User Tag List

Sayfa 1/3 123 SonSon
42 sonuçtan 1 ile 19 arası

Konu: Deprem Hazırlığı?

  1. #1
    jojo59 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Nov 2015
    Yaş
    31
    Şehir
    Tekirdağ
    Mesaj
    220
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)

    Exclamation Deprem Hazırlığı?

    Celal Şengör hoca istanbulu terk ediyor imiş, yaklaşan deprem dolayısı ile.
    Haberi okuyunca gene bir tedirginlik sardı, istanbul ve Trakya bölgesinde yaşayan arkadaşlar ne gibi önlemler aldınız yada aldınız mı ?
    Büyük bir afet yaşadık ve unutuldu bile şimdiden soğumamalı.

  2. #2
    PiscocuK - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Aug 2012
    Yaş
    43
    Şehir
    istanbul
    Mesaj
    6.903
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    74 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Allah basa vermesin. Yaptigimizi yapmaya devam edecegiz. Bir arac bende herkes gibi gaza geldim. Yok arsa alalim villa yapalim eee. Tum sevdiklerimi kaybettikten sonra skeyim oyle kalan hayati.
    Allah sonumuzu hayir etsin. Bu konuda kaderciyim ben
    Ülkede yükselmeyen tek şey araç KM leri

  3. #3
    jojo59 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Nov 2015
    Yaş
    31
    Şehir
    Tekirdağ
    Mesaj
    220
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Kader abi de birazda yaptıklarımız şekillendirmez mi acaba

  4. #4
    neuras - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Oct 2022
    Şehir
    Türkiye
    Mesaj
    271
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Arsa işi yapan bir tanıdığımız bize, İstanbul'da deprem olursa taş taş üstünde kalmayacak. Güzel yerlerden alabildiğiniz kadar arsa alın, o arsaların üzerine depremden sonra yeni siteler yapılacak, dedi. Durum vahim, yapabiliyorsanız arsa alıp üzerine ev inşa edin. Ya da gerçekten depreme dayanıklı bir binaya yerleşin. Kayıp için 2.5M ile 4M arası dendi. Söylemek üzücü ama eğer bu deprem olursa cehennem tasviri yapmaya gerek kalmaz. Hayatta kalan depremzedeler yeryüzünde cehennemi yaşar. Atmosferi hayal bile etmek istemiyorum. En yakın arkadaşlarım İstanbul'da. Bazısı yatay geçiş ile tekrardan Trabzon'a dönecek. Herkes korku ve panik içinde artık. Deprem çantası hazırlayın, mümkünse çocuğunuzla aynı odada yatın. Belki bir ebeveyn sağ kalırsa çocuğu yaşatır. Söylenecek çok şey var da neyse... Hayırlı akşamlar.
    Mustafa Kemal ATATÜRK

  5. #5
    Seyfettin777 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Jul 2016
    Yaş
    25
    Şehir
    Adana/İstanbul
    Mesaj
    821
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    21 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    6 Şubat depremlerini Adana'da yaşadık, 6.4 Hatay depremi de dahil tüm süreci Hatay'da yaşayan akrabalarımız da var, dolayısıyla olaydan edindiğim tecrübelerimi şöyle sıralayabilirim;

    1- Yapının deprem direnci çok önemli. Yeni veya eski hiç fark etmez bilimsel olarak kanıtlanana kadar yani bir bilene incelettirene kadar her yapı gözümde risklidir. Adana'da öve öve bitiremedikleri Alpargünler'in binaları ya ciddi hasar aldı ya da yıkıldı mesela ki içlerinde yeni olanlar da vardı. Bazı binaların inşaatında 99 depremi sonrası gelen yönetmeliğe aykırı olarak nervürlü demir dahi kullanmamışlar. Aynı şekilde zemin de çok önemli, zemin etüdü mutlaka yaptırın, zeminde sıvılaşma varsa kazık çakmadan temel atılmış ise binayı isterseniz çelikten yaptırın yine çökmeler oluyor ne yazık ki. Zaten hayatta kalma şansınızın %80'ini oturduğunuz yapı ve çevresindeki yapıların deprem direnci belirleyecek. Eviniz çok sağlam dahi olsa yandaki bina zayıfsa sizin üstünüze yıkılacak, Adana'da semt pazarı(Alfa dersanesinin oradaki) arkasındaki ve Güzelyalı mahallesindeki 2 yapı yanındaki binanın üstüne yıkılması yüzünden ciddi hasar aldı, İstanbul gibi binalar arası 5cm hatta aynı duvarı paylaşan binaların olduğu yerde bu en ciddi sorun kanımca.

    2- Diyelim ki binanın deprem direncini bilmiyorsunuz, sarsıntı başladı, uykudaydınız uyandınız. Sudan çıkmış balık gibi ne olduğunu idrak etmeye çalışacaksınız, bu esnada insanın aklına yüzlerce soru geliyor, durur mu, hızlanır mı, bina ayakta kalabilecek mi... En önemli sıkıntılardan biri deprem refleksi, o şoku atlatarak zihninizi işletmeniz lazım, ben bizim evde tek soğukkanlı kişiydim açıkçası, bizimkileri toparlayıp evden çıkarana kadar kendi içimde yaşadığım mental stresi anlatamam, olayın şoku yüzünden kimsenin kafası düzgün çalışmıyor, muhtemelen sizin de böyle olacak, bu refleksi kendinizde oturtmanız şart.
    Bu sarsıntı sırada kaçmamak yapılacak en mantıklı şey. O kadar enkazda gönüllü çalıştık, Hatay'a ve çevre illere çok yardım götürdük, insanlar koridorlarda, merdiven boşluklarında ya da asansör boşluklarında hayatlarını kaybetmişlerdi. Hatta ayakta kalan binanın yıkılan tuğla duvarları ya da binadan çıkış sırasında binadan kopan molozların dahi hayatına mal olduğu kimseler var. O yüzden şimdi evi şöyle bir dolaşın, nispeten dayanıklı mobilya ya da beyaz eşyaların yanı en güvenilir yerler, bu tip yerleri evinizde tespit edip aile bireylerinize depremde burada toplanacağınızı söyleyin, bu noktalar binanın dış cephesine de olası bir göçme ihtimalinde kurtarılabilme kolaylığı açısından yakın olmalı. Bu tip eşyalar deprem sırasında belli bir oranda ezilse dahi büyük oranda bütünlüğünü koruyarak yanında sığınılabilecek bir boşluk bırakıyor. Bununla ilgili en çarpıcı örnek kurutulmuş biberlerin çökmeyi engellediği enkaz ya da bina altlarına park edilmiş araçların binaların tamamen göçmesini engellemesi mesela.

    3- Deprem çantası diye bir olay da var. Kanımca deprem çantası artık hayatta kalma şansınızın çok düştüğü anlarda size uzatmaları oynamanızı sağlayacak bir hayat öpücüğü olmaktan öteye geçmez. Yola yıkılan binalar, bu enkazlardaki insanların kurtarılması gerekliliğinden enkazların hızlıca kaldırılamaması gibi birçok sebepten size gerekli kurumların ulaşması uzun sürebilir. Bu yüzden bu noktada şansınız gerçek anlamda düşüyor, özellikle şubat depremlerinde hava da buz gibiydi, iklim şartlarına göre hipotermi gibi çeşitli tehlikeleri de göz önüne almak gerekir.
    Bu çantada en önemli şey yemek, su, powerbank, düdük ve hijyen için 1 paket ıslak mendil ve mevsime göre polar battaniye diyebilirim. Yemek tercihlerinizde bisküvi olmamalı, şeker su ihtiyacını arttırıyor, aynı şekilde çok tuzlu olması da sizi çok susatacaktır. Biraz kuruyemiş, protein bar ve protein tozları en makbul gıda. Powerbank kesinlikle şart çünkü iletişim kopsa dahi tekrar hatlar düzeldiğinde buradan cep telefonuyla insanlara ulaşma şansınız yüksek, aksi takdirde hayatta dahi olsanız kimsenin haberi olmayacağı için kurtarma ekipleri belirti olan enkazlara yönelecektir. Ekip size yaklaştığında sizi bulmakta zorlanabilir, üstünüzdeki molozdan ya da bir sağlık sorunundan dolayı sesinizi çıkarmanız güç olabilir, bunun için de en basit araç düdük.
    Mendil ise sıkıştığınız yerde tuvalet ihtiyacınız için, kabus gibi ancak bunlar malesef yaşanabilecek muhtemel şeyler.

    Genel olarak olay bu, ancak en önemlisi ve hayatta kalmanızı kesinleştirebilecek tek kıstas binaların sağlamlığı ve zemin. Binanın statik projesi, binadan alınan beton numunesi, donatılar, etriye aralıkları, demir tipi ve özellikleri gibi onlarca detay var. Henüz hayattayken durumunuzu kesin olarak bilmenizi sağlayacak en temel bilgi oturduğunuz yapının sağlamlığı. İstanbul'da ikamet ediyor olsaydım ilk iş binayı bir yapı denetim şirketine profesyonel olarak incelettirir ve gerekliyse güçlendirerek, güçlendirilemeyecek ise kentsel dönüşüme sokarak yeniden inşa ettirirdim. Bildiğim kadarıyla depreme direnci olmayan binalar için birçok teşvik ve kredi kolaylığı da var, raporlanıp belgelendirilmiş ise. Bu tip binalarda birden fazla malik olması bazı işlemlerin yapılmasına engel teşkil etse de, depreme dirençsizliği ispatlanmış bir binada yapılacak işlemleri kabul etmeyen maliklere karşı hukuki haklarınız mevcut, yargı süreci ne kadar sürer, deprem bu sırada gerçekleşir mi bilemem ancak hukuki olarak bunu icra ettirmeniz de mümkün....

  6. #6
    gökan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Feb 2006
    Yaş
    39
    Şehir
    BURSA
    Mesaj
    11.240
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    7 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    İzmir depremini yaşamış biriyim ..binamızda tam 6 kolon kırılmış bina geriye yatmıştı …yıkılırken söylenen bina ssğlam ama alttaki dükkan yüzünden kolon kırılmış ve tek yöne çökmüştü ..hatta yan binamızda 8 kişi vefat etmişti bim yüzünden ..allah kimseye yaşatmasın evsizlik kadar zor bir şey görmedim …
    www.honda-tech.com
    _____________



    çok bildimlik yaparsan çok düşmüşlük yaşarsın,yok derdimlik yaparsan dert görünce saparsın....

  7. #7
    ErkanCanS - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Dec 2013
    Şehir
    34
    Mesaj
    618
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    9 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    İstanbul için bina ve şehir merkezinde yaşamı terketmekten başka bir hazırlığın anlamsız olduğunu düşünüyorum.
    DÜNYADA İKİ BİLİNMEYEN VARDIR.BİRİ KUTUPLAR , DİĞERİ TÜRKLER.. Albert Sorel

  8. #8
    jojo59 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Nov 2015
    Yaş
    31
    Şehir
    Tekirdağ
    Mesaj
    220
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı Seyfettin777 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    6 Şubat depremlerini Adana'da yaşadık, 6.4 Hatay depremi de dahil tüm süreci Hatay'da yaşayan akrabalarımız da var, dolayısıyla olaydan edindiğim tecrübelerimi şöyle sıralayabilirim;

    1- Yapının deprem direnci çok önemli. Yeni veya eski hiç fark etmez bilimsel olarak kanıtlanana kadar yani bir bilene incelettirene kadar her yapı gözümde risklidir. Adana'da öve öve bitiremedikleri Alpargünler'in binaları ya ciddi hasar aldı ya da yıkıldı mesela ki içlerinde yeni olanlar da vardı. Bazı binaların inşaatında 99 depremi sonrası gelen yönetmeliğe aykırı olarak nervürlü demir dahi kullanmamışlar. Aynı şekilde zemin de çok önemli, zemin etüdü mutlaka yaptırın, zeminde sıvılaşma varsa kazık çakmadan temel atılmış ise binayı isterseniz çelikten yaptırın yine çökmeler oluyor ne yazık ki. Zaten hayatta kalma şansınızın %80'ini oturduğunuz yapı ve çevresindeki yapıların deprem direnci belirleyecek. Eviniz çok sağlam dahi olsa yandaki bina zayıfsa sizin üstünüze yıkılacak, Adana'da semt pazarı(Alfa dersanesinin oradaki) arkasındaki ve Güzelyalı mahallesindeki 2 yapı yanındaki binanın üstüne yıkılması yüzünden ciddi hasar aldı, İstanbul gibi binalar arası 5cm hatta aynı duvarı paylaşan binaların olduğu yerde bu en ciddi sorun kanımca.

    2- Diyelim ki binanın deprem direncini bilmiyorsunuz, sarsıntı başladı, uykudaydınız uyandınız. Sudan çıkmış balık gibi ne olduğunu idrak etmeye çalışacaksınız, bu esnada insanın aklına yüzlerce soru geliyor, durur mu, hızlanır mı, bina ayakta kalabilecek mi... En önemli sıkıntılardan biri deprem refleksi, o şoku atlatarak zihninizi işletmeniz lazım, ben bizim evde tek soğukkanlı kişiydim açıkçası, bizimkileri toparlayıp evden çıkarana kadar kendi içimde yaşadığım mental stresi anlatamam, olayın şoku yüzünden kimsenin kafası düzgün çalışmıyor, muhtemelen sizin de böyle olacak, bu refleksi kendinizde oturtmanız şart.
    Bu sarsıntı sırada kaçmamak yapılacak en mantıklı şey. O kadar enkazda gönüllü çalıştık, Hatay'a ve çevre illere çok yardım götürdük, insanlar koridorlarda, merdiven boşluklarında ya da asansör boşluklarında hayatlarını kaybetmişlerdi. Hatta ayakta kalan binanın yıkılan tuğla duvarları ya da binadan çıkış sırasında binadan kopan molozların dahi hayatına mal olduğu kimseler var. O yüzden şimdi evi şöyle bir dolaşın, nispeten dayanıklı mobilya ya da beyaz eşyaların yanı en güvenilir yerler, bu tip yerleri evinizde tespit edip aile bireylerinize depremde burada toplanacağınızı söyleyin, bu noktalar binanın dış cephesine de olası bir göçme ihtimalinde kurtarılabilme kolaylığı açısından yakın olmalı. Bu tip eşyalar deprem sırasında belli bir oranda ezilse dahi büyük oranda bütünlüğünü koruyarak yanında sığınılabilecek bir boşluk bırakıyor. Bununla ilgili en çarpıcı örnek kurutulmuş biberlerin çökmeyi engellediği enkaz ya da bina altlarına park edilmiş araçların binaların tamamen göçmesini engellemesi mesela.

    3- Deprem çantası diye bir olay da var. Kanımca deprem çantası artık hayatta kalma şansınızın çok düştüğü anlarda size uzatmaları oynamanızı sağlayacak bir hayat öpücüğü olmaktan öteye geçmez. Yola yıkılan binalar, bu enkazlardaki insanların kurtarılması gerekliliğinden enkazların hızlıca kaldırılamaması gibi birçok sebepten size gerekli kurumların ulaşması uzun sürebilir. Bu yüzden bu noktada şansınız gerçek anlamda düşüyor, özellikle şubat depremlerinde hava da buz gibiydi, iklim şartlarına göre hipotermi gibi çeşitli tehlikeleri de göz önüne almak gerekir.
    Bu çantada en önemli şey yemek, su, powerbank, düdük ve hijyen için 1 paket ıslak mendil ve mevsime göre polar battaniye diyebilirim. Yemek tercihlerinizde bisküvi olmamalı, şeker su ihtiyacını arttırıyor, aynı şekilde çok tuzlu olması da sizi çok susatacaktır. Biraz kuruyemiş, protein bar ve protein tozları en makbul gıda. Powerbank kesinlikle şart çünkü iletişim kopsa dahi tekrar hatlar düzeldiğinde buradan cep telefonuyla insanlara ulaşma şansınız yüksek, aksi takdirde hayatta dahi olsanız kimsenin haberi olmayacağı için kurtarma ekipleri belirti olan enkazlara yönelecektir. Ekip size yaklaştığında sizi bulmakta zorlanabilir, üstünüzdeki molozdan ya da bir sağlık sorunundan dolayı sesinizi çıkarmanız güç olabilir, bunun için de en basit araç düdük.
    Mendil ise sıkıştığınız yerde tuvalet ihtiyacınız için, kabus gibi ancak bunlar malesef yaşanabilecek muhtemel şeyler.

    Genel olarak olay bu, ancak en önemlisi ve hayatta kalmanızı kesinleştirebilecek tek kıstas binaların sağlamlığı ve zemin. Binanın statik projesi, binadan alınan beton numunesi, donatılar, etriye aralıkları, demir tipi ve özellikleri gibi onlarca detay var. Henüz hayattayken durumunuzu kesin olarak bilmenizi sağlayacak en temel bilgi oturduğunuz yapının sağlamlığı. İstanbul'da ikamet ediyor olsaydım ilk iş binayı bir yapı denetim şirketine profesyonel olarak incelettirir ve gerekliyse güçlendirerek, güçlendirilemeyecek ise kentsel dönüşüme sokarak yeniden inşa ettirirdim. Bildiğim kadarıyla depreme direnci olmayan binalar için birçok teşvik ve kredi kolaylığı da var, raporlanıp belgelendirilmiş ise. Bu tip binalarda birden fazla malik olması bazı işlemlerin yapılmasına engel teşkil etse de, depreme dirençsizliği ispatlanmış bir binada yapılacak işlemleri kabul etmeyen maliklere karşı hukuki haklarınız mevcut, yargı süreci ne kadar sürer, deprem bu sırada gerçekleşir mi bilemem ancak hukuki olarak bunu icra ettirmeniz de mümkün....
    aah aah neler yaşadık...Çok geçmiş olsun sizede... Teşekkürler yazınız için bir farkındalık yaratacaktır tekrar...

  9. #9
    Sebring - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Nov 2009
    Yaş
    47
    Şehir
    Ankara
    Mesaj
    667
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Sayın arkadaşlar, kafamı toplayayım, size mega bir post yazacağım bu konu için.
    Sadece şunu diyeyim, basit bir trafik kazasında E5, tem nasıl oluyor düşünün bakalım.......

  10. #10
    naci - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Jun 2010
    Yaş
    52
    Şehir
    ANTALYA
    Mesaj
    1.012
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    6 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı Seyfettin777 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    6 Şubat depremlerini Adana'da yaşadık, 6.4 Hatay depremi de dahil tüm süreci Hatay'da yaşayan akrabalarımız da var, dolayısıyla olaydan edindiğim tecrübelerimi şöyle sıralayabilirim;

    1- Yapının deprem direnci çok önemli. Yeni veya eski hiç fark etmez bilimsel olarak kanıtlanana kadar yani bir bilene incelettirene kadar her yapı gözümde risklidir. Adana'da öve öve bitiremedikleri Alpargünler'in binaları ya ciddi hasar aldı ya da yıkıldı mesela ki içlerinde yeni olanlar da vardı. Bazı binaların inşaatında 99 depremi sonrası gelen yönetmeliğe aykırı olarak nervürlü demir dahi kullanmamışlar. Aynı şekilde zemin de çok önemli, zemin etüdü mutlaka yaptırın, zeminde sıvılaşma varsa kazık çakmadan temel atılmış ise binayı isterseniz çelikten yaptırın yine çökmeler oluyor ne yazık ki. Zaten hayatta kalma şansınızın %80'ini oturduğunuz yapı ve çevresindeki yapıların deprem direnci belirleyecek. Eviniz çok sağlam dahi olsa yandaki bina zayıfsa sizin üstünüze yıkılacak, Adana'da semt pazarı(Alfa dersanesinin oradaki) arkasındaki ve Güzelyalı mahallesindeki 2 yapı yanındaki binanın üstüne yıkılması yüzünden ciddi hasar aldı, İstanbul gibi binalar arası 5cm hatta aynı duvarı paylaşan binaların olduğu yerde bu en ciddi sorun kanımca.

    2- Diyelim ki binanın deprem direncini bilmiyorsunuz, sarsıntı başladı, uykudaydınız uyandınız. Sudan çıkmış balık gibi ne olduğunu idrak etmeye çalışacaksınız, bu esnada insanın aklına yüzlerce soru geliyor, durur mu, hızlanır mı, bina ayakta kalabilecek mi... En önemli sıkıntılardan biri deprem refleksi, o şoku atlatarak zihninizi işletmeniz lazım, ben bizim evde tek soğukkanlı kişiydim açıkçası, bizimkileri toparlayıp evden çıkarana kadar kendi içimde yaşadığım mental stresi anlatamam, olayın şoku yüzünden kimsenin kafası düzgün çalışmıyor, muhtemelen sizin de böyle olacak, bu refleksi kendinizde oturtmanız şart.
    Bu sarsıntı sırada kaçmamak yapılacak en mantıklı şey. O kadar enkazda gönüllü çalıştık, Hatay'a ve çevre illere çok yardım götürdük, insanlar koridorlarda, merdiven boşluklarında ya da asansör boşluklarında hayatlarını kaybetmişlerdi. Hatta ayakta kalan binanın yıkılan tuğla duvarları ya da binadan çıkış sırasında binadan kopan molozların dahi hayatına mal olduğu kimseler var. O yüzden şimdi evi şöyle bir dolaşın, nispeten dayanıklı mobilya ya da beyaz eşyaların yanı en güvenilir yerler, bu tip yerleri evinizde tespit edip aile bireylerinize depremde burada toplanacağınızı söyleyin, bu noktalar binanın dış cephesine de olası bir göçme ihtimalinde kurtarılabilme kolaylığı açısından yakın olmalı. Bu tip eşyalar deprem sırasında belli bir oranda ezilse dahi büyük oranda bütünlüğünü koruyarak yanında sığınılabilecek bir boşluk bırakıyor. Bununla ilgili en çarpıcı örnek kurutulmuş biberlerin çökmeyi engellediği enkaz ya da bina altlarına park edilmiş araçların binaların tamamen göçmesini engellemesi mesela.

    3- Deprem çantası diye bir olay da var. Kanımca deprem çantası artık hayatta kalma şansınızın çok düştüğü anlarda size uzatmaları oynamanızı sağlayacak bir hayat öpücüğü olmaktan öteye geçmez. Yola yıkılan binalar, bu enkazlardaki insanların kurtarılması gerekliliğinden enkazların hızlıca kaldırılamaması gibi birçok sebepten size gerekli kurumların ulaşması uzun sürebilir. Bu yüzden bu noktada şansınız gerçek anlamda düşüyor, özellikle şubat depremlerinde hava da buz gibiydi, iklim şartlarına göre hipotermi gibi çeşitli tehlikeleri de göz önüne almak gerekir.
    Bu çantada en önemli şey yemek, su, powerbank, düdük ve hijyen için 1 paket ıslak mendil ve mevsime göre polar battaniye diyebilirim. Yemek tercihlerinizde bisküvi olmamalı, şeker su ihtiyacını arttırıyor, aynı şekilde çok tuzlu olması da sizi çok susatacaktır. Biraz kuruyemiş, protein bar ve protein tozları en makbul gıda. Powerbank kesinlikle şart çünkü iletişim kopsa dahi tekrar hatlar düzeldiğinde buradan cep telefonuyla insanlara ulaşma şansınız yüksek, aksi takdirde hayatta dahi olsanız kimsenin haberi olmayacağı için kurtarma ekipleri belirti olan enkazlara yönelecektir. Ekip size yaklaştığında sizi bulmakta zorlanabilir, üstünüzdeki molozdan ya da bir sağlık sorunundan dolayı sesinizi çıkarmanız güç olabilir, bunun için de en basit araç düdük.
    Mendil ise sıkıştığınız yerde tuvalet ihtiyacınız için, kabus gibi ancak bunlar malesef yaşanabilecek muhtemel şeyler.

    Genel olarak olay bu, ancak en önemlisi ve hayatta kalmanızı kesinleştirebilecek tek kıstas binaların sağlamlığı ve zemin. Binanın statik projesi, binadan alınan beton numunesi, donatılar, etriye aralıkları, demir tipi ve özellikleri gibi onlarca detay var. Henüz hayattayken durumunuzu kesin olarak bilmenizi sağlayacak en temel bilgi oturduğunuz yapının sağlamlığı. İstanbul'da ikamet ediyor olsaydım ilk iş binayı bir yapı denetim şirketine profesyonel olarak incelettirir ve gerekliyse güçlendirerek, güçlendirilemeyecek ise kentsel dönüşüme sokarak yeniden inşa ettirirdim. Bildiğim kadarıyla depreme direnci olmayan binalar için birçok teşvik ve kredi kolaylığı da var, raporlanıp belgelendirilmiş ise. Bu tip binalarda birden fazla malik olması bazı işlemlerin yapılmasına engel teşkil etse de, depreme dirençsizliği ispatlanmış bir binada yapılacak işlemleri kabul etmeyen maliklere karşı hukuki haklarınız mevcut, yargı süreci ne kadar sürer, deprem bu sırada gerçekleşir mi bilemem ancak hukuki olarak bunu icra ettirmeniz de mümkün....
    Öncelikle Deprem doğanın bir gerçeği, mevlam cümlemizi korusun.
    Bilgilendirici bir yazı olmuş, teşekkürler. Yalnız alıntıdaki koyu ve altı çizgili yeri anlayamadım. Kurutulmuş biberler nasıl çökmeyi engelliyor?
    2 Temmuz 1993 unutma / unutturma

  11. #11
    mcemrek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Aug 2015
    Yaş
    37
    Şehir
    Türkiye/İstabul
    Mesaj
    397
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    3 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı naci Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Öncelikle Deprem doğanın bir gerçeği, mevlam cümlemizi korusun.
    Bilgilendirici bir yazı olmuş, teşekkürler. Yalnız alıntıdaki koyu ve altı çizgili yeri anlayamadım. Kurutulmuş biberler nasıl çökmeyi engelliyor?
    bina bodrumlarına yada giriş dükkanlara yığma çuvallarla biber, fıstık vs depolama yapan çok. benim anladığım bu şekilde tam anlamıyla preslenmediği. çünkü depremde yıkılan binalarda eğer bina tamamen çürük değilse içi dolu baza kenarlarında yaşam boşluğu kalıyor. yada aynı şekilde beyaz eşya, sağlam mobilyaların yanında filan örnek birkaç fotograf bırakıyorum






    yapı sağlam değilse hayatta kalma ihtimali çok düşük. maltepe de yıkılan binayı düşünelim örneğin. bina tamamen deniz kumu ve çürümüş haldeydi. kendi halinde yıkıldı. kolon kesme vardı yoktu bilemem. ancak yıkıldıktan sonra tüm beton tuz buz oldu. yaklaşık 1 hafta boyunca kurtarma çalışmaları sürdü ve normal arama kurtarma çalışmaları yapılamadı. kovalarla tuz buz olan beton taşındı. yaşam üçgeni bile kalmamıştı binada.

    biraz sağlam binalar yıkıldığında en azından kurtulma şansı oluyor insanların. çünkü tamamen çökmüyor bir kısmı yıkılıyor yada yıkılırken kendi kolon kirişlerinden yaşam üçgenleri oluşuyor vs. buna karşılık deprem bölgesinde sapasağlam duran binalar mevcut. düzgün yapılmış sağlam yapılarda oturabilmek lazım. ancak bu ekonomik şartlarda ve bu kalabalıkta imkansız durumda. imkanı olan müstakil evlerde yaşamalı bence.

    kendi adıma fırsatını bulduğum anda bu şehirden gideceğim. istanbul da olan 5.8 büyüklüğündeki depremde bile günlerce operatörler çalışmadı. bu depremin büyüklüğü daha fazla olsaydı ne olurdu kim bilir. bayram tatillerinde bile şehirden çıkmak için günlerce trafikte kalıyoruz. arama kurtarma çalışmaları için hiç bişey diyemiyorum. sadece sağ ve kendi imkanlarıyla binalardan çıkanların beslenmesi bile nasıl bir iş düşünmek bile anksiyeteye sebep oluyor.


    gelelim kendi adıma yaptıklarıma. aracımın deposunu 3/4 den aşağı hiç bir zaman düşük tutmuyorum. sağ kalırsam ve yollar açılırsa en azından kendi imkanlarımla şehir dışına yakıt almak zorunda kalmadan gidebilmeyi istiyorum.
    aracımın bagajında devamlı 2 tane uyku tulumu ve çadırım bulunuyor. tabi her hafta kampa gittiğim için indir bindir uğraşmamak için de duruyor o ayrı.
    2 tane deprem çantam var biri araçta diğeri evde bulunuyor.
    gelelim en çok uğraştığım kısma memurum ve her fırsatta tayin için uğraş veriyorum.

  12. #12
    jojo59 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Nov 2015
    Yaş
    31
    Şehir
    Tekirdağ
    Mesaj
    220
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    En basitinden deprem sonrası için, telefonlar devredışı kalacağı için hele ki İstanbul depreminde radyoya sahip olmak bile çok önemli bir hal alıyor.Çanta içerisinde olmazsa olmazlar arasında bemce termal battaniye ile birlikte.Siparişlerimi verdim ivedi bir şekilde sabitleme yapacağım.

  13. #13
    tequila818 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Dec 2006
    Yaş
    38
    Şehir
    izmir
    Mesaj
    874
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    2 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    ben imkan var ise İstanbul'dan taşınmak gerektiğini düşünüyorum. Sebebi ise siz kendi önleminizi alsanız bile Allah korusun orta şiddetinde bir depremde bile kaos çıkacaktır. Gerçi ticari anlamda kaos tüm Türkiye'de çıkar ancak en azından konum olarak daha uzak bir yerde bulunmuş olursunuz.

    Biz deprem değil ancak ekonomik sebeplerden dolayı 7 sene önce İstanbul'dan İzmir'e taşındık ve çok iyi bir adım attığımızı düşünüyoruz. Üstüne bir de deprem riski eklendi.
    E90 330i

  14. #14
    naci - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Jun 2010
    Yaş
    52
    Şehir
    ANTALYA
    Mesaj
    1.012
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    6 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı mcemrek Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    bina bodrumlarına yada giriş dükkanlara yığma çuvallarla biber, fıstık vs depolama yapan çok. benim anladığım bu şekilde tam anlamıyla preslenmediği. çünkü depremde yıkılan binalarda eğer bina tamamen çürük değilse içi dolu baza kenarlarında yaşam boşluğu kalıyor. yada aynı şekilde beyaz eşya, sağlam mobilyaların yanında filan örnek birkaç fotograf bırakıyorum






    yapı sağlam değilse hayatta kalma ihtimali çok düşük. maltepe de yıkılan binayı düşünelim örneğin. bina tamamen deniz kumu ve çürümüş haldeydi. kendi halinde yıkıldı. kolon kesme vardı yoktu bilemem. ancak yıkıldıktan sonra tüm beton tuz buz oldu. yaklaşık 1 hafta boyunca kurtarma çalışmaları sürdü ve normal arama kurtarma çalışmaları yapılamadı. kovalarla tuz buz olan beton taşındı. yaşam üçgeni bile kalmamıştı binada.

    biraz sağlam binalar yıkıldığında en azından kurtulma şansı oluyor insanların. çünkü tamamen çökmüyor bir kısmı yıkılıyor yada yıkılırken kendi kolon kirişlerinden yaşam üçgenleri oluşuyor vs. buna karşılık deprem bölgesinde sapasağlam duran binalar mevcut. düzgün yapılmış sağlam yapılarda oturabilmek lazım. ancak bu ekonomik şartlarda ve bu kalabalıkta imkansız durumda. imkanı olan müstakil evlerde yaşamalı bence.

    kendi adıma fırsatını bulduğum anda bu şehirden gideceğim. istanbul da olan 5.8 büyüklüğündeki depremde bile günlerce operatörler çalışmadı. bu depremin büyüklüğü daha fazla olsaydı ne olurdu kim bilir. bayram tatillerinde bile şehirden çıkmak için günlerce trafikte kalıyoruz. arama kurtarma çalışmaları için hiç bişey diyemiyorum. sadece sağ ve kendi imkanlarıyla binalardan çıkanların beslenmesi bile nasıl bir iş düşünmek bile anksiyeteye sebep oluyor.


    gelelim kendi adıma yaptıklarıma. aracımın deposunu 3/4 den aşağı hiç bir zaman düşük tutmuyorum. sağ kalırsam ve yollar açılırsa en azından kendi imkanlarımla şehir dışına yakıt almak zorunda kalmadan gidebilmeyi istiyorum.
    aracımın bagajında devamlı 2 tane uyku tulumu ve çadırım bulunuyor. tabi her hafta kampa gittiğim için indir bindir uğraşmamak için de duruyor o ayrı.
    2 tane deprem çantam var biri araçta diğeri evde bulunuyor.
    gelelim en çok uğraştığım kısma memurum ve her fırsatta tayin için uğraş veriyorum.
    Teşekkür ederim bilgilendirme için. Tayin isteğiniz umarım en kısa zamanda gönlünüze göre olur. Memur olarak sizi anlıyorum.
    2 Temmuz 1993 unutma / unutturma

  15. #15
    Ormanci - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Feb 2018
    Yaş
    42
    Şehir
    İstanbul
    Mesaj
    2.761
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    35 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Celal Hoca'ya cahil cühela muhabbeti yapmak istemiyorum ama başından beri İstanbul depremi hususundaki "yanılgıları" ve Üşümezsoy'un iddia, teori ve çalışmalarını önüne koyup sorduklarında hiç bir şekilde tartışmak istememesi ve "bilimsel dergide yayımlanmamış şeyi dikkate almam" diye kestirip atması, ayrıca diğer yandan asıl meslek sahibinin Celal Hoca değil aslında Şener Hoca'nın olması da aklımda baya bir soru işareti yaratıyor.

    Naci Hoca için de aynı şey geçerli.

    Şener Üşümezsoy bas bas başka türlü bağırıyor, buradaki fay böyle değil diyor, hatta diğerlerini de açıklıyor, Naci ve Celal Hoca 99'daki veriye göre konuşuyor, oraların böyle olmadığı çoktan kanıtlandı, Le Pichon da daha sonra buradaki analizlerinin yanlış olduğunu söyledi, orada çalışmalar yapılınca fayın dümdüz devam etmediğinin ispatlandığını söyledi.

    Ancak belli ki bu isimler "medyatikliklerini" devam ettirmeye çalışıyor gibi bir algı oluştu bende çoktan. Bunda 99 depremi sonrası Celal Şengör'ün "danışmanlık" verip "bu projede oturun, sağlamdır" diye kendisine daire verildiği iddia edilen, para aldığı iddia edilen inşaat projelerinden ev sattırdığı gibi iddialar da vardı. Bunlar hiç doğru düzdün dillendirilmedi, gündeme gelmedi.

    Hala da mesela kimse "peki Üşümezsoy böyle diyor" diye gidip bu hocalara sormuyor, tartıştırmıyorlar.

    Üşümezsoy geçenlerde 4-5 sayfalık tweet ve haritalarla yine yayımladı. İstanbul'da olmayacak diyor. Gemlik tarafında 6.5 civarı şeklinde iddia ediyor. Ha bu arada bugüne kadar da bir çok yeri kendisinin bildiği söyleniyor. Ekşi'deki konu başlığını takip edebilirsiniz.

    Bu da Yılmaz Özdil'in yazısı:
    https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarl...kahin-6110739/

    Haaa, İstanbul'da ciddi yıkım yapacak bir depremden bahsedersek:

    Yok deprem çantası, yok bilmemne bişeysi, bunları unutun. Mesela deniliyor ki efendim kapı ağzında bırak geçerken alacaksın. Kapıdan çıkacağın ne *****? veya çıkabileceğin? Ya da bi duvar yıkıldı bir şey oldu, çantaya ulaşamadın. Zaten bitti olay. Ha tabi bu senaryo evin sağlam kaldığı düşünülerek, daha "normal" şartlar için geçerli olabilir. Büyük bi yıkımda yaramaz.

    Almanya'da otelde kalırken gecenin bi yarısı yangın alarmı çalmaya başladı. Dedim burada yanlış alarm olmaz, tek yapabildiğim telefonumu aldım, terliklerimi giydim, cüzdanımı aldım, pijamayla aşağı indim. Bavulunu toplamış inmiş olan vardı Yanlış alarmmış, sarhoş müşterilerden biri basmış

    Ya da yanına bilmemne aldın. 1 gün dayandı, sonra? Yok. Devleti ve "ulaşabilme" kapasitesini biliyoruz. 1 hafta bekleyeceksiniz kafadan. O yüzden kaos zaten belli.

    Babam hep şunu der; "telefonmuş, paraymış, yiyecekmiş, hepsi hikaye... Öyle bi yıkımda yanında silah olacak. Çünkü 1 hafta olmadan millet yardım falan gelmediğini görünce herkes birbirinin elindekine atlamaya başlayacak. Düşün sen ekmek almışsın, diğeri alamamış, üzerine atlayacak, bıçak çekecek, öldürmeye çalışacak. Sana silah çekecek elindekileri almaya çalışacak. Ölmemek için çekip vuracaksın, onunla da ne kadar idare edebilirsin, kimi nasıl öldürürsün o da ayrı muamma ama canını kurtarmaya bakacaksın, yani sonuç olarak canlı kalmak mı kalmamak mı daha iyi bilemiyorum" diyordu.

  16. #16
    Seyfettin777 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Jul 2016
    Yaş
    25
    Şehir
    Adana/İstanbul
    Mesaj
    821
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    21 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    @naci abi @mcemrek fotoğraflarını koymuş sağ olsun, bazı nesneler sıkışmaz ya da belli bir miktar sıkışır daha fazla sıkıştıramazsın. Mesela büyük kağıt blokları gibi, biberler de mevcut binada tamamen sıkışmadığı için binanın tamamen göçmesini engellemişler.

    Bu tip tamamiyle sıkıştıralamayan nesneler genellikle yanlarında bir yaşam alanı bırakıyor.
    Burada biberlerle ilgili olanın haber linki de mevcut görsel olarak belki zihinde canlandırması daha kolay olur;
    https://www.aa.com.tr/tr/asrin-felak...elledi/2829878

  17. #17

    Üyelik
    Dec 2018
    Yaş
    38
    Şehir
    Burrsa
    Mesaj
    1.062
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    15 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Bahsedilen büyüklük ve yıkımdaki bir İstanbul depreminde tüm yoların tıkanıp kapanacağı, sıkışık yerleşme yerlerinde ulaşımın mümkün olmayacağı, Maraş depreminde bu illerin yardımına koşan devasa imkanlara sahip İstanbul Belediyesi gibi bir Belediye kalmayacağından, afet durumunda yönetimde söz alacak kişilerin de işlevini yitireceğinden, şahsi kanaatim bireysel olarak kurtulmanın depremden daha büyük bir soruna yol açacağı kanısındayım.

    Bir de üzerine düşünün ki ülkenin finans sistemi de en az 1 hafta belki 1 ay çökecek. Diğer illerdekiler bile büyük sorun yaşayacak.
    "...Bilgisiz kimseler onlara söz söyleyince "Selam" der geçerler."

  18. #18
    jojo59 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Nov 2015
    Yaş
    31
    Şehir
    Tekirdağ
    Mesaj
    220
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Teşekkürler bilgi için abi, umarım ikiside haksız çıkar hiç biyerde olmaz..

  19. #19
    Ssamet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Feb 2013
    Yaş
    32
    Şehir
    Kahramanmaraş
    Mesaj
    1.584
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    8 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Kahramanmaraş depremini yaşamış biri olarak ben de bikaç bişey söyleyeyim.

    İşin açığı çok bilinçli değildim bu konuda ama son 1 yılda sürekli küçük deprem olmasından ben büyük bir deprem olur herhalde diyordum kendi kendime.

    Benim şahsi görüşüm , İstanbulda oluşacak deprem sonrası ortamı saymazsak , oturduğumuz binanın sağlam olması.Günümüzde artık rahatça böyle bir tercih yapamıyoruz ama sağlam bir binada oturduğunu bilmek ilk ve en büyük şart bence.Özellikle Kahramanmaraş ve Hatayda eski ve sağlam zeminde olmayan yapılar yıkıldı.Daha doğrusu ikisinin bir arada olduğu binalar.Altından dere geçen yere adam 8-9 kat bina yapmış ve 98-99 yılında yapılmış.Çalmış , çırpmış ve kontrol eden olmamış.


    Yukarda örnek verilen yaşam alanı içinse şunu söylemek istiyorum.Bazı binalar öyle yıkılmıştıki ne kolon , ne kiriş ne de her katın tablası hiç bir şey görünmüyor.Bina yıkılırken toz halina gelmiş.Yaşam alanı diyecek hiçbir şey kalmamış.O yüzden en temel şart binamızın sağlam olması.Diğer şeyler içinse İstanbul için olan durumlar da zor gerçekten.Bence imkanı olan kendini gerçekten sağlama almalı.

    Allah yardımcımız olsun.Ülkemiz inşallah böyle bir depremi yaşamaz diye temenni ediyorum.
    -2006 Kia Cerato 1.5 Crdi- Oem Hybrid / Kat-Egr Off

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •