Sokağın başına herif geliyor koca kamyonu veya kapalı kasa minibüsü, kamyoneti koyuyor sonra sen yola çıkarken mirketler gibi kafanı uzatıp bakıyorsun, havayı kokluyorsun, seslere kulak kesiliyorsun o ara yol temiz herhalde diyerek bildiğin körleme yola çıkmaya çalışıyorsun o esnada zır delinin biri şehir içinde hız denemesi yaptığından burnunun ucundan geçiyor sen son anda frene asılıyorsun, kafandan akan terleri siliyorsun, paçaları silkeliyorsun ki hepsi paspasa gitsin, sonra koku sıkıyorsun ki sidik kokusu ağır basmasın, ***** sıcak var, sıkıntı olur.
Bugün ofisten biraz erken çıktım; ara sokaktan çıkarken bir anda karşıma ekskavatör çıktı, herif sanki herşey normalmiş gibi birde kepçeyi kaldırıp tavandan silme geçirdi ve bende refleks olarak sağ koltuğa doğru uzandım, sonra yokladım kendimi ben eksiksiz hayattayım, baktım tavanda yerinde, olayın şokundan kornaya da basamadım. Tepki olsun diye tek diyebildiğim birader ne yapıyorsun kendindemisin demek oldu, bana mal mal baktı, uğraşmaya değmez diyerek bastım gittim.
Sırf sürücüler dengesiz değil, yayalarda da dengesiz olanlar var. Balıkesir dolaylarında ışıklarda duruyorum, baktım 16-17 yaşlarında kızın biri şu yeni çıkan hooverboard mu nedir onunla karşıdan karşıya geçmeye kalkıştı ama başaramadı, yolun ortasında kaldı, aksi gibi diğer yöne henüz kırmızı yanmamıştı, vızır vızır kamyonlar geçiyordu bir an aklım çıktı bu ergen birazdan dengesini kaybeder yola doğru düşer, frene basana kadar kamyonun biride bunun üzerinden geçer diye kötü senaryolar yazmaya başladım o esnada benim olduğum yöne yeşil yandı ben yürüdüm gittim ama sonra bu ergen karşıya geçebildi mi bilmiyorum, haberlere çıkmadığına göre geçmiştir herhalde. Ne gerek var o dengesiz aletin tepesinde karşıdan karşıya geçmeye çalışıyorsun.
Birgün olsun aksiyon bitmiyor memlekette. Ya hergün gittiğin yolu biçerler, doğrarlar ama işaret koymaya da gerek duymazlar sende son anda fark edersin ama iş işten geçmiş olur o esnada amortisörlerden güm diye ses gelir öyle devam edersin ve küfürü imal etmez sizin yapacağınızı işin ben ta... dersin.
Asfalt çalışması yapıyorlar; görünürde iş bitti sanıyorsun ama bir bakıyorsun bir yeri eksik bırakmışlar ve haliyle kot farkı olmuş ama frene basmak artık beş para etmeyeceğinden yine o meşhur güm sesi eşliğinde düşerek geçiyorsun.
Gündüz tam işe gidiş saatinde, akşamda tam işten çıkıp eve gidiş saatinde pek muhterem iş bilen şahsiyetler anayolda ya bariyer değişimi yapıyorlardır, ya korkulukları boyuyorlardır, ya yama yapıyorlardır, ya da üst geçitin tek tarafına durduk yere birden fazla saksı takıyorlardır (statik yük artsın, üst geçitin tek tarafında durduk yere hesapta olmayan yük bindirsinler) sonra kilometrelerce kuyruk oluşuyor. Hazretler hiç istiflerini bozmazlar.
Elin memleketinde sen uyurken koca caddedeyi kazarlar, boru döşerler sabah kalkarsın birgün önce ne oldu farkı anlamazsın. Ama sende nasıl, beton mikseri işini bitirir giderkende "Ahmet was here" tadında imzasını bırakır asfalta betonu döke saça gider, niye çünkü biz Ahmet'i çok sevdik, onu hep analım hep küfür edip kulaklarını çınlatalım diye bunu yapar. Ahmet senin ben ta...
Sanırım adetten olsa gerek, 5-10 sene bozuk yolu ellemezler sonra bir anda vahiy gelir asfalt yenileme yaparlar ama sen yine mutlu olamazsın çünkü kalın kaşlı ve kalın sesli Maholar gelir ve asfaltın bir yerine levha koyar, çövreye verdüğümüz rahatsuzluktan dolayı özür dilerük yazısıdır o, ulan hayrola ne rahatsızlığı dersin ve o yeni gelin asfaltın anasını ağlatırlar, bahanesi de çeşitlidir ama genel olarak alt yapı çalışması diyorlar. Birader sana kimse demiyor mu, asfaltı daha yeni döktük. Veya kimse birşeyi planlamıyor mu, koca koca boruların tamda o asfalt döküldükten sonra mı değiştirilmesi gerekiyor ne bu bir nevi adet mi?