Vintage Audio Bahane, 90'lar Şahane !!!

[997TT]

Cok vardi o yillar,530 almistik,2003 yada oyle birsey. Baya doluydu,aktif direksiyon(2 kez degisti),m paket,adaptif koltuk kil tuy. Kapisi boyali cikti satarken.
Yada cooper... İade etmistim,1 hafta sonra parasini verdiler.
Tabi bu bmw tarafi,audi-reno vs de basima gelenlerde oldu yada arkadaslarimin. Onur da m3 u boyali cikmisti.
Sanirim nakliye yada plazaya alma islemlerinde oluyor bu işler. Musteri anlamaz diye cakiyorlar.
Biaralar dolu hasarli araclari kakaliyorlardi 6-7 sene once,bazilari anlaşılınca vazgectiler. Fiyatda indirim yaptilar.

[coyote]

Cok vardi o yillar,530 almistik,2003 yada oyle birsey. Baya doluydu,aktif direksiyon(2 kez degisti),m paket,adaptif koltuk kil tuy. Kapisi boyali cikti satarken.
Yada cooper... İade etmistim,1 hafta sonra parasini verdiler.
Tabi bu bmw tarafi,audi-reno vs de basima gelenlerde oldu yada arkadaslarimin. Onur da m3 u boyali cikmisti.
Sanirim nakliye yada plazaya alma islemlerinde oluyor bu işler. Musteri anlamaz diye cakiyorlar.
Biaralar dolu hasarli araclari kakaliyorlardi 6-7 sene once,bazilari anlaşılınca vazgectiler. Fiyatda indirim yaptilar.

Bu tip üçkağıt işler, tamamen Türkiye distribütörünün inisiyatifiyle, üretici firmadan habersiz olarak mı yapılıyor, yoksa üretici de, lokal distribütörün bu uygulamalarından haberdar ancak bunlara göz mü yumuyor, merak ediyorum.

Günümüzde araç kiralama yaygınlaştığından için, bu tip satış öncesi hasarlanan araçların düzeltilip, kiralama şirketlerine satılmaya başlandığını duydum ama, ne kadar doğru bilmiyorum.

[16EC813]

ehhh seni be bian da 25 yaşıma geri döndüm yanlız kolonda 207 nin yerini hiç biri tutamaz sonrasında ise 6988 gelir

[997TT]

Bu tip üçkağıt işler, tamamen Türkiye distribütörünün inisiyatifiyle, üretici firmadan habersiz olarak mı yapılıyor, yoksa üretici de, lokal distribütörün bu uygulamalarından haberdar ancak bunlara göz mü yumuyor, merak ediyorum.

Günümüzde araç kiralama yaygınlaştığından için, bu tip satış öncesi hasarlanan araçların düzeltilip, kiralama şirketlerine satılmaya başlandığını duydum ama, ne kadar doğru bilmiyorum.

Cok dogru kardesım,kıralama fırmaları bayıla bayıla aldılar bunları. Hem ucuz yatırım hemde aynı fıyata satıs..
Sımdı sen dogustan 10 tane golf aldın,galerıye cekerken tavanı cızıldı yada tamponu,bunu mıkron boyatıp sattın. Ana dıstrubutor fırmanın haberı olmaz,alıcı zaten haberı olmaz. Ben son 2 yıldır aldıgım her aracın boya kontrolunu yapıyorum.

[coyote]

Zaman çok çabuk geçiyor, şaka maka ilk kataloğun üzerinden 4 ay geçmiş. Hazır İstanbul'a tekrar bahar gelmişken, İstanbul'da baharı en son yaşadığımız yılları bir hatırlayalım bakalım. Ne demiştik, vintage audio bahane...

Bu seferki bahanemiz ne olsun diye düşündüm biraz. İlk önce, geçen paylaştığım Pioneer kataloğu ile aynı yılın, yani 91/92 yılının Kenwood kataloğunu açtım önüme. O zamanlar her satırını hatmettiğim için bana çok tanıdık geldi ama, markanın o yıllarda piyasadaki tanınırlılığını düşününce fikrimi değiştirip 92/93 yılının Pioneer kataloğu ile devam etmeye karar verdim. Evdeki fotoğraf tarayıcısını da ofise getirdim bu sefer. Geçen seferki gibi cep telefonu ile değil, tarayıcı ile görüntüleyeceğim kataloğu.

Pioneer sponsorluğundaki Ferrari F92A kapakta. Kokpitte Jean Alesi yazacaktım ama, sonra kontrol ettim, Jean Alesi 27 numaraymış. 28 numara, Ivan Capelli. Ferrari'nin henüz F1'de fırtına gibi esmeye başlamadığı yıllar bunlar.




Bir yıl önceye göre çok değişiklik yok belki ama, bence en büyük değişiklik, sonradan çok yaygınlaşacak olan, uzun ince ekran konseptinin ilk örnekleri bu yıl çıkıyor. İlk fotoğraf, zamanında iç geçirerek baktığım, ilk standalone dijital sinyal işlemcisi DEQ-7550. Efsane KEX-M900'da entegre olarak bulunan işlemcinin daha da geliştirilmiş ve ayrı bir cihaz haline getirilmiş hali. Alttaki de, dediğim gibi, bu konseptin atası KEX-M850. Aslında biz bu modeli pek görmedik. Bu, dahili anfisi (hoparlör çıkışı) olmayan dect model. Ama aşağıda, aynı konseptin, bizim tanıdığımız modelini de paylaşacağım.




Canlısını görmek hiç kısmet olmadı ama, gördüğüm ilk double din (zamanının bazı Japon otomobillerindeki şekilsiz örneklerini saymazsak) budur: FH-M70




İşte birçoğumuzun tanıdığı model bu. Bu fotoğraftaki Amerikan versiyonu olduğu için KEH-M8250 olarak geçiyor. Biz onu Avrupa versiyonu KEH-M8200 olarak tanıyoruz. Onun hemen altındaki KEH-M7250'nin şekli de birçoğunuza tanıdık gelmiştir. Çünkü aynı görünümdeki "küçük kardeşleri", bize yıllarca yol arkadaşlığı yaptılar.




İşte o "küçük kardeşler" de burada:




Yıl 93 olunca, o yıllardan bir de anı canlandı gözümde. Yıl 93, bir arkadaşım Alfa 33'ünü satıp ZXR750 aldı. Ben daha o zamanlar motor kullanamıyorum, o önde ben arkasında, cadde sahil dört dönüyoruz. Yine öyle bir gün, epey dolaştıktan sonra İntaş'a döndük. Bilenler bilir, İntaş, Kadıköy Sahrayıcedit'de büyük bir sitedir. Aynı zamanda, siteyle aynı isimdeki lisenin de adıdır İntaş. Neyse, tam da lisenin çıkış saati, çektik önüne muhabbet ediyoruz. O sırada "naber?" diye bir kız bitiverdi yanımızda. Yine o yılları hatırlayanlar bilir, bazı kızlar okul çıkışı eteklerinin bel kısmını içe kıvırıp, etek boyuna "ayar çekerlerdi" İşte bu hanım kızımız da, güzelce ayarını çekmiş bir halde yanımıza geliverdi. Ben Murat'ı tanıyor diye muhabbet ediyorum kızla, Murat da benim arkadaşım olduğunu düşünerek konuşuyormuş. Kız da, o zamanların tabiriyle "taş gibi" olduğu için zaten ikimiz de halimizden memnunuz. Neyse benim karnım aç olduğu için, bakkaldan istediğiniz bir şey var mı diye sorup yanlarından ayrıldım. Az ilerdeki bakkaldan birşeyler alıp tam dükkandan çıktım ki, motorun olduğu yerden bir çığlık sesi geldi, sonra da bir anda motorun başı karıştı. Eyvah kavga çıktı diye hemen motorun yanına koştum. Bir baktım ki Murat kızın başında, kız yerde oturmuş ağlıyor, kızın bacağıda da sanki birisi çıkartma yapıştırmış gibi birşeyler yazıyor. O anda jeton düştü, biz yardıra yardıra geldiğimiz için, egzost da ateş gibi olmuş, ZXR'da da Yoshimura egzost var. Hanım kızımız, artık motora binmek mi istedi, yaslanmaya mı çalıştı bilmiyorum ama, bacağını, tam da etiketin olduğu yerden egzosta yapıştırmış. Etiketteki o Japonca karakterler de damga gibi kızcağazın bacağına çıkmış. Neyse kızı yatıştırdık filan, derken arkadaşları da yanımıza geldi, kızı onlara teslim edip, ortalık daha da ısınmadan hemen voltamızı aldık. O gün bu gündür, ne zaman Yoshimura'lı bir makina görsem, aklıma o kız ve dolayısıyla o yıllar gelir




Bu seferlik de bu kadar, gelecek sefere bakalım hangi katalog bizi nerelere götürecek.

[16EC813]

eline saglık
yukarıdaki katalogdaki ürünlerin hemen hemen hepsini kullandım o zamanlar 1 yaşında şayinim vardı bi şayin parasıda teskoya vermiştim ,zamanında çuvalla para verdim
bian gençlik yıllarım geldi yine aklımaa heyy gidi günlerr hey

[Ormanci]

Şunu kullanan - gören olmuş muydu?

Alpine Indash 3 Disc-CD Player diye geçiyor. 106 Quiksilver kullandığım zamanlarda (2000'lerin başı), tesadüfi bi şekilde bulup 2.el olarak almıştım bunu.

Bu alet ile Audiophile mi deniliyor, az buçuk ondan olduğumu fark ettim Çünkü biraz bu işlerden anlayan arkadaş, radyonun çıkışını 4x35 görünce, "arabanın orj radyosuna göre muhtemelen baya fark edecek" demişti, söktük ki 4x5w mı ne orijinal radyo Gerçekten de ciddi fark etmişti, standart dandik kolonlarla bile...



Biraz daha 90'lara dönersek, Tipo ilk çıktığında hastasıydım. Babam ve amcamın ortak işlettiği bir mağaza vardı, mağazadaki çok sevdiğim eleman şu koyu mavi güzel bi rengi vardı, onu aldı. En donanımlısı falan, arabayı zaten seviyorum, tam benim istediğim gibi... Adam bi de "ben buna tesisat yapıcam" dedi bi geldi ses mes süper, hasta olmuştum.

Yukarıdaki radyo ile o günlere geri döndüm ses o kadar değişince. Normalde tesisat mesisat eskide kaldı geyiği vardı çünkü, amelelik gözüyle bakıldı bi ara ama anladım ki hastalık bu olay. Tabi bizde işler "moda" olarak da çok yapılıyor ayrı konu. Tesisat yaptım diyen adam tizi köklüyor, S'ler çışşşşşş diye çıkıyor, veya basları köklüyorlar, bam güm deli gibi bas var ama müziği duymuyorsunuz. Adamlar cam bagaj ne kadar titrerse o kadar manyak sistem yaptığını sanıyor...

Yıllar sonra Giulietta'yı kullanırken "lan ben buna bi ses sistemi istiyorum" dedim. Evlenmeden önce gittim yaptırdım. İyi ki yaptırmışım. Müziği açtım ve "oha ya işte budur" dediğimi hatırlıyorum. Kulağımın pası gitti

Şimdi 500x'te Beats donanımı var, güzel ama tabi sonradan yapılma bi sistem gibi de değil.

Bu da böyle bi anımdır işte

[coyote]

O modeli değil ama, onun atası olan 7980 modelini, bendeki aşağıdaki katalogdan hatırlıyorum



Sıra gelirse bu kataloğu da paylaşırım.

[JenGoO]

Eyvah Eyvah konu bizim yıllar

İlk Teskom
JBL GTS 600 Anfi
GT3 15 Woofer
Pioneer 6985 2 adet Bagaj Pandizotunda
Pioneer TSS 20 Tweeter

Aracım 1997 Polo Sportline DOHC idi..

Tesko konusunda Adana da çok sağlam abiler vardı, özellikle Şahin Doğancılar

[JenGoO]

O modeli değil ama, onun atası olan 7980 modelini, bendeki aşağıdaki katalogdan hatırlıyorum



Sıra gelirse bu kataloğu da paylaşırım.

Alpine 7390 M

yanlış hatırlamıyorsam kullandım Deck olarak

Kaset doldurup gece araba içinde dinlerdik..

Bu Deck' te kaseti yuvaya yerleştirdiğimizde kendisi elektronik olarak alırdı yanlış mı hatırlıyorum?

[coyote]

7390 bunlardan da eski, 80'lerin sonudur muhtemelen.

[coyote]

Bugün yine bir katalog paylaşıp, eskileri yad etmeyi düşünüyordum. Ancak katalogları çıkarınca, geçen ay çatıdaki problem nedeniyle içeri giren yağmur suyunun, daha önce paylaştığım ilk iki Pioneer kataloğunu yekpare kartona çevirdiğini gördüm. Zaten büyük bölümü taşınma sırasında kaybolan kolleksiyondan kalan son katalogların, benim için en değerlisi de zarar görünce, sağlam olan diğerlerini saklamanın pek anlamı kalmadı. Olur ya, eğer aramızda, eskilere özlemini, o zamanların objelerini biriktirerek gideren bir arkadaşımız var ise, geriye kalan 30 civarı sağlam vintage kataloğu, Çekmeköy'deki ofisimden alabilir.

[coyote]

[Yiğit G.]

Bugün yine bir katalog paylaşıp, eskileri yad etmeyi düşünüyordum. Ancak katalogları çıkarınca, geçen ay çatıdaki problem nedeniyle içeri giren yağmur suyunun, daha önce paylaştığım ilk iki Pioneer kataloğunu yekpare kartona çevirdiğini gördüm. Zaten büyük bölümü taşınma sırasında kaybolan kolleksiyondan kalan son katalogların, benim için en değerlisi de zarar görünce, sağlam olan diğerlerini saklamanın pek anlamı kalmadı. Olur ya, eğer aramızda, eskilere özlemini, o zamanların objelerini biriktirerek gideren bir arkadaşımız var ise, geriye kalan 30 civarı sağlam vintage kataloğu, Çekmeköy'deki ofisimden alabilir.

ne oldu kataloglar ? bende deli gibi türkçe eski pioneer katalogları bakınıyorum. Keşke pdf ye falan çevirseydiniz