23 Nisan mesajım :
Benim için 23 Nisan : 1994 yılında Şanlıurfa 11 Nisan Stadyumunun çimleri üzerinde yağmurlu bir günde, tribünde teller arkasında beni izleyen ve en az ben kadar şen,sevinçli anne-babamın gözlerinin önünde, sanırım bir önceki yıl bir müsamere de tanımadıgım biri tarafından giyilmiş ama o gün itibariyle bir şekilde benim ve ya benim üzerimde olan bir Hava Subayı üniformasıyla (bir beden büyüktü yahusanki zihnimi besleyen ve içinde sürekli tekrarlanan bir Necip Fazıl şiiri varmışcasına '' Sen koşmana bak küheylan, yolda kalırsan seni doğuran kısrak utansın..'' diye,sağa sola subayvari emirler verip , o ıslak ama güneşten sararmış yanmış çimler üzerinde bir oraya bir buraya özgürce koşmaktı.
Bugün ;
Bir ülke de ''Ulusal egemenlik'' kısmı ihmal edilmiş ve yaşanmayan ; aynı zaman da hala yuvalarda, islahevlerinde işkenceye,tecavüze,fiziksel / manevi türlü türlü tacizlere uğrayan ve adı ardına bir de meslek eklenmiş 'çocuk işçiler' var ise ve yine milyonlarının ; hayatlarının baharında sınav maratonunda at gibi koşturuldugu,
oynayacak yer bulamadıkları o ülke için 23 Nisan Bayram değildir.
12 yaşında evlendirilip 13'ünde anne olanların olmadığı , 26 kişinin tecavüzüne uğrayan 13 yaşındaki çocukların "kendi rızasıyla ilişkiye girmiş" sayılmadığı 23 nisanlara..
Dip not : Bu bayram bile 'O' nun nasıl bir efsane olduğunu kanıtlamaya yeter!
Mehmet Güli AYTAR