Sigorta işi yapıyorum. İnsanların aklına Dask (Doğal afet sigortası) olduğu sallanınca akıllarına geldi. İlla sallanmak mı lazım. Telefonlar susmadı kaç gündür. Seneye dask sigortanızın günü bitiyor denince de benim evim yıkılmaz kafasına giriyor aynı insanlar.
Barış
Büyük bir deprem anında DASK ın herkesin eline eksiksiz para sayacağını nasıl düşünüyor insanlar bende onu anlamıyorum valla
Ki istanbulda 10 evden 8 inin tapu bedeli vergiler bilmem neler yüzünden 10 da 1 i kadar yazılıyor Yıkılsak alınacak olan cücük kadar para.
o yüzden dask a 300 TL verene kadar nusret te yiyelim o parayı bea fazla kafaya takmanın lüzümu yok bence ^^
Neden böyle düşündüğümün sorusuna gelirsekte, şu forumda "sigorta şirketi benim hakkımı yemedi, herşeyimi layığı ile yerine getirdi" lafı 1 elin parmağını geçmez bence.
Ödemeyle alakalı yorum yapamam bi deprem yıkıntı vs yaşayıp tecrübe etmedik Allah Korusun etmeyelim de. Ancak zaten sigorta şirketleri aracılık yapıyor alınan ücretin büyük çoğunluğu devletin kasasına gidiyor. Poliçe üzerinde yazan metrekareye göre bina bedelleridir yani arsa payınız sizde kalacak şekilde o metrekare dairenin devlet tarafından belirlenen yapım maliyeti. Yapım maliyetini karşılar karşılamaz orası tartışılır. Binayı gerçek yapım maliyeti üzerinden sigortalamak isterseniz de özel sigorta yaptırıp ayrıca bina bedeli eşya vs teminatı ekletip güvenceye alabilirsiniz.
Barış
"Anlık" bilmem kaç xx milyon "arama girişimi/call attempt" kapasitesi var, rakam vermem uygun olur mu bilmiyorum ama baktığınızda yarım saatliğine giden operatörünki imkansız diyeceğiniz bir rakam gibi duruyor İstanbul nüfusuna bakınca, ancak sanıyorum istanbul dışındakiler de istanbuldakileri aramaya kalkınca kapasite anlık patladı. Şimdi bu kapasitenin daha da yukarı çıkarılması sağlanacak.
O yüzden 3G-5G değil de Whatsapp, Bip, Instagram mesajlaşma uygulamaları veya SMS üzerinden ilk iletişimlerin sağlanmaya çalışılması daha garanti sonuç verdi ve verecek. Bundan kaçış yok yani bu rakamı 200 milyon da yapsan 70milyonluk ülke ve panik halinde telefona sarılıyoruz, önüne geçemeyiz
12 saat boyunca devredışı kalmak kabul edilemez tabii orası ayrı
Ekşi'de "büyük İstanbul depremi yalanı", veya "insanları kandırıyorlar" gibi bir başlık vardı. 1-2 gün önce açılmış sanıyorum.
Şener Üşümezsoy'un tezini anlatıyor.
Kimi yazarlar ve Celal Şengör falan dahil, bu adamı baya eleştiriyor ve "bilimsel makalesi yok", ciddiye almayın falan diyormuş, ancak 99'dan beri de ne dediyse bu adam çıktı denilmiş...
Hatta Celal Şengör ve Fransız bilim adamı ile 99 sonrası yaptıkları araştırmalarda "İstanbul'da 8 şiddetinde 10 sene içinde deprem olacak" şeklindeki tezleri bi anda niyeyse yumuşamış, Fransız bilim adamı Türkiye'ye son geldiğinde "ya o kadar da değil aslında ama tedbir alınmazsa yıkıcı olacak" falan demeye başlamış.
Üşümezsoy ise 1960'larda ve 1910'larda İstanbul'da ve Adalarda olan iki depremin hesaba katılmadığını, yani aslında İstanbul'da "beklenen" fayın bu tarihlerde kırıldığını, şu anda enerji biriktirdiğini ve yine kırılabileceğini, ancak kırılırsa 7-8'lerde 2.5dk'larla falan değil, 6-6.5 şiddetinde olacağını söylüyor.
İşin bombası ise; rahmetli Ahmet Mete Işıkara ve Celal Şengör hakkında çeşitli iddiaların bulunması...
Ahmet Mete Işıkara bir inşaat şirketine danışmanlık yapıyor ve 99 depremi sonrası çatır çatır bu proje satıyor. Hadi bunu iyi niyetli bir girişim diye kabul edelim, ama her firmaya danışmanlık yapması gerekirdi bu durumda...
Celal Şengör ise bildiğin emlak firması kurmuş
Bu açılardan bakınca başlık altındaki çeşitli yorumlar baya mantıklı ve güzel geliyor.
Bunun yanında yine Üşümezsoy diyor ki, tamam yıkıcı depremler, 6.5'u da hafife almayın, bu da yıkıcıdır, ancak İstanbul tarihine baktığımızda hiçbir tarihi yapı tamamen dümdüz olmamış, İstanbul tarihinde böyle depremler olsa taş taş üstünde kalmaması, surların, Galata Kulesi'nin vs'nin komple yıkılması lazımdı diyor.
Zira, örneğin Ayasofya 3-4 defa yenilenmiş, hasara uğramış, restore edilmiş, zamanın imkanlarına göre güçlendirme çalışmaları yapılmış. Ancak diyorlar ki "hasar almış, tamamen yıkılmamış".
Bunun dışında bir de "asimetri" olayından bahsediliyor. Uzaklık haricinde fayın iki ucunun davranışının farklı olduğu, bu anlamda da şiddet ve hissedilen anlamında farklar bulunduğunu söylüyorlar. Bu 5.8'lik depremde de kimisinin "duvarlar çatırdadı, avizeler tavana vurdu" cümlelerinin yanında "yahu ben hiç bişey hissetmedim, evdeydim" diyenlerin zemin, apartman ve bu asimetri sonucu "hissetme" oranlarının değiştiğini söylemişler.
Sonuç olarak ölümü gösterip, sıtmaya tedavi yapılması anlamında işin "rant" boyutuna dikkat çekip, binalarınız sağlamsa abartmayın, ama tedbir alın, önlem alın, ölümleri azaltalım durumu belirtilmeye çalışılıyor.
Bi anlamda iyi, bizim millet başka türlü önlem almaz. 99'u geçirmemize rağmen de yapılan ve yapılmayanları görüyoruz. Şimdi bi de çıkıp "yahu gerçekten 7 üzeri olmayacak, 6 küsür olacak en fazla" deseler, yarın rehavete kapılırlar... Ama bu iddialar da gerçekse bu şekilde korku salmak, bi yandan da toplum psikolojisini fena etkiliyor.
Bakalım ne olacak...
Şener Üşümezsoy bilim çevrelerinde ciddiye alınan biri değil, aynen Erich Von Deniken gibi dalları farklı olsa da... senaryolar üretip ispatlama gereği duymadan savunuyorlar, hiç bir deprem yoktur ki en küçük bir şehri dile tek başına dümdüz edebilsin, taş üstünde taş kalmasın... İstanbul için deprem senaryolarında yıkımı hesaplamak için şunlara bakılıyor, nerelerin zeminler dolgu ya da nerelerde zeminler balçık? insan yoğunluğu olan bölgelerdeki yıkım yüzde kaç olabilir? tsunami tehlikesi var mı? enkazdakileri kurtarma süresi nedir vs vs... depremlerde fayın yorumlamaları yapılırken var olan kırıklar üzerinden değerlendirilir, 1939 Erzincanla beraber kırılmaya başlayan bir faydan bahsediyoruz, bu fay 60 senede Anadolu'yu yatay olarak enlemesine geçti, şimdi Türkiye İstanbul'dan ibaret değil, 6.5 deprem oldu İstanbulun %10 u hsar aldı ama Tekirdağ kırsalı tamamen yıkıldı, ohh bee geçti mi diyeceğiz?daha önce kırılan fay hatları ile ilgili bilimsel öngörüler çoğunlukla doğrudur yani Gölcük'ün gerisini tahmin edebiliriz ama Silivri'de fay hattının ucu var şu anda ve de bu kırılmaya devam ediyor, bunun kaç şiddetinde depreme yolaçabileceği ya da kırılmanın ne şekilde devam edebileceğini söylemek bilime girmiyor, müneccimliğe giriyor...
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)