http://img03.blogcu.com/v2/images/bi...5187765139.jpg
23 Nisan mesajım :
Benim için 23 Nisan : 1994 yılında Şanlıurfa 11 Nisan Stadyumunun çimleri üzerinde yağmurlu bir günde, tribünde teller arkasında beni izleyen ve en az ben kadar şen,sevinçli anne-babamın gözlerinin önünde, sanırım bir önceki yıl bir müsamere de tanımadıgım biri tarafından giyilmiş ama o gün itibariyle bir şekilde benim ve ya benim üzerimde olan bir Hava Subayı üniformasıyla (bir beden büyüktü yahu :) sanki zihnimi besleyen ve içinde sürekli tekrarlanan bir Necip Fazıl şiiri varmışcasına '' Sen koşmana bak küheylan, yolda kalırsan seni doğuran kısrak utansın..'' diye,sağa sola subayvari emirler verip , o ıslak ama güneşten sararmış yanmış çimler üzerinde bir oraya bir buraya özgürce koşmaktı.
Bugün ;
Bir ülke de ''Ulusal egemenlik'' kısmı ihmal edilmiş ve yaşanmayan ; aynı zaman da hala yuvalarda, islahevlerinde işkenceye,tecavüze,fiziksel / manevi türlü türlü tacizlere uğrayan ve adı ardına bir de meslek eklenmiş 'çocuk işçiler' var ise ve yine milyonlarının ; hayatlarının baharında sınav maratonunda at gibi koşturuldugu,
oynayacak yer bulamadıkları o ülke için 23 Nisan Bayram değildir.
12 yaşında evlendirilip 13'ünde anne olanların olmadığı , 26 kişinin tecavüzüne uğrayan 13 yaşındaki çocukların "kendi rızasıyla ilişkiye girmiş" sayılmadığı 23 nisanlara..
Dip not : Bu bayram bile 'O' nun nasıl bir efsane olduğunu kanıtlamaya yeter!
Mehmet Güli AYTAR