Merhabalar abilerim. Sürekli aklımdan aynı şeyleri geçirmekten sıkıldım, kimseye de dert anlatmak istemem fakat birkaç görüş duymak rahatlatır belki diye düşündüm, görüşlerine en çok saygı duyduğum insanların burda olması sebebiyle buraya bir şeyler karalayıp akıl almak istedim sizlerden. Yazı anlamsız bir yazı olacak, aşağıda yazılanların kimseye bir faydası yok. Lütfen boş vakti bol olmayan birisi varsa merak edip okumasın
Okula çok hevesli başladım, kötü sayılabilecek bir okuldan öğretmenlerimin yönlendirmesiyle daha iyi bir okula geçtim. Ortaokulda çok sorulu testler nasıl oluyormuş gir bir görmüş olursun kafasıyla soktukları sınavda derece yaparak Ankara'da hatırı sayılır bir özel okuldan burs kazandım. Deliler gibi ders çalışanlardan değil de derste dersi dinleyip akşam sürekli bilgisayar oynayıp ailesiyle vakit geçirenlerdendim.
Ortaokul bitti, yine Ankara'nın en iyi liselerinden birini kazandım. Bunlar olurken hayatımın bir rutini gibi oluyordu, özel bir çaba sarf etmedim yani. Ne olduysa lisede oldu, ailede çatırdamalar başladı, evdeki huzursuzluk okula yansıdı. Derslerim kötü değildi ama eskisi kadar iyi değildi ve benim hiçbir şey için hevesim kalmamaya başladı. En son lise bitmeden fazlaca olaylı bir şekilde ailem dağıldı ve ben yalnız kaldım. Bu sırada kendimi online oyunlara verdim, ordaki insanlarla sürekli vakit geçirmeye başladım, bisikletime ve arabalara tutkuyla bağlandım. Bu sayede yaşadıklarımı kabullendim hayata devam ettim vesaire. Abartılacak bir durum, hatta gayet normal bile denebilir ama benim için hiç kolay olmadı. Çevremdekiler beni hep çok güçlü bildiler ama el bebek gül bebek yetiştirilmiş evin tek çocuğu için hiç kolay olmadı.
Başarım son sene dibe vurmuştu millet harıl harıl üniversiteye hazırlanırken ben sırf bisiklet sürmek için okula ve dersaneye gidiyor, ordan eve gelip kafama göre vakit geçiriyordum. Son sene hiçbir şey öğrenmedim desem yeridir. Eskiden zehir gibi olan kafam iyice hamura dönmüştü anlatılanı anlamıyordum, çalışmaya hevesim hiç yoktu.
Bu haldeyken yine kendi şehrimde, köklü ve iyi sayılabilecek bir okulda tutkumu mesleğim haline getiririm kafasıyla otomotiv mühendisliğine kaydımı yaptırdım. Senelerdir ne derslere dikkatimi veriyordum ne de vaktimi ayırıyordum. Artık aptallaştığımı hissediyordum nitekim üniversitede de matematik bilgisi gerektiren hesap kitap derslerinden tek tek kalmaya başladım. Çizim, tasarım veya taşıtlarla ilgili teorilerin, çalışma prensiplerinin vesaire anlatıldığı derslere ilgim çok yüksek olmasına rağmen (neredeyse hepsi AA'dır) işin içine matematik, türev, integral girdiğinde hiçbir şey anlamıyorum. Çalışmak istemiyorum, çalışsam da anlamıyorum. Derslere gitmek istemiyorum. Kendimi moron gibi hissediyorum afedersiniz. Şu an üçüncü sınıftayım, gelecek derslerin notlarına baktıkça bu okul nasıl bitecek diye strese giriyorum, kalbim hızlanıyor. Her mühendisin rahatça yapabilmesi gereken formül türetme vesaire gibi işler benim için anlaması imkansız şeyler gibi, sadece izliyorum tahtada olan bitenleri..
Sık sık aklımda "değmez" cümlesi. Vizyonum falan kalmadı. Hiçbir hevesim yok. Kafam basmıyor gibi hissediyorum. Ne bileyim chip tuning üzerine veya oto ses sistemi üzerine, süspansiyonlar üzerine vesaire vesaire profesyonelleşmek veya ileri sürüş teknikleri adı geçtiğinde akla gelen adam olmak istedim mesela hep, ama bunun yolunun mühendislikten geçmediğini yeni yeni idrak edebiliyorum.
Mühendislik çekilecek dert değil gibi geliyor. Neden bütün bunları öğrenmek, sürekli sinir stres verici hesap kitaplar peşinde koşmalıyım diye soruyorum sürekli. O arabayı lansman günü alıp bir iki saat kullanıp "virajda böyle salınıyor, vites atarken şöyle titriyor" diyen adam hem zevkli bir iş yapıp hem de daha çok sevilecekse ben neden o arabayı en ufak civatasını hesaplaya kitaplaya üreten arkadaki takımdan olayım diyorum.
Yazıyı duraklaya duraklaya yazıyorum. Yukarıda konudan bağımsız çok saçma şeyler anlatmışım. Birkaç saçma şey daha anlatıp konuyu açayım. Zaten bir iki fikir aldıktan sonra moderatörlerle konuşup konuyu sildirmek niyetim
İşin özeti başarılı sayılabilecek bir eğitim hayatının sonunda mühendislikteyim. Fakat beynim bitmiş gibi hissediyorum, çalışmıyor, mühendisliğe ilgim yok ve hiçbir şeyi anlamıyorum, anlatılan her şey insanüstü şeylermiş gibime geliyor. Sevdiğim şeyleri yaparken onunla bir olmuş gibi hissederim mesela. Sevdiğim bir oyunu oynarken bilgisayarımla bir olurum. Araba sürerken sanki bir parçammış gibi hisseder, dış dünyayla bağlantımı koparırım. Bazen karşısına geçip uzun uzun izleyip hatta gözyaşı dökecek kadar da arabaları seviyorum. Fakat bu mühendislik işinde böyle hissedemiyorum. Aracın virajı savrulmadan dönebileceği maksimum hızı görmek için sayfalar süren hesaplar yapmak istemiyorum, bizzat o arabayla o virajı limitlerde dönmenin vereceği hazzı yaşamak istiyorum. Cümleyi okuyunca çok saçma geliyor ama hislerimi yazıya böyle dökebildim, umarım anlatabilmişimdir.
Aklımda ne vardı, ne çok saçma şey anlatmışım. İşin kısası kafam derslere basmıyormuş gibi hissediyorum. Çizim programlarıyla saatlerce haşır neşir olup kendimi geliştirebilecek heves hala içimde varken çoğu derste yaptığımız hesaplara uzaktan bakmak bile kalbimi hızlandırıyor, asla anlayamayacakmış, yapamayacakmışım gibi hissettiriyor. Ders çalışamıyorum sanki her şeyi unutmuş gibi hissediyorum, lisenin en başından çalışmaya başlasam anca toparlar gibi hissediyorum böyle olunca yine strese giriyorum. Okul asla bitmeyecek, çok geç kalmadan bırakayım diyorum sürekli. Huzurum kalmadı tam bir aptal gibi hissediyorum. Eskiden herkese ders anlatan kişiyken şimdi herkesin alay edeceği potansiyele sahibim. Bu durumdan nasıl kurtulurum hiçbir fikrim yok. Psikolojik destek veya haplar mı yardımcı olur, yoksa sıfırdan bir matematik kursu mu bulayım diye kendime soruyorum sürekli. Çok acayip bir moddayım, yazının başında ne yazdığımı, neden buraya bir şeyler yazmak istediğimi bile hatırlayamıyorum.. Aptallaştığımı hissedebiliyorum ama önüne geçemiyorum.
Her türlü yorum, fikir ve soruya açığım. "Kardeşim ne anlatmışsın spor gazetesi, hiçbir şey anlamadık anlattığından" demeniz bile kafi, bir çıkar yol arıyorum çok bunaldım