Bir ara 150 gördüğünde satıcaktım iş yoğunluğundan sattım sandım satmamışım. 2 gün sonra bir açtım aşağı hızlı inmiş. Güzel fırsattı kaçırdım. Bi kaç bin kar olurdu tekrat düşüşte almak ile.
Bir ara 150 gördüğünde satıcaktım iş yoğunluğundan sattım sandım satmamışım. 2 gün sonra bir açtım aşağı hızlı inmiş. Güzel fırsattı kaçırdım. Bi kaç bin kar olurdu tekrat düşüşte almak ile.
It’s better to walk alone, than with a crowd going in the wrong direction... (Grant)
Ama papa sevmediiiidarkmoon Nickli Üyeden Alıntı
trump alayını dize getirdi sizin yükünüzü amerikan vatandaşları ödemekden yoruldu .. kendi üyelik aidatlarınızı paralarınızı bile ödemiyorsunuz yıllardır ödemeyenler var falan dedi .. bütün avrupa liderleri karşısında ip gibi dizildi dinledi..
Sunny Hundal - I keep watching this over and over, and it...
İnsanlar ikiye ayrılır. İşine gelenler işine gelmeyenler olarak.
Kendi Ahlakın için Kuran'ı oku, vatanın için Nutuk'u oku.
Hakikatten yana olacaksan, yalnız kalmayı göze alacaksın...
Dr.ECU
Guzel sahne yapmıslar...
Adam tayyıbın amerıkalı versıyonu.
o değilde nerenin cumhurbşkanını eliyle itişi yokmu tartaklar gibi bayıldım
Edebim el vermez edepsizlik edene... Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene. [Yunus Emre]
Zenginin malı Züğürdün çenesini yorarmış.. (ZZ Rules)
ben şaşırmıyorum ben daha önce bir kanalda bu adamın bir belgeselini izlemişdim birde yeni national da verdiler oturun izleyin şaşırmassınız ..
Edebim el vermez edepsizlik edene... Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene. [Yunus Emre]
Zenginin malı Züğürdün çenesini yorarmış.. (ZZ Rules)
29.05.2017:
ABD mali piyasalarının tatil nedeniyle kapalı olduğu günde küresel bazda sakin ve yatay bir seyir öngörüyoruz.
Basında yer alan haberlere göre bankaların portföylerindeki KGF kapsamlı kredileri menkul kıymetleştirip TCMB'den fonlama sağlaması yönünde çalışmalar yapılıyor!
ABD'de yarın açıklanacak PCE enflasyonu ile Cuma günkü ortalama saatlik ücretler haftanın önemli makro verilerini teşkil ediyor.
Küresel mali piyasalardaki iyimserliğe Cuma günü ara verildi. Bunda petrol fiyatlarındaki yukarı yönlü eğilimin yine sekteye uğraması ile ABD'den gelen kuvvetli makro ekonomik veriler etkili oldu: OPEC'in üretim kesintisini dokuz ay daha uzatmasına rağmen Brent cinsi petrol fiyatı 54 dolar/varil seviyesinden hızlı bir gevşeme kaydetti. Bunun nedeninin "beklenti alınır, gerçekleşme satılır" motivasyonu olduğunu belirtmiştik.
ABD'de yılın ilk çeyreğine ilişkin GSYH büyümesinin %0.7'den %1.2'ye revize edilmesi ise ABD Doları'ndaki değer kaybını tersine çevirdi. Hafta içinde
96.7 ile son yedi ayın en zayıf düzeyini gören ABD Doları endeksi (USD) hem petrol fiyatları hem de ABD büyüme verisi ile yönünü hafifçe yukarı çevirip
97.3 seviyesine geldi. İngiltere'de 8 Haziran'da yapılacak seçimler yaklaşırken iktidardaki May lehine olan farkın daralması sonucu İngiliz Poundu'nda kaydedilen değer kaybı da bu eğilimde etkili oldu. Türk mali piyasaları da Cuma günümü benzer şekilde dinlenerek, hafif kâr realizasyonlarına sahne olarak geçirdi. USDTRY kuru 3.5800 seviyesine yükselirken BİST100 endeksi günü %0.2 oranında düşüşle tamamladı. 10 yıl vadeli tahvilin bileşik faizi 6 baz puanlık yükselişle %10.61'e gelirken Türkiye'nin kredi görünümü hakkında ipucu sunan 5 yıl vadeli CDS risk primi ise genel görünümün aksine düşmeye devam ederek 194 baz puan ile 2015 yılı Mart ayından bu yana en düşük seviyeyi gördü. Bunun Türkiye'ye özgü bir hareket olmadığını Rusya ve G.Afrika'nın da hemen hemen benzer nitelik ve nicelikte hareketler yapmasından anlıyoruz.
Bugün Amerikan piyasaları "Memorial Day" (savaşlarda hayatını kaybetmiş olan Amerikan askerlerini anma günü) tatili nedeniyle kapalı olacak. Bu nedenle de küresel mali piyasaların bugünü de sakin bir seyirle geçirmesini bekleyebiliriz. Bu haftanın sorusu Amerikan ekonomisinin gidişatının faiz artırım beklentilerini destekleyip desteklemediğidir. Bilindiği üzere, ABD'de ilgiyle takip edilen istihdam rakamları uzun süredir kuvvetli geliyor. Hatta, işsizlik oranı Nisan ayında %4.4 ile uzun süreli denge seviyesi olarak varsayılan düzeyin de altına geriledi. Ancak, işsizlik oranı gerilerken maaş ve ücretlerde anlamlı bir kıpırdanma olmaması ciddi manada kafa karışıklığına neden oluyor. Zira, teori der ki, işsizlik oranı geriliyorsa istihdam piyasasında ısınma yaşanıyordur ve bu da ücretlerde yukarı yönlü bir baskı oluşturur. Teorinin çalışmaması akıllara acaba işsizlik verisi doğru mu ölçülüyor ya da bu veri istihdam piyasasının ana görünümünü yansıtmada yetersiz mi sorularını getirdi. Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) güçlü istihdam tablosuna rağmen faiz artırmada gönülsüz davranmasını bununla açıklayabiliriz. Bu hafta ABD'de açıklanacak iki veri seti bu soruya cevap bulmaya çalışacak: Cuma günü açıklanacak Mayıs ayı istihdam raporunda tarım dışı bordrolu çalışan sayısı ya da işsizlik oranından ziyade ortalama saatlik ücretler verisine; Salı günü açıklanacak Nisan ayı kişisel gelir ve harcama raporunda ise PCE (kişisel tüketim
harcamaları) enflasyonuna odaklanacağız. Bu verilerin uzun süredir olduğu üzere sakin kalması piyasalardaki mevcut görünümü destekleyecektir. Ancak ola ki tahminlerin üzerinde bir enflasyon sinyali gelirse piyasalarda yeni bir fiyatlama eğilimine hazır olmakta yarar var.
Geçen hafta nispeten sakin kalan küresel siyasi gündem bu hafta yeniden ısınabilir. Öncelikle, ABD Başkanı Trump yurtdışı gezisini tamamladı ve ülkesine döndü. Rusya ile seçim sürecinde yakın işbirliği yaptığı, hatta çok gizli bilgileri paylaştığı iddiaları ile başlayıp azil taleplerine dönüşen sürece ilişkin soruşturma sürüyor. Bu arada basına yeni bilgiler de sızdırılıyor. ABD piyasaları ve dolayısıyla küresel piyasalar şu aşamada azledilme ihtimalini kuvvetli görmediğinden ötürü tepkisiz kalmayı yeğliyor. Ancak, azil riskini artıracak herhangi bir haber ya da olayın önemli bir piyasa yansıması yaratacağı unutulmamalı. Brezilya'da da süreç işliyor. Mankeme, Devlet Başkanı Temer'in rüşvet ve yolsuzluğa bulaşıp bulaşmadığını inceleyedursun Temer'e yönelik kamuoyu tepkisi her geçen gün biraz daha büyüyor. Olası bir azil ihtimali Brezilya piyasalarını derinden sarsabilir. Brezilya piyasalarının son bir yıldır kaydettiği muhteşem performansın ardından yaşanacak bu tarz bir skandal gelişen ülke piyasalarının geneli üzerinde olumsuz bir etkiye neden olabilir.
İngiltere'de 8 Haziran'da yapılacak seçimleri Muhafazakârların büyük bir farkla kazanması beklenirken Manchester'da yaşanan elim terör saldırısı sonrasında tablo değişmeye başladı. Son günlerde açıklanan anketlere göre ilk günlerde 20 puana varan fark şu an tek haneli rakamlara kadar gerilemiş durumda. Başbakan May'in Brexit görüşmelerinde elini rahatlatmak adına aldığı seçim kararı İngiliz Poundu'nda değerlenmeye neden olmuştu. Ancak, seçimin başa baş bir tablo ile sonuçlanması halinde May'in elinin rahatlaması bir yana daha da zorlaşacak olması son iki günde GBPUSD paritesini 1.30 seviyesinden 1.27'li rakamlara kadar itti. Yeni anket sonuçları önümüzdeki günlerde GBP'deki dalga boyunu daha da artırabilir.
Türkiye'de siyaset beklentilerin aksine hafta sonu sakin geçti. Bugün AK Parti MKYK'si Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanacak. Toplantıda Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin seçilmesi bekleniyor. Bu sürecin ardından artık gözler Kabine değişikliğine çevrilecek. Bu hususta hafta içerisinde adım atılması bekleniyor.
Türk mali piyasaları yurtdışındaki gelişmelere paralel olarak son dönemde iyimser bir görünüm kaydediyor. Ancak, reel sektördeki gidişatın aynı iyimserlikte olmadığı aşikar! Reel sektördeki ivme kaybını tersine çevirmek adına atılan KGF (Kredi Garanti Fonu) adımı kısa vadede işe yarasa da ekonomideki genel faiz seviyesini yukarı itmek suretiyle yan etkide bulundu. Kısa bir zaman diliminde 180 milyar TL'ye varan bir kredi garantisi bankacılık sektörü TL cinsi kredi/mevduat oranını %145 civarına itti. Kıt hale gelen TL fonlaması mevduat faizlerini hızla yukarı çekti (1 ay vadeli TL mevduat faizinin %15 seviyesine yaklaştığını duyuyoruz). Bu da doğal olarak, sadece KGF değil, tüm kredi maliyetlerini yukarı iterek reel sektör üzerinde yeni bir baskıya neden oldu. Yani, ekonomiye can suyu olmak adına atılan bir adım diğer taraftan ekonominin genelini olumsuz etkileyeme başladı. Habertürk gazetesinde hafta sonunda yayımlanan bir habere göre TCMB/BDDK bu hususta harekete geçmişler. Yapılan çalışmaya göre bankalar portföylerindeki KGF kapsamlı kredileri menkul kıymetleştirip karşılığında TCMB'den uygun koşullarda fonlama sağlayabilecek. Bu yönde bir uygulamayı sakıncalı buluyoruz. Öncelikle, enflasyona karşı mücadele eden TCMB böyle bir adım ile genişlemeci bir politika izlemiş olur ki bu ana duruşu ile tutarsızlık arzeder. İkincisi, bu tarz bit adım bankaların likidite rasyolarını düzeltmez. Üçüncüsü, ki en önemlisi, TCMB'nin dolaylı da olsa reel sektör kredi riskini alması para politikasının etkinliğini zedeler. Bu şartlar altında görülen o ki para politikası önemli bir açmaz ile karşı karşıya... Bu husustaki gelişmeler önümüzdeki dönemde piyasalar üzerinde etkili olabilir.
ABD ve Çin piyasalarının tatil nedeniyle kapalı olduğu güne Asya piyasalarının açık olanları sakin bir seyirle başlıyor. Bu eğilimin gün boyunca da korunması beklenebilir. Veri gündemi oldukça sakin. Neredeyse gündemde takip edilecek bir makro ekonomik veri olmadığını söyleyebiliriz.
İç tarafta AK Parti MKYK toplantısı izlenecek. Basında yer alan haberlere göre Kabine değişikliğinin Cuma günü yapılma ihtimali üzerinde duruyor ve revizyonun bir miktar geniş kapsamlı olabileceği belirtiliyor. Türk mali piyasalarının bugünün işlemlerde sakin ve yatay bir görünüm arzedeceği kanaatindeyiz.
MSN => raymanbu@hotmail.com
4 5 gunluk napalım varmı fıkır
TL'de kal.
Dolar/altın alsan zaten eksiden başlıyorsun. 4-5 günde toplayamayabilirsin bu zararı.
Okumadan imzalamam.....
Haziranın son haftası tamamen tası tarağı toplayıp yurtdışına taşınıyorum
Euro almam gerekiyor.. Sizce ne yapmalıyım? Beklemeli miyim?
FOR US BY US
[/CENTER]
tavsiye değildir, ancak ben euronun düşebileceğini sanmıyorum. dolar bile sahte düşüşte ki euro ile ilgili yabancı kaynaklarda sürekli tüm avrupa ülkeleri 2017 bitmeden euroya geçicek haberleri dolanıyor. bu geçişin euroyu değerlendireceği kanaati oluşmaya başladı bende.
kaldı ki balkan ülkeleri bile dolar kullanmayın euro kullanın propagandası yapmaya başladılar döviz olarak, çünkü buralar zamanında amerikadan çok çekti ve dünyada ufak ufak amerika düşmanlığı başlıyor gibi hissediyorum, dolar uçmuyorsa bunlarında sebep olduğunu düşünmekteyim.
It’s better to walk alone, than with a crowd going in the wrong direction... (Grant)
Bu hafta sakiniz...
Bende bu şekilde düşünüyorum da.. ***** elimizde avucumuzda ki üç beş kuruş, onu da sırf TL/EURO dönüşünde piç etmek istememiştim ama geçti artık, son treni kaçırdım sanırım. 3.99-4.01 farklı değil gözümdeHayırlısı diyorum sadece..
FOR US BY US
[/CENTER]
Abd tatil sanırım
İnsanlar ikiye ayrılır. İşine gelenler işine gelmeyenler olarak.
Kendi Ahlakın için Kuran'ı oku, vatanın için Nutuk'u oku.
Hakikatten yana olacaksan, yalnız kalmayı göze alacaksın...
Dr.ECU
şimdi yeni trend pahalı nargile cafelerde böyle denize nazır kuruçeşme bebek falan o hizadakilerden bahsediyorum sabahdan akşama kadar bir köşeye çekilip tüm gün nargile içen zengin iş adamı abilerimiz kardeşlerimiz..
Onlarıda seviyoruz.. özellikle tüm gün oturdukları yerden ticaret önemli rızık ticarette diye ukalaca nasihat vermeleri beni benden alıyor..
Edebim el vermez edepsizlik edene... Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene. [Yunus Emre]
Zenginin malı Züğürdün çenesini yorarmış.. (ZZ Rules)
16 Mayıs 2017 tarihinde ise Moody's'in Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi Ülkeleri Başkanı Yves Lemay’ın katıldığı bir konferansta söylediği şu sözlerde dikkat çekiciydi..
“Türkiye'de yüksek siyasi risk kök salmışa benziyor; ayrıca referandum sonucu çok bölünmüş bir toplumu gösteriyor. Siyaset Türkiye'de işletmeleri ve tüketicileri etkilemeye devam edecektir.”
Bunuda buraya bırakıyımda beyfendinin ne demek istediğini artık herkes nasıl anlıyorsa anlar.
Edebim el vermez edepsizlik edene... Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene. [Yunus Emre]
Zenginin malı Züğürdün çenesini yorarmış.. (ZZ Rules)
çekemiyorlar, 2023de, 25bin dolar kazanacak türk halkı, hepsi tutuştu ondandır. diye anlamayı çok isterdim.
It’s better to walk alone, than with a crowd going in the wrong direction... (Grant)
N'oldu "idam isterük" diye goy goy yapanlar, önümüze gelirse imzalarız, hülooooğğğ... İmzalayalım herkes yoluna baksın, nerede?
MSN => raymanbu@hotmail.com
30.05.2017 yazısı:
Küresel mali piyasalar tatil havasından kurtulurken Yunanistan kaynaklı endişeler yavaş yavaş gündemin ilk sıralarına tırmanıyor.
ECB Başkanı Draghi'nin temkinli duruşu ile Yunanistan riski bir araya gelince Euro geçen haftalarda kaydettiği kazançların bir bölümünü geri vermeye başladı.
Cuma günü yapılması beklenen Kabine revizyonu sonrasında hem ekonomi takımının kimlerden oluşacağı hem de ekonomi politikalarının kapsamı piyasalarca yakından takip edilecektir.
Küresel mali piyasaların önemli bir bölümü dün tatil nedeniyle kapalı idi.
Bu nedenle de oldukça sakin ve hacimsiz bir eğilim kaydedildi. Fiyat seviyelerinde anlamlı bir hareket yaşanmadı. Bugün tatilden Yunanistan ile ilgili haberlerle geri dönüyoruz. Basına yansıyan haberlere göre Yunanistan'ın yardım almaksızın bir sonraki borç yükümlülüğünü yerine getirmesi çok zor. Aslında bu alışkın olduğumuz bir durum ve 2011 yılından bu yana bu tarzda haberleri defalarca kez duyduk. Arasıra Yunanistan'ın uluslararası piyasalardan borçlanma yapabileceği yönünde haberler duysak da nihayetinde konu dönüp dolaşıp Yunanistan'a yardım noktasına geldi. Ne yazık ki yine bu noktadayız. Hatırlanacağı üzere AB'nin son toplantısında Yunanistan konusu üzerinde mutabakata varılamamıştı. Ancak, konunun Haziran ayı toplantısında yeniden gündeme gelmesi ve o noktada mutabakata varılması öngörülüyor. Buna da alıştık... Ancak, son yıllarda neredeyse moda haline gelen sorunların ötelenme alışkanlığının bir noktada başa bela bir sonuç doğuracağı da aşikâr! Ama ne zaman... Bu haberin ardından EURUSD paritesi 1.1120'li rakamlara geriledi. Euro'nun başta Japon Yeni olmak üzere diğer para birimlerinin tamamına karşı değer kaybettiğini görüyoruz. Ancak diğer finansal enstrümanlarda ve risk göstergelerinde henüz bozulma emareleri yok. Ya mali piyasalar Yunanistan riskini kanıksadı ya da nasıl olsa AB'nin adım atıp sorunu çözeceğine ilişkin inanç tam!
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Draghi dün Avrupa Parlamentosu'na konuştu. Draghi son dönemde dile getirdiği açıklamaları aynen yineledi:
Büyüme tarafında aşağı yönlü risklerin azaldığını belirtmekle birlikte parasal desteğin bir süre daha sürmesi gerektiğine vurgu yaptı. Bu yorumu dünkü Yunanistan haberinden bağımsız olarak ele aldığımızda büyük bir anlam ifade etmeyebilir. Ancak, Yunanistan haberi bir kez daha gösterdi ki, Draghi sadece Almanya ya da Fransa'yı değil, Yunanistan'ı da dikkate almak zorunda. Bu da son dönemde sıklıkla dile getirdiğimiz görüşün bir kez daha ne derece doğru olduğunu teyit ediyor: Avrupa'da para politikası Almanya için gevşek ancak Yunanistan için sıkı... Bu da AB'nin parasal birlik özelliğini sorgulatan bir unsur. Euro Bölgesi altındaki ülkeler arasındaki ayrışmanın para politikası uygulaması açısından sorun doğurabileceğinin en yalın örneği ile karşı karşıyayız. Almanya'da başgöstermeye başlayan enflasyon sorununun daha da pekişmesi durumunda ECB'nin nasıl bit adım atacağı önümüzdeki dönemin en önemli sorularından birisi olacak. Bu noktada Yunanistan gibi sorunlu ekonomileri mi düşünecek ya da doğrudan Almanya'nın travmatik enflasyon korkusuna mı yönelecek. Euro'nun önümüzdeki dönemde değerleneceğini iddia edenler açısından bu soru çok kritik zira FED tek bir ekonomiyi dikkate alırken ECB'nin birbirinden farklı özelliklere sahip 19 ülkeyi dikkate alarak karar vermesi gerekiyor. Bu da yapısal bir zaaf. Bu nedenle de Euro'da kalıcı bir değerlenme beklemek şu aşamada çok doğru değil.
Bu hafta Amerikan ekonomisinin gidişatının faiz artırım beklentilerini destekleyip desteklemediği sorusuna cevap bulmaya çalışacağız. Bilindiği üzere, ABD'de ilgiyle takip edilen istihdam rakamları uzun süredir kuvvetli geliyor. Hatta, işsizlik oranı Nisan ayında %4.4 ile uzun süreli denge seviyesi olarak varsayılan düzeyin de altına geriledi. Ancak, işsizlik oranı gerilerken maaş ve ücretlerde anlamlı bir kıpırdanma olmaması ciddi manada kafa karışıklığına neden oluyor. Zira, teori der ki, işsizlik oranı geriliyorsa istihdam piyasasında ısınma yaşanıyordur ve bu da ücretlerde yukarı yönlü bir baskı oluşturur. Teorinin çalışmaması akıllara acaba işsizlik verisi doğru mu ölçülüyor ya da bu veri istihdam piyasasının ana görünümünü yansıtmada yetersiz mi sorularını getiriyor. Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) güçlü istihdam tablosuna rağmen faiz artırmada gönülsüz davranmasını da bununla açıklayabiliriz. Bu hafta ABD'de açıklanacak iki veri seti bu soruya cevap bulmaya çalışacak: Cuma günü açıklanacak Mayıs ayı istihdam raporunda tarım dışı bordrolu çalışan sayısı ya da işsizlik oranından ziyade ortalama saatlik ücretler verisine; bugün açıklanacak Nisan ayı kişisel gelir ve harcama raporunda ise PCE (kişisel tüketim
harcamaları) enflasyonuna odaklanacağız. Bu verilerin uzun süredir olduğu üzere sakin kalması piyasalardaki mevcut görünümü destekleyecektir. Ancak ola ki tahminlerin üzerinde bir enflasyon sinyali gelirse piyasalarda yeni bir fiyatlama eğilimine hazır olmakta yarar var. Bu durumda FED'in 14 Haziran toplantısına daha farklı bir bakış açısı ile gidiyor oluruz. Bu hafta içerisinde açıklanacak ABD verileri arasında ayrıca imalat sanayi ISM verisi de ön plana çıkarılabilir.
ABD'de uzun süredir FED'in faiz artırımlarını konuşuyoruz. Bu konuşmalara bu yıl itibariyle yeni bir unsur daha ekleniyor: Bilanço daraltılması.
Hatırlanacağı üzere 2008 krizi sonrasında FED hızlı bir niceliksel genişleme ile bilanço büyüklüğünü 700 milyar dolar düzeyinden 4.5 trilyon dolar civarına kadar çıkarmıştı. Bu stratejiyi kan kaybına uğrayan hastayı yaşatmak adına kan vermek şeklinde yorumlamıştık. Ancak hasta artık hızlı bir şekilde iyileşiyor ve kan kaybı da durdu. Bu noktadan itibaren hastaya yeni kan vermek damarlar üzerinde basınç yaratacaktır ki bunun ekonomideki karşılığı da enflasyon anlamına geliyor. Bu nedenle de FED bu yılın başından itibaren bilanço daraltılması konusunu gündemine aldı. Nisan ayı toplantısına ilişkin tutanaklara göre bilanço daraltılmasına bu yılın sonuna doğru başlanması bekleniyor. San Francisco FED Başkanı Williams dün yaptığı açıklama ile bu sürece bir miktar daha netlik kazandırdı. Buna göre bilanço daraltılmasına bebek adımları ile başlanacak. Bunun finansal sistem üzerindeki yansımaları değerlendirilmek suretiyle azaltım miktarı her üç ayda bir gözden geçirilecek. Ana amaç beş yıl gibi bir süre sonunda toplam bilanço büyüklüğünü yaklaşık 2.5 trilyon dolar düzeyine getirmek. Bu planın şu an çok prematüre olduğu ve gidişata paralel olarak major değişimlere maruz kalabileceği aşikâr. Görünen o ki, FED bu süreci olabildiğince zamana yayarak ve kademeli bir şekilde yapmayı amaçlıyor. Burada kritik nokta enflasyon olacaktır. Enflasyonun müsaade etmesi durumunda FED bilanço daraltılmasını uzunca bir süre erteleyebilir... Ancak, enflasyonun sorun haline gelmesi durumunda FED'in hızlı ve kararlı adımlar atması kaçınılmaz olacaktır. Şu an ilk senaryonun hakim olduğunu söyleyebiliriz.
İç tarafta siyasi gelişmeler gündeme hakim olmayı sürdürüyor. Dün AK Parti'nin MYK'sı da belirlendi ve sıra Kabine'ye geldi. Basına yansıyan haberlere göre Kabine değişikliğinin Cuma günü yapılması planlanıyor.
Kulislerde birçok isim konuşulmasına rağmen nihai karar Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından verilecek ve onun da son ana kadar somut bir sinyal vermesi beklenmiyor. Mali piyasaların bu noktada ilgileneceği temel husus ekonomi yönetiminde herhangi bir değişiklik olup olmayacağı... Basına yansıyan haberlere göre ekonomi yönetiminin yeniden tek başlı bir yapı haline getirilme isteği kuvvetli. Ancak bunun bakanlık bazında değil de daha kapsayıcı bir yöntemlr yapılmasının planlandığı kanaatindeyiz. Başka bir ifade ile tüm ekonomi yönetimini tek bir bakanlığa bağlamaktan ziyade bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde bir koordinasyon komitesi altında toparlamak amaçlanıyor duyumlarına sahibiz. Bu şekille de isimlere bağlı hale gelen ekonomi yönetiminin yeni dönemde isimlerden bağımsız bir yapıda şekillendirilmesi hedefleniyor olabilir. Bu tarz bir tepkinin piyasalarca nötr karşılanacağı kanaatindeyiz. Ancak, piyasalar açısından asıl önemli unsur Kabine'nin kimlerden oluşacağı değil de izleyeceği politikalar olacaktır. Son dönemde basında buna ilişkin ipuçları var. Buna göre, "Babacan-Şimşek ekolünün" izlediği mali disiplin esaslı politikalardan ziyade büyümenin ön plana çıkarılacağı bir model üzerinde duruluyormuş. Hiç şüphesiz ekonomi politikasının temel hedefi büyümedir.
Ancak, ne pahasına olursa olsun değil. Bu nedenle de büyümenin finansmanı daha da önemli bir husus. Bu bağlamda yeni hükümetin kuruluşu ve dün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dile getirilen 180 günlük yol haritası piyasalarca yakından izlenecektir.
Küresel mali piyasalar tatilden sakin bir eğilim ile dönüyor. Yunanistan kaynaklı endişelerin Asya piyasalarında çok fazla yankı bulmadığını görüyoruz. Ancak, Avrupa piyasaları açılınca etkisini daha net görüyor olacağız. Bugünün veri gündemi yoğun. Almanya'da TÜFE enflasyonu, ABD'de kişisel gelir ve harcamalar ile buna ilişkin enflasyon göstergeleri önemli.
Türkiye cephesinde Mart ayı işsizlik oranı açıklanacak. İstihdam seferberliği sonrasında işsizlik oranında Mart itibariyle olumlu sinyaller görmeye başlayacağız. USDTRY kuru dar bant içerisindeki hareketini sürdürüyor. Son dönemde 3.55-3.58 aralığında salınan kurun hafta içerisinde 3.60'a doğru bir yükseliş kaydetmesi ihtimalini kuvvetli görüyoruz. Hisse senedi piyasasında coşku sürüyor. Koç ve Sabancı hisse satışlarının getirdiği yeni arza rağmen endeks sağlam duruyor. Bono&tahvil piyasasında ise neredeyse yaprak kımıldamıyor. Ancak, dünkü bültende de detaylı bir şekilde anlattığımız üzere banka senetlerinin TCMB'ye likidite sağlama yönünde işleme konulma planı uygulanır ise faizlerde bir miktar yukarı yönlü bir hareket olabilir. Son dönemde sıklıkla vurgu yaptığımız üzere yurtdışındaki risklerle piyasa fiyatlamaları arasındaki tezat bizi endişelendiriyor. Bu nedenle de temkinli ve tedbirli bir duruş izlenmesinde fayda görüyoruz.
MSN => raymanbu@hotmail.com
Altın, dolar, euro düşüşte alınır mı? Yoksa biraz daha düşüş olur mu?
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)
Yetkileriniz
Alıntı