Benim olayım biraz farklıydı ama çok enteresan tarafları da vardı, kısaca anlatayım.
Memuriyet tayin vs derken 11.12.13 de nikahı kıydık. Hanımı gelinlik giymemek için zor ikna ettim.
Benim naktim vardı. Kayınların da durumu yerinde. Nişan düğün hep cepten yedik borç harç yapmadık.
Takılar kime ne takıldıysa onundur. Ki inançlı ve hassas bireyler de varsa hatırlatayım erkeğin kadının malı üzerinde tasarrufu yoktur. Bir tane takıyı dahi alıp kullanamaz.
Y.dışında yaşıyorum. Halihazırda eşyalı bir evi devren kiraladım. Eşyaları satın almıştım. Geçici süreliğine yaşayacak da olsak illa 1-2 masrafımız oldu. Hanım bana demedi ama başkalarına "ikinci el eşyaya gelin gittim" diye dert yanıyordu. Önemli olan eşyanın kalitesi ya da hayat kalitesi değil nasıl gelin gittiği.... Kadınlar böyle ilginç varlıklar. Berlin'in göbeğinde kral bir evde merco altında yaşıyorsun dert ettiği olay da bu. Kaldı ki yatak ve beyaz eşyaların tamamını yeni aldım.
Yemekli düğün yaptık sayıyı kısıtladık, ksıtladık dediysem 250 kişi. Bizim tarafa yetmez diyip kallavi kına yaptılar. Aracı çektim kapıya kınaya götüreceğim "ben gelinim süslü olmayan arabaya mı bineceğim" diye bir çıkış... Düğüne mi gidiyon desek de ikna edemezsin. Tartışsan iş bozulur. Netice de sen kölesin ya sineye çeker birinden rica edersin aracı alır süsletir sen de parayı bayılırsın.
Alırsın götürürsün balayına otuz bahane. Sanki her gün geliyorsun. Az katlan... Yok.... yüzük çıkarttı ben yapamayacağım diye.......
İkna edersin eve geçersin tonla surat... Hep alttan alırsın ama nafile. O istediği süreyi dolduracak. Süre dolduğunda da sen hazır kıta olacaksın.
İşe gidemez "senin yüzünden işimden oldum" olur. Sanki boğazına bıçak dayadık. Kabul etmeseydin. ben de özgürlüğümden oldum laf ediyom mu....
Kadınlar dış dünya tarafından algılarına öyle bir önem verirler ki, gerekirse evde birbirini her gece bıçakla ama dış dünya seni mutlu bilsin, gerisi hikaye. Sanıyor ki sonsuza dek öyle gidecek. Dış dünya seni mutlu sanınca sen mutlu mesut hayat sürecen. her şey güllük gülistanlık olacak.....
Derdin var konuşursun ağzını bıçak açmaz. Suçlu ve haksız duruma düşeceği hiç bir diyaloga girmez.
Konuşmazsın "sen anlatmzsan ben nasıl bilirim" olur.
Anlatırsın kılı kıpırdamaz. Tamam der ama değişen bir şey olmaz.
Her amelelik senin üzerine yıkılır. ve sen bunu yapmaya MECBURSUNDUR. Yapmadığın takdirde kötü olursun. "Sen yap" dediğindeki bakışları görmenizi istemem. O nasıl bir bencilliktir anlatamam.
En kötüsü de işten eve gelirsiniz ve çocuk tüm varlığıyla sizin üzerinize yıkılır. Bahane de basittir. "Koca gün ben baktım.".... Be ....... ben koca gün yattım mı!?!?!?!?!!? Öldük işte ama umurunda olmaz. Onun tek derdi eline telefonu alıp sosyal medyada katılabilme özgürlüğüdür.
Çocuğu da alır PC başına geçerim. "Benimle hiç ilgilenmiyorsun senden çok şikayetçiyim" ithamına maruz kalırsınız. Köleliğinizi tam manasıyla yerine getirmediğinizden olsa gerek..... Nasıl olur da kendince güzel vakit geçirirsin haaaa........
"Hadi kalk gezelim sinemaya gidelim" dersiniz.. "Şimdi son derdim sinema" olur. 2 gün sonra "beni hiç gezdirmiyorsun" suçlamasına hazır olun...
Böyle gerginliklerin yaşandığı ortamda gece yatak odasına girmiyorum. Aklı hayalinize gelmeyecek tepkiler... 1 ini yapsanız ortalık yıkılır emin olun. Ama onlara göre en doğal hakları....
ÇOCUK inanılmaz güzel. Böyle bir nimet yok dünyada. Evliliğin güzel günleri de çok iyi. ANCAK kadın fıtratı inanılmaz sorunlu. Çok kırılgan, çok değişken, ve inanılmaz tutarsız. Mantık, gerçeklik hak getire. Başa çıkılması na mümkün.
Evlenecekseniz 2 şey hazırlıklı olun.
1. Maddi dayanak.
2. Evliliğe hazır bir mentalite. Evet bu çok önemli. Kadını yontarım. Birbirimize alışırız vs değil. Siz zihinde bir kadının kölesi olma, her türlü çıkış yükseliş ve tazyikine dayanma, uzun sürebilen sarsıntıları kaile almama, ileri sosyal mühendislik ihtiyacını giderebilme meziyetlerini sindirmelisiniz. Aksi takdirde işkence çekersiniz.
VE ÇOK ÖNEMLİ NOT: SAKIN AMA SAKIN KENDİNİZDEN NE FLÖRT, NE NİŞANLILIK, NE DE EVLİLİKTE TAVİZ VERMEYİN. Kısa örnek oyun oynar mısınız. Bunu açıkça söyleyin ve oynayın. Ortak program yapacaksanız oyun saatinize göre yapın ve bunu kabul ettirin. Siz istediğiniz tavizi verin o VERMEYECEK.....
(Bu yazılanlar cicim aylarını geçmiş, ilk yıllarını doldurmuş ve çocuk sahibi evlilikler için geçerlidir.)