Macbook Satın Alma Rehberi
Daha önce hiç Apple - Mac OS kullanmadıysanız, eminim ki sizde benim gibi, için için merak ediyorsunuzdur.. Virüs yok, yok çok hızlı,hata vermiyor, vs.vs. gibi kulaktan kulağa dolaşan efsaneleri duymuş,ve belki de yine benim gibi bu kez alacağınız bilgisayarın Mac olmasına karar vermiş olabilirsiniz.
Vermediyseniz,veya bir bilgisayar almayacak bile olsanız,aşağıdaki bilgileri çevrenizde Macbook alacaklara tavsiye eder,işlerini kolaylaştırmış olursunuz. Kesinlikle kendi tecrübelerime dayanmaktadırlar,ve emin olun boş yere para vermenizi engelleyecek güzel tüyolar içermektedir. Uzun olmakla beraber elimden geldiğince hikaye tadında yazmaya çalışarak umarım sizleri hem eğlendirir,hem de bilgilendirebilirim.* Gece sıkılınca böyle bir yazı yazayım dedim.
*Sıkılacağını düşünenler için; direk aşağı inerseniz,italik yazılardan sonraki kısımda rehberi bulabilirsiniz.
Yaklaşık 1.5 sene önce laptop almaya gittiğimde yanımda babam ve onun "çok bilmiş" arkadaşı vardı. Aklımda ucuz yollu, sadece görünümü güzel olan, oyun oynamayacağım bu sebeple çok yüksek bir sisteme sahip olmayan bir laptop almak vardı. Dell'in Macbook'lara benzeyen serilerinden birinde karar kıldığımda babamın arkadaşı kesinlikle Vaio almam gerektiği konusunda ısrarcıydı. Laptop dediğin bir kere alınır, uzun yıllar kullanılır dedi, Sony varken başka markaya mı bakılır falan filan...fikirlerinin bir kısmını kabul edip Macbook'lara yönelince de ," aman ne yapacaksın onu,hiçbir program çalışmaz,alıştığın gibi değildir" diyerek beni caydırdı. O gün 1500 TL'ye kadar bir laptop alacakken, sırf onun gazı ile 4550 TL vererek bir Vaio almıştım. Laptop cidden aşmıştı o dönem için , i7 işlemci, 8GB ram, SSD'si, BluRay optik okuyucusu,parmak izi okuyucusu falan filan baya süper bir cihazdı. Hemde 13 inç idi, hafif ve portatif.
Aldıktan sadece 1 ay sonra fark ettim ki, ilk önce Vaio ismine,sonra da birbirinden gereksiz donanımlara yüzlerce,hatta 4 binlerce! TL para akıtmışım. Aynı özelliklerde X marka bir PC neredeyse yarı fiyatına geliyordu. 4250 TL'nin 1500'ü Vaio kelimesi idi. Kalan 1000 TL'si hayatımda bir kez bile edinmediğim BluRay Disk'ler için okuyucu idi. Kalanlar kullanışlı şeylerdi ama bu para cidden çok saçmaydı.
Ayriyetten sürekli saçma sapan hatalar vermesi,ve o dönem Windows 8'in driverlarının eksikliği,sadece Vaio oldugu için NVdia'nın bile ekran kartı sürücüsü çıkarmasına rağmen benim PC'me bunları kuramamam (Sony için ayrıca driver üretiliyor),ekranının görüş açısının berbat oluşu falan filan beni iyice soğutmuştu.
Bu sebeple bu laptopu satıp, eski fikrime, yani Macbook alma fikrine geri döndüm.(Kendisi şu an jantmax'ın masasında, jantmaxın günlük işlerini yapmak ile meşgul- Cem abiye burdan sevgiler...
) Laptopu verip diğer topic'imde göreceğiniz jantları satın aldım
(bknz: Magma Red W204 konusu-> otomobillerim.) Uzun lafın kısası PC (notebook için) dönemi benim için kapanmıştı.
Macbook almaya karar verdiğimde ise yine bir seçenekler çıkmazı içine girdim. Macbook Air,Pro,Retina,15,13,falan filan derken,opsiyonel liste ve fiyatlar birbirnden çok değiştikti. Daha önce hiç onboard ekran kartı olan bir PC kullanmadıgım için 15 inçlik modeli almayı düşündüm (Macbook 13" modellerin hiçbirinde harici gpu bulunmaz) fakat o kadar pahalılardı ki, mecburen 13" düşünmek zorunda kaldım. Retina olmalıydı diye düşünüyordum,bu yüzden her yerde retina macbook pro aramaya başladım. Satın almaya gittiğimde çok az mağzada kalmıştı, en son Vatanbilgisayar'da indirimli bir fiyatla buldum; ve alıyordum... ki; kuzenim araya girerek,ilerde electroworld var bir de oraya bakalım dedi. Orda bambaşka bir kampanya vardı, Macbook Pro alana iPad Mini hediye ediyorlardı bu sebeple kararımı vermiştim. Retina ekrandan vazgeçtim,onun yerine iPad almış oldum.
(13" Macbook Pro, i5 2.5GHz,4GB Ram,500GB HDD olan model)
Tüm bu hikayeden sonra yaklaşık 6 ay geçti ve 6 aydır inanılmaz memnun bir şekilde size bu hikayeyi Macbook'tan yazıyorum. Performans olarak muhteşem ötesi olmasa da, inanın bana Vaio'nun yarısı kadar (evdeki gaming PC'nin %10'u kadar hatta ) oluşturulmuş bir sistem ile ondan çok daha stabil, ve hızlı olduğunu hissediyorsunuz. Birkaç küçük upgrade ile muhtemelen bu sistem çok rahat bir şekilde 2-3 yıl daha beni götürecektir. Bu noktada şunu fark ediyorsunuz; aslında inanılmaz olan Macbook değil, MacOS. Bu kadar akıcı,stabil,sorunsuz bir sistem,resmen ona özel olarak hazırlanmış bir donanım ile birleşince neredeyse kusursuz bir ürün ortaya çıkıyor. Neredeyse diyorum çünkü o boşlugu da kendim doldurmaya çalıştım ; upgrade ederek.
İşte olay da burda başlıyor. Bilinenin aksine macbook'ların diğer Pc'lerden pek bir farkı yok ve nasıl diğer laptoplara ram, hdd falan takıyorsanız bunlara da aynı şekilde takılıyor(du). Tüm bu rehberi yazma fikri,ve bu izlenimlerim de geçen gün Macbook'a SSD almam ile başladı. SSD aldığımda hali hazırda ağzına kadar dolu olan 500 GB hard disk'ten vazgeçmem gerekiyordu çünkü 256GB bir SSD'ye bir kamyon dolusu para ödemiştim ve daha üstüne çıkarsam neredeyse yeni bir laptop parasına geliyordu. Fakat ikisini de kullanmalıydım. Bu yüzden Superdrive ismi verilen-ki sadece normal bir DVDRom- DVD sürücüsünü sökmeye, onun yerine var olan 500 GB Hard diski takmaya karar verdim. Ve tam şu an bahsettiğimiz konuda,bir sorun ortaya çıkıyor. Retina Macbook Pro'ların bu güzelliklerden muaf olması....
Retina mı Normal Macbook mu?
Apple Macbook Pro diyince artık sadece Retina olan modelleri önünüze seriyor, çünkü diğer seriler eskide kaldı. Fakat bir model var ki, nedese 2012'nin ortasından beri mağzalarda,sitede,ve işin garibi bu model, yeni çıkan Retina Macbook Pro'lardan çok daha fazla satıyor.(Bizim ülkemizde bu model ile baz retina model arasında 500 TL fark var. ABD'de ise bu fark 100 dolar olmasına rağmen bu istatistik değişmiyor.) Daha ağır,daha yavaş,daha düşük çözünürlüklü,daha kalın...Peki neden daha çok satıyor?
1. Depolama kapasitesi
Macbook Pro(Bundan sonra MBP olarak anılacaktır) (Mid 2012) yeni Retina modellerle kıyaslandığında 5400rpm'lik 500 GB'lık bir Hard disk ile geliyor. Retina modeller ise yalnızca SSD hard disk ile satılıyor; ve 3.400 TL verdiğinizde sadece 128 GB bir depolamaya sahip oluyorsunuz. Bu alanı 512GB SSD isterseniz vereceğiniz ücret malesef 4799 TL.
Birçok kullanıcı için, özellikle Macbook' kullananlar için hız değil, iTunes arşivi, film,fotoğraf arşivi vs. önemli, bu sebeple 500 GB'lık depolama alanı oldukça cezbedici geliyor. Flash depolama (SSD) çok ileri bir sistem olmasına rağmen birçok kullanıcı SSD'leri şu an teferruat sayıyor.
2. SuperDrive
Laptop alanlar nedense DVD sürücüsü olmadığı zaman o laptoptan uzaklaşıyorlar. Mid-2012 MBP 'larda dahili bir DVDWR sürücüsü olmasına rağmen, yeni Retina MBP'larda bu özellik bulunmuyor. Dünyanın sonu mu? Değil, aslında 199 TL'ye Apple External SuperDrive (veya yaklaşık 60-100 TL arasına başka bir marka) almak mümkün,ancak insanlar bu teknolojiyi sürekli yanlarında taşımak istiyor.
İşin özüne inersek, kendinize bir sorun; kaç kere DVDRom kullanıyorsunuz artık? Tüm ödevler,fotoğraflar USB'ler ile taşınıyor. Filmler,diziler genellikle internet üzerinden izleniyor. Macbook için zaten yazılımlar ve oyunlar DVD olarak satılmıyorlar, AppStore üzerinden indiriliyor; bu noktada SuperDrive aslında sadece bir yer israfı olarak karşımıza çıkıyor. Fakat bu durum satışlarda tersinin tercih edildiğini gözler önüne seriyor.
3. Upgrade olabilmesi ve tamirat
Aslında en büyük uçurum burda açılıyor. MBP 2012'ler tamamen yükseltilebilirken, MBP Retina modellerinde Ram bile değiştiremiyorsunuz. Evet yanlış okumuyorsunuz, bu cihazlarda RAM anakarta entegre olduğundan dolayı 4GB aldıktan sonra 4GB kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Ve bu durum da aslında mantıklı olmuyor çünkü; 2999 TL'ye aldığınız bir MBP'yu 500'TL'ye hem SSD yapabilir hem de 16GB* haline getirebilirsiniz. Ve yanında da SuperDrive size kar kalır.
Yükseltmesek ne olur ki dediğinizi de duyar gibiyim. Sadece yükseltme değil, herhangi bir arızada oldukça pahalı fiyatlara değişim yapılıyor Retina modeller için. Keza Ram'ler değişmediği için,ram'de meydana gelecek bir arızada komple anakart değişiyor. SSD'ler çıkarılabiliyor fakat Apple'in yaptığı sistem ile 3.parti SSD üreticileri bu SSD'ler için update yayınlayamıyorlar. Diğer yandan Retina ekran o kadar pahalı ki, yalnışlıkla ekranı kırar veya çatlatırsanız, yeni bir PC alacak kadar para harcıyorsunuz.
Bu arada internette Retina MBP için Ram upgrade yapanları görebilirsiniz. Anakartınız üzerindeki bellekler kesilerek, yerine yeni bellekleri lehimleyerek yapılabilir. Fakat ne kadar güvenilir olur açıkçası siz düşünün.
*Apple her noktada tüm laptopların maximum 8GB RAM desteklediğini yazsa da aslında hepsi 16GB çalıştırabiliyor. Denenmiştir.
4. Ekan
Aslında ekran konusunda Retina ekran dünyanın en yüksek çözünürlüklü laptop ekranı olarak karşımıza çıkıyor. Fakat burda da insanlar durup düşünüyorlar; fotoğrafçı, tasarımcı değilseniz 2500 küsür çözünürlük sizin için dezavantaj oluyor. (Hoş; daha önce retina ekran yokken de birçok tasarımcı,fotoğrafcı macbook kullanıyordu... ) Çünkü bu denli büyük bir çözünürlükte özellikle oyunlar zaten olmayan ekran kartı ile (onboard) oldukça kasmaya başlıyorlar. Uygulama desteği çok fazla değil. Ve standart uygulamalar bazen sorunlar yaratabiliyor. Örneğin Windows XP emülatörü kurdugunuzda veya Windows tabanlı oyunları Mac'te emülatör ile açmaya kalkışınca ekran çözünürlüğünü görmüyor, bazı app'lerde scrolling kasıyor vs. vs.
Tabiki görüntü kalitesi olarak yarışılmaz bir ayrıcalık sunuyor Retina ekran.
Sonuç olarak yeni bir Macbook kullanıcısı olacaksanız; para vermeden önce yukardaki kriterlerden ve aşağıdaki (+)(-) lerden hangisi size gerekli bunları düşünerek almanızı tavsiye ederim. 500 TL fark vererek hem daha az RAM,hem daha düşük depolama kapasitesi olan bir model almak herkesin işine gelmiyorAir için soracak olursanız,ağırlık takıntınız yoksa Pro'dan vazgeçmeyin. Fakat Air'in Haswell işlemcisi ve İris ekran kartının Mid2012 MBP'dan daha performanslı ,retina Macbook Pro'dan da çok az daha düşük olduğunu unutmamak gerekir.
Macbook Pro - Mid 2012
Artılar
(+) SuperDrive
(+) Fiyat avantajı
(+) Upgrade edilebilir
(+) Tamir edilme masrafları ucuz
(+) Depolama alanı her zaman daha fazla olacaktır
(+) Ram miktarı her zaman daha fazla olacaktır - 16GB Max
(+) Ethernet Port
(+) Firewire Port
(+) Fiyat/Performans oranı
Eksiler
(-) Ekran çözünürlüğü düşük
(-) Ağır
(-) Kalın
(-) Intel Ivy Bridge eski işlemci
(-) Intel HD 4000 Ekran kartı eski nesil
(-) İki USB portu da yan yana, bazen taktıgınız usb büyük ise aynı anda kullanamıyorsunuz.
(-) Şarjı 2 saat daha az gidiyor.
(-) HDMi girişi yok - opsiyonel olarak alıyorsunuz
Macbook Pro Retina
Artılar
(+) Ekran çözünürlüğü ve görüntüsü
(+) Intel Haswell yeni nesil işlemci
(+) Intel HD5000 Ekran kartı yeni nesil
(+) Daha ince
(+) Daha hafif
(+) Pili 2 saat daha fazla gidiyor
(+) Ekran görüş açısı daha fazla
(+) Ekran çerçevesi daha ince - daha estetik
(+) Çift Thunderbolt girişi
(+) USB'ler ayrı yerlerde
(+) Soğutması daha başarılı
(+) HDMi Girişi
Eksiler
(-) Upgrade'e kapalı
(-) Max. ram miktarı 8GB
(-) Max hafıza miktarı 256GB , ekstra HDD takma imkanı yok, 256+ SSD ler çok uçuk fiyatlarda
(-) Tamir fiyatları pahalı
(-) Retina ekran çözünürlüğü sebebiyle oyunlarda 2560x1600 çözünürlük daha çok kasacaktır.Aynı şekilde birçok application sorunlu çalışıyor.
(-) Superdrive yok
(-) Pili değişmesi gerektiğinde çok zor değiştiriliyor çünkü yapışık.
(-) Fiyat / Performans düşüklüğü
(-) Macbook Air ile kıyaslandığında performans olarak çok fazla farkı olmaması,ve aradaki fiyat farkı
Macbook'lar veya MacOS ile ilgili sorunuz olursa seve seve cevaplarım. Yukardaki çoğu şey kendi tecrübelerime dayanarak anlatılmıştır.
Not : Oyun vs. oynanacaksa çok gereksiz bir yatırım olacağını yazmama gerek yok sanırım. İnternet, film, iTunes arşivi, fotoğraf programları, düşük grafikli uygulamalar ve iPhone'da oynadığınız oyunlar seviyesinde grafikler ile, retro oyunlar, birçok online oyun (LoL, CS, Dota vs.), internette gezinme, mail, ofis vb. işlemler dışında düşündüğünüz şeyler varsa aynı fiyatlara çok daha performanslı PC sistemleri almak mümkündür.
Şu an bendeniz şöyle bir Macbook Pro kullanıyorum;
Mid 2012 -
Intel Core i5 2.5GHz -> 3.1 GHz TurboBoost ile
16GB DDR3 1600HMz CL9 Corsair Vengence Ramler
256GB SanDisk X110 SSD
500GB Toshiba 5400 Rpm HDD
MacOS-X Mavericks
External SuperDrive
Laptopu aldığım fiyat : 2900
SSD : 350 TL
RAM'ler 300 TL
HDD için OptiBay aparatı (CD sürücüsünü söküp yerine takmanız için,çıkan CD sürücüsünü de external haline getiren aparat ve kargo dahil) : 100 TL
Toplam : 3650 TL
Aynı speclerde Retina bir MBP ;
Intel Core i5 2.6 GHz -> 3.1 GHz Turboboost
8GB DDR3 1600MHz Ram (max 8GB)
512GB SSD (daha fazla arttırma şansınız yok ; 1TB SSD fiyatı 1200 TL)
External SuperDrive : 199 TL
Toplam : 4998 TL ' ki 1/2 oranında az Ram, 3/4 oranında az yer demek...
Retina iPad mi Normal mi?
Her ne kadar Macbook savaşında normal olan galip gelse de, yukardaki yazıyı okuduktan sonra gidip normal iPad'e karar vermeyin. Çünkü Retina ekranlı bir iPad'in görüntü kalitesi muazzam,işlemcisi neredeyse 2 kat, grafik performansı da 10 kat hızlı.
iPad alacaklar için nacizane tavsiyem mutlaka retina,ve mümkünse 3G+WiFi olsun. WiFi modelinde GPS yok çünkü.
Peki ya MacOS ?
İşletim sistemi olarak gerçekten muhteşem bir programlama ürünü olan MacOS aslında ilk etapta alışılmaz geliyor. Windows kullanan birçok kullanıcı ve tanıdığım, MacOS'a geçmek veya denemek istemelerine rağmen çekiniyorlar, neredeyse herşeyin ters olması, alışılmadık bir sistem olması onları bu tarafa yöneltiyor.
Böyle düşünmeme rağmen Macbook alınca, gördüm ki aslında kullanımı Windows'a göre oldukça basit. Bir kere error,uyarı vs. yok denecek kadar az. Ne yapacağınızı bilmeyeceğiniz pek birşey yok çünkü herşey çok pratik ulaşılabilir. Program indirmek için internette gezinmek yerine AppStore'dan indirebiliyor olmak güzel. Menüleri vs çok kolay hatırlanabilecek yerlerde. En büyük eksiği yeni kullananlar için mail yazarken "cmd" tuşu; keza PCdeki ALT tuşu ile aynı yerde konumlandırıldığı için otomatik olarak ALT-Q yapıyorsunuz @ işareti için; fakat cmd'ye bastıgınız için aslında ALT-F4 yapmıs oluyorsunuz ve pencere kapanıyor
Açılış,kapanış hızları (ki kapatmaya gerek duymuyorsunuz, Mac nerde kaldıysa ordan devam ediyor kapağı açtığınızda-cep telefonu gibi.) çok daha hızlı. Uygulamalarda crackti,incik cincikti uğraşmanıza gerek yok. Alttaki Dock tam bir zaman kurtarıcısı. Herşey elinizin altında,karşınızda,istediğiniz şeye ulaşmak çok basit. Arama menüsü bir harika çalışıyor. Ve en güzeli de, bilgisayarı aldığınızda içinde saçma sapan uygulamalar yüklenmiş olmuyor. Format derdiniz yok. Veya varsa bile format için CD'ye ihtiyacınız yok. Driver yok. Update'leri otomatik yapıyor. BLuescreen yok, kitlenme sorunu yok. Dahası, virüs yok, yavaşlama yok.
Bazı uygulamalar tabiki çalışmıyor. Windows gerekiyor; fakat bunu da bedavaya ve çok küçük bir yolla çözüyoruz. VirtualBox yükleyerek sanal bir Windows PC kullanıyoruz, oyunlar vs tabiki çalışması beklenemez ancak basit uygulamalar, kullanmanız gereken yazılımları orada açabiliyorsunuz.
Oyunların bazıları PlayOnMac adı verilen yazılım ile çalışabiliyor. Steam'den birçok güncel oyunun Mac versiyonlarına ulaşabiliyorsunuz.
Office programlarının hepsi mevcut, veya dilerseniz Apple'in ofis ürünlerini kullanabiliyorsunuz.
Kısacası MacOS bugüne kadar kullandığım en iyi işletim sistemi. Kesinlikle tavsiye edilir.
Alıntı
hakotech Nickli Üyeden Alıntı
