Kahramanımız 2011 model, DSG şanzımanlı, 1.4 TFSi motorlu 122 veya 125 HP olan A3 Hatchback. Lafı uzun tuttum, baştan söylemesi.
Yıllar yılı birçok BMW ve Mercedes modeli kullandıktan sonra (emektar E320 halen ailede 17 yıldır, ayrılmaya niyetim de yok) her zaman soğuk durduğum ama diğerlerine göre premium hissiyatını daha uzun süre muhafaza ettiğini bildiğim Audi'den yana bir tercih yapmak için artık tüm şartlar olgunlaşmıştı.Bilenler vardır Düzce'de iş kurmak için 2022 sonunda E85 Z4'ümü satmıştım. Onun ardından tam bir esnaf arabası olan boşlar boşu Otantik paket Meg2 1.5 dci manuel sedan bana 2,5 yıla yakın bir süre can yoldaşı olmuştu. Artık emekli öğretmen gibi görünmekten de sıkıldığım için farklı bir şeyler arıyordum fakat işler yeni yeni yerine otururken bütçem geniş de değildi. En az paraya en çok araba ne alırım diye araştırırken yolum A3 1.4 TFSi ile kesişti. Birkaç arabayı uzaktan inceleyip araştırdıktan sonra canlı olarak bakmaya gittiğim ilk arabayı aldım.
Bütçem max 500 lira civarıydı, "bu bütçeye araba mı var ki?" derken kilometresi yüksek A3'lerin bütçeme uygun olduğunu gördüm. Muhakkak otomatik bir araç alacaktım artık, vitesle uğraşmak istemiyordum. DSG artık çözüldü, en baba otomatik şanzımandan daha pahalıya tamir olmuyor nasıl olsa, bir sorun olduğunda reçetesi belli. Motor da CAX kodlu, 1.4 turbo 122-125 HP olan versiyonların çok sağlam olduğunu öğrendim, bir şey olsa da çin işi de olsa komple sandık motor 80 liralara falan vardı. Yanımda yakınımda da bu araçlardan anlayan, her şeyini yapabileceğimiz usta arkadaşım olunca çok çekinmedim, en kötü 200 lira masrafı olur yine benzer kaliteli hissiyatı sunacak başka araç bulamam deyip kırdım kafayı.
Aracımı 416 bin km'de aldım. Yetkili servis kayıtlarında 120 bine kadar bakım kaydı var, en son 160 binde mekatronik arızasından çekiciyle servise gitmiş.Sonrası meçhul. Fakat km kayıtlarına bakınca ilk sahibinden itibaren tabiir caizse kontak kapatmadığını görebiliyorum, özellikle DSG araçlar için trafikte takılmayıp çok yol koşmuş olmasını tercih ediyordum zaten.
Donanım olarak beni mutlu eden her şey var; bi-xenon, sunroof, çift bölgeli otomatik klima, arka park sensörü, kaliteli ses sistemi, bitti.Ekspertiz olarak bel altı boyalı, değişensiz, tamamı yüzeysel hasarlar olan 8-10 tane tramer kaydı var, o açıdan yine nerede ne liste çıkarmışlar onu da gördüğüm için pazarlık kozu olarak kullanmaya yaradı, binici olarak dert edebileceğim bir şeyi yoktu. Fotoğraflardan çok çok düzgün duruyordu, yanına gittiğimde de tek ekstrası etrafındaki gamzeler veya çizikler oldu fakat ilk aşamada acilen boyaya girmeyi de gerektiren bir kusur olarak görmedim. Almadan önce İzmir'de Berkay'dan rica ettim o bir tur attı, kaldırıp altını baktı derken "bu fiyata çok araba" yorumunda mutabık kalınca ertesi güne bileti aldım
Merak edenler için ilan fiyatı 530 lira olan aracımızın sahibiyle 1 saatlik bir telefon görüşmesi sonucu 460 liraya el sıkıştık.
Üzerine ekstradan ekspertize de gitmedim, sağ koltukta notere gittim, yeterli gördüm ve sonrasında direksiyona geçmemle beraber direksiyon hareketlerine arabanın arkasının gecikmeli tepki verdiğini görüp Berkay'a tekrar bir telefonla arabayı direkt servise çektik.Salıncak burçları yalan olmuş, onları direkt değişelim, periyodik bakımını tam yapalım derken sonrasında hadi kaldırdık madem şu eskiyen ön diskleri, 4 balatayı, sızdıran su flanşını, bozulmuş kaliper pimlerini, yıpranan alternatör kayışını da değişmeye kadar gitti iş ama sağ olsunlar yola çıkacağım diye kısa sürede hepsini bitirip beni yolculadılar. Beraberinde Berkaycım DSG yazılımını da yapıp bu km'ye kadar 2'de kalkmaya çalışan aracımıza rahat bir nefes aldırıp beni de huzura erdirdi o noktada.
"Bu km'de hiç mi arıza yok, şanzıman motor durumu neydi?" derseniz, kavramanın %40'ın altına indiğinde bilgisayara kaydettiğini söyledikleri arızamız mevcuttu fakat geçişlerde bir problem yoktu. Sabahları ilk çalıştırma ardına park yeri manevrası tarzı kararsız hareketlerde birazcık silkelemesi var. Otoparktan yola çıktıktan sonrası ise gün sonuna kadar pürüzsüz. Şanzımanın ve motorun genel çalışmasından aşırı memnunum, km'sine göre hepimizi epey şaşırttı. Bazen yokuşlu virajlarda yüke binince "turbo underboost" olarak görünen bir arıza okuyorum, hiç yavaşlamadan yolda OBD'yi takıp telefondan silip devam ediyorum.O anlar haricinde motorun genel çalışması kusursuz seviyede. Etrafında bol bol yağ ve su kaçağı var. Ona da en son değineceğim. Arabayla işlerim bitmiş değil fakat 3 ayı bitirmişken bir anlatayım dedim, gelişmeleri de zamanla paylaşırım.
Fotoğrafları küçültme opsiyonu yoktu hızlı resim'de veya ben göremedim, büyütünce taş izlerine kadar inceleyebilirsiniz.Hiç büyütmeden okumanızı tavsiye ederim.
İlk görüş falan yok ilk doğru düzgün bakış liftte olduBütün bakımın maliyeti yazılım ve rot dahil 30 lira oldu. 490 liraya geldik, 2020 tarihli 3 bridgestone 1 goodyear lastikleri de sıfır Hankook Ventus Prime 4 ile yenileyince kabaca 500'e kafa rahat binilecek kondüsyona gelmiş oldu. Bundan sonrası biraz daha "olsa daha iyi olur" harcamaları.
Serviste işim bitince akşam kapanmadan M-Spec Mehmet abimin dükkana gittim, çocuklar iç dış güzelce bir yıkadılar sağ olsunlar, elimin değeceği yerleri detaylı temizledik, artık benim rahatça binebileceğim duruma geldi.
Arka egzozumuz içeri kaçmış, zamanında orta susturucu değişmişler Ender Egzoz mu ne yazıyor üstünde, bir takım kırpılmalar yaşanmış gibi. Çook sonra bir ara düzeltirim onu da.
Arabanın en sevdiğim ve çok vakit geçirdiğimden en önemli kısmı içi. Orijinaline ek olarak altı kesik daha yeni model üç kol fonksiyonel direksiyon ve S-Tronic yazılı yuvarlak vites topuzu benim gönlüme "cuk oturan" detaylarından. Ayrıca koltukların da genel yapısı, yan destekleri, oturuş pozisyonu muhteşem.
Dandik paspaslardan ilk fırsatta kurtulup orijinal halı paslarını aldım, şimdi kışa girerken de kışlık havuzlu paspas edindim.
Farlar soluk duruyordu zaten ama yola çıkınca "o da ne?" hiçbir şey görmüyorum, sadece karanlık yolda önümü biraz görüyorum, herhangi bir ek ışık kaynağı olduğunda sıfır fayda. İlk yapılacaklar listesine farların elden geçmesi eklendi. Ki telefon çekimi normalden daha parlak gösteriyor, siz oradan tahmin edin.
Yol üzeri Aksihsar'da yemek molası verdiğimde farkettim bu kasanın arka çapraz görüntüsünü çok beğendiğimi. Işık altında iyi duruyor, genel boya + polisaj sonrası daha içime siner sanırım.
İstanbul'daki eve ilk geliş. Aileme de söyleyememiştim 415 binde Audi alıyorum diye, her şeyinin düzgün olduğuna emin olduktan sonra itiraf edebilmiştim.
Bana çok apaçi gelen ama kadınların bayıldığı kapı altı Audi aydınlatmamız. Sökecektim vazgeçtim.
Sol farımızın dışarıdan durumu eh, ama aydınlatmaya etkisi çok olmadığı belliydi.
Sağ farın durumu içler acısı, değişim direkt 10 yaş ileri atacaktı.
Arabayı alıp İstanbul'a döndüğümün sabahı da Ducati'min satışını vermiştim, motor sabiha'da kalınca arabayla bu sefer sabiha'ya gidip motoru ekspertize götürdükten sonra yine kendi motoruma atlayıp yeni sahibini arkama alıp sabiha'ya sürmüştüm. Çıkışta ilk benzinlik molasında denk getirince anı olsun diye çekmiştim bunu. (şortla da Multi'ye binmezsin ya)
Aklımda mutlaka yapacağım dediğim yan marşpiyel ve arka spoyler var. Belki tek taraflı çıkışa uygun ufak bir difüzör de olabilir, egzoz kafasını düzelttikten sonra o iş.
3D yazıcıdan basıp sattıkları havalandırmaya entegre telefon tutucu edindim. Hayat kurtaran icatlardan. Arabada bir de yine dandikler ötesi bir ana ünite vardı ne olduğu belirsiz, ne yapsam derken ileride bunu da orijinale çevirip fabrikasyon ses kalitesini geri kazandım. Bu teybi de ilginçtir sattım gitti.
Daha önce R56 Cooper S'te alıp deneyip memnun kaldığım Blow off valve adaptörü aldım yine, ama unutmuşum A3'ün direksiyonundayken hiçbir halt duyulmuyor, varlığını unuttum, orijinal kısa vidalarını tekrar bulursam sökeceğim bunu. Fakat uzun süre bunsuz ve bununla kullandığım için ne Mini'de ne A3'te olumsuz bir yanını görmedim. Durduğu yerde dışarıdan sesi hoş geliyor yine.
Ön davlumbazım kırıkmış, durup yerinden çıkarayım bari derken park manevrasında lastiğin altında kalıp kendisi gitti zaten.
Sürücü koltuğunun minderinin ve sırtının sol tarafı hem ezilmiş hem yırtıklar başlamıştı, Düzce'de bir ustamızdan bu iki parçayı ve minder süngerini sıfırlattım. Yeni halinin fotosu yok ama orijinalle aynı görüntü oldu.
Nasıl olduğuna anlam veremediğim şekilde iki kapı kol dayaması da kesiklerle doluydu, onları da sıfırdan deriyle kaplattım. Orta kol dayama da benzerdi, onu da internetten aldım deri kapakla değiştirdim. Kronik sorun sanırım. Yan dayamaların eski halleri:
Yeni kol dayamalar:
Ne ara oldu anlamadım yaklaşık 5 haftada 5 bin km'ye yakın yapıp 420 bini devirdik.
Ve arabaya harcadığım en faydalı para, orijinal Audi Concert ana ünite. Bluetooth gitmiş oldu, onun yerine de orj aux girişine bluetooth&aux adaptör bağladım, çakmakla yan yana olunca kablo kalabalığı da olmadan hem CD'ye çok yakın kalitede müzik hem telefonla görüşme imkanı sağlamış oldum. Carplay'li ana ünite olarak nokta atışı kaliteli bir örnek ne alsam bilemediğim için vazgeçtim o işten. Önerisi olan varsa kulak veririm seve seve.
O arada bir uzun yol ekonomi denemesi, düzce-istanbul arası 90-11o bandında seyir edince 4.5 litre ile yolu tamamlayabildim. Motorun sağlıklı olduğunun bir göstergesi bana göre. Gösterge ile pompa da %100 tutarlı. Bu da güzel bir detay. Düzce'de günlük kullanımımda 900 km'ye yaklaşıyor. Şu an 8 bin km'ye yakın ortalamam da 6.5'un bi tık altında.
Kırık ön iki davlumbazları ve ilaveten plastik karter korumayı taktırıp alttaki bütünlüğü sağlamak için kaportacıda aldık soluğu:
İlk defa aklıma gelip de "yav bu araba beklediğimden sert sanki" diye bir yay & amortisör kontrolü yapayım dedim, arka yaylar eibach prokit çıktı
Önlerde de febi-bilstein marka ama OEM muadil numaraları yay var, işin ilginci arabanın arkası daha basık durmuyor gibi. Ön iki amortisörüm de BSG markaymış, onları da değişmek üzere not aldık.
O süreçte sorun olarak gördüğüm arka park sensörü arızası vardı. Bir tanesinin kablosu kopmuş, basitçe hallettik. Bir de havalar soğuyunca gördüm ki kalorifer peteği tıkalıymış, o da temizlikle kurtardı. Klimamız hem buz hem ateş oldu.
Mevcut acil listemde kalan bir sorun da arka silecek dişlisinin sıyırdığı için çalışmaması. Baş rol burada, onun da sadece dişlisi satılıyormuş, kargodan gelince onu değiştireceğim. Silecek iptali mi yapsam dedim ama arka taraf hiç mi hiç görünmüyor çamurdan.
Ve gelelim mevcuttaki son haline. Berbat plakalarını söküp baskısını çok beğendiğim Düzce Şoförler odası baskıları ile yeniledim. Far camlarının sıfırını alıp, bi-xenon mercekleri de çöpe atıp bi-led projektöre geçtik, artık geceleri araç kullanmak epey keyifli oldu. Aracın görüntüsü de içime sindi.
Mevcut jantlardan çok memnunum, "beyefendi" görüntüsü hoşuma gidiyor. Belki seneye bunları kışlığa ayırıp 17-18-19 falan bir şeyler yaparız.
Far çizginiz düzgün, yolunuz açık olsun.Uzunlar düşman başına oldu.
İçinin güncel hali.
Evvelki gün arkadaşımın serviste lifte aldık, bir reçete çıkardık. Kompresyon testimiz kusursuz çıktı, bujiler bitik, bobinler eski çıktı ama ateşlemede hissedilir bir sorun yok. Pistonları kapkara bekliyorduk öyle değildi, "motor mu yapıldı acaba?" diye düşündük fakat motor üzerinde herhangi bir kusur göremedik, yapıldıysa da kusursuz yapılmış gibi. Her yer yağ içinde, çok uzun zamandır yağ buharıyla kaplanmış gibi çünkü 8 bin km oldu ve yağı halen tam. Bol bol da su kaçağımız var, su eksiltiyor şu anda uzun bir periyotta olsa da. Motoru tezgaha alıp tertemiz yapmaya karar verdik. Beraberinde motor kulakları vb. uzun bir liste yaptık, çıkacak tutara göre neyi yapıp yapmayacağımıza bir karar vereceğiz. Arabayı kısa sürede satmak gibi bir niyetim yok, abartmadan çiçek kondisyonda tutup keyifle günlük kullanmaya devam etmek istiyorum.
Gelişmeler oldukça yine paylaşacağım.




Bilenler vardır Düzce'de iş kurmak için 2022 sonunda E85 Z4'ümü satmıştım. Onun ardından tam bir esnaf arabası olan boşlar boşu Otantik paket Meg2 1.5 dci manuel sedan bana 2,5 yıla yakın bir süre can yoldaşı olmuştu. Artık emekli öğretmen gibi görünmekten de sıkıldığım için farklı bir şeyler arıyordum fakat işler yeni yeni yerine otururken bütçem geniş de değildi. En az paraya en çok araba ne alırım diye araştırırken yolum A3 1.4 TFSi ile kesişti. Birkaç arabayı uzaktan inceleyip araştırdıktan sonra canlı olarak bakmaya gittiğim ilk arabayı aldım.
Hiç büyütmeden okumanızı tavsiye ederim.


































Alıntı








