hee bıde 14/12 vardı:D
Printable View
akşama kadr bisiklete binerdik hiç yorulmazdık birde bizim tüm mahallede söylenti vardı dondurmacıdan dondurma almayın külahıyla kulağını temizlio die :D:D şimdi hatırladıkca gülüyom ya
Süper ya gerçekten çok güzel...
Simit,saklambaç,mors,gazos kapaklarıyla baş başaltı,çelik çomak,tahta ve bilye ile yaptığımız bilyeliler,topaç vardı,istop,zillere basıp kaçmalar :D,bazende evcilik :D ve adını sayamadığım ne oyunlar vardı vay be negüzeldi çocukluk günleri o saf temizliği yeter
Belki ben hepsini yaşayamadım ama, bende inip misket oynardım, saklambaç oynardım çokta hoşuma giderdi:)
Herkesin semti kendine ayrı bir güzeldir,ama ÜSKÜDAR'da doğup büyüdüğüm için her zaman kendimi şanslı hissetmişimdir.İstanbul'un yaşanılacak en güzel semtlerinden bir tanesi Üsküdar'dır ama benim için tektir.
Hehe süper özet ;)
makale cok guzel
yaşlandık galıba
cok mantıklı bı yazı eskıden sokaklarda ayı oynatırlardı sımdı mekanlarda danscılar oynuyor eskıden sokakta darı satarlardı pamuk seker satarlardı sımdı o köşelerde hapcı torbacı dıe tabır ettımız adamlar duruyor bu bı 10 senede bu hale geldı hıc dusundunuzmu bundan 10 sene sonra neler olucak ?
leblebi tozu denen bişey vardı erige dalmak at arabalarının arakasına asılmak sinek ilacının peşindne koşmak yokuşlardan aşagı tekerlekleri rulmandan yapılan tahta arabalarımız vardı...
ulaş bırde mahalle maçı vardı sokaın bır ucu kale dierkı ucuda kale arabaların altına top kacar egılr surtune surtune alınırdı :D sapanla kuş avını hıc solemiom :D
2 ayrı blok halinde 1 blok 92 daireden olusan apartmanda oturuyorm toplasak ismini cismini bildigim 10-15 kisidir
videoda görünce aklıma geldi Ankarada otururken ne delirmiştim ev ahalisini ısıklı ayakkabı bulcaz diye :D
kames bilmem kaç kat plastik toplar :D
meybuzlar
sen üttün ben üttüm futbolcu kartları auhhah
ilk ugrasıp toplamaya calıstıgım sorada delirip yırttıgım sticker kitabı Euro 96 :D
Süper bir yazı..özetlemesi kesinlikle nokta atışı cinsinden..
güzel bir yazı
Bizim çocukluğumuzda annelerimiz çalışmazdı.
Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım.
Hatta Babanım bile anahtarı yoktu.
Annem evimizin bir parçası gibiydi, hep evdeydi.
Her yere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki.....
en sevdıgım sey bu oldu:))). bu noktası çok onemlı.
çocukluğumda yazılan herşy benim hayatımda oldu, bilekis 7-14 yaşı cocukluk kabul edersek seneler 1977 - 1984 arası idi :) ilkokulda dersler 5 saatte günde, sabahçı öğlençi olmamıza rağmen tenefüsler çok uzundu, bir de arada uzun tenefüs vardı, 20dk, okul bahçesinde oyun oynarken hayattan kopardık, okul vs herşeyi unuturduk, hiç sıkılmazdım okula gitmekten ;);)
ben göl kenarında, bahçeli tek katlı evlerden oluşan bir mahallede büyüdüm, mahallemizin 3 tarafı tarlaydı, doğaydı, çoocukluğum çooook güzel geçti çoook. ;);)
ha bir de almanyadan gelme bir bisikletim vardı kırmızı, göbekten vites kontra pedal, mahallenin enn hızlısıydım, kimse beni geçemezdi. taaaaa ozamanlardan var yani kanımda :D:D:D
Söylenecek söz yok , boğazım düğüm düğüm oldu :(
Hele o misket için neler yapardık, tabiri caise sokağı boydan boya kapatırdık, toprak yoldu oturdugumuz yerde kaldırım yoktu, bisikleti olana ibretle bakardık bir tur vermesi için yalvarırdık ,plastik topumuz patlayınca aramızda para toplar yenisini alırdık ,futbol topu olan asla dışarı çıkarmazdı evinde vitrine koyardı daha neler söylemeliyim bilmiyorum yaşayabildiğim için o günlerimi, RABBİME şükür olsun...
valla tayfun hakkattren de ole idi ama şimdi nerede yazık oldu :S