Abilerimizin dilindeki metal yorgunlugu nedir yani
Ornek veriyorum 98 model boyasiz astra g 2009 model boyasiz astra g den kaporta olarak yorgun mu oluyor
Neden yorulur ?
Printable View
Abilerimizin dilindeki metal yorgunlugu nedir yani
Ornek veriyorum 98 model boyasiz astra g 2009 model boyasiz astra g den kaporta olarak yorgun mu oluyor
Neden yorulur ?
Linkteki yazı teknik makaleden ziyade sohbet eder gibi bir anlatım. Yalnız bu yazıya google'a metal yorgunluğu yazarak ulaştım, yani çok zor olmadı. Hazır lafı geçmişken, kolayca ulaşılabilecek bilgiler için buraya konu açılmasına da ziyadesiyle "gıcık" olduğumu da belirteyim. Metal Yorgunluğu Nedir? - Teknik Yazılar
Burada izah edilmiş. Her ne kadar günümüzde daha dayanıklı metaller kullanılsa da zamanla mukavemeti azalıyor. Haliyle belli bi yaştan sonraki araçların hurdaya ayrılması en mantıklısı. Lakin Türkiye'de biz göremeyiz o günleri. Çocuklarımız da göremez. Torunlar belki.
METAL YORULMASI
yorgunluktan kasıt ilk gün ki sağlamlığını kaybetmesi. yıllarca ağırlık taşıyor kasılıyor ediyor ilk gün ki sağlamlığını beklemek zaten olmaz
Metal yorgunluğu, sürekli olarak çalışan veya belirli bir miktar yükün sürekli uygulanması sonucunda malzemelerin istenilen dayanım özelliğini yitirmesine denir. Metal yorgunluğunu hesaplamak bizim gibi kullanıcılar için aşırı derecede zordur. Yani direk hesaplama yapabileceğin bir formül bekleme.
Ancak sorduğun soru kısmen doğru bir örnek, eğer 98model astra ve 2009 model astra nın kullanım şartları kmleri ve kullanım tarzları aynıysa evet doğru, 98 model olan kaporta şase motor v.s tüm metalleri daha yorgundur.
Mesela şöyle bir örnek al göz önüne, elinde bir tel var aşağı yukarı büküp duruyorsun ve sonunda o tel büktüğün yerden kırılıyor ve artık metal yorgunluğunun son noktasına varmış oluyorsun kırılmasıyla.
araçlarda çok fazla direk hareketli ve dolaylı hareketli parçalar var, örneğin alt takım parçaları çok hareket eden parçalardır (motor konusuna girmicem o rektefeye kadar gider),
A kişi bu parçalar her yıprandığında yeniliyor ise aracın kaportasına ulaşan titreşim az olacaktır ve belki o araç 30 yıl metal yorgunluğu sebepli kırılmalar çatlamalar yaşamayabilir.
B kişisinde aynı araç var ve alt takım bozulduğunda gittiği yere kadar araçla takır tukur gidiyor ise B kişisinin aracı belki 10 yılda diğer araçla aynı metal yorgunluğuna ulaşabilme ihtimali olacaktır, çünkü araç sürekli titreşim halinde gezmektedir. Verdiğim örnek tamamen hesapsız kitapsız atmasyon bir örnektir sadece mantığı anlaman için.
Metal yorgunluğunda o kadar çok etken var ki örneğin uçaklarda metal yorgunluğu yüksek basınç sebebiyle çok daha hızlı oluşmaktadır ve bu yüzden uçaklarda kullanılan alaşımlar her zaman otomobillere göre kat kat daha yüksek kalitede materyallerdir. Her parçaya mühendisler hesaplayıp bir ömür vermişlerdir. Örneğin kanata diyelim ki pervaneye 5 yıl veya 1000 saat uçuş ömrü verdiler ve 5 yılın veya 1000 saat uçuşun sonunda uçağın motor pervanesi değiştirilir, belki dışardan baktığında cillop gibidir parıl parıl parıldar, ancak yapılan hesap kitaba uyulur ve değiştirilir, çünkü hiçbir zaman her şey göründüğü gibi değildir ve insan hayatını riske atmazlar.
Dediğim gibi metal yorgunluğuna o kadar çok sebep var ki, örneğin metali çok sıcakta çalışması, yada çok soğukta uzun süre kalması, metalin kaplamasının kalitesi, rutubet, kaportanın boyası, arabayı kullananın çıktığı hızdan tut, sürekli köyde mi kullandı yoksa otobanda mı, uzun yol veya şehir içi hepsi metal yorgunluğunun süresini değiştirir ve hesaplanabilmesi çok zordur.
arabada metal yorgunluğuna uğrayan parçalar zaten düzenli değişiyor periyodikde .. değişemeyen parçalarda zamanla paslanma çürüme erozyon neticesinde kesilip yada çıkabiliyorsa çıkartılıp yerine sıfır yenisi takılıyor..
arabanıza gözünüz gibi bakıyorsanız zaten fazla takmayın böyle şeyleri dediğim araba içindir..
1910-1920 -50-60 -70 model araçlar hala trafikde sapa sağlam bir sürü 62-65 vosvoslar tosbağalar trafikde.. onardada çürüme paslanma olmuyormu oluyor.. özellikle tosbağaların tabanları meşhurdur o konuda .. ne olucak yenisi ile değiştiriyorlar sıfır .. restore ediyorlar yola aynen devam..
kaldıki 97-98 -2000 model arabada bunları fazla dert etmeyin bence..
Dusunsene astra uzerinden gidiyorum ikisininde kaputu orjinal boyasiz sidi 98 model 2009 modele gore yorgub mu olur,ama bukulme kirilma vs yok orjinal kaliptan ciktigi gibiAlıntı:
GokhanRS Nickli Üyeden Alıntı
Metal yorgunluğu aracın şase rijitliğini azaltan bir unsur. Marka modeline göre her aracın belli başlı yerleri çatlıyor mesela.
Ya da onu da geç belli bir yaştan sonra aracı krikoya ön tekerlerin bitiminden vurun ve kapıyı açıp kapatmaya çalışın. Düzgün kapanamayabilir..
"Plastic Deformation" ve "engineering stress, strain curve" şeklinde araştırmalar yapabilirsiniz. Caaanım ülkemde vikipedia kapalı olduğu için işiniz biraz zor olacak
şase de sıkıntı olursa şaseci var , kaportada sıkıntı olursa kaportacı var, kaynaksa kaynakçı demirse demirci var..
insanlar samanlıkdan ağırdan 80-90 yaşında araba çıkartıyorlar her yeri küf pas çürük içinde onu restore edip ilk günkü kondisyonuna getirip biniyorlar..
Hocam "kıskanma favorilerini paylaş" konusu için eski araç bakmaya biraz ara vermeni tavsiye ediyorum.Alıntı:
darkmoon Nickli Üyeden Alıntı
hiç bir restore yenileme modifiye vs. ile aracın şasesini kupasını ilk günkü haline getiremessiniz , yıllar geçtikçe eskiyor aşınıyor yoruluyor herşey , ustanın alıp eline metal parçasını , şasedeki çürügü kesip oraya kaynatmasıyla ilk günkü sağlamlık olur mu ? olmaz , ha bazı marka modeller vardır şu zamandaki arabalara vursan paramparça eder w126 sel bir peugeot yada hondaya vursa yok eder ya da eski 740lar falan onlar garip makinalar :)
Metal yorgunluğu diye bir şey vardır. Otomobillerde metal yorgunluğu teorik olarak vardır, fakat aracın kullanım ömrünün kat kat fazlasında anca etki edeceği için önemsizdir.
Mesela 500bin km gibi. Bozuk yolda. Gazlayarak.
yalnız benim paylaşdığım o eski araçlar bugünkü sıfır plastik hamurdan araçların üstünden geçer pestlini çıkartır duvara tablo diye asar oda var :) .. ben keyifsel hobisel kazalı araç alıp toplayıp satan bir insanım.. yeni kasa 3 de aldım topladım 5 de aldım topladım e coupe da aldım topladım sattım.. bu araçların içlerini görseniz kaporta altını emin olun o eski araçları mumla arardınız..Alıntı:
rodya Nickli Üyeden Alıntı
en çok karıştırılan şey şu ncaple aracın dayanıklılığının bir tutulması .. şu anki plastik araçları çok dayanıklı zannedebilirsiniz ncaplerden falan hiç bir şey eski çeliğin yerini tutmaz..
güvenlik ayrı bir mevzu onun tam dayanıklılıklada ilgisi yok o bilim gelen basıncı sündürme dağıtma olayı.. buna kanıpda şu dayanıklı bu dayanıksız demek metaryal hammadde olarak yanlış..
gençlerin ağzı açık izlediği araba flmlerinde bile misal fast and furious gibi başrol oyuncusunun kahramanın vindieselin aracı 1970 charger eski amerikanlar... eski pony carlara american muscle (amerikan kası) denmesinin bir nedeni var..
ben şunu diyorum yeni nesil araçlar eskilere göre daha dayanıksız basit ham maddelerden yapılıyor dayımda full+full 508 vardı aracın her yeri arızalar vermeye bozulmaya başladı.. ecoupe topluyorduk usta arka koltuğu bir çekdi üstteki çekme kolu ustanın elinde kaldı.. bmwlerde tırnak kırmakdan artık elimizde lehim makinası devamlı çalışır sıcak şekilde arkada bekletiyorduk.. bahsettiğim elektronik arızalar değil..
Türkiye şartlarında metal yorgunluğu değil,mekanik yorgunluğu araştırmak gerekir..
Cumhurbaşbakanımız da aynı konudan dert yanmış :)
Erdoğan: Teşkilatlarımızda metal eskimesi goruyorum - Son Dakika Gundem Haberleri
İnsan bile yoruluyor be. Metal mi yorulmucak yıllar hepimizi yoruyor .
20 Yaşındaki araba 20 Yaz 20 Kış geçirmiş oluyor.. Asfalta atılan tuzu görüyor ve nemli olan yerlerde çürüme çok daha erken başlıyor.. Çürümenin olduğu bölge çok kolay yırtılıp kırılıyor.. Yeni her zaman yenidir.. Elbettd 0 Km şahinden 1970 Model Mercedes daha sağlamdır ama bu ayrı bir konu
Yıl 1977, ya da 78. Havacılık Kulübü başkanıyım.
Deli gibi faaliyetler içindeyiz, Türk Hava Kurumu sandıklar dolusu malzeme gönderiyor, okulun ayırdığı bütçeyi zorlaya zorlaya yükseltip olmadık malzeme topluyoruz, en az 35-40 üye gruplar halinde proje üretiyor, her grup her sömestrde en az iki model bitiriyor...
Bir de, gezilerimiz var.
Yeşilköy'de kurcalamadığımız uçak kalmamış. Model planör günleri, serbest uçuş model model günleri vs. derken, kendimizi Hava Harp Okulu'nun içinde bulduk bir gün.
Her zamanki rehber öğretmenimiz yok, okul müdürlüğü nöbetçi bir Türkçe öğretmeni vermişti yanımıza.
Bu arada, bizi okul komutanı gezdiriyor. F4 Phantom motorlarının içinde afterburner dersleri, artık aklınıza ne gelirse, coşmuşuz.
Konu uçaklarda periyodik parça değişimine geldi.
İşte, "şu kadar saat", "bu kadar tolerans" "bakım çizelgesi" derken, yanımızdaki emanet Türkçe öğretmeni neden bu kadar çok parçanın değişmesi gerektiğini sordu.
Bizden çıt çıkmıyor. Hafiften mahçup, önümüze bakıyoruz.
Komutan durumu sahiplenip "metal yorgunluğu" dedi. "Önemlidir" dedi.
Ardından kadıncağızın o talihsiz sorusu geldi:
Dinlendiriyor musunuz peki?
Komutan cevab veremedi.
Adamlar üşenmemiş eski araçlarla ve yeni araçlarla yapılan kazalardaki ölüm oranlarını hesaplamış.. Merak edenler bakabilir pdf
https://crashstats.nhtsa.dot.gov/Api...ication/811825
bir aracın üretim ham madde metaryellerinin dayanıklı olması ile güvenliğinin yüksek olması farklı şeyler..
Bir araba yıllarca yolda gezdiği için ve şaseler tam rijit olmadığı için(bilerek) Esneme yapıyor. En düz yolda bile dümdüz giderken bile hissedemeyeceğiniz durumlarda bile esneme yapıyor.
Bu esnemeler arabanın km bağlı olarak değişiyor. Esnemeler bir yerden sonra birleşim yerlerinde ve açıklık ortalarında metalin dayanma gücünü düşürüyor. Bu düşmeler arabanın sağlamlığını direk etkiliyor ama o kadar da abartılan kadar çok değil.
Güvenlik tamamiyle şasenin nasıl tasarlandığı ile alakalı günümüzde ki arabaların sağlamlık testlerinde rahatça geçmesinin asıl sebebi budur.