Pandemi döneminde özel bir okulda İngilizce öğretmeni olarak çalışırken verdiğim online derslerin saatine 5 ( yazıyla beş lira ) aldım. Onu da cebinden esnaf gibi para çıkarıp sayarak verdi okul müdürü, utanmadan bir de "hocam sen de bir say istersen" yaptı. Hayatımda bu kadar tiksindiğimi hatırlamıyorum.
Sonra baktılar öğretmenler güvenilmez insanlar, evden ders vermezler falan, hergün okula çağırdılar, online dersi okuldan verdik. Sokağa çıkma yasağı varken yalandan elimize kağıt tutuşturdular, "öğretmenler muaftır" bilmem ne vs diye. Polis çevirince onu gösterip geçiyordum hergün
Fıkra bu kadar.
Öğretmenlik harici ne meslekler yaptım bir bilsen. Her dönem yazın ortasında okula çağırırlar, eline liste tutuşturup telefon verirler. Pazarlamacı gibi arayıp öğrenci bağlamaya çalışırsın. Aramak zorunlu bu arada, ben öyle yapmam yok. Verdikleri telefon listesini de satın almışlar parayla, ya da bi yerden araklamışlar. Hepsi eski numaralar. Hiç unutmam bir gün bir numarayı aradım, kadıncağız " benim kızım kanserden öldü 5 sene önce, dalga mı geçiyorsunuz" dedi. Ne diyeceğimi şaşırdım.
Sözün özü özel okula dökülen uçuk rakamlar cidden haram. Onun yerine liseden itibaren yurtdışına gönderebilirsiniz, çoğu durumu iyi insan şuan öyle yapıyor.
Bir kaç "sayılı" özel okul harici hepsi göz boyuyor ne yazık ki, çünkü zaten o okulda çalışan öğretmenler de mutlu değil. Neredeyse hepsi bahsettiğim durumlardan muzdarip ne yazık ki...