İcim bi acaip oldu, ne kadar karanlık bir geceydi.
Allah göstermesin, bir daha olursa hepimiz ölecegiz.
Printable View
İcim bi acaip oldu, ne kadar karanlık bir geceydi.
Allah göstermesin, bir daha olursa hepimiz ölecegiz.
Bugün YAŞAMAK gelmiyor içimden.
Taraftar gruplarınıda duyarlılığından dolayı tebrikler.
http://sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-..._4690117_n.jpg
http://www.antu.com/images2007/upLoa...gustos2010.jpg
http://www.ultraslan.com/images/Habe.../17agustos.jpg
Ölenlere Allahtan rahmet,ailelerine yakınlarına sabır diliyorum..
Çok kötüydü..
allah o günlerin tekrarını yaşatmasın, ölenleri allah rahmet eylesin...
Google yine hoş birşey yapmış
" Marmara depreminde hayatını kaybedenleri saygıyla anıyoruz " yazısıyla
aynen bro tam ben yazcaktım.
http://img19.imageshack.us/img19/7716/40119810.png
Allahtan hayatını kaybedenlere rahmet geride kalanlara sabır diliyorum..tekrarı bir daha yaşanmaz umarım..
Hayatını kaybeden insanlarımıza allahtan rahmet diliyorum. Çok kötü bir geceydi hiç bu kadar fazla yıldızı bir seferde görmemiştim askerde bile zifiri karanlıkta arazide nöbet tuttum böyle yıldızları ne görmemiştim en çok bunu hatırlıyorum ve odamdan evin kapısına çıkana kadar duvardan duvara savruluşumu.
11 sene geçmiş şimdi düşündümde ben bu 11 seneyi nasıl yedim bitirdim hayatımdan daha dün gibi arkadaşlarım mahalle kardeşlikler. Kötü günler hariç ben o yıllara geri dönmek istiyorum. :(
Mekanları cennet olsun :(
Allah bi daha yaşatmasın
Yazlığımız Akçakocada , ve 17 ağustos depreminde Anneannem yazlıktaydı. Telefonlar kesikti, cep telefonu da yoktu anneannemin, mahalledeki kimseye de ulaşamıyordum.Depremin sabahı yanıma alabileceğim kadar yiyecek ve içecek alıp ilk Üstün Erçelik otobüsüne atladım yola çıktım. Otobanda köprüler yıkılmıştı, eski yoldan Düzce'ye ulaştık. Gördüğüm manzara karşısında dehşete kapıldım, bağıra bağıra ağlamaya başladım. Yıllar boyunca gördüğüm herşey yıkılmıştı Düzce'de. Enkazlardan sarkan insan bedenleri, yıkılmış evlerden sarkan perdeler, birbirlerine sarılıp ağlayan insanlar, evladım, annem, babam , kardeşim, kurtarın onları, lütfen yardım edin diye bağıran insanlar, bir yandan da enkazlardan para , ziynet eşyaları, elektronik eşyaları çalan ****** çocukları vardı (orada yaz dönemi çalışan mevsimlik göçebe işçiler). Düzce'yi akçakocaya bağlayan 20km'lik yoldaki köprülerden biri de yıkılmıştı, orada kalıp yardım etmek istedim ama öncelikle eve gidip anneannemin ve mahallenin ne durumda olduğunu görmek istiyordum. Aradaki yolu neredeyse 1 günde yürüdüm, akçakocaya yaklaştıkça evlerin oldukça sağlam olduğunu görüp içim rahatladı. Depremin sadece 20 km yanındaki akçakoca'da neredeyse hiç hasar yoktu. Sokağımıza girdiğimde herşeyin sapasağlam olduğunu, sokağın tüm sakinlerinin sokağın ortasındaki basket sahasına toplanıp orada yaşadıklarını gördüm, anneannem de aralarındaydı. Dakikalarca sarıldım ona... Evlerde hiçbir hasar yoktu, çatlak bile yoktu. Bizim sokaktaki inşaat 1992 senesinde yapılmıştı ve neredeyse hepsini aynı müteahhit yapmıştı, yaparken de inanılmaz derecede özenmişti inşaata. Aynı adamın düzce'de yaptığı hiçbir ev hasar almadı mesela. Yani deprem değil bina öldürür lafını asla unutmamalıyız.
17 Ağustos 1999 depreminde çok şükür ki ailemden hiç kimse hasar almadı, fakat bir çok arkadaşımı, aile dostlarımızı, okul öğretmenlerimin bazılarını ,sınıf arkadaşlarımı kaybettim. Bir daha böyle bir acıyı kimse yaşamasın.
O dönemki gerizekalı müteahhitlerin yedikleri boklar yüzünden bir çok insan öldü, sakat kaldı. O dönem yaraların sarılması için konan vergileri de hala üzerinden 11 sene geçmesine rağmen bizler ödemeye devam ediyoruz...
17 Ağustos depreminde vefat edenleri rahmetli ve hasretle anıyorum. Hepsinin ruhları şad , toprakları bol olsun. Kabirlerine nur dolsun, mekanları cennet olsun...
allah öyle günler daha göstermesin bizlere.... çok büyük felaketti o günlerden aklımda kalan belki hatırlayanınız vardır, kanal 6 nın güncel verdiği ölüm sayıları ve sonrasında kanalın büyük cezalara uğratılması ve sonra o sayının çok cüzi miktari vefat eden sayısı olarak açıklanmıstı.
orta okuldaydım ben 99 depreminde ve okul olarak mahalle esnafından bir kamyon bir minibüs yardım malzemesi toplayp gölcük fidanlık i. ö. okuluna gitmiştik kardeş okulumuz olarak gördüğümüz cidden içler acısıydı aradan belki 6 ay geçmişti ama herşey harabeydi... ve kalanların bi çoğu kafayı yemiş durumdaydı :( :( bir sınıf hatırlıyorm sanırım 7.sınıftı sadece 2 öğrencileri kalmıstı o sınıfta :(
Ölenlere tekrar Allah rahmet eylesin.Allah birdaha böyle acılar yaşatmasın inşallah
kanunlara göre bir ülkede dogal felaketlerde ölü sayısı belirli bir sayıyı aşarsa o bölgeden 5 yıl süreyle hiçbir vergi alınamaz
bu nedenle ölü sayısı oldugundan çok daha az gösterildi güzel memleketimizde...
ve aralarında oldugumdan biliyorum
sadece ekmek ve battaniye yardımı ulaştı depremzedelere
başka hiç bir yardım gelmedi
insanlar çadırlarda sokaklarda yattı haftalarca...
allah bir daha yaşatmasın
Neyazık ki üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen hemen hemen hepimiz aynı duyarsızlıkla yaşıyoruz. Olacakları bile bile yada tahmnin ediyor olsakta acaba
kaçımız evde oturup bir deprem toplanma planı yaptı?
Kaçımızın deprem çantası hazır ve belirli aralıklarla kontrol ediyor ?
Hepimiz kendimize düşen görevi yerine getirmeliyiz arkadaşlar...
Ölenlere allahtan rahmet kalanlara sabır diliyorum...
Mekanları cennet olsun.
Kimse yaşamaz inş. böyle büyük yıkımları...
bir sonrakinde ortalama 40bin kisi aramizdan ayrilacak, ozaman sorumlusu muteahhitler mi olacak yoksa denetleme kurumlarimi diye tartisirken ölenler öldükleriyla kalicak malesef
Kızkardeşim o zaman Adapazarında okuyordu. Depremden sonra
buradaki yakınlarımızın sağlık durumunu öğrenip çok şükür sağsağlim
olduklarını öğrendikten sonra babamla çıktık yola. Hiç bir şekilde ona
ulaşma imkanımız yoktu. Sanırım 5.günün sonunda varabildik Adapazarına
ve kaldığı yurda. Yurt yoktu. Kocaman bir enkaz ve onlarca ceset kokmaya
başlamış. 5 gün boyunca bildiğiniz bütün duaları edip "Allahım inşallah
kardeşim yaşıyordur demek ama içten içten umudunuzu gördükleriniz
karşısında yitirmek tarifi imkansız bir duygu. Hele hele yurdu o şekilde
görünce tüm umutların yitip gitmesi. Tam bitip tükenmişken arkamızdan
kardeşimin Abi-Baba diyerek bize doğru koşuşu. Şu an bunları yazarken
bile ağlıyorum... Allah kimseye yaşatmasın...
Bir gecede 50.000 ölüden 19.000e çekilmesi rakamların. Kabaca bir hesapla
Adapazarı Cumhuriyet Caddesinde 100.000 küsur cenaze vardı o zaman.
Hele hele o yağmacı şerefsizler !!!... Çok eli kolu kesik kadın kolu gördüm
bileziklerini çamak için kesmişler... Allah bin türlü belanızı versin :Deli:
Hatırlarmısınız Bakan Durmuş vardı sağlık bakanı.... Amerikan gemisini
istemiyoruz demişti. Hala kayıp olanlar var ve bu insanların o gemi ile
kaçırılıp organ nakli konusunda kullanıldığını söylentiler arasında...