İnsanın başını sokacak bir yeri olmadan iş yapmaya çalışması zor...
Yağmur yağar, fırtına kopar, olmadı kar yağar, bir elinde cırcır kolu, diğer elin böğründe kalakalırsın.
Yaratıcılık yapayım dersin, koşulları zorlarsın, etraftan şemsiye uydurursun, ama...
iki saatlik iş iki gün sürer, insanın anasını ağlatır, şevkini kırar, moralini bozar, bozar da bozar...
Akşam toplan, ertesi gün yeniden debelen, insanda iş yapmaya enerji kalmıyor.
Şimdiiii, bu TechTurkey camiası geniş. Son saydığımda 11,742 kişi çıktık.
Bu kadar adam arasında sadece sanal muhabbet olmuyor. Bundan birkaç yıl önce, forum tayfası olarak kendi aramızda toplanıp çay muhabbetleri yapmaya başlamıştık. (Çay dediler, koşa koşa gittim)
Nereden baksanız 10-15 kişi oluyorduk bu çay sohbetlerinde.
Projeler konuşulurdu, fikir alınır verilirdi, oldukça verimli sohbetler olurdu, ama hep laf olurdu işte. Eller hep temiz kalırdı.
Sonra, (mesela ben) "yahu kendimize ait bir yer yapalım, işlerimizi birlikte yapalım, iyi de yapalım" demeye başladık.
Başladık da, bu işler bedava değil.
Garaj dediğin, üüüüüf, masraf çarpı masraf...
Neyse, sevdiğimiz bir arkadaşımızın düğününde bir araya geldiğimiz anlamlı bir günde, arka otoparka sigara için indiğimiz 15 dakikalık bir zaman dilimi içinde birbirimizi bi doldurduk, bi doldurduk, bu işe girişmeye karar verdik.
Dört kişi olacaktık.
Derhal ve hemen mekan aramaya başladık.
Bu arada, para durumlarımızı gözden geçirdik.
Dördümüzde nereden baksanız toplamda 70 - 80 milyon Dolar filan vardı.
Para sorun değil, en pahalısından bir yer tutalım dedik o zaman.
İçini de mimara veririz, alet ve ekipmanları da yurt dışından getirtiriz dedik.
Para o kadar çoktu.
Bulabildiğimiz en pahalı yer şu oldu:
Büyük bir sevinçle bütün paramızı buraya gömdük hemen. Böyle bir fırsat kaçamazdı.
Mümkün olan en ücra mahallenin kuş uçmaz, kervan geçmez bir sokağı.
Çatısı ve kapısı dahi olmayan, elektriksiz, susuz bir dükkan.
Araba sokmak için önünde BASAMAK var, zemin yamuk ve betonu dahi muammalı.
Dışarıda yağmur yağdığını hemen anlayabilesiniz diye, tavanda delikler bile var.
Hatta, duvarlarda mahalle sakinlerinin kahverengi DNA örnekleri dahi mevcuttu.
O derece:
10 yıl kadar boş kalmış, yüzüne bakan dahi olmamış.
Kimse kapmasın diye hiç kaçırmadık, hemen kontrat yaptık.
Böylece, başımızı sokacak bir mekan bulma maceramız resmen başlamış oldu.
Ne demişler, yatırımını akıllıca yapacaksın.