05.12.17:
TCMB'den beklenen agresif oranda bir faiz artırımı TL'yi destekliyor.
Olumsuz enflasyon verisi ardından bu ortam ironik şekilde daha da pekişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sermaye hareketlerine yönelik herhangi bir kısıtlamanın mevzu bahis dahi olmadığını belirtmesi piyasaları olumlu etkiledi.
Bugün birçok major ekonomiden gelecek hizmet sektörü PMI/ISM verisi piyasalar üzerinde etkili olabilir.
Türk mali piyasaları dün son dönemin en olumlu gününü geçirdi. Gündemde belirsizlik yaratan birçok hususa rağmen TCMB'nin ciddi oranda bir faiz artırımına gideceği yönündeki beklentiler bu eğilimde belirleyici oldu.
USDTRY kuru 3.86'lı rakamlara kadar gerileyerek son üç haftanın en düşük seviyesini gördü. Hisse senedi piyasasında genele yayılan bir iyimserlik hâkim olurken BİST100 endeksi günü %1.6 oranında bir yükselişle tamamladı.
Tahvil piyasası olumsuz gelen enflasyon verisine rağmen günü iyimser bir havayla tamamlarken 10 yıllık tahvilin bileşik faizi yaklaşık 5 baz puan geriledi.
Kasım ayı enflasyon rakamları piyasa tahminlerinin de üzerinde gerçekleşti:
TÜFE %1.49, ÜFE ise %2.02 oranında artış kaydetti. Böylelikle yıllık TÜFE enflasyonu %12.98'e yükselerek 2003 yılı Aralık ayından bu yana en yüksek düzeyde gerçekleşti. ÜFE'deki yıllık gerçekleşme ise %17.30 ile 2008 yılı Ağustos ayından bu yana en yüksek düzeyde... TCMB'nin yakından takip ettiği çekirdek göstergeler de benzer eğilimler sergiledi. Mesela, C endeksi yıllık bazda %12.08'e gelerek enflasyonist baskıların sadece gıda ya da enerji kaynaklı olmadığını teyit etti. Zaten, TÜFE endeksinin alt kırılımları da bu yönde bir bilgi sunuyor zira 12 ana harcama grubundan 9'unda yıllık enflasyon oranı çift hanelerde... Bu sonuçla yıllık TÜFE enflasyonunun bu yılı tek hanede bitirme ihtimali de kalmadı. Kuvvetle muhtemel %11.0 civarı bir yıllık enflasyon oranı göreceğiz. Dahası, yıllık TÜFE enflasyonunun önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde anlamlı bir düzeltme ihtimali de gündemden düşmüş oldu. Nereden bakılırsa bakılsın Kasım ayı rakamlarının ardından enflasyon görünümü ya da beklentileri ile ilgili iyimser bir söz söylemek mümkün görünmüyor.
Kötü gelen enflasyon rakamlarına karşın TCMB'nin bu ortamda faiz artırmak dışında başka bir opsiyonunun kalmadığını düşünen mali piyasalar veri sonrasında ironik bir şekilde olumlu bir piyasa reaksiyonu gösterdi. Gerek gelen raporlar gerekse de piyasa oyuncularının yorumları paralelinde 14 Aralık'ta yapılacak olan PPK toplantısında 200-250 baz puanlık bir faiz artırımının kaçınılmaz olduğuna inanılıyor. Enflasyon görünümündeki sert bozulmadan dolayı TCMB'nin birşeyler yapması kaçınılmaz! Ancak, olası bir sert faiz artırımının ülke ekonomisini fasit daireye de soktuğu gözardı edilmemeli... Dün olduğu üzere, olası bir faiz artırımının beklentisi dahi TL'de değerlenmeye neden oluyor. Hem de risklerle uyumsuz bir şekilde.
Ülkeye spekülatif nitelikte para girişine neden olan bu ortam para biriminin değerlenmesini de beraberinde getiriyor. Bu sonuç, rekabet avantajını bozarken bazı hallerde de gereksiz bir kredi genişlemesine neden olabiliyor. Yani, fiyat istikrarını temin edeyim derken finansal istikrarsızlığa ya da kırılganlığa sebebiyet verilebiliyor. Bu açmazı gidermenin yolu ise söylemesi çok kolay olup da yapması zor ve zahmetli bir yoldan geçiyor: Üretimi artırmak. Bunu katma değerli yaparsak cari açık sorunu da azalır, böylelikle kur da düşer. Ekonomik model tüketim değil, üretim odaklı olmalı. Ancak realitede atılan adımlar ne yazık ki aksi yönde... Mesela, hayvancılık sektöründe reform yapmak yerine gümrük vergilerini düşürmek suretiyle canlı hayvan ithalatına yöneliyor olmamız elimizdeki mevcut işletmeleri de olumsuz etkiliyor!
Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün "sermaye hareketlerine sınırlama mı geliyor?" sorularına yol açabilecek açıklamalarına dün düzeltme geçti ve bu minvalde bir niyet olmadığını açık bir şekilde belirtti.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünkü açıklaması öncesinde 3.92'li seviyelerde olan USDTRY kuru sonrasında sert bir düşüş kaydederek 3.86'lı seviyelere kadar geriledi.
ABD'deki dava devam ediyor. Ancak, Zarrab'ın iddialarında henüz mali piyasaları rahatsız edebilecek birşey yok. Dahası, henüz çapraz sorgulamaya geçilmemiş olsa da Zarrab'ın ifadelerinden hareketle Hakan Atilla'nın suçlu bulunmayabileceği görüşleri de oluşmaya başladı. Hiç şüphesiz dava henüz sona ermedi ancak mali piyasaları rahatsız edecek bir noktanın uzağında olmasından ötürü piyasa gündeminde alt sıralara inmeye başladı.
ABD Senatosu'nun hafta sonunda onayladığı vergi reformu küresel risk iştahını olumlu etkiledi. Dün Avrupa borsalarına, İngiltere hariç, olumlu bir hava hâkim oldu, endekslerde %1'in üzerinde artışlar yaşandı.
İngiltere'de Brexit sürecine ilişkin takvimin net bir şekilde açıklanmamış olması yatırımcıları rahatsız ediyor. Bu nedenle de Pound'daki değerlenme eğilimi dün tersine döndü. Amerikan piyasaları ise teknoloji şirketlerine gelen satışlardan ötürü dünü dengeli bir tablo ile tamamladı. Küresel mali piyasalarda yaklaşık olarak bir buçuk yıldır soluksuz bir yükseliş yaşanıyor. Bildiğimiz birşey varsa o da hiçbir fiyatın sonsuza dek yükselemeyeceğidir. Kâr satışlarının gelmiyor olması her geçen gün kırılganlığı biraz daha artırıyor. Bugün itibariyle mali piyasalardaki iyimserlik nedeniyle pişmiş aşa su katmamamız gerektiğinin farkındayız ancak bu tablonun sonsuza dek sürmeyeceğini de not düşmekte yarar görüyoruz. Bugün tüm dünyada hizmet sektörü PMI rakamları ile ABD'de hizmet sektörü ISM verisi açıklanacak. Cuma günü ABD'de açıklanacak istihdam raporu ile önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek olan FED faiz toplantısı yakın geleceğin önemli gündem maddelerini teşkil ediyor. Türk mali piyasalarındaki olumlu eğilim bugün de sürecek gibi görünüyor! USDTRY kuru dün itibariyle kısa vadeli yükseliş trendini aşağı yönde kırdı. Bu da 3.80 civarına doğru bir düşüşü teknik olarak gündeme soktu. Ancak, bu yöndeki bir hareketin açık pozisyonların kapatılması minvalinde kullanılması gerktiğini düşünüyoruz.