kenarda unutulacak 30000tl m var dolar mı altın mı veya başka bir şey mi önerirsiniz
kenarda unutulacak 30000tl m var dolar mı altın mı veya başka bir şey mi önerirsiniz
Murat CANTÜRK
Trafik ve Kasko teklifleri için lütfen pm mail atınız.
Renpar Sigorta
info@renpar.net
Bana ver muratcim
Suan birsey alma.... Tl faizinde kalsin.
Yurt dışı politikaları abd ab yi geçtim,kendi içimizde bu varlık fonu tükendiğinde kgf patladığında ne yapacağız acaba? Şu halde bile 1.5 yıl önce aldığım c sınıfı arabam tam 37 bin lira zamlandı.Artık starbucks'ta kahve alırken bile parayı düşünür olduk.Kısa vade değilde uzun vade görüşleriniz nelerdir?
FED Başkanı Yellen küresel risk iştahını bir kez daha gazladı. MSCI hisse senetleri dünya endeksi tarihi zirve seviyelerinden işlem görüyor.
ABD'de bugün TSI15.30'da açıklanacak TÜFE enflasyonu ile perakende satış rakamları; büyük banka bilançoları yakından takip edilecek.
TCMB verilerine göre yurtiçi yerleşiklerin geçen hafta yaptıkları 3 milyar dolarlık DTH bozumu kurdaki yukarı yönlü hareketi frenlemiş.
FED Başkanı Yellen'in ağız değiştirirmişçesine enflasyonun %2'lik hedefe ulaşma hususunun belirsizlikler taşıdığını vurgulaması küresel risk iştahını artırdı: Hisse senedi piyasaları, gelişen ülke para birimleri ve emtialar değer kazanırken tahvil faizleri düşüş kaydetti. Bu satırları kaleme aldığımız dakikalarda MSCI dünya endeksi tarihi zirve seviyesinden işlem görüyordu. Daha iki hafta önce enflasyondaki düşüşü geçici unsurlara bağlayan Yellen'in piyasalardaki ufak bir satış baskısı karşısında hemencecik ağız değiştirmesi entresan... Görünen o ki, ABD'de uzun vadeli denge seviyesinin dahi altına inmiş olan işsizlik oranına karşın enflasyon %2'lik hedefinin altında kaldıkça FED kalıcı bir şekilde şahin olamayacak.
Bu nedenle de önümüzdeki dönemde Amerikan enflasyon rakamları önemli olacak.
FED kişisel tüketim harcamalarına ilişkin fiyat değişimini hedefliyor (PCE) ve bunun %2 olması gerektiğini düşünüyor. Elinizdeki en son verilere göre çekirdek PCE enflasyonu Mart ayında yıllık bazda %1.8 seviyesini gördükten sonra kademeli bir şekilde gerileyerek Haziran'da %1.4 oldu. Bu rakamın %2'ye yaklaştığını görene kadar küresel risk iştahının tersine döndüğünü beklememek lazım. ABD'de PCE enflasyonu dışında birçok enflasyon göstergesi daha var ve bunlar da genel enflasyon eğilimi hakkında bilgi sunduklarından ötürü dikkate alınırlar: TÜFE, ÜFE, saatlik kazançlar, vb. Bugün TSI15.30'da açıklanacak olan TÜFE enflasyonu bu minvalde önem taşıyor.
Bloomberg'e göre yıllık TÜFE artışının %1.7 ile geçen ayki seviyede kalması öngörülüyor. Daha yüksek bir rakam piyasalar açısından olumsuz; tersi ise olumlu bir etki doğurur. Bu arada ABD'de aynı anda açıklanacak olan perakende satışlar; günboyu gelecek olan şirket bilançoları ve bunların içerisinde JP Morgan, Citi ve Wells Fargo gibileri günün en önemli gündem maddelerini teşkil edecek.
Küresel mali piyasalardaki olumlu hava doğal olarak Türkiye'ye de yansıyor.
Dünkü işlemlerde USDTRY kuru 3.5600 seviyesine varan bir düşüş kaydetti.
BİST100 endeksi soluksuz yükselişini ve her gün yeni bir rekor kırma geleneğini tesis etti. Tahvil faizleri nispeten daha sakin bir seyir izledi. Dün açıklanan iki veri bizce önemliydi. Bunlardan ilki döviz piyasasında kaydedilen son bir haftalık hareketi betimliyordu. TCMB'nin haftalık para ve banka raporuna göre 30 Haziran - 7 Temmuz haftasında yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatları yaklaşık 3 milyar dolar azalmış.
Bunun 1.7 milyar doları gerçek; 1.3 milyar doları tüzel kişilerde gerçekleşmiş. Bahsedilen bu haftada USDTRY kuru 3.6450 seviyesine kadar yükselmiş ancak hemen sonra yönünü aşağı döndürmüştü. Demek ki uzunca bir süre 3.50-3.55 bandından döviz toplayan yerli yatırımcılar kurlardaki yükselişte hızlı bir şekilde satışa geçmişler. Yerli yatırımcıların bu davranışları kur düşüşünü nasıl ki yavaşlatıcı bir rol oynadıysa yükselişi de sınırlayan bir görev arzediyor. Başka bir ifade ile yerli yatırımcıların spekülatif nitelikteki işlemlerinin mali piyasaları dengeleyici bir rol oynadığını söylersek çok da yanlış dememiş oluruz! Günün diğer önemli verisi Mayıs ayı ödemeler dengesi istatistikleri idi. Buna göre, cari işlemler dengesi tahminlerin üzerinde 5.2 milyar dolar açık verdi. Bu sonuçla 12 aylık kümülatif cari işlemler açığı 33.2'den 35.4 milyar dolara yükseldi. İlk beş aylık verilee itibariyle cari açık geçen yılın aynı dönemine göre %20 artış kaydetti. Bu da ekonomideki ithalat odaklı büyüme artışını gözler önüne seriyor. Finansman cephesi nispeten olumlu bir tablo sergiliyor. 1.3 milyar dolarlık doğrudan yabancı girişi, 5.5 milyar dolarlık portföy girişleri döviz rezervlerinin artmasına neden olmuş. Bu arada net hata ve noksan kaleminin son ayların aksine fazla verdiğini not düşmekte de yarar var.
Dünyada gün geçmiyor ki ABD Başkanı Trump'ı konuşmayalım... Bir süredir kendisi ve ailesinin Rusya ile yazışmaları konuşuluyor ve bunlar ABD Doları'nın küresel bazda değer yitirmesine neden oluyor. Trump'ın seçildiği günden bu yana savunduğu korumacılık argümanları son günlerde ABD'nin çelik ithalatına getirmeyi planladığı anti-damping önlemleri ile farklı bir boyuta ulaştı. Dün aralarında FED'in eski başkanları Greenspan ve Bernanke'nin de yer aldığı 15 önemli ismin Beyaz Saray'a hitaben yazdıkları mektupta bu tarz uygulamaların ABD ile dostları arasındaki ilişkileri bozabileceği, tarifelerin ithalat maliyetini yukarı çekip imalat sanaayiinde işsizlik sorununa yol açabileceği vurgulandı. Daha geçen hafta
G20 Zirvesi'nde serbest ticaret kavramı ön plana çıkarılırken Trump'ın zıt yöndeki bu tercihleri dikkat çekiyor. ABD'nin çelik ithalat ettiği ülkeler arasında yakın müttefikleri durumundaki Kanada, Meksika, G.Kore ve Brezilya gibi ülkeler de yer tutuyor. Türkiye'nin de bu eğilimden olumsuz etkilenmesi bekleniyor.
Yellen'in mali piyasalarca olumlu karşılanan son iki gün içerisinde gerçekleştirdiği konuşmalar gelişen ülke para birimlerini de bariz bir şekilde olumlu etkiledi. Türk Lirası da bu eğilimden fazlasıyla nasiplendi.
USDTRY kuru 100 günlük ortalamasının geçtiği 3.6020 seviyesini aşağı yönde kırdıktan sonra düşüş daha da ivme kazandı ve 3.56'lı seviyelere kadar geriledi. Böylelikle USDTRY kurunun yönü yeniden aşağı dönmüş oldu. Bugün Amerikan TÜFE enflasyonu ve perakende satış verileri önemli... Aşağı yönde önümüzdeki en önemli direnç noktaları ilk etapta 3.5550, sonrasında ise 200 günlük ortalamanın bugün itibariyle geçtiği 3.5320. Yukarıda ise 100 günlük ortalamanın geçtiği 3.6020 seviyesini ön plana çıkarmakta yarar var.
Dünyada risk iştahındaki olumlu hava sürdüğü müddetçe hisse senedi piyasasındaki olumlu eğilim süreceği benziyor. Bono&tahvil piyasasında ise Hazine'nin artan borçlanma ihtiyacı paralelinde faizler aşağı yönde hareket etmekte zorlanıyor.
MSN => raymanbu@hotmail.com
3,53-60 bandında kalabılırız. Trade cıler kacırmasın.
Eger pazartesı 63'u kırarsak,tekrar alım yapıcagım. Ben olsam bu ıkısını yapardım...
53 kirilicak gibi,pazartesi sali alim firsati cikabilir...
997TT abi ile aynı fikirdeyim.. Ben alacağım salı - Cuma günleri arası kademeli olarak..
"Denenmişi Denemek Ahmaklıktır!"
Ben yine 3.50 3.49 bandını bekliyorum oraya kadar salar diye düşünüyorum
50-51 dıyelım....
49 anlık olur.
Dolarda temmuz ilk yarısında kırılan düşüş trendi, 3.64 lere vurup geri çekilmesi ile düşüş trendini tekrar test etti. Ancak 3.53 üzeri haftalık kapanış tekrar sert yukarı yükselişleri geri getirebilir.
Sadece bir öngörü, yatırım tavsiyesi değil..
Zaten kıramazsak 54-64 arası trade...
Sene sonu yukselik zaten 3.80lerin ustunu rahat gorucek bence.
Suan turkiye doviz girisi var ama yaz sonu tatil sonrasi piyasa haraketlendiginde doviz ihtiyaci olucak ve yukselis olucak bence.
Seat IBIZA FR
ben çok şükür doları yüksekken sattım suan için 140 altına bagladım artık nereye giderse 142 143 araları bozdururum nasip
gariban 106 gti....
17 Temmuz 2017:
ABD'den gelen zayıf makro ekonomik veriler küresel risk iştahını desteklemek suretiyle mali piyasaları olumlu etkiliyor.
USDTRY kuru teknik olarak 200 günlük ortalamasını aşağı yönde test ediyor.
Bu denemesinde başarılı olması durumunda 3.50 seviyesine ve altına gerileyebilir.
Bugün Türkiye'de istihdam raporu ile bütçe istatistikleri; AB'de TÜFE enflasyonu; ABD'de ise imalat sanayi verisi önem arzediyor. Haftanın en önemli olayı ECB'nin Perşembe günü düzenleyeceği faiz toplantısı olacak.
Cuma günü ABD'de açıklanan zayıf ekonomik veriler küresel mali piyasalardaki risk iştahını olumlu etkiledi zira bu veriler Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) faiz artırımlarına devamını zorlaştırabilir. FED yılın geri kalan kısmında bir kez daha faiz artırımına gideceğini öngörürken piyasaların Aralık toplantısında faiz artırım beklentisi %50'nin altına gerilemiş durumda. Cuma günkü verilere göre TÜFE enflasyonu genel hatları ile aynı kalırken perakende satışlar ise beklenmedik bir şekilde gerilemişti. Bu veri seti Amerikan Doları'nın değer kaybetmesine yol açtı.
ABD Doları endeksi (USD) küresel bazda son 10 ayın en zayıf seviyesine geriledi. USD endeksindeki bu gerileme gelişen ülke para birimlerini olumlu etkiledi. Aralarında Türk Lirası'nın da yer aldığı birçok yüksek getirili para birimi Cuma gününü değerlenerek tamamladı. USDTRY kuru da 3.53'lü seviyeler ile son iki haftanın en düşük seviyesine indi. TL'deki değerlenme alternatif piyasalardaki iyimserliği de destekledi. Uzunca bir süredir "hergün yeni bir rekor" sloganı ile ilerleyen BİST100 endeksi 105bin seviyesine yükseldi. 10 yıllık tahvilin bileşik faizi ise Hazine'nin bu haftaki tahvil ihraçları öncesinde 8 baz puan geriledi.
Amerikan verileri ile FED'in resmi açıklamaları arasında önemli bir ayrışma yaşanmaya başladı. Öncelikle istihdam verileri oldukça kuvvetli geliyor.
İşsizlik oranının geldiği %4.4 seviyesi ABD açısından uzun vadeli denge düzeyinin de altı. Amerikan ekonomisinin son dönemde her ay ortalamada
150-200 bin civarı istihdam yaratması oldukça etkileyici. Ancak, istihdamdaki bu olumlu tablo enflasyona bir türlü yansımıyor. Hâlbuki, ekonomi teorisine göre istihdam artışı işgücünün ücretlere ilişkin pazarlık gücünün arttığı anlamına gelecektir ki bunun da ücret artışı sağlaması gerekir. Ancak ücret ve enflasyon rakamları bu durumu teyit etmiyor.
Mineapolis FED Başkanı Kashkari gibi bazı FED üyelerini de şaşırtan bu tabloya ilave olarak ekonomik faaliyetlerin düzeyine ilişkin veriler de zayıf geliyor. En son Cuma günü açıklanan perakende satış rakamları ekonomik aktivitenin hızlanmak bir yana yavaşladığını gösteriyor. Böyle bir ortamda FED'in mevcut gevşek para politikasını terk etmesi zor görünüyor.
Bu da küresel likidite koşullarının olumlu olmayı sürdüreceği anlamına geliyor ki mali piyasaların en çok sevdiği kompozisyona işaret ediyor. ABD cephesinde bu hafta veri akışı zayıf. Konut istatistikleri ve birkaç anket bazlı veri dışında gündemde mali piyasaları etkileyebilecek önemde bir veri bulunmuyor.
ABD'nin aksine Avrupa cephesinden olumlu sinyaller geliyor. Özellikle Almanya'dan gelen güçlü veriler Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) ultra-gevşek para politikalarını terkedebileceği görüşlerine neden oluyor.
ECB cephesinden son dönemde gelen açıklamalar tahvil alımlarının azaltılabileceği fikrini uyandırmış durumda... Dahası, ECB'nin halihazırda eksi olan gecelik mevduat faizini artırması fiyatlanmaya başlandı. Bu çerçevede ECB'nin bu haftaki toplantısı gündemin en önemli maddesi durumda.
Perşembe günü yapılacak olan toplantıdan somut bir adım beklenmiyor olsa da Başkan Draghi'nin tahvil alımlarının geleceğine ilişkin önemli sinyaller verebileceği öngörülüyor. Euro'nin küresel mânâda değer kazanmasını da buna bağlayabiliriz. EURUSD paritesi Cuma günü 1.1470 ile son dönemin en yüksek seviyesini bir kez daha test etti. Paritede ECB toplantısı öncesi ve sonrasında sert hareketler görebiliriz. Diğer para birimleri de USD'ye göre değer kazanıyor zira temel sorun USD'nin zayıflığı. Bu nedenle de başta gelişmiş ülke para birimleri olmak üzere birçok paranın USD karşında son yılların en zayıf seviyesine gerilemesini ABD ekonomisindeki zayıflıkta aramak doğru bir strateji olacaktır.
Türkiye cephesinde Hazine'nin bugün ve yarın düzenleyeceği iç borçlanma ihaleleri önemli olacak. Hazine, 6.9 milyar TL'si piyasalara olmak üzere toplam 8.4 milyar TL'lik iç borç geri ödemesi öncesinde bugün 2, yarın ise
3 tahvil ihracı gerçekleştirecek. Bu ihaleler aracılığıyla piyasalardan toplamda 9.6 milyar TL borçlanma hedefleniyor. Dikkat edileceği üzere iç borç çevirme oranı oldukça yüksek zira kamu maliyesinde yaşanan bozulma nedeniyle iç borçlanma ihtiyacı son dönemde oldukça artmış durumda. Normal şartlarda bu durumun bono&tahvil faizlerinde yükselişe yol açması beklenirdi. Ancak, küresel likidite koşullarının olumlu olması nedeniyle yüksek getiri peşindeki yabancı yatırımcının ilgisi faizlerin yükselmesine mani oluyor. Geçen ay Hazine borçlanma ihalelerinde sürpriz yapmış ve daha önceden ilan ettiği hedefin oldukça üzerinde borçlanmıştı. Bu ay da böyle birşey olup olmayacağını izleyeceğiz. Ancak, zaten toplamda %131 olarak açıklanan iç borç döndürme oranının daha da üzerine çıkılması için bir neden göremiyoruz. Ola ki çıkılırsa ikinci piyasa faizleri üzerinde negatif bir etki yaratabilir..
Türkiye'ye dönersek bugünün siyasi gündeminin oldukça yoğun olduğunu görüyoruz. Bakanlar Kurulu ile Milli Güvenlik Kurulu toplantıları Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında yapılacak. Bu toplantılarda başta Afrin olmak üzere Suriye'nin kuzeyindeki gelişmelere ilişkin konuların görüşülmesi bekleniyor. Meclis'te ise komisyon bazında iç tüzük değişikliği görüşülmeye başlanacak. İç tüzük tadilatının erken seçim sinyali olarak dikkate alınabilir zira bu yolla uyum yasalarının hızlı bir şekilde çıkarılması amaçlanıyor. Başbakan Yıldırım, Olağanüstü Hal'in (OHAL) üç ay daha uzatılması yönünde teklif verileceğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta yaptıği açıklamada OHAL'in çok da uzak olmayan bir gelecekte sona erdirileceğini belirtmişti. Bu haber en azından üç ay daha OHAL'in devam edeceği manasına geliyor. Piyasalar küresel anlamda likidite bolluğunun neden olduğu irrasyonel coşku ile hareket ettiğinden dolayı yerel bazlı haberlere pek fazla ilgi göstermiyor.
Türk mali piyasalarındaki iyimserliğin devam etmemesi için hiçbir neden yok. ABD'den gelen zayıf makro ekonomik veriler nedeniyle küresel risk iştahı olumlu. Bu da yatırımcıların getiri peşinde koşmalarını beraberinde getiriyor ki, Türkiye bu hususta önemli bir durak özelliğine haiz. USDTRY kurunda Cuma günü 200 günlük ortalama aşağı yönde test edildi. Şu an bu seviyelerde salınan USDTRY kurunun direncini kırması durumunda ilk etapta 3.50, sonrasında ise 3.4750'ye kadar gerileme ihtimali var. 200 günlük ortalamayı kıramaması durumunda ise mevcut seviyelerde dengelenip bir miktar yukarı yönlü bir hareket yapma ihtimali bulunuyor. Hisse senedi piyasasında öyle bir momentum var ki, endeksteki yükseliş sanki hiç durmayacak gibi... Bono&tahvil faizlerinde ise Hazine'nin iki günde düzenleyeceği beş ihalede ne kadar borçlanacağı belirleyici olacak. Genel hatlarıyla olumlu bir gün bekliyoruz. Sabah Çin'den gelen olumlu büyüme rakamları da bu görüşü destekliyor. Gün içerisinde Türkiye'de istihdam ve bütçe rakamları; Euro Bölgesi TÜFE enflasyonu; Almanya'da Empire State imalat sanayi endeksi gündemin önemli satır başlarını teşkil ediyor.
MSN => raymanbu@hotmail.com
Maşallah maşallah devam ediyormuş konu sevindim,Allah c.c hepinize hayırlı işler versin arkadaşlar
İNSTAGRAM KULLANICI ADIM : h.a.k.a.n.s.g.r
Spider'a kondun bizi unuttun mikeee...
Konuyu bir sekilde goturuyoruz...
Aşk olsun abi,ben öle çiğ adammıyım,zaten ne olsa sana soruyorum997TT Nickli Üyeden Alıntı
İNSTAGRAM KULLANICI ADIM : h.a.k.a.n.s.g.r
Bu hafta 3.50 dolar gorucekmi sizce ?
Seat IBIZA FR
18 Temmuz 2017:
ABD'de sağlık reformunun bir kez daha muhalefet oylarına takılması ve zayıf veriler nedeniyle ABD Doları son bir yılın en zayıf seviyesine geriledi.
ABD Doları'nın küresel bazda değer kaybediyor olması USDTRY kurunda da 3.50 seviyesinin altını gündeme getirdi.
Hazine'nin bugün gerçekleştireceği üç ayrı tahvil ihracı yakından takip edilecek. Hedefin üzerinde bir borçlanma ikincil piyasa faizleri üzerinde yukarı yönlü bir baskı yaratabilir.
Küresel mali piyasalardaki olumlu görünüm ivme kaybetmekle birlikte dün de korundu. ABD'de makro ekonomik verilerin zayıf gelmesi ultra-gevşek para politikalarından çıkışın FED'in öngörülerine oranla daha yavaş olacağı algısını yaratması bu eğilimde belirleyici oluyor. Sonuç olarak da "bir dirhem likidite bin ayıbı örtüyor". Dün hisse senedi endeksleri küresel anlamda yeni bir zirve yaptı. ABD'den gelen zayıf veriler ve sağlık reformu fiyaskosu nedeniyle ABD Doları son bir yılın en düşük düzeyini gördü.
Çin'in tahminleri aşan beklentisi ise bakır başta olmak üzere endüstriyel maden fiyatlarını yukarı çekti. Bu tablo gelişen ülke piyasaları için en iyi bileşimi teşkil ediyor. Hem likidite gani gani, hem de küresel büyüme kötü değil. Zaten Türk mali piyasalarının son dönemde çizdiği iyimser eğilim de bu görüşü teyit ediyor. Hisse senedi piyasasında "her gün yeni bir rekor" sloganı dün de işe yaradı. BİST100 endeksi günü %0.99 oranında yükselişle yeni bir zirve seviyesinden tamamladı. Hazine'nin tahvil ihraçları ikincil piyasa faizleri üzerinde yukarı yönlü bir baskı yaratırken 10 yıllık tahvilin bileşik faizi günü yatay bir görünümle bitirdi. USDTRY kuru gün içerisinde 3.55'li rakamlardan işlem görse de günü tamamlarken 200 günlük ortalamanın altında, yani 3.5250'den işlem görüyordu.
Dün Türkiye'de açıklanan birçok makro ekonomik veriyi bültenimize taşımakta yarar görüyoruz. Bu veriler mali piyasalar üzerinde etkili olmasa da Türkiye ekonomisinin büyük resmini göstermesi açısından faydalı. Buna göre:
Haziran ayında bütçe istatistiklerinde ciddi bir bozulma yaşandı (Hazine nakit dengesi bunun sinyalini daha önce vermişti). Buna göre, bütçe dengesi Haziran'da 13.7 milyar TL açık verdi ve bu sonuçla yılın ilk yarısındaki denge eksi 25.2 milyar TL oldu. 2016'nın ilk yarısında bu rakam artı 1.2 milyar TL idi. Faiz dışı denge ise Haziran'da 12.5 milyar TL açık vererek yılın ilk yarısına ilişkin rakamı 1.8 milyar TL'ye taşıdı. 2016 ilk yarısında bu rakam artı 27.5 milyar TL idi. Hazine'nin borçlanma ihtiyacındaki artış bu tablonun sonucu. Piyasa açısından olumsuz bir tablo ile karşı karşıya olmamıza rağmen küresel bazda etkili olan irrasyonel coşku nedeniyle şu aşamada herhangi bir piyasa etkisi yok.
İşsizlik oranı, istihdam seferberliği ile birlikte Nisan ayında %10.5'e geriledi. Doğru bir karşılaştırma yapabilmek adına mevsim etkisinden arındırılmış rakamlara bakmak lazım zira Türkiye'de ilkbahar ayları ile birlikte, turizm ve tarım gibi nedenlerden ötürü istihdam artış kaydediyor.
Buna göre bir önceki ay %11.5 olan oran Nisan'da %11.3 oldu. 81bin kişiye istihdam yaratılırken işsiz sayısı 60bin düşüş kaydetmiş (aradaki 21bin kişilik fark ise işgücüne yeni katılımdan kaynaklanıyor). İşsizlik rakamlarındaki iyileşmenin ardında kısmen geçici unsurlar (teşvikler) kısmen de turizmdeki canlanmanın etkili olduğunu düşünüyoruz. Bu tablonun teşviklerin sona ermesi ile birlikte sürüp sürmeyeceğini izlemekte yarar var.
TCMB her ay piyasa katılımcıları ile birlikte anket düzenleyip birçok makro ekonomik ve finansal gösterge üzerinde nabız topluyor. Öncelikle, bu sonuçların TCMB'nin tahmini olmadığını vurgulamakta yarar var zira kamuoyunda bazen bu şekilde dile getiriliyor ki bu yanlış bir ifadedir. Bu ayın sonuçlarına göre: a) 12 ay sonrasına ilişkin TÜFE enflasyon beklentisi %8.32'den %8.41'e yükselmiş; b) 24 ay sonrasına ilişkin TÜFE enflasyon beklentisi %7.90'dan %7.93'e yükselmiş; c) Sene sonu USDTRY kuru beklentisi 3.7553'ten 3.7492'ye gerilemiş; d) Bu yıl büyüme beklentisi %3.4'ten %4.1'e iyileşmiş. Bu tablo enflasyon beklentilerinde herhangi bir iyileşme olmadığını gösteriyor ki TCMB Başkanı Çetinkaya dün TBB'de yaptığı sunumda enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği görüşü ile para politikası duruşunu da yinelemiş oldu.
Hazine Müsteşarlığı dün 13 ay vadeli iskontolu ile 7 yıl vadeli değişken faizli tahvil ihraçları gerçekleştirdi. Bu ihraçlar ile piyasalardan toplam
1.87 milyar TL, kamudan ise 0.54 milyar TL borçlandı. Hazine bugün ise 5 ve
10 yıl vadeli sabit kuponlu ile 10 yıl vadeli TÜFE'ye endeksli tahvil ihraçları gerçekleştirecek. Aylık borçlanma programı paralelinde Hazine'nin bugünkü ihalelerinde piyasalardan toplamda 7.7 milyar TL borçlanması öngörülüyor. Hazine geçen ay hedefinin çok üzerinde bir borçlanma gerçekleştirmişti. Bütçe rakamları bugün neden böyle bir davranışa gittiğini gösteriyor. Hazine bugün de makul maliyetle yüksek bir teklif tutarı bulması durumunda hedefini aşabilir. Ancak, önceki aydaki tablo nedeniyle piyasaların tekliflerinde bir miktar temkinli olacağını tahmin ettiğimizden ötürü hedefler civarında bir borçlanma miktarının daha olası olacağı kanaatindeyiz.
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında Bakanlar Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantıları gerçekleştirildi. MGK toplantısında Olağanüstü Hâl (OHAL) uygulamasının 3 ay daha uzatılması yönünde tavsiye kararı çıktı.
Bu karar Meclis oylaması ile uygulamaya geçirildi. MGK metninde en dikkat çeken husus ABD'nin PYD/YPG'ye verdiği silahların PKK'da yakalanması eleştrisi idi. Türkiye bu husustaki endişelerini daha önce dile getirmiş ancak ABD bunun gerçekleşmeyeceği yönünde taahhütte bulunmuştu. Bu taahhüdün o günlerde de uygulanabilir olmadığı belliydi. Bu gelişmeler karşısında Türkiye'nin nasıl bir tepki geliştireceği merak ediliyor. Öte yandan, Irak'ın kuzeyi ile ilgili olarak yapılacak referandumun tanımayacağı ifadesi de metinde yer buldu. Ancak, bu yönde ilerleyen tablonun ileride nasıl bir görünüme kavuşacağı merak ediliyor.
Küresel mali piyasalardaki olumlu havanın, ya da bizim tabirimizle irrasyonel coşkunun bugün de süreceğini tahmin ediyoruz. Başka bir bakış açısı ile ultra-gevşek finansal koşulların değişeceğine ilişkin somut veriler gelene kadar bu tablonun korunma ihtimali kuvvetli. Bunu da güçlü bir enflasyon verisi gelene kadar şeklinde somutlaştırabiliriz. Ancak, enflasyon verileri son dönemde tam tersi yönde geliyor. ABD'de zayıf gelen verilerin ardından dün de Euro Bölgesi TÜFE enflasyonu zayıf geldi: Bu yılın başında %2.0 seviyesine kadar yükselen yıllık TÜFE artışı dün açıklanan Temmuz verisine göre %1.3'e geriledi. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Draghi'nin Perşembe günkü faiz toplantısı sonrasında yapacağı konuşmada bu veriye ilişkin değerlendirmelerinin izlerini bulacağız.
Piyasalar ECB'nin tahvil alımlarını sonlandırabileceğini tahmin ediyor ve bundan dolayı da EURUSD paritesi 1.15 seviyesine gelmiş durumda... Bunda ABD'de sağlık sektörü reformunun bir kez daha muhalefete takılmasının da payı büyük. Bugünün veri gündeminde İngiltere'de TÜFE enflasyonu ve merkez bankası başkanı Carney'in konuşması; Almanya'da ZEW güven endeksi yakından izlenecek. Gelelim piyasalara... ABD Doları küresel mânâda değer yitirince Türk Lirası'na karşı da zayıflıyor. Teknik olarak 200 günlük ortalamanın altına inince ilk etapta 3.50 seviyesi hedef sahasına girmiş oldu. Bunun da altında 3.4750 yer alıyor. Hisse senedi piyasasındaki yükselişi tersine çevirecek bir durum yok. Mevcut seviyeler itibariyle kâr realizasyonu ihtiyacı belirmiş olsa da endeksin tam gaz ilerlediği görülüyor. Tahvil piyasası faizleri için Hazine'nin borçlanma ihalelerini izlemekte yarar var.
MSN => raymanbu@hotmail.com
Şu an 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 konuk)
Yetkileriniz
Alıntı