Bu aralar televizyonlarda bir reklam var “Geyikler geliyor, muhabbete hazır olun” diye... İyi de ağzı var dili yok hayvancağızların. Belgesellerde görmüşsünüzdür; her an aslanlara yem olma korkusuyla yaşıyor, adam gibi ot bile yiyemiyorlar. Korkudan karınlarını doyuramayan geyikler, muhabbet yapacak vakti ve ortamı nerden buluyor? Topluca takıldıkları bir kahvehane var da biz mi bilmiyoruz. Yoksa akşamları msn’den mi yazışıyorlar?
Bu geyik muhabbeti yakıştırması palavracı avcıların işiymiş. Anlatılanlara göre avdan dönen iki arkadaş kahvehanede “Ben bu kadar geyik vurdum, sen şu kadar kaçırdın” gibi palavralar sıkıp, birbirlerine hava atmaya başlamışlar. Muhabbetin sonu kavgayla bitmiş. Olay, padişahın kulağına kadar gitmiş tabi. O da “bundan sonra geyik muhabbeti yapmak yasaktır” diye ferman buyurup meseleyi kökünden halletmiş. Ya da öyle zannetmiş.
Farklı rivayetler de yok değil. İşte bunlardan biri: Ren geyikleri kışın üşüdükleri zaman birbirlerine iyice sokulurmuş. Ancak boynuzlar birbirlerine temas etmelerini engellediği için çok yanaşamazlarmış. Haliyle çeneleri titrer ve sanki kafa kafaya vermişler de konuşuyorlarmış görüntüsü oluşurmuş. Geyik muhabbetinin aslı da buradan gelirmiş. Bu anlatılanların hangisi doğru bilinmez ama geyik muhabbetini en çok Ankaralıların sevdiği kesin. Çünkü başkentin ortasında Sıhhıye meydanında bir geyik heykeli var
ALINTIDIR
Alıntı
bu ne şimdi ahhaaha
Sefa_vts Nickli Üyeden Alıntı
