlardaki ekonomik durumu, genel moralsizlik modundan çıkıp burada sahip olduğum araç ile ilgili bir konu açıp açmama noktasında çok gidip geldim. Neticede kimsenin tadı yok, sahip olduğumuz otomobillerle ilgilenmek, onarımını yapmak, hayal ettiğimiz aftermarket ürünler almak v.s. çok ama çok zor bir hale gelmeye başladı. Ne olursa olsun silkelenip, arada hobilerimizin de olduğunu hatırlayarak günlük hengameden uzaklaşmak ve bir konu açmak istedim. Belki başka Citroën sevdalıları ile de burada denk gelir ve bilgi alışverişi yapma şansına ulaşırız.

Önceki araçlarımın bir kısmının burada konusu var, incelemek isteyenler için aşağıya link bırakayım;
http://www.techturkey.com/forum/otom...ive+zenith+etc

C2 ile başlayan Citroën serüvenimdeki ikinci araç olan C3'ü satmaya karar verdikten sonra arada C4'ü atlayarak (birkaç kez kullanmıştım ve hemen hemen aynı paraya C5 alınabiliyordu o dönem) direk C5 bakmaya başlamıştım. Hayalimde tabi ki 2.0HDi Hydractive bir C5 vardı ancak o dönem bütçemi bir hayli aşıyorlardı. Ben de aklıma yatan bir C5 buldum, C3'ü bir yakın arkadaşım istiyordu. Anlaştık, ona verdim ve ertesi gün dostum @taytay ile İstanbul'a C5'i almaya gittik.

3.Citroën'im; 2011 Citroen C5 1.6 e-Hdi Dynamique.
Bu aracı 86.000km'de iken aldım ve bilfiil tam 100.000km kullanarak 186.000km'de iken sattım. Aslında birlikteliğimiz daha devam ederdi ancak aradığım C5'i bir anda İstanbul'da Nişantaşı'nda ilanda görünce ve tesadüfen ben de işim icabu İstanbul Tuzla'da olduğum için şansımı denedim. Aşağıda gördüğünüz gri C5'e ilan açtım ve ertesi gün yeni sahibine gitti... Ben de daha da aşağıda göreceğiniz beyaz C5 için Marmaray'a atlayarak Şişli'nin yolunu tuttum.

Ama öncesinde gri C5'e değinmeden yapamayacağım. Çünkü çok güzel bir otomobildi. Birkaç fotoğrafını eklemek isterim;

2019 yılı Nisan ayı, İstanbul Ataköy'deki Mersa Citroen yetkili servisinde kayıtlarına baktıktan sonra ekspertize geçtiğimizde,



Aldıktan sonra geçen 3 yıllık zaman zarfında çeşitli ağır bakımlar, egzoz ucu değişimi, 3M metalize cam filmi uygulaması, spacer uygulaması (FG), 18" Citroen C5 Atlantique jant takımı gibi ıvır zıvır kafama göre bir takım değişiklikler yaparak sorunsuz bir şekilde kullandım.

Zaman içerisindeki farklılıklarına ufakça bir göz atalım;











Bu araçla Türkiye'nin yarısını dolaştım, işim gereği zaten her hafta seyahat ediyorum ve kullanımı çok keyifli, geniş, konforlu bir otomobildi.

Geleneksel ancak tam bağımsız bir süspansiyon sistemine sahip (bu motor ve donanımda Hydractive süspansiyon yok) ancak kendi sınıfı içerisindeki en konforlu, en çok salınan yaylanan araç diyebilirim. İlerleyen süreçte bunlara daha detaylı değiniriz.

1.6lt hacim, stok 112hp gücüyle cüssesine göre görece yetersiz motoru ve robotize şanzımanı ile bazen can sıksa da, MCP(yarı otomatik) şanzıman kalibrasyonu, yazılım, düzenli/kaliteli malzemeler ile bakım ve biraz da özenli kullanımla ben onu gayet keyif alınabilecek bir hale getirmiştim.

Bu aracı andıktan sonra, gelelim yerini alan mevzubahis diğer C5'e;

Aralık 2021, ekspertizden bir kare. Yapılacak ufak tefek eksiklikler var, arka sağ park lambası ampulü de patlak evet..



Devamı gelecek...

[etc]

2.0 ltr dizel olarak düşük kilometreli bir C5 bulmak günümüz şartlarında ülkemizde artık çok ama çok zor. Nitekim araç ilana düştüğü an telefona sarılıp hiç pazarlık yapmadan aracın üzerine gitmeme rağmen alışverişimizi bitiresiye kadar birkaç kez bir miktar fiyat yükselterek yoklayan Hydractive sevdalısı ile de karşılaştık. Neticede iş noterde son bulanca ve ruhsatı elime aldığımda içim huzura erdi. Araç aldığımda 126.000km'de idi (şu anda 132.000km oldu) ve kaporta olarak da son derece düzgün bir araç. Ayrıca iç kondisyonu (deri koltukların durumu, trimler, v.s.) da beklediğimden iyi çıktı.

Aracı teslim almazdan evvel çektiğim ilk fotoğrafları;

Aracım 2010 model, Exclusive versiyon (yani tüm motor gamı içerisinde gerçek en dolu paket bu oluyor). Dynamique versiyon (1.6 ltr dizel motorlar için orta paket olur) olan önceki C5'ime göre araca önden baktığımızda görünen ilk ve en büyük fark Adaptive Bixenon farlar (direksiyon hareketi ile sağa sola yönlenir ve aracın yük durumuna göre yüksekliğini otomatik olarak ayarlar).



Bu farların alt kısmında gözüken ince siyah şeritler normal koşullarda 2011 model yılından sonra makyajlanan modellerde bulunan gündüz ledleri. C5 2011'de küçük bir makyaj geçirdi, ön farların içine alt kısma yukarıdaki fotoğrafta görünen gündüz ledleri eklendi ve arka stopların sinyal ve geri vites lambasını içeren kısımları kırmızı/pembe tonlarındaki renkten griye döndü.

2010 model olan bu aracımda makyajlı versiyonun far grubunun olmasının sebebi ise 2010'da gelen 163 hp'lik geliştirilmiş Euro5 motora sahip bu ilk seride (öncekiler Euro4 ve 138 hp idi) Xenon far merceklerinin arızalanıp kendi kendine yukarı aşağı oynama sorunu. Bu araçta da bu kronik arıza baş göstermiş ve yetkili servis farları yenisi ile değiştirmiş. O dönemde de servisin elinde makyajlı modelin far grubu olduğu için araçta bu farlar yerini almış.

Stoplarımız ise standart, pembe tonlarında sinyal grubuna sahip model yılına göre orjinal halleriyle duruyorlar. Aslında ileride bunlara makyajlı kasanın stoplarını takarak ön/arka takımı tamamlamak gibi bir planım mevcut.



Aynı dönem (2010 ve 2011) üretilen bu C5'lerde bir de yine kronik bir hata olan şanzımanda titreme sorunu var. Bu sorun bu araçta da baş göstermiş ve 65 bin küsur kilometrelerdeyken otomatik şanzımanı komple yenisi ile serviste değişmiş. Far ve şanzıman değişimi ile diğer tüm incik boncuk bakımlarına ait yetkili servis faturaları da aracın dosyası ile birlikte eski sahibi tarafından bana teslim edildi. Kendisini bu noktada tebrik etmek gerek, zira böyle kullanıcılar günümüzde çok az.

Aracı iş seyahatim esnasında diğer C5'imi satarak 2 gün içerisinde aldığımda yukarıdaki gönderide bahsetmiştim. Tuzla'da bir denizcilik fuarı için bulunduğum süre zarfında birkaç gün araç ile sadece otel - fuar alanı arasında gidip geldim. Bu esnada Hydractive sistemine de biraz antrenman yaptırmayı ihmal etmedim tabi ki.

Araç yüksekliği en alt konumdayken birkaç görsel;

Viaport Marina fuar alanı otoparkı, Tuzla;


Bu da otel otoparkından, tüylerimi diken diken görüntü ;

[.::EmrE::.]

Ülkede hala çoğu dünya ülkesine göre standart araçlara sahip olup zevk alabilen birilerini görmek mutluluk verici. -Yanlış anlaşılmasın, aracınızı sıradanlaştırmak değil maksadım. Örneğin ben de Fiat 500'üm ile benzer duyguları yaşamaktayım,dünyanın çoğu ülkesinde bedava sayılabilecek bir rakama alınabilen sıradan bir araç olmasına rağmen, ülkemizdeki fiyatları göz önünde bulundurulduğunda oldukça sıradışı oluyor, farklı coğrafyalarda insanlar yeni çıkan spor araçlara, çok daha güçlü motorlara, son teknolojilere sahip olurken, ülkemizde ulaşılabilir araçlar dönem olarak geriden geliyor... -. Zira yazınızın başında söylediğiniz gibi, genel moralsizlik, ekonomik alım gücünün bir hayli düşüşü, istenilen veya hayal edilen araçlara sahip olamamanın, hatta belki de hiçbir zaman olunamayacağının getirdiği mutsuzluk had safhaya ulaşmış durumda. Böyle bir ortamda keyif alabilen birilerini görünce mutlu oluyorum.

Fransızlar bence her dönem özellikle tasarım ve yenilikleriyle otomotiv piyasasına farklı soluklar getirdiler. PSA gurubunun mevcut ürün gamında da, sizin aracınızın döneminde de bu izleri görmek oldukça kolay.C5 gerçekten sınıfının en güzel araçlarından biri, konfor konusunda tecrübem olmamasına rağmen hissiyatı dillerde olan bir araç. Görüntü olarak harika duruyor, kazasız, belasız keyifli sürüşler diliyorum.

[DOHC]

Ayda ortalama 3k km yapan biri için konfor ve sorunsuzluk ön planda olmalı zaten.
Kazasız belasız kullanın.
Bu araç D segmenti olarak mı geçiyor?

Bundan sonra akvaryum style C6 yakışır

[Ssamet]

Seçiminiz için tebrik ederim hocam.

Yakın bir dostumda 508 var.Kardeşini de az çok tahmin edbiliyorum ki üstüne bi de hydractive olması tadına tat katıyordur.Ayrıca ara ara ben de bakarım.Neredeyse 200 bin km altında hiç 2.0 dizeli yok.Güzel yakalamışsınız.Güle güle , keyifle kullanın.

[etc]

Ülkede hala çoğu dünya ülkesine göre standart araçlara sahip olup zevk alabilen birilerini görmek mutluluk verici. -Yanlış anlaşılmasın, aracınızı sıradanlaştırmak değil maksadım. Örneğin ben de Fiat 500'üm ile benzer duyguları yaşamaktayım,dünyanın çoğu ülkesinde bedava sayılabilecek bir rakama alınabilen sıradan bir araç olmasına rağmen, ülkemizdeki fiyatları göz önünde bulundurulduğunda oldukça sıradışı oluyor, farklı coğrafyalarda insanlar yeni çıkan spor araçlara, çok daha güçlü motorlara, son teknolojilere sahip olurken, ülkemizde ulaşılabilir araçlar dönem olarak geriden geliyor... -. Zira yazınızın başında söylediğiniz gibi, genel moralsizlik, ekonomik alım gücünün bir hayli düşüşü, istenilen veya hayal edilen araçlara sahip olamamanın, hatta belki de hiçbir zaman olunamayacağının getirdiği mutsuzluk had safhaya ulaşmış durumda. Böyle bir ortamda keyif alabilen birilerini görünce mutlu oluyorum.

Fransızlar bence her dönem özellikle tasarım ve yenilikleriyle otomotiv piyasasına farklı soluklar getirdiler. PSA gurubunun mevcut ürün gamında da, sizin aracınızın döneminde de bu izleri görmek oldukça kolay.C5 gerçekten sınıfının en güzel araçlarından biri, konfor konusunda tecrübem olmamasına rağmen hissiyatı dillerde olan bir araç. Görüntü olarak harika duruyor, kazasız, belasız keyifli sürüşler diliyorum.

Teşekkür ederim, söylediklerinizde haklısınız, elimizdeki imkanlar ile mutlu olmaya çalışıyoruz maalesef. Ben biraz da sanki bir günlükmüş gibi işi hatırata dökmek amacıyla buraya kendimce bir şeyler yazıp çizmeyi seviyorum. Bu konuyu açmazdan önce de eski açtığım konuya bakınca hoşuma gitti, çoktan unuttuğum birkaç şeyi gördüm. Dedim ki C5 ile ilgili de bir şeyler yazmaya devam edeyim. Gönül tabi ki ikinci bir araç olarak hayallerdeki otoparka şöyle bir şeyler de koymak ister ve otomobillerim başlığı altında açılan bu konularda bu tip araçlar üzerinde tartışmalar yapmak ister, lakin sizin de bahsettiğiniz gibi ulaşılabilirlik noktasında sadece otomobiller değil, her noktada çok ama çok geriye düştük.



Hem günlük az sorun yaşayarak maddi olarak kendimizi kollamaya, hem keyif almaya, hem de hayal ettiğimiz özelliklere ve hayranlık duyduğumuz markanın kültürüne uyumlu araçlar bulup az çok kendimizi tatmin etmeye çalışıyoruz. Resmen satranç oynar gibi kararlar alıyoruz. Hem de bunu, şu aracı aldığım rakamlara niçin yeni bir Egea veya diğer yeni model saçma sapan bir B segment araca yönelmediğimi sorgulayan bir zihniyetin içerisinde yer alarak yapmaya çalışmak... İnsanların bir otomobili severek kullanmak ve tatmin olmak için almayı, bir yatırım aracı olarak düşünmeden sahiplenmeyi neredeyse kabahat görmeye başladığı bir dönemden geçiyoruz. Bana bu dönemin içinde bulunmak çok saçma geliyor. İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim, bilmukabele.

Ayda ortalama 3k km yapan biri için konfor ve sorunsuzluk ön planda olmalı zaten.
Kazasız belasız kullanın.
Bu araç D segmenti olarak mı geçiyor?

Bundan sonra akvaryum style C6 yakışır

Çok teşekkür ederim, evet C5 D segmentinde bulunan bir araç. C6 ise E segmentinde bulunuyor. Bu kasa C5'te Hydractive sisteminin artık maliyetler sebebiyle Citroën tarafından kullanımdan kaldırmadan önceki son versiyonu, yani Hydractive III+ mevcut. C6'da ise yine bu sistemin üzerine birkaç farklı konfor öğesi (yazılım/sensör v.b.) ile daha da ileri seviyeye götürülmüş, biraz daha geliştirilmiş bir modeli mevcut. Gönül tabi ki C6 ister ama düzgün C5'i bile bulmakta bu kadar zorlandığımız bir pazarda, kullanılabilecek gibi bir C6 zaten kısa vadede kalmayacak gibi duruyor.

Seçiminiz için tebrik ederim hocam.

Yakın bir dostumda 508 var.Kardeşini de az çok tahmin edbiliyorum ki üstüne bi de hydractive olması tadına tat katıyordur.Ayrıca ara ara ben de bakarım.Neredeyse 200 bin km altında hiç 2.0 dizeli yok.Güzel yakalamışsınız.Güle güle , keyifle kullanın.

Çok teşekkür ederim. C5, 508 ve hatta bir önceki nesil 407 genel olarak aynı şasi ve yürüyene sahip. Hepsinde ön taraflarda salıncaklı sistem ve deveboynu taşıyıcı mevcut (bildiğim kadarıyla o sınıfta Mondeo, Insignia v.b. böyle bir ön düzene sahip değil), arka kısım ise tam bağımsız. Rot ayarı yapılırken 4 tekere de ayrı ayrı yapılır, hepsi de halihazırda inanılmaz konforlu araçlar. Bir önceki aracım standart bir C5 idi ve zaten o kadar konforluydu ki, başımdan geçen bir kazadan ötürü aracım yetkili serviste kaldığında bana ikame araç olarak verilen B8 kasa Passat bile konforsuzluğu ile beni şaşırtmıştı. C5'in otobüs gibi yaylanan salınımlı sürüşüne alıştıktan sonra Passat çukurda tümsekte zıp zıp zıplayan daha sert süspansiyonu ile bana çok keyifsiz gelmişti. 2 hafta sürmek zorunda kaldım ve aracım çıksa da bir an önce geri versem diye beklemiştim. Tek güzelliği DSG şanzımanın konforu. Hydractive ise bu söylediklerimin üzerine bir tık daha farklı bir dünya.

[livaneli]

Yazmayayım dedim ama tutamadım kendimi. Bu ne güzel ve akıcı bir anlatımdır? Yazım hatası yok, kibar, insancıl...
C5'leri takip ediyorum , o ayrı konu.

[etc]

Yazmayayım dedim ama tutamadım kendimi. Bu ne güzel ve akıcı bir anlatımdır? Yazım hatası yok, kibar, insancıl...
C5'leri takip ediyorum , o ayrı konu.

Çok teşekkür ederim, eksik olmayınız. C5'leri takip ediniz, herkese tavsiye edilir.

*

Yeni bir mesaj açmadan cevabın üzerine konuya devam edeyim;

Hydractive sisteminde araçta geleneksel amortisör ve helezon grubunun yerini körüklü amortisörler ve küreler (sphere) alıyor. Özetle hidropnömatik olarak adlandırabileceğimiz, adı üstüne hidrolik(LDS) ve gaz(nitrojen) desteği ile işleyen bir sistem. Otomotiv sanayiindeki geçmişi 1930'lu yıllara dayansa da seri üretim otomobillerde Citroën tarafından icad edilen ve patenti alınan bu sistem ilk kez 1954 yılında Citroën Traction Avant 15H modelinde sadece arka aksta yer alır şekilde seri üretime sunularak hayatına başlamış.

Son nesil olan Hydractive III+ versiyonunda 4 adet küre her bir tekerleğin bağlı bulunduğu amortisörlerin üzerlerinde bulunuyor ve ilaveten ön orta kısımda motorun arka alt kısmına doğru denk gelen bir merkezi küre ile arka tekerleklerin arasında bulunan 2 adet küre mevcut. Yani toplamda 7 adetler.

Konumlarını kendi aracım üzerinde şöyle göstermeye çalışayım;



Motor koruma kapağı üzerinde bulunan HDi16 yazısı birçok kişi tarafından 1.6 ltr olarak algılanıyor ancak aslında 16Valf anlamına geliyor, motor hacmiyle bir alakası yok.



Şu canlandırma görselinde de daha rahat algılanabilir;


Bir çok firma bu sistemin kusursuzluğunu ve avantajını sonradan faketse de patenti Citroën'de olduğu için sadece sıkıştırılmış hava ve körük gibi öğeler kullanarak daha basit varyantlarını türetip çeşitli sistemler geliştirdiler (Günümüzde otobüs, kamyon, çekici gibi ticari araçlarda, binek araçlarda Mercedes'in kullandığı Airmatic ve benzeri sistemlerde ve modifiye camiasında çok yaygın olan Air/Compressor sistemleri gibi).

Çok kafa ütülemeyeyim, sistemin nasıl çalıştığına merak besleyenler aşağıdaki videodan faydalanabilirler;
Citroen C5 Hydractive 3+ - YouTube
Citroen - The Hydractive 3 and 3 Plus Systems (2000) - YouTube

Aracı İstanbul'dan aldıktan sonra ve iş programım bitince Denizli'ye doğru yola çıktım. Ancak öncesinde çok kötü olan lastiklerini Tuzla'da değiştirdim. Şansıma yeni tarihli Goodyear kış lastikleri buldum.

Bu sistemde aracı lifte alırken yapılması gereken bir iki prosedür var. Kapalı devre bir sistem olduğu için ve basınçlı çalıştığı için öncelikle sistemi çalıştıran hidrolik yağının (LDS) deposunun kapağını açıyorsunuz ve aracı servis konumu olan en üst (yani en yüksek) pozisyona alıyorsunuz. Sonrasında aracı lifte sürerek kaldırılmasını sağlayaabilirsiniz.



Lastikçinin atölyesine dik bir rampadan iniliyordu, en üst kademede leylek halinde bir görüntü;



Akabinde "aklı kelden mazotu da ***** yerden" diyerek Denizli'ye dönmüş olduk.



Devam edecek...

[Slmcnsl]

Oldukça keyifli bir araç almışsınız.
İyi günlerde kullanmanız dileği ile.

[KÖROĞLU]

Müthiş tercih, önceki kasa 2.0 sx pk olanına sahip oldum. Hydractive (piyasa tabiriyle kendinden air) süspansiyon gerçekten ayrı bir dünya. Oe olmasının verdiği güvenlik hissi, belli bir hızdan sonra kendini alçaltması, belli bir hıza kadar (eski kasa da40 km/h) en üst konumda gidebiliyor olması vb çok hoş özelliklere sahip. Ben her park ettiğimde en alt konuma alırdım ki o konumda araç muazzam görünürdü. Yapılabilecek en mantıklı tercih olmuş bence, güle güle kullanın.

Bendeki sıralama da sizin tersi gibi oldu. Önce c4 vardı sonra c5 oldu o gitti c2 geldi.

[Ome_RS]

Umarım uzun süren keyifli birlikteliğiniz olur. Tam uzun yol arabası gzel günlerde kullanın.

[drago]

Maşallah çok güzel araç

2.0 163 motorun performansı nasıl? Daha önce sürdüğünüz araçlarla kıyaslama şansınız var mı?

Bu motorla birlikte tam otomatik şanzıman mı var?

[M U R A T]

normalde c5 hiç beğenmem görünce kafamı çeviririm ama bu güzel görünüyor nedense muhtemelen bakımlı temiz olmasından sebep iyi günlede kullan

[8.000rpm]

bu aracın ana göre tek zayıf yönü şanzımanı
öte yandan , hydractive sisteminin mucidi olan ve ikibin yıldır bu sistemi kullanan bir firmanın sistemsel bir risk taşımayacağını , hatta piyasadaki en sağlıklı sistem olacağını düşünüyorum (tamamen şahsi kanaat)

aracınıza maaşallah
gerçekten iyi durumda olan örnekleri fazla sayıda olmayan bir araç , allah nazarlardan saklasın
keyifle kullanın hep

[KÖROĞLU]

bu aracın ana göre tek zayıf yönü şanzımanı
öte yandan , hydractive sisteminin mucidi olan ve ikibin yıldır bu sistemi kullanan bir firmanın sistemsel bir risk taşımayacağını , hatta piyasadaki en sağlıklı sistem olacağını düşünüyorum (tamamen şahsi kanaat)

aracınıza maaşallah
gerçekten iyi durumda olan örnekleri fazla sayıda olmayan bir araç , allah nazarlardan saklasın
keyifle kullanın hep

Araç sahibi de bilgi verir illaki ama bu sistem bakımı düzgün yapıldıkça ve kullanılan yağ sadece ve sadece TOTAL LDS oldukça, sphere (sifer, küre) basınçları düştüğünde yenilendiğinde gerçekten çok uzun vadeli ve stabil kullanım sunan bir süspansiyon.

önceki kasa da yaşanan en büyük sorun iş bilmez ustaların atf / motor yağı ya da xantia larda kullanılan yeşil yağı kullanmalarından dolayı sistemi bozmalarıydı.

Elektrikli süspansiyon pompası tamiratı daha yaptırdık wh grubu üzerinden 6 aydır arabası yürümeyen insanların araçları yürür hale geldi.

Yine bir önceki kasa için konuşursam parça konusunda sistemin hareketini sağladığı "silindir" denen parçayı bulmak biraz zor olabilir. O da kolayına arıza veren bir malzeme değil.

Sphere ler yurtdışından da TR den de tedarik edilebiliyor. Maliyeti belki std süspansiyonlu araca göre 1 miktar yukarıda kalabilir, fakat buna istinaden sunduğu konfor kesinlikle tartışılmaz.

Şanzıman konusuna katılıyorum, manuel olsa daha güzel olur kesinlikle.

[etc]

Oldukça keyifli bir araç almışsınız.
İyi günlerde kullanmanız dileği ile.

Çok teşekkür ederim, sağ olun.

Müthiş tercih, önceki kasa 2.0 sx pk olanına sahip oldum. Hydractive (piyasa tabiriyle kendinden air) süspansiyon gerçekten ayrı bir dünya. Oe olmasının verdiği güvenlik hissi, belli bir hızdan sonra kendini alçaltması, belli bir hıza kadar (eski kasa da40 km/h) en üst konumda gidebiliyor olması vb çok hoş özelliklere sahip. Ben her park ettiğimde en alt konuma alırdım ki o konumda araç muazzam görünürdü. Yapılabilecek en mantıklı tercih olmuş bence, güle güle kullanın.

Bendeki sıralama da sizin tersi gibi oldu. Önce c4 vardı sonra c5 oldu o gitti c2 geldi.

Çok teşekkür ederim, sağ olun. Önceki kasa da muazzam bir araç, gerçekten çok sağlam bir otomobil. 110 km/s hızdan sonra araç burnunu 2 cm alçaltıyor, aynen.

Eskisi nasıldı çok emin değilim ama bunda 4 kademe yükseklik konumu var;

- En alçak konum (saatte 10 km hıza kadar sürüşe müsaade ediyor. Sonrasında kendi kendine standart pozisyona yükseltiyor.)
- Standart sürüş yüksekliği
- Üst konum (saatte 40 km hıza kadar sürüşe müsaade ediyor. Sonrasında kendi kendine standart pozisyona yükseltiyor.)
- En üst konum, servis modu (saatte 10 km hıza kadar sürüşe müsaade ediyor. Sonrasında kendi kendine standart pozisyona yükseltiyor.)

Umarım uzun süren keyifli birlikteliğiniz olur. Tam uzun yol arabası gzel günlerde kullanın.

Umarım. Kaza, bela, üstünden kalkılamaz bir problem yaşamazsam kısmetse uzun süreli bir birliktelik amacım. Çok teşekkür ederim.

Maşallah çok güzel araç

2.0 163 motorun performansı nasıl? Daha önce sürdüğünüz araçlarla kıyaslama şansınız var mı?

Bu motorla birlikte tam otomatik şanzıman mı var?

Daha önce sürdüğüm tüm araçlardan fersah fersah üstün bir performansı var. Stok 340 nm torku mevcut. Önceki aracım yine C5 idi ancak 1.6 dizeldi, yazılımlıydı ve düzenli şanzıman kalibrasyonu yaptırtırdım. Yarı otomatik şanzımana rağmen manuel konuma aldığımda devrini kendim ayarlayabildiğim için 1.6 TDi DSG Passat'lar ile yürüyordu, hatta geçiyordum. Ama 163'lük 2.0 dizel onunla kıyaslanamayacak şekilde sağlam gidiyor. Tabi bunda tam otomatik 6 ileri AisinWarner TF-80 SC şanzımanın da etkisi büyük. Şanzıman 450 nm torka kadar kaldırma kapasitesine sahip, bu araca da yakında yazılım planımda var. Bu şanzımanı güncel tam otomatik EAT6'ların bir eski versiyonu gibi düşünebilirsiniz. BMW'nin kullandığı ZF şanzımanlar ile aynı de prensipte çalışıyor. Tam otomatik ancak içerisinde kavrama da yaptıran ve şanzımanı kilitleyen balatalar mevcut, bu da yakıt tüketiminde avantaj sağlıyor. Yağ değişimi v.s. düzenli yapıldığında son derece de uzun ömürlü bir şanzıman. Aynı şanzıman Volvo (S40, S60, V70, XC60, XC90 v.b. modellerde), Mazda, Toyota/Lexus, VW/Audi'nin bazı modellerinde de kullanıldı. Detaylı liste aşağıdaki linkte mevcuttur;
AWTF-80 SC - Wikipedia

normalde c5 hiç beğenmem görünce kafamı çeviririm ama bu güzel görünüyor nedense muhtemelen bakımlı temiz olmasından sebep iyi günlede kullan

Çok teşekkür ederim, sağ olun. C5'leri sevelim

bu aracın ana göre tek zayıf yönü şanzımanı
öte yandan , hydractive sisteminin mucidi olan ve ikibin yıldır bu sistemi kullanan bir firmanın sistemsel bir risk taşımayacağını , hatta piyasadaki en sağlıklı sistem olacağını düşünüyorum (tamamen şahsi kanaat)

aracınıza maaşallah
gerçekten iyi durumda olan örnekleri fazla sayıda olmayan bir araç , allah nazarlardan saklasın
keyifle kullanın hep

Güzel dilekleriniz için çok teşekkürler, sağ olun.
Şanzıman ile ilgili bir üst kısımda biraz detaylı bilgi verdim. Bu modelde yarı otomatik değil de tam otomatik AisinWarner Japon üretimi bir şanzıman mevcut ve ZF'in şanzımanları ile aynı prensipte çalışıyor. Motor ile şanzıman uyumu da son derece iyi. Bir önceki kasa C5'in şanzımanı ile bu şanzıman da aynı değil, o daha geleneksel bir tam otomatik idi.

[etc]

Araç sahibi de bilgi verir illaki ama bu sistem bakımı düzgün yapıldıkça ve kullanılan yağ sadece ve sadece TOTAL LDS oldukça, sphere (sifer, küre) basınçları düştüğünde yenilendiğinde gerçekten çok uzun vadeli ve stabil kullanım sunan bir süspansiyon.

önceki kasa da yaşanan en büyük sorun iş bilmez ustaların atf / motor yağı ya da xantia larda kullanılan yeşil yağı kullanmalarından dolayı sistemi bozmalarıydı.

Elektrikli süspansiyon pompası tamiratı daha yaptırdık wh grubu üzerinden 6 aydır arabası yürümeyen insanların araçları yürür hale geldi.

Yine bir önceki kasa için konuşursam parça konusunda sistemin hareketini sağladığı "silindir" denen parçayı bulmak biraz zor olabilir. O da kolayına arıza veren bir malzeme değil.

Sphere ler yurtdışından da TR den de tedarik edilebiliyor. Maliyeti belki std süspansiyonlu araca göre 1 miktar yukarıda kalabilir, fakat buna istinaden sunduğu konfor kesinlikle tartışılmaz.

Şanzıman konusuna katılıyorum, manuel olsa daha güzel olur kesinlikle.

Önceki mesajları yanıtlarken görmemişim mesajınızı, Hydractive ile ilgili yazdığınız tüm bilgilerin altına imzamı atarım. Durum aynen budur. Tabiri caizse kasaplardan nasibini alan tüm C5'ler tu kaka ilan edildi. Bu Hydractive olmayan C5'ler için de geçerli bir durum, hatta tüm PSA araçları için. Elektroniğinden, dilinden anlamayanların elinde bu araçlar ocak batıran oluyor. Gerçekten bilerek ve severek ilgilenen usta sayısı da şu ülke çapında say deseniz belki bir elin parmaklarını zor geçer. İzmir, İstanbul, Ankara, Denizli ve Antalya'da bildiğim çok sağlam PSA ustaları ve özel servisleri mevcut. Ben ilk Citroen'imden beri tüm araçlarıma İzmir'de aynı yerde bakım yaptırıyorum. Denizli'de yaşamama rağmen.

[taytay]

Buradan da kocaman maşallah kanka.
Senin kadar bende çok sevindim bu güzel otomobili aldığın için. Saatlerce yaptığımız muhabbetlerin sonunda kavuştun çok şükür
Zamanla kafanda olan yapacak olduğun şeyleri de yaparsın inşallah senin elinde çok daha güzel olacak. Çavuştan devam
Ayrıca güzel anlatımın içinde ağzına sağlık..
Küçük kardeşiyle beraber takılırken )

[etc]

Buradan da kocaman maşallah kanka.
Senin kadar bende çok sevindim bu güzel otomobili aldığın için. Saatlerce yaptığımız muhabbetlerin sonunda kavuştun çok şükür
Zamanla kafanda olan yapacak olduğun şeyleri de yaparsın inşallah senin elinde çok daha güzel olacak. Çavuştan devam
Ayrıca güzel anlatımın içinde ağzına sağlık..
Küçük kardeşiyle beraber takılırken )

Senin gazlamanın da az etkisi yok kanka, bunu da söylemezsek olmaz. Zaten müzmin Citroen'ci olduk.
Hydractive için neredeyse 2 senedir sarı siteyi her gün tavaf ettik tabiri caizse, üzerine bazen saatlerce konuştuk. Neden? Ruh hastasıyız çünkü.

DS3'e de bir konu aç artık lütfen. Zaten eşsiz bir araçtı, senin ellerinde iyiden iyiye dünya standartlarında bir hal aldı... Şu anda DS Store'a koysak göğsünü gere gere oturur diğerlerinin yanında. Kalan detayları ise senden okuyalım derim.