Bir yandan hak veriyorum bir yandan kızıyorum. Hak vermemdeki sebep ikinci elde alınacak ve güvenilecek araç kalmamış olması. Krediye uygun olmama durumu da dezavantaj. Ayrıca ülkede yaşı ne olursa olsun gün geçtikçe düşmesine rağmen altın gibi yükselen bir grafiği var araç fiyatlarının. Kızdığım nokta ise insanların bunu eleştirip kabul etmemesi gerekirken kabullenip bu yükün altına girebilmesi... Ne olursa olsun ister yatırım ister zamdan önce son kazanç, az buz paralar değil yüzlerce bin liralar... Ben kazanırken de harcarken de zorlanıyorum. 20 liralık araçların ihtiyaç kredisi bile zor geliyor. Kaldı ki 100bin lira 60 ayda ödenecek olsa faiziyle en az 2000 lira para demek. Ne diyelim demek ki herkes halinden memnun...
Bir de şöyle bir şey var... Ülkede hiç kimse idealist değil. Herkes genç yaşta herhangi bir üniden mezun olup birini bulup evlenip krediye girip ev alıp araba alıp bir iki çocuk yapıp göçüp gitme mantığıyla yaşıyor. Ne için dünyaya geldik sorusunu soran yok. Bu kafadan çıkamadığımız sürece bu kırbacı vuran çok olur...