PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Pripyat [Hayalet Şehir] ve Çernobil Faciası



Sayfa : [1] 2 3

MehmeT.
23-02-2013, 19:20
Kiev oblastında, terkedilmiş bir şehirdir. Şehir Çernobil Nükleer Santrali çalışanları için 1970 yılında kurulmuştur. 1986 yılında nükleer santralde patlama meydana gelmesi sonucu şehir boşaltılmıştır. Pripyat bugün terkedilmiş haliyle ilgi çekmektedir.


Hiç kimse, sabah gözlerini kendi yatağında açamayacağını, uzun ve zorlu yollara düşeceğini aklının ucundan bile geçirmiyordu.Bu bir korku filminin senaryosu değil, gerçeğin ta kendisi... 24 yıl önce, 26 Nisan günü saat 01:00’i biraz geçe Çernobil nükleer santralinin 4 numaralı reaktöründe bir patlama yaşandı.İşte o gece, Çernobil'in 10 kilometrelik tehlikeli çemberine giren 49 bin nüfuslu Pripyat boşaltıldı.Asker devreye girdi. Gece yarısından sonra başlayan acil boşaltma işlemi için yüzlerce otobüs şehrin merkezine dizildi.İnsanlar evlerini bir anda boşaltmak zorunda kaldı. Boşaltma işlemi öyle hızlı gerçekleştirildi ki hiç kimse yanına birkaç parça giyecek ve belki de aile albümleri dışında hiçbir şey alamadı.Pripyat'ı terk eden otobüs konvoyu 20 kilometreyi aştı. Boşaltma işlemi 30 saatte tamamlandı.Çernobil Nükleer Santrali çalışanları için 1970 yılında kurulan Pripyat şehri bir 30 saatte hayalet bir şehre dönüştü ve 900 yıl daha böyle kalacak. Bilim adamları, Çernobil'den sızan en zararlı radyoaktif partiküllerinin yok olması için en az 900 yıl geçmesi gerektiğini söylüyor.Tüm radyoaktif partiküllerinin tamamen yok olması için, 48 bin yıldan bahsediliyor.Pripyatlılar ise yeni bir yerde, zor da olsa hayata yeniden başladılar. Tabii aralarından birçoğu radyoaktif etkiden kurtulamadı. Geriye kalanlar ise her şeye rağmen Pripyat'ı özlemle anıyor.Çernobildeki 4 numaralı reaktörün patlaması sonucu Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan bombalarının 100 katı kadar radyasyon havaya karıştı, radyoaktif bulutlar rüzgarında etkisiyle Güney Afrika'ya kadar ulaştı.Yağan yağmular Karadeniz ve Edirne'de bulutları yere indirdi. En mütevazi rakamlara göre, üç ülkede 146 bin kilomerelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.


http://abandonedkansai.files.wordpress.com/2011/01/the-pool-was-used-until-1997.jpg

https://lh6.googleusercontent.com/-Ag01VbmnLpg/Rzxa54mmw1I/AAAAAAAAAkc/2pkdGyMAURc/s912/chernobil_03.jpg

http://lh4.ggpht.com/_dlkAw43cLC0/Sco98Z_AMFI/AAAAAAAAECc/9DhFBkfpS8w/s800/Chernobyl-Today-A-Creepy-Story-told-in-Pictures-bumper-cars.jpg

http://4.bp.blogspot.com/-a0NHbT4pSBc/UNtyuql8R-I/AAAAAAAAABY/iz-bCdFVV68/s1600/Prypiat_Pool.jpg

http://i.sabah.com.tr/sb/fotohaber/dunya/hayalet_sehir_pripyat/05_d.jpg

http://blog.kievukraine.info/uploaded_images/3193-769682.jpg

http://a3.ec-images.myspacecdn.com/images01/109/d9d988eb65c02bcdba6b01da2af08a82/l.jpg


elenafilatova.com (http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/index_turk.html)

Bu linkte ki kişi motoruyla gezip incelemiş ve aktarmış gördüklerini. İncelemenizi tavsiye ederim.

Temizlikte kullanılan mi26'lardan biri patlayan reaktöre kum dökerken ;

http://www.aviastar.org/foto/gallery/mil/mi-26_15.jpg

Kaderine terkedilmiş bir okul binası..

http://www.hauntednorthamerica.com/chernobyl%202.jpg

Yıllar geçtikçe Çernobil’in bu uzak şehir ve kasabalarına ulaşmak daha da zorlaşıyor; yerler yabani bitkilerle kaplanmış, ağaçlar devrilmiş ve köprüler çökmüş.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.0.jpg

Geiger cihazı (radyoaktivite ölçme cihazı) bu bitki ve güzel ilkbahar çiçeklerinin ardında büyük, karmaşık ve kirli bir nükleer kimyasal demetin olduğunu gösteriyor.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.87.jpg

Yollar arabalar için kapalı, ama motosikletler için değil. İyi kızlar cennete gider, kötü kızlar cehenneme. Ama hızlı motosikletleri üzerindekiler istedikleri yere gidebilirler.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag3.2.jpg


Radyoaktif mezarlar uygarlığımızın bir izi. Bunlardan birkaç yüz tanesi, bu çöllerde radyasyonu hâlâ röntgenlerle ölçülebilir kılıyor.

Bunlar, radyoaktif araçlar. Bir çeşit askeri amaçlı kamyon. Bu araçların çoğu o günlerde askerlerle doluydu.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag5.1.jpg

Ne bu itfaiye arabaları, ne de onların taşıdığı itfaiyeciler evlerine geri dönebildi. Olay yerine ilk varan onlardı ve karşılaştıkları şeyin normal bir yangın olduğunu düşünüyorlardı. Gerçekte neyle karşı karşıya olduklarını bilmiyorlardı.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag6.1.jpg

Likidatörler kazanın yarattığı radyoaktif kirliliği temizlemek için görevlendirilmiş ya da bunu yapmaya zorlanmış askerlerdi.

Totaliter bir hükümet idaresindeki Sovyetler Birliği, Çernobil kazasının temizlik çalışmalarına katılmaları için bir çok genç asker tedarik etti, ancak çoğuna yeterli koruyucu kıyafetler sağlamadı ya da ne tür bir tehlikeyle karşı karşıya olduklarına dair bir açıklamada bulunmadı.

İlk yıl, 650000'in üzerinde likidatör felaketin yarattığı kirliliği temizleme çalışmalarına katıldı. Bu gruba yerle bir olan 4. reaktörü içinde tutan, Lahit adıyla bilinen yapıyı yapanlar da dahil.

Resimde: Çernobil yolundaki likidatörler.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag6.2.jpg


Çatıdaki iş belki de hepsi içinde en kısa süreniydi, sadece iki dakika. Bir çok askere ordudan emekli olabilmeleri için gereken süreyi dolduracak iki seçenek sunulmuştu. Biri cehennemvari bir kurşun, roket ve bomba yağmurunda, Afganistan'da iki yıldı; diğeri ise sakin, sessiz ve görünmez bir gama ışını yağmurunda, Ünite 3'ün çatısında iki dakika.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag6.5.jpg

Bunlar 'Prejevalsky' atları. Birileri birkaç yıl önce Asya'dan bir çift getirmiş, burayı sevmiş olmalılar, şu an Çernobil bölgesinde bu atlardan 3 sürü var. Güçlü bir türler ve sürekli hareket halindeler. Tarih öncesi bir görünüşleri var. Dörtnala koşarak yanınızdan geçtiklerinde, göreceğiniz bir sonraki şeyin Eohippus sürüsü olacağını hissediyorsunuz. Zoologlar ayrıca buraya bir çift Amerikan bizonu getirmişler ancak, onları burada çoğaltma fikri pek işe yaramamış. Erkek bizon kaçmış. Radyasyondan mı yoksa eşinden mi kaçtı bilinmez, ama en son batıya doğru giderken Beyaz Rusya'da görülmüş. Belki de Amerika'ya dönmeye karar vermiştir.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag7.2.jpg

Şimdiye kadar içerideki radyasyonun çok küçük bir bölümü dışarı çıkabildi. Bilim adamlarının çoğu %90'ınından fazlasının hâlâ lahdin altında olduğuna inanıyor. İçeride kalan radyoaktif yakıtın adı farklı şeklinden dolayı 'Fil Ayağı'. Yaklaşık 190 ton uranyum ve 1 ton gerçekten tehlikeli olan plütonyum hâlâ içeride, ve eğer bu büyük, kötü radyoaktif fil dışarı adım atacak olursa, başımız gerçekten belâda olur...

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag9.3.jpg

Yazıları motorlu kişinin sitesinden alıntılıyorum resimlerle birlikte.

Öncelikle şunu söylemeliyim ki eğer imkanım olsa ( tek olmamak kaydı ile ) oralara gidip gezmeyi görmeyi isterdim. Nedense ilgi çekici geliyor bana o şehir.

Devam edelim..


Sessizlik...

Bu kasaba turistler için çekici bir yer olabilir. Bazı tur şirketleri bu kasabaya turlar düzenlemeye çalışıyor, ama ilk turist kafilesi buradaki sessizliği rahatsız edici ve korkunç bulmuş. Ve öyle de. İki saatlik bir gezinti için 1200 grivna(Ukrayna para birimi) ödediler, ve 15 dakika sonra, dış dünyaya kaçmak istediler. Burada sessizlik insanı sağır ediyor...


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag10.3.jpg

En beğendiğim yollar yıllardır kullanılmamış olanlar. Bazen buralarda benden başka yolculuk yapan kimse oluyor mu diye yolu kapatacak bir kütük bırakıyorum. Bir iki yıl içinde döndüğümde kütüğün hareket etmemiş olması hâlâ beni takip eden kimsenin olmadığını gösteriyor.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2.jpg

Malesef 'Fil Ayağı'nın fotoğrafının kalitesi, uzaktan kumandalı aletlerle çekildiği için, diğer tüm fotoğraflarınınki gibi kötü. Hiç kimse o odaya gidemiyor, çünkü orada radyasyon saatte 10000 röntgen.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/af7.jpg


Lahdin altında kalan yakıtın miktarı bilim adamları arasında bir tartışma konusu. Tüm odaları ve koridorları gezmek zor, çünkü radyasyon seviyesi 1000röntgen ve üzeri değerlere ulaşıyor. Bilim adamları böylesine radyoaktif bir bölgeden geçerken koşuyorlar. 1000 röntgen bir insanı bir saatte öldürebilir. Koruyucu kıyafetler de işe yaramaz. Bir insanı bu seviyedeki radyasyondan koruyabilecek hiç bir şey yok.

O şansız güne, 26 Nisan 1986'ya kadar Çernobil elektrik santrali bir başarıydı. Ürettiği enerji miktarı tüm beklentileri aşıyordu ve güvenlik kayıtları tertemizdi. Çernobil reaktörünü tasarlayan baş mühendis bu tür reaktörlerin güvenliliğiyle övünüyordu, öyle ki Moskova'daki Kızıl Meydan'a bile yapılabilecek kadar güvenli olduğunu söylüyordu.

Çernobil 2 milyon insana enerji sağlıyordu, bu yüzden enerji tüketiminin en düşük olduğu gece saatleri deneyler yapmak için en iyi zamandı. 'Güvenlik deneyi' o günkü programa konulduğunda, güvenlik operatörleri her zamanki özgüvenleriyle işe başlamaya hazırdı. Testin amacı bir elektrik kesintisine reaktörün vereceği tepkiyi değerlendirmekti. Anlamadıkları şey, reaktörün Sovyet tasarımının düşük güçte ne kadar kararsız olduğuydu. Tüm reaktörler şu prensiple çalışır: Uranyumun yakıt olarak varlığında, nötronlar uranyum atomlarını parçalar ve 'kendi kendini devam ettiren zincirleme reaksiyon'u başlatır. Açığa çıkan enerji yakıtı ısıtır, bu yakıtın üzerine su dolaşır, bir kısmı buhara dönüşür. Buhar da elektrik üreten türbinlere güç verir. Sonra su geri dönüştürülür ve reaktör merkezini soğutmak için geri döner.

Çernobil'de dört numaralı reaktörde uranyum, zincirleme reaksiyonun devamlılığını sağlayan grafit bloklarla çevrili 1700 ayrı tüpte bulunuyordu. Kontrol çubukları nötronları absorbe eder ve zincirleme reaksiyonu yavaşlatır. Onları reaktör merkezine indirip kaldırmak, gücü azaltıp arttırır. Güvenlik için en az otuz kontrol çubuğunun reaktör merkezinde sürekli bulunması gerekir. Bu uyulması zorunlu bir kuraldır. Reaktörün çalışma aşamalarının hiç birinde, üretilen güç kontrol çubuklarının denetleme kapasitesini aşmamalılıdır. Bu 30 kontrol çubuğu merkezin ürettiği enerjiye en çok etki edebilecekleri bir yerde bulunur. Soğuk su fazla nötronları emerek zincirleme reaksiyonun kontrol altında tutulmasına yardımcı olur. Reaktörün dizaynının tehlikesi ise, su bir şekilde kaybedilirse, fazla nötronların reaktör kontrol çıkana kadar zincirleme reaksiyonu hızlandırabilecek olmasıdır. Çernobil'de olan da buydu.


Sadece nükleer santraldekiler ceza aldı. Aşağıdakiler duruşmanın fotoğrafları. Reaktör personelinden 6 kişilik bir grup, 2 ila 10 yıl arasında değişen cezalar aldılar. Sadece baş mühendis vekili suçunu kabul etti. 'Ben suçluyum, ama sistem de öyle' dedi.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/af10.jpg



Bunlar da yağmacılar.. Neyse ki yakalanmışlar :)
http://www.chernobylee.com/blog/images/200811/PripyatRadiators.jpg


Ve son olarak kazanın etkileri ;


En yüksek radyasyon dozlarına, sayıları bini bulan acil durum çalışanları ve Çernobil personeli maruz kaldı. Çalışanların bazıları için maruz kaldıkları dozlar öldürücü oldu. Zaman içinde Çernobil’de çalışan kurtarma personelinin sayısı 600 bini buldu. Bunların bazıları, çalışmaları boyunca yüksek düzeyli radyasyona maruz kaldılar. Çöken radyoaktif iyodinden kaynaklanan çocukluk tiroid kanseri, kazanın en önemli sağlık sorunlarından birisidir. Kazadan sonraki ilk aylarda, radyoaktif iyodin düzeyi yüksek sütlerden içen çocuklar yüksek radyasyon dozları aldılar. 2002 yılına kadar bu grup içinde 4000’den fazla tiroid kanseri teşhis edildi. Bu tiroid kanserlerinin büyük bölümünün radyoiyodin alımından kaynaklanmış olması çok muhtemeldir.

Bağımsız kaynaklar yüzlerce yıl boyunca Pripyat ve komşu bölgelerde yerleşimin güvenli olmadığını söylemektedirler. Ayrıca bölgeye giriş çıkışlar hala polis kontrolünde olup bazı bölgelere giriş yapılamamaktadır.








Çernobil faciasını aramızda bilmeyen yoktur ama detaylıca paylaşmak istedim.

Edit: Belgesel linkleri eklendi ;

Video ve belgesellerin hepsini bir arada toplamaya çalıştım ama çoğu yabancı dil maalesef :) Keyifli seyirler:icon_tup:


Valery Legasov'un yıkılan reaktörün parlayan merkezini helikopterden gösteren videosu (10 MB, İngilizce altyazılı)

Valery Legasov flyes over Chernobyl's reactor #4 - Video Dailymotion (http://www.dailymotion.com/video/x33otv_valery-legasov-flyes-over-chernobyl#.USqbw1dZ65I)


"Hayalet Kasaba"videosu, 54 MB mpeg dosyası. Şarkı "Hans ve Dr.Beeker"e ait. Bu nadir Pripyat'ın tahliyesi videosunu kaydeden kişi Michail Nazarenko, kazadan sonraki ilk yıllarda hayatını kaybetti.


Ghost Town - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=lleQPaALSLo)


video "Pripyat'ın Son Günü" 18 MB mpeg dosyası.


Last Day of Pripyat - Video Dailymotion (http://www.dailymotion.com/video/x33da1_last-day-of-pripyat#.USqb8FdZ65I)


Ünite 3'ün çatısındaki temizlik işçilerinin(biyorobotlar) videosu. Temizliğin son aşaması. Çatıdaki radyasyon seviyesi saatte 10000-12000 röntgendi. (2 MB wmv dosyası)


http://www.dailymotion.com/video/xfelj0_biorobots_webcam#.USqrL1dZ65J


Reaktör 4'ün zemininden aşağıda çekilen, 'Fil Ayağı'nı gösteren video (3 MB wmv dosyası)

Under the Tchernobyl reactor #4 - Video Dailymotion (http://www.dailymotion.com/video/x33dcz_under-the-tchernobyl-reactor-4#.USqcPldZ65I)


Kimyasallarla bombalanan reaktörü helikopterden gösteren video (5 MB, mpeg dosyası)

http://www.consumedland.com/videos/video3.mpg

Video "Tükenmiş Topraklar" 64 MB mpeg dosyası, Mart 2006'da yapılan bi araba gezisinden.


Consumed Land - Video Dailymotion (http://www.dailymotion.com/video/xbycub_consumed-land#.USqcoVdZ65I)


Eğer Çerni'nin bir motosikletin arka koltuğundan nasıl göründüğünü merak ediyorsanız izleyin. Bu benim motosikletim değil, eğer benim olsaydı kamera daha hızlı hareket ediyor olurdu. Videoya "Mesmerism" adlı bir şarkı eşlik ediyor.

Land of the Wolves - Mesmerism - Video Dailymotion (http://www.dailymotion.com/video/x33brv_land-of-the-wolves-mesmerism#.USqcuVdZ65I)


"Acı Günlerin Günlüğü" adlı filmin 6 dakikalık versiyonu. Reaktör alanına düşen helikopteri kamerayla kaydetmeyi başaran kameraman ve yönetmen Vladimir Shevchenko'nun son filmi. Videoda çalan şarkı Davydov Dimitrij'a ait "Yasak Meyve"


Eine Chronik schwerwiegender Tage - Video Dailymotion (http://www.dailymotion.com/video/x33dpr_eine-chronik-schwerwiegender-tage#.USqc5ldZ65I)


"Nükleer Çiçek" adlı video.

Nuclear Flower - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=pBuTLKNnc30)


Bu videonun diğer adı "Salomon-Song", Ağustos 2006


Salomon's Song - Video Dailymotion (http://www.dailymotion.com/video/x33bds_salomons-song#.USqdOFdZ65I)


Discovery tarafından yayınlanan Türkçe versiyon olan sıfır saati isimli belgesel. Kazanın nasıl meydana geldiğini canlandırmışlar.

Sıfır Saati - Çernobil - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=doO31kpvf-Q&feature=player_embedded)


Çernobil´in Sırları - Chernobyl Diaries


Avrupa'da tatile çıkan altı kişilik bir arkadaş grubu, gezilerinde rehberlik etmesi için ekstrem bir tur rehberi tutarlar. Rehber, onları Chernobil nükleer faciasından önce işçilerin ikamet ettiği ama artık terk edilmiş olan Pripyat şehrine götürür. Yıkıntıların arasında gezerken turist kafilesi aslında yalnız olmadıklarını fark edecektir.


http://img04.imgsinemalar.com/images/afis_buyuk//cernobilin-sirlari-1340781424.jpg

mechanic
23-02-2013, 19:25
radyasyonlu çayı da bu millete içirmişlerdi. helal olsun o politikacıya ve ona çanak tutanlara

srknzfr
23-02-2013, 19:33
güzel ve ilginç bi paylasım olmus

Faruk'S
23-02-2013, 19:37
Cernobil gunlukleri diye bi korku filmi vardi.aklima o geldi..guzel film tavsiye ederim..

MehmeT.
23-02-2013, 19:40
radyasyonlu çayı da bu millete içirmişlerdi. helal olsun o politikacıya ve ona çanak tutanlara

Maalesef öyle bir durum olmuştu biz içiyoruz bir şey yok sizde için hesabı kandırmaya yönelik reklam..



güzel ve ilginç bi paylasım olmus

İlgimi çeken bir konuydu detaylı olarak sizlerle paylaşmak istedim:icon_tup:


Cernobil gunlukleri diye bi korku filmi vardi.aklima o geldi..guzel film tavsiye ederim..

Bir de çernoil in sırları diye bir film var. Ayrı filmler herhalde ikisi de ? :)




Ekleme yapayım Çernobil faciasın'dan sonra o bölgede ve civarında hiç birşey eskisi gibi olmadı.. İnsanlar bile...

Buraya resim olarak koymuyorum link olarak koyuyorum belki bakmak istemeyen olabilir diye.

Çernobil faciasının insan üzerinde olan etkileri ;

http://www.hayalevi.com/imj/TB/04_26-Cernobil.jpg


http://g.mynet.com/i/61/196571-cernobilfelaketi7.jpg

http://img329.imageshack.us/img329/1633/2jy2.jpg

http://www.delinetciler.net/forum/attachments/32534d1349781012-cernobil-olayi.jpg

ruudvan
23-02-2013, 19:42
hayalet şehirler herzaman ilgi çeker ne zmn kapalı bölge maraş denilse bu tarz görüntüler gelir gözümün önüne.
kapalı maraş - varosha .
http://www.barisgazetesi.com/wp-content/uploads/2012/06/varosha-10.jpg

aeraus1
23-02-2013, 19:43
Çok bi bilgim yoktu çernobil ile ilgilide. Etkilendim meraklandım. Facianın boyutları ortada yıllardır zaten. Teşekkürler

İbrahim Erdem
23-02-2013, 19:44
o zaman bir cod4 oynayayım ben :D

vodkan
23-02-2013, 19:50
facia oldugundan beri hep ilgimi cekmiştir,1 saat boyunca gezme şansım oldu (radyasyon yüzünden daha fazlası yasak) helikopterlerin motorları ve cogu araba calınıp satılıyor malesef :) yeniden yapılandırma projesiyle yakın zamanda kısım kısım acılıcak

MehmeT.
23-02-2013, 19:50
hayalet şehirler herzaman ilgi çeker ne zmn kapalı bölge maraş denilse bu tarz görüntüler gelir gözümün önüne.
kapalı maraş - varosha .


Evet bu tarz yerleşim yerleri ilgi çekici geliyor ıssız ve kaderine terkedilmiş, doğanın ele geçirdiği şehirler. Forumda Kapalı Maraş'ın konusunu detaylıca okumuştum tavsiye ederim. :icon_tup:



Çok bi bilgim yoktu çernobil ile ilgilide. Etkilendim meraklandım. Facianın boyutları ortada yıllardır zaten. Teşekkürler

Rica ederim, elimden geldiğince farklı paylaşım yapmaya çalışacağım bu konu ile ilgili:icon_tup:




o zaman bir cod4 oynayayım ben :D

Evet okumuştum cod da konusunun geçtiğini:))



facia oldugundan beri hep ilgimi cekmiştir,1 saat boyunca gezme şansım oldu (radyasyon yüzünden daha fazlası yasak) helikopterlerin motorları ve cogu araba calınıp satılıyor malesef :) yeniden yapılandırma projesiyle yakın zamanda kısım kısım acılıcak


Bilgi için teşekkürler :) Bende isterim gezmeyi orada ama tek başında değil :D Korkarım tek başıma gezsem.. Çevre köylerde yaşayanlar varmış galiba tek tük te olsa okuduğuma göre, yakın zamanda kısım kısım açılma projesi var demek ki, herhalde radyasyonun en az olduğu bölgeleri açarlar.

SULTANOGLU
23-02-2013, 20:00
Bu sitenin hepsininincelemiatim muhtesem fotograflar var. Ve hatta oraya yakin yerlerdeki koylerde yasan tek tuk insanlar bile var bazi fotograflarda.

vodkan
23-02-2013, 20:01
evet cevrede yaşıyan cok insan var,2sene içinde reaktör tamamen sökülücek ve gömülücek parcalar,haritada 7 yer gösterdiler bana oralar hala cok tehlikeliymiş,yeniden yapılandırma işindeki firmalardan biride benim :) saglık sorunlarına karşı belge imzalayıp göze alırsan bir sonraki gidişte gel radyasyon ısmarlayım :)

Bazu
23-02-2013, 20:06
keyifle okudum. çok ilginç gerçekten.

emrah-ışık
23-02-2013, 20:07
güzel paylaşım teşekürler ayrca bu konuyla ilgili resim paylaşım alanı yapalım iyi olmazmı:D

MehmeT.
23-02-2013, 20:07
Güzel teklifiniz için teşekkür ederim :) İnşallah işiniz de hayırlısı olur başarılı olursunuz:icon_tup:

Valla oraları yeniden inşa etmek büyük ölçüde radyasyondan korunmayı gerektirir. Çünkü reaktörün oralarda radyasyon fahiş boyutlara çıkıyormuş. Gerçekten merakla takip ederim yeniden yapılandırma olursa orada:)

MehmeT.
23-02-2013, 20:09
güzel paylaşım teşekürler ayrca bu konuyla ilgili resim paylaşım alanı yapalım iyi olmazmı:D


Tabii hocam iyi olur başka paylaşımlar da gelirse bizde bilgilenmiş oluruz hem :D:icon_tup:

semavi
23-02-2013, 20:11
Yüksek Lisansta Nükleer enerji çalışmıştım... Biraz da kitle imha silahları... Korkunç bir teknoloji.
Anştaynın olduğu not edilen bir söz vardı... Şuan bir çok akademisyene ve stratejiste göre geçerliliğini yitirse dahi olayın vehametini anlamak adına yazmakta fayda var...

“Böyle giderse 3. Dünya Savaşı kitle imha silahlarının kullanıldığı bir savaş olacak.Bundan sağ kurtulanlarsa, 4. Dünya Savaşı'nda savaşmak için sadece taşları ve sopaları kullanacaklar."
“Albert EINSTEIN”


Ciddi bir enerji edinim şekli... Fosil yakıtları tehdit edebilecek boyutta. Daha güvenli alternatif enerjilerin bulunması kesinlikle gerekiyor... Otomobillerde, ısınmada, aydınlatmada vs vs...


Maalesef çok ciddi trajedilerede yol açtı, yukarıdaki yazıdan anlaşılacağı üzere...

FT106
23-02-2013, 20:26
bir solukta okudum.teşekkürler.çernobil ile ilgili dediğiniz film leri nerden izleyebiliriz link felan varsa cumartesi gecesi vakit geçirmek için ilaç olur :)

vodkan
23-02-2013, 20:36
dıscovery channel'da sıfır saati cernobil belgeselini tavsiye ederim :)
reaktörün 600 metre yakınına kadar gittim yıl 2011 sayaç diger yerlere göre 3kat fazlaydı
iphone ile bayagı foto cektim ama telefon bozuldu 15 dakka sonra :)
özellikle mafya gece saatlerinde helikopter ve kamyonları parcalayıp talan ediyor.
3kez gittim,ilkinde helikopter tek parcayken son gittigimde sadece tekeri vardı
söküm işlemini yapacak olan olan iki ana firmadan biri türk şirketi.

Faruk'S
23-02-2013, 21:18
Şu anda vizyonda olan zor ölüm filminde de bir bölüm bu şehirde geçiyor :) Attığınız fotoğraflardaki yerler iki filmde de mevcut.Ben çok etkilenmiştim.1 saatliğine bile olsa gezmeyi isterim açıkcası :)

Gimifayf
23-02-2013, 21:22
Bu ve benzeri şeylerle ilgili sevdiğim bi şarkıdır.

İndigo - Sevmez ki - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=0Usvr3HPYtU)
Görmüyoruz gelişti teknoloji sahiplendik onu

Demagoji değil ölüm kalım sorunu bu konu

İlk önce baz istasyonu yol açıyor mide krampına

Uzaktan bak benziyor çam ağacına

Gizli çünkü suçlu oraya dikilmesine izin veren (göööt)

Şikâyetleri ciddiye almıyorlar bizden gelen

Aynı yöneticiler dikecekler nükleer santral

Zarar görecek etraftaki tüm yerel halklar

Sonra bir vekil çıkıp diyecek ki “Ben da orada yaşıyorum, sorun yok”

Duyanlar da bunu yiyecektir

26 Nisan 86 Çernobil’de facia ve Fisko Birlik çocuklara fındık hibe etti

Yedirdiler kanseri lezzetliydi

İlik nakli bekleyen 2 tanıdık var kel kaldılar ben gibi

Politika der ki masrafsızdır ölen yurttaş

Bu yüzden cenaze işleri kolay olur jet gibi



Sevmez ki devlet bizi bekliyorlar ölmemizi

Hepimizin görmemesi embesillik belirtisi

Yaşarken vergi ödersin kaçarsan mermi yersin

Sistemin derdi koyun olsun her ferdi



Sadece rakamlarız çalışırken hem de emekliyken

Sayısı artar kartların eski emekçiysen

Başladım ben ilki 334 kodumdu bu benim

Ajan gibi hissettim böyle bişey olumludur dedim

Zengin ortamda 4 haneli 3495

Burada herkese demişler öv aileni

28 olduğunda adım öfken artıyordu

139 da bendim o yıl çok bağırıyordum

Bitti diye bekliyordum dediler ki 80sin

Gençtim dememişti bana kimse tatsız seksensiz

Amatördüm biliyordum ama kör değildim

Rakamların yükü altında istemeden çok ezildim

Ben sanıyorum renk seçiyoruz gökkuşağı gibi olacak

Mavi dedim hayır dedi abi dedim kaybol dedi

Ben de garip bir frekansa girdim o gün çok yüksek

Kim tahmin ederdi ki Tevfik Koçak bong içecek

coastguard
23-02-2013, 21:30
gündüzleride insan ürperiyor ama burası geceleri bir başka korkunç oluyordur!
çok uzaklarda aramaya da gerek yok bizim kapalı maraş'ta böyle bir mekan insanın aklı gidiyor

İbrahim Erdem
23-02-2013, 21:32
Yüksek Lisansta Nükleer enerji çalışmıştım... Biraz da kitle imha silahları... Korkunç bir teknoloji.
Anştaynın olduğu not edilen bir söz vardı... Şuan bir çok akademisyene ve stratejiste göre geçerliliğini yitirse dahi olayın vehametini anlamak adına yazmakta fayda var...

“Böyle giderse 3. Dünya Savaşı kitle imha silahlarının kullanıldığı bir savaş olacak.Bundan sağ kurtulanlarsa, 4. Dünya Savaşı'nda savaşmak için sadece taşları ve sopaları kullanacaklar."
“Albert EINSTEIN”


Ciddi bir enerji edinim şekli... Fosil yakıtları tehdit edebilecek boyutta. Daha güvenli alternatif enerjilerin bulunması kesinlikle gerekiyor... Otomobillerde, ısınmada, aydınlatmada vs vs...


Maalesef çok ciddi trajedilerede yol açtı, yukarıdaki yazıdan anlaşılacağı üzere...

valla nükleer kötü diyenler ne kadar çok olsa da desteklediğim bir enerji türüdür adam gibi kullanıldığı zaman her daim enerjiye aç olan ve kaynakların kökünü kurutan insanoğlu için en iyi alternatiftir.

tool
23-02-2013, 21:40
Attaque de tchernobyl. Combo - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=g9xyGhQ4pAY&feature=player_embedded)

Chernobyl Looting - Video of looters stealing radiators from the nuclear disaster zone - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=KrDLS-6Z1X0)

tehlike listesinde ikinci sırada ise radyasyon geliyor: mantıken radyasyonun 30km'lik alanın merkezine gittikçe artacağını tahmin ediyor olabilirsiniz ama durum pek de öyle değil. hatta reaktörde (misal kafeterya civarı) alacağınız radyasyon, şehir dışındaki ormanda alacağınız radyasyondan daha az. ağaçlar radyasyonu tutuyor, toprak tutuyor, terk edilmiş binalar, eşyalar tutuyor. özellikle yağmur ve rüzgar olduğu durumlarda dışarıdaysanız sıçtığınızın resmidir. doğal ortamlara ek olarak bir de bizzat bizim sıçtığımız yerler var. kullanılan o kadar araba, kamyon, tanker, vinç, traktör, otobüs, kazıcı yok olup gitmedi. elbiseler, tabak-çanaklar bile ya gömüldü

checkpointlerden herhangi birini geçebilmek bütün dertlerinizi çözmüyor. çünkü güvenlik güçleri sadece checkpointlerde değil. oradaki ekiplere ek olarak bir de "operasyonel ekipler" dediğimiz ekipler var. bunların görevi ise genelde kaçak giriş yapanları yakalamak. işin kötüsü genelde "yerli"lerden oluşmuyorlar. yerlilere bir şekilde rüşvet vs verip kurtulabiliyorsunuz. ha, kurtulmak dediysem, sizi çıkışa kadar götürüyorlar. yani "parası neyse veririz, salarlar, devam ederiz" değil. parayı veriyorsun ama devam da edemiyorsun. senin kiev'e gittiğinden emin oluyorlar. ama dediğim gibi operasyonel ekipler genelde profesyonel adamlar. özel kuvvetler ya da "rapid-response team" denen ekipler bunlar. bilim adamlarının kullandıkları dışında güvenlik kamerası falan yok. bundan emin olabilirsiniz. ama yine de bir şekilde "lighted" olursanız, yani bölgede parlarsanız hemen peşinize düşerler. her ne kadar "the zone" hayat yokmuş gibi görünse de sizi görebilecek ve orada işi olmayan biri olduğunuzu anlayacak kadar göz olduğundan emin olabilirsiniz. yakalanırsanız sonuç belli: ivankov bölgesindeki içişleri bakanlığına bağlı mahkemeye götürülüp gerekli işlemler yapılır. bu arada; sınır koruma, orman koruma ve silahlı operasyonel gruplar (türkçeye götüm gibi çevirdim, vohr işte) tarafından da yakalanabilirsiniz.

radyasyon dediğin şey zaten görünmüyor, yapacak bişey yok. en fazla demirleri ellemezsin, rüzgar varsa kapalı yere girersin, ağaçtan meyve koparmazsın falan. hayvan dediğin şey için de büyükse vurursun, küçükse yapacak bişey yok sokar, ölürsün. görevliler zaten adı üzerinde görevli. göreceli de olsa "reasonable" insanlardır. en büyük tehlike ise bu saydıklarım arasında yok. en büyük tehlike, diğer insanlar.

"the zone"da birçok insana denk gelebilirsiniz. metal kaçırmaya çalışanlar, mantar toplayanlar, kaçak avcılar vs. normal şartlar altında "insancıl" biri olabilirsiniz fakat burada bu huyunuzu bırakmanız gerekebilir. bunun için şu cümleyi iyi okumak gerekir: "her zaman hayvanlarla karşılaşmak için dua edin. hayvan insandan kaçar. eğer saldırıyorsa, bu son çaresi olduğu içindir. burada da av-avcı durumu geçerlidir ve herkes rolünü bilir. insan ile karşılaştığınızda ise saklanıp tüfeğinizi hazırlamanız gerekir."

karşılaştığınız insanlar sizi polise verebilir ya da malınızı, sağlığınızı hatta komple canınızı alabilirler. ikinci opsiyon oldukça sık karşılaşılan bir ihtimal. asla kulak arkası etmeyin. bir memurun dediğini aktarayım: "kaçak avcılara güven olmaz. hayvanları avladıkları için değil, buraya giren her silahtaki her kurşunun hedef olarak bir insanı bulması mümkün olduğu için. kazayla da olur, cinayet için de olur, fark etmez."

bunlara ek olarak bir de terk edilmiş yerler var tabii ki. radyasyona ek olarak birçok farklı sorunla karşılaşabilirsiniz. kuyular, lağımlar ve özellikle bodrumlar. bunların hepsi 26 yıl boyunca ağaçlar ve diğer bitkiler tarafından kaplanmış durumda. eğer taaaaa yazının ilk başında bahsettiğim gibi tek başınıza macera arıyorsanız ve buralara düşerseniz sıçtınız. sesinizi duyurmanız pek mümkün değil, devriyeler de her devriyede farklı bir rota izliyor. işiniz zor. özellikle bataklıklara dikkat edin. hadi bi ağaca tutunur batmaktan kurtulursun falan ama yılan var. çok var. bakın tekrar yazıyorum: islak yerlerde çok yılan var. özellikle engerek.

reaktörde özel donanımlı bir tıbbi birim var. orada ilk yardım yapabilirler fakat sizi oraya kim götürecek?

son olarak şunu söylemek istiyorum: eğer yukarıdaki yazdıklarıma rağmen, maceraya atılmak yerine 100 dolar verip tura katılmak konusunda ikna etmediyse; yani madem kötü bir şey olacak artık, kafaya koydunuz; o zaman durumu kabullenip son bilgileri vereyim:

acil durum çıkışlarını öğrenin. sanırım bölgeye girmeden önce bir harita edinip kendinize bir yol çizeceksiniz. çizeceksiniz? lan?! neyse. o haritada acil çıkış yerlerini işaretleyin. oralara yakın olmaya dikkat edin. bir görevliye yaklaştığınızda tehlikede olduğunuzu, bir şeyden kaçtığınızı hemen söyleyin. bakın buna dikkat, çünkü sizi "konuşarak görevliyi oyalarken, diğer arkadaşı bir yerlere kaçacak olan kişi" sanabilirler. ben size sayıyorum şimdi:

1. polesskoe ve çernobil, vilcha. yani merkezler.
2. paryshiv, opacic, lubyanka alanlarındaki sürekli bulunan orman koruma merkezleri.
3. lelev, paryshiv, pripyat, benevka alanlarındaki cat'lar.
4. janov tren istasyonu.
5. teremtsy, ladyzhichi, paryshiv, illintsi, dibrova, lubyanka, opacic, kupovatoe gibi hala insanların kaldığı köyler. köy dediysem çok kişi var sanmayın. misal lubyanka'da tek bir aile kalıyor.
6. korogod ve cherevach alanlarındaki orman yangın koruma kulelerinde mutlaka birilerini görebilirsiniz.


neyse, illa gidicem tek başıma diyorsanız yine de, son uyarılarımı yapayım:

şort, tişört ve terlik gibi şeyler giymeyi düşünmeyin. ağustos'ta da olsa bot giyin. sırt çantanıza bolca su, yiyecek alın.

asla tek başınıza gitmeyin. 2 kişi de gitmeyin. en az 4 kişi gitmeniz gerektiğini unutmayın.

gece gitmeyin. ha, mecburen gece kalacaksınız. ama ilerleme kısmını geceye bırakmayın. gece sabit durun kardeşim. "gece neden kalıcaz?" diyorsanız, "sabah 6da giderim akşam da gün batmadan dönerim" denecek bir mesafe yok. arabanızı taaa nerede bırakmanız gerektiğini tahmin bile edemiyorum.

yanınızda mutlaka temizleme jeli gibi şeyler taşıyın. normalde hiç de fark etmeden yaptığınız eylemler orada başınıza dert açabilir. 10 dakika önce bir yere dokunup şimdi de gözünüzü kaşırsanız 1 dakika içinde o gözün kapanması mümkün.

zemine asla güvenmeyin. hiç kimse size bastığınız yerin sağlam olduğunun garantisini vermez. veremez.

elektrik taşıma ihtimali olan şeylerden uzak durun. evet, elektrik falan yok artık köylerde ya da kasabalarda ama nolur nolmaz.

cep telefonu konusunda sıkıntı olsa da birçok yerde baz istasyonu var. telefonlar genelde çekiyor. yanınızda 2-3 yedek batarya taşıyın. ilk yarım malzemelerini de unutmayın. bolca pil ve el fenerini de.

tetanos aşılarınızı yaptırın. 260bin hektar alandan bahsediyoruz, herhangi bir yerinizi herhangi bir şekilde kesebilecek kadar demir var.

siz "the zone"a girmeyi kafanıza koyduysanız zaten bir yol bulmuşsunuzdur ama ben belarus tarafından prypiat nehrini takip etmenizi öneririm. zaten 60 kilometrelik, girintileri çıkıntıları, döndüğü yerler de sayıldığında 2600 km kare yer kaplayan nehri kontrol eden polislerde bot bile yok. toplamda da 4-5 tane adam var zaten.


kaynak:
pripyat - ekşi sözlük (http://beta.eksisozluk.com/entry/29301549)

deniz
23-02-2013, 21:55
cok güzel paylaşım ellerınıze sağlık.

ANCAMARO
23-02-2013, 22:26
Çok teşekkurler elinize sağlık paylaşım için. Hoş anılar olacağını sanmam ama gitmek görmek güzeldir

ÇALIŞKAN
23-02-2013, 22:44
güzel ve ilginç bi paylasım olmus

MehmeT.
23-02-2013, 23:24
İyi dilekleriniz ve paylaşımlarını kattığınız için teşekkürler :)

bütün bu "yapmayın" dediklerimi yapanlara denk gelebilirsiniz. ben sizin yerinize sayayım:
"gece gitme diyorsun, adamlar gece gitmiş"

Чернобыль�ка� Зона. Вечерн�� Прип�ть. 14 апрел� 2009 г. - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=erAPlh8y3UE&feature=plcp)

"yağmur yağarken açıkta durmayın diyorsun, adamlar çatıda!":
Чернобыль�ка� Зона. Дождь в Прип�ти. - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=hH9SRRZd3bE&feature=plcp)

"kendi suyunuzu götürün diyorsun, adamlar renginde hayır olmayan akarsudan su içiyor":

http://www.youtube.com/watch?v=T0w-_zUHtso&feature=plcp

"sakın suya girmeyin diyorsun, adamlar yüzüyor"

Чернобыль�ка� зона. Прип�ть. - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=HhGc2TXLVzQ&feature=plcp)


bakınız ben o çocuğun tam olarak nereden suya girdiğini göstereyim size:

http://farm4.staticflickr.com/3661/5818215253_c99b23599b_b.jpg

http://lh5.ggpht.com/_oFup5MGLGZ0/STwHB6gpD1I/AAAAAAAABro/SuJca194bUE/s640/IMG_2431.JPG

ve tam ta aynı yerde suya girerseniz bacağınıza neler değebileceğini de görün:

http://www.kyiv.com/files/imagecache/article-picture/images/River_Pripyat.jpg

DSC_0078.JPG (image) (http://1.bp.blogspot.com/_ETQNqKwzNsE/SnA4f1uj2TI/AAAAAAAABzE/BhidK1eGjVI/s1600-h/DSC_0078.JPG)

Bu son resimdeki yılan gibi duruyor tam çıkartamadım..

Bu arada linkler şekilli birşey çıktı rusça olduğu için tanımlanmadı herhalde, bir problem yoktur youtube linkidir rusça yazdığı için öyle çıktı demek ki, bu arada resimleri ve yazılarını ekşi deki bir yazardan aldım :)

Equinox
23-02-2013, 23:29
Balıklar evrim geçirmiş gibi radyasyondan,

Çok güzel paylaşım olmuş teşekkürler.

MazdaSpeed
23-02-2013, 23:36
Çok etkilendim,tek sefer de soluksuz okudum.Teşekkürler.

MehmeT.
23-02-2013, 23:40
Rica ederim, beğendiğinize sevindim.

Paylaşımlarımı bilerek ilk mesajda toplamıyorum devamında paylaşıyorum ki, hem sizin yorumlarınızla pekişsin hem daha iyi olur diye :)

Ve gelelim bu acı olayın Öncesi-Sonrası resimlerine.. ;

1994 : http://home.cc.umanitoba.ca/~dmcmill/Images/Photographs/Kindergartens/1994-Yellowrm.jpg
2005- http://home.cc.umanitoba.ca/~dmcmill/Images/Photographs/Kindergartens/2005-Yellowrm.jpg

1994 - http://home.cc.umanitoba.ca/~dmcmill/Images/Photographs/Kindergartens/1994-Flags.jpg

2005- http://home.cc.umanitoba.ca/~dmcmill/Images/Photographs/Kindergartens/2004-Flags.jpg

1994- http://home.cc.umanitoba.ca/~dmcmill/Images/Photographs/Schools/1995-Green-Gym.jpg

2004- http://home.cc.umanitoba.ca/~dmcmill/Images/Photographs/Schools/2004%20Green%20Gym.jpg

1985- 2012
http://farm8.staticflickr.com/7094/7158418516_86fda33d5e_b.jpg

Bir zamanlar çocukların oyun oynadığı fil ;

http://pripyat-city.ru/uploads/posts/2011-12/1324318104_15-prc.jpg

ve maalesef faciadan sonraki hali... ;

http://www.studiolum.com/wang/russian/elephant/elephant-chernobyl-1.jpg

Nazilerin ikinci dünya savaşında insan asmak için kullandıkları tarihi ağaç ;

http://www.kiddofspeed.com/367img/image2.1.jpg

ve 2011 de ki hali aynı açıdan ;

https://lh3.googleusercontent.com/-DiStoHhcZf0/TpsYO3lAj6I/AAAAAAAAIgY/cEJAAAYx6NI/s720/IMG_4553.jpg

Bir de bu fotoğraflar nerdeyse 8 yıllık çoğu, şimdi kimbilir ne haldedir şehir..

Elimden geldiğince paylaşımlar yapmaya devam edeceğim:icon_tup:

MazdaSpeed
23-02-2013, 23:45
Kardeş takip ediyorum büyük bi zevkle,bekliyorum diğer paylaşımlarını. :)

fdoganb
23-02-2013, 23:46
İnanılmaz merak ettigim bi yer küçüklüğümden beri. Cok esrarengiz. bir gün kısmet olursa uzaktan da olsa göreceğim kesinlikle

B.Koçer
23-02-2013, 23:47
Böyle yerlere cok gidesim var Özellikle Kıbrıs burayada gidilir yani varsa gelicek bi deli uyarım :D

ChtArdARSL
23-02-2013, 23:48
Bilgilendırmeden dolayı tsk ederım.Link verebılırmısın ınceleye bilecegimiz?

MehmeT.
23-02-2013, 23:58
O motorcu gezginin sitesinden yapıyorum paylaşımlarımı genelde. Çok güzel bilgiler ve resimler var.:icon_tup:


Genelde bir kurdun fotoğrafını yalnızca yaşlıysa, oldukça hastaysa veya çoktan ölmüşse çekebilirim. Kurtları fotoğraflamak kırk yılda bir olan bir şey çünkü ben ortaya çıktığımda onlar saklanıyor ve onlar çıktığında ben kaçıyorum.

Kurt radyoaktif, ne şapka yapılabilir, ne de başka bir şey, sadece kurtçukları beslemek için güneşin işine yarar.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.18.jpg

Neden ağaçlar çoğunlukla kapı önlerinde büyümüş?

Belki de bu tüm imtiyazlarımızı kaybettiğimizi ve burada artık hoş karşılanmadığımızı anlatmalarının yoludur.

( Gerçekten çok ilginç )

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.35.jpg

Meyve ağaçları artık tek başlarına. Yangınlar, kasırgalar ve parazitlerden kurtulan bu ağaçlar bize bu yerlerde uzun zaman boyunca kasabaların var olduğunu hatırlatacak. Yakın gelecekte insanlar bu kasabalar hakkında sadece miras kalan meyve ağaçlarını bilecekler.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.7.jpg

Nöbeti devralıp Plüton’un Toprakları’nın kalbine yolculuk etme zamanı.

En ilginç istikamet hiç gitmediğin, bilmediğini topraklardır. Romalılar “Terra Incognita” derler, bilmediğin yer; ne yolları, ne radyasyon seviyesi hakkında… hiçbir şeyi.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.70.jpg

İnsanların bu yerleri görmek istememelerinin nedeni açık, burada ölümün varlığını hissediyorsunuz. Tüm umutları öldürmeye niyetli kötü niyetli bir sihirbazın işiymiş gibi duruyor. Nefesini üflemesiyle tüm hayat gözden kayboluyor. Nereye adım atsa sadece tahta kurtları büyüyor. Dokunuşu neşeyi söndürüp tüm renkleri yer altının alacakaranlığına çeviriyor. Hayatın özünü tüketip ilk önce bereketli toprakları, şehirleri tüketip bitiriyor, bitkilere bulanmış bir insan varlığı dışında bir şey bırakmıyor. Sonra, yavaşça, görüntü toza dönüşüyor.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.74.jpg

Volkann
24-02-2013, 00:00
okudukça daha çok gitmek istedim.

MehmeT.
24-02-2013, 00:01
Haklısınız aynısı bana da oluyor. Ne kadar daha fazla kaynaktan bilgi okusam daha da beni çekiyor oralar kendisine. Bir de yazılar biraz esrarengiz bir şekilde yazılmış :) İnsan bazen ürperiyor okurken, bazen de durup düşünüyor. Beyninde canlandırıyor olayları, yaşananları..

ENGean
24-02-2013, 00:04
paylasımlar ıcın tesekkurler,takıpteyım konuyu.

Tuncer M.
24-02-2013, 00:07
Çernobil Günlükleri filmini izledim, bence film orada mağdur olanları farklı yansıtmak istemişler. Belgesel vari bir filmdir dİye izlediğimden ötürü öyle düşünüyor olabilirim aslında. Ama bilemedim.

Çernobille alakalı belgesel önerilerine açığım.

Bu arada konu ve detaylı bilgiler için teşekkürler.

snan1910
24-02-2013, 00:10
Ellerinize sağlık
Ilgi çekici bir konu merakla takip ediyorum

cookies
24-02-2013, 00:11
Çok öncelerden okumuştum pripat ile ilgi bir sürü şey.. Hala da okurum sıkılmadan.. Çok ilgimi çekiyor SCBB ve pripat.. Birde Maraş bölgesi var tabi..

MehmeT.
24-02-2013, 00:14
Çernobil Günlükleri filmini izledim, bence film orada mağdur olanları farklı yansıtmak istemişler. Belgesel vari bir filmdir dİye izlediğimden ötürü öyle düşünüyor olabilirim aslında. Ama bilemedim.

Çernobille alakalı belgesel önerilerine açığım.

Bu arada konu ve detaylı bilgiler için teşekkürler.


Sıfır Saati - Çernobil - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=doO31kpvf-Q&feature=player_embedded)

Bu belgesel olayın nasıl meydana geldiğini detaylı bir şekilde türkçe olarak anlatıyor, tavsiye ederim.:icon_tup:

Bir de Çernobil'in sırları diye film varmış galiba ama aslında olayın gerçekten yaşandığı yerde çekilmemiş film ;

Filmden bir kare ;

http://4.bp.blogspot.com/-1wLoUEeB8_s/T8EGGLIc9II/AAAAAAAAFiE/q7ShLsUuudw/s1600/89846_gal+metaphor+for+our+love+reactor+4+uri+the+ chernobyl+diaries+.jpg

Gerçekte ise ; http://www.subbrit.org.uk/rsg/sites/c/chernobyl/chernobyl_robin3.jpg
Yani filmde görülen o solda ki soğutma reaktörleri gerçekte yok, film doğu avrupa'da, sırbistan ve macaristan'daki terk edilmiş kasabalarda çekilmiş.


Bu arada bir tane fotoğraf paylaşayım ;

http://static4.businessinsider.com/image/4d7faa76ccd1d5622d090000-900/firefighters-with-protective-gear-wash-a-west-german-car-near-the-east-german-border-after-it-arrived-from-poland-with-radioactive-fallout-from-the-chernobyl-nuclear-plant-disaster-may-3-1986.jpg

Kasabaya girip-çıkanları kimyasal olarak dezenfekte ediyorlar.

Tamam iyi güzel oraya gidenlerin arabasını falan temizliyorlar da, acaba o kişiler orada gördükleri görüntüleri, yaşadıkları duyguları acaba nasıl aklından temizleyecekler bilemiyorum..

Temizleyen kişiler nedendir bilmem ama bana ürkütücü geldi biraz. Ama şehirin sessizliği kadar ürkütücü olamaz herhalde...

doush
24-02-2013, 00:24
Temizlemek? Orada gördüğün insanların çoğu yaşamıyor.

Subaru_STI
24-02-2013, 00:27
bir organizasyon yapılsa da grup halinde gitsek şuraya :)

MehmeT.
24-02-2013, 00:28
Temizlemek? Orada gördüğün insanların çoğu yaşamıyor.

Büyük ihtimal ziyaretçilerin arabalarını dezenfekte ediyorlardır diye düşündüm:soru: >Yani demek istediğim oraya ziyaret amacıyla gidip-gelen insanlar pek çok duygular hissetmiştir orada. Benim olsa uzun zaman aklımdan çıkmazdı orada gördüklerim. Fotoğraf biraz eski ama dediğim bu zaman için de geçerli. Mesela örnek o motorlu gezgin, yazılarında da dile getiriyor orasının insanın düşüncelerini değiştiren bir yer olduğunu.:)


bir organizasyon yapılsa da grup halinde gitsek şuraya :)

Gerçekten süper olur bence de ama çok zor bir durum gibi :)

Subaru_STI
24-02-2013, 00:36
konu içinde çok fazla meraklı üye var aslında, gitmek isteyen 5-6 kişi de çıkar illaki :) dili sağlam olan biri rehber olsa maceraya atılınabilir 1-2 günlüğüne :D

MehmeT.
24-02-2013, 00:39
( Ben de katılırım öyle birşey olursa, gezgin ruhlu üyeler olarak :D )

Kazadan sonra her şey çok radyoaktifti ve insanlara eşyalarını bırakmaları söylendi, tahliye edilenlerin çoğu birkaç gün, birkaç ay veya birkaç yıl içinde geri geleceklerine inanıyordu.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.86.jpg

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.78.jpg

Nisan 1986’da radyasyon buralarda çok yüksek olmalı, benim düşüncem ilk birkaç gün onlarca röntgen seviyesindeydi, insanlar tahliye edilmesi için hiç vakit kalmamış.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.71.jpg

Öğrencinin defterindeki son notlar burada hayatın durduğu 1986 yılı nisan ayının sonunu gösteriyor.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.80.jpg

Çernobil’de bırakılmış çok fotoğraf var.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.83.jpg

30 yıl geçti ve resimler hala burada. Birçoğu kaza sonrası hayatta kalamadı. Çok azı en değerli eşyalarını toplamak için geri döndü, geride geçmiţi düşünecek fazla zamanı kalmayan diğerleri ise yeni hayatlarına devam etti.
http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.85.jpg


Şimdi bu yıldız şeklindeki yapı pek çok Sovyet zamanı anıları gibi ufalıyor. Çünkü çok az neslin hayatıyla bağlantısı vardı. Nesiller değiştikçe fikirlerini, amaçlarını ve başarılarını kimse önemsemiyor.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.54.jpg

Bu arada paylaşımlarımı motorlu kişinin sitesinden harmanlayarak yapıyorum.:icon_tup:

Resimler ve yazılar için izin almadım çünkü ;


Bu sitedeki tüm materyal bastırılabilir, kopyalanabilir, başka dillere çevrilebilir, her amaç için kullanılabilir. Hedefim bu sayfaları olabildiğince çok insanın okumasını sağlamak.

Burdan kendisine teşekkürlerimi sunuyorum böyle ilgi çekici bilgileri sitesinde yayınladığı için:)

initial-D
24-02-2013, 00:40
http://www.kyiv.com/files/imagecache/article-picture/images/River_Pripyat.jpg

Bu son resimdeki yılan gibi duruyor tam çıkartamadım..



yılandan evrimleşen balık falan değil bu,su zaten radyoaktivite yüzünden kirli, onu geçtim devasa balıklar var sırf bu yüzden bile girmeyin deniliyor.

resimdeki balık yayın balığı, tatlı su yırtıcılarından ve insanada saldırabilir

İbrahim Erdem
24-02-2013, 00:41
dostum sende baya arşiv var sanırım şu reaktörün üstünde patlamadan sonra çekilmiş radyasyon yüzünden alt tarafı siyah olan fotoğraflardan var mıdır?

MehmeT.
24-02-2013, 00:53
yılandan evrimleşen balık falan değil bu,su zaten radyoaktivite yüzünden kirli, onu geçtim devasa balıklar var sırf bu yüzden bile girmeyin deniliyor.

resimdeki balık yayın balığı, tatlı su yırtıcılarından ve insanada saldırabilir

DSC_0078.JPG (image) (http://1.bp.blogspot.com/_ETQNqKwzNsE/SnA4f1uj2TI/AAAAAAAABzE/BhidK1eGjVI/s1600-h/DSC_0078.JPG)

Abi ben aslında bunu kastetmiştim dikkat edilince sağ tarafta bir kıvrımlı siyah bir şey göze çarpıyor. Acaba o mu yılan dedim ama :soru:

Karışıklık olmasın acaba abi sen o yeşil suda ki balık için yorum mu yaptın yoksa bu çamurlu resimdekine mi :):)


dostum sende baya arşiv var sanırım şu reaktörün üstünde patlamadan sonra çekilmiş radyasyon yüzünden alt tarafı siyah olan fotoğraflardan var mıdır?


valla hocam havadan çekilmiş pek çok fotoğrafı var ama tam olarak anlayamadım alt tarafı siyah derken :soru: siyah beyaz fotoğraf mı demek istedin
:) yani renksiz.

Subaru_STI
24-02-2013, 01:05
tur konusunda biraz bilgiye ulaştım, bu işi yapan bir sürü firma varmış orda, en güvenlisi bu gözüküyor :)

1, 2 , 3 ve 4 günlük turları mevcut. fiyatları da kişi başı 160 ila 617 dolar arasında değişiyor. 4 günlük turlarda çernobildeki tek yasal otelde konaklama da var. Uçağı pasaportu vizesi evrakları tur ücreti ve dönüşte de kiev'de özel ziyaretleri !!! :D:D:D de içine katınca 2000-2500 lirayı bulur 5 günlük bu gezi :)

Two-, three- and four-day tours to the Chernobyl zone and Pripyat-town » ?????????-???. ????????? - ?????????, ???????. CHERNOBYL TOUR 2013 (http://chernobyl-tour.com/english/51-two-three-and-four-day-tours-to-the-chernobyl-zone-and-pripyat-town.html)

initial-D
24-02-2013, 01:06
DSC_0078.JPG (image) (http://1.bp.blogspot.com/_ETQNqKwzNsE/SnA4f1uj2TI/AAAAAAAABzE/BhidK1eGjVI/s1600-h/DSC_0078.JPG)

Abi ben aslında bunu kastetmiştim dikkat edilince sağ tarafta bir kıvrımlı siyah bir şey göze çarpıyor. Acaba o mu yılan dedim ama :soru:

Karışıklık olmasın acaba abi sen o yeşil suda ki balık için yorum mu yaptın yoksa bu çamurlu resimdekine mi :):)




valla hocam havadan çekilmiş pek çok fotoğrafı var ama tam olarak anlayamadım alt tarafı siyah derken :soru: siyah beyaz fotoğraf mı demek istedin
:) yani renksiz.

yeşil sudaki,mesajımı editledim zaten

MehmeT.
24-02-2013, 01:11
Araştırmanız için teşekkürler :) Yazın tatile gitmek yerine acaba incelemeye mi gitsek pripyat a :D

kafadan 2000 tl si var gibi gözüküyor :) Düşüncesi bile insanın aklını alıyor oralarda gezmek için :rolleyes::)

Bu arada kar radyasyonu emiyormuş diyorlar onun için kışın gidince %50 azalıyormuş radyasyon :)

@ initial-D

Anladım abi teşekkürler bilgi için:):icon_tup:

rekord2000
24-02-2013, 01:23
Felaket cok kotu, sayisiz kayibimiz oldu yillar sonra bile hala devam etmekte bu kayiplar:( karadeniz bolgesinin nice dalyan gibi delikanlilari, gul gibi kizlari, hic bagi yokken bu ulke ve facia ile, hayatlarini kaybettiler cernobil etkisi kanser ile:( cok uzucu cok:(

Paylasim icin cok tesekkurler mukemmel bi paylasim olmus..

doush
24-02-2013, 01:28
Büyük ihtimal ziyaretçilerin arabalarını dezenfekte ediyorlardır diye düşündüm:soru: >Yani demek istediğim oraya ziyaret amacıyla gidip-gelen insanlar pek çok duygular hissetmiştir orada. Benim olsa uzun zaman aklımdan çıkmazdı orada gördüklerim. Fotoğraf biraz eski ama dediğim bu zaman için de geçerli. Mesela örnek o motorlu gezgin, yazılarında da dile getiriyor orasının insanın düşüncelerini değiştiren bir yer olduğunu.:)




Yok o patlamanın olduğu zamandan şehri terkedenlerin araçlarıyla beraber radyasyon götürmesinler diye

TolgaEsentepe
24-02-2013, 01:42
2000 2500tl bedava böyle bir gezi için

MehmeT.
24-02-2013, 01:44
Felaket cok kotu, sayisiz kayibimiz oldu yillar sonra bile hala devam etmekte bu kayiplar:( karadeniz bolgesinin nice dalyan gibi delikanlilari, gul gibi kizlari, hic bagi yokken bu ulke ve facia ile, hayatlarini kaybettiler cernobil etkisi kanser ile:( cok uzucu cok:(

Paylasim icin cok tesekkurler mukemmel bi paylasim olmus..


Maalesef üzücü bir felaketten yıllar sonra bile hiç suçu olmayan masum insanlar sırf yağmurun vesaire sürüklediği radyasyon zehiri yüzünden ya hayatlarını kaybettiler ya da zarar gördüler.. Keşke böyle bir olay hiç yaşanmasaydı ama maalesef..:(

@ doush

Bende sandım ki sonradan şehire giren ziyaretçilere dezenfekte uygulanıyor diye.

Eğer zaten olayı şehirde yaşayanlarsa o dediğin gibi o kadar radyasyondan sonra pek şansları kalmamıştır maalesef.. Ben onu ziyaretçi olarak algıladığım için öyle yazmıştım :icon_tup::)

http://chivethebrigade.files.wordpress.com/2013/01/chernobyl-500-44.jpg

doush
24-02-2013, 02:16
Yaklaşık 2 günümüzü sabahtan akşama kadar sorunlu bir arkadaşımla bu konuyu çok derinlemesine incelemiştim, ondan tüm fotoları videoları falan hatırlıyorum gerçi biraz zaman geçti ama oradan biliyorum.

arfy
24-02-2013, 02:34
belgeseli indirdim .. yarın izlerim artık .. aslında hiç merakıım yoktur boyle seylere ama filminide indiriyorum ... s.t.a.l.k.e.r diye bir oyun varmış youtubedan videolarına baktım da tamamen pripyat ile alakalı .. 2 oyunu var biri pripyat biri cernobil diye geciyor zaten .. değerlendirilebilir bir oyun olmuş

edit: 3 bölümden oluşuyormuş oyun .. clear sky varmış bide

gökberk
24-02-2013, 02:55
http://abandonedkansai.files.wordpress.com/2011/01/the-pool-was-used-until-1997.jpg

bu fotografı görünce Call of Duty Modern Wayfarer'da oynadıgım bölüm geldi aklıma :)

Aynen COD4'deki yer ..
Bölüm de Pripyat'ta geçiyordu zaten.

http://creeper.naurunappula.com/org/ed/03/ed03327194519fb8/0/503985.jpg

Hakan Burak
24-02-2013, 02:57
İnsan merak ediyor ama gezi için bile bile kendimi tehlikeye atmak istemezdim şahsen.

Kıbrıs'taki Maraş'ı tercih ederdim burası yerine. Veya esrarengiz olmasına da gerek yok.

Orta Asya'da da Sovyetler zamanından kalmış, Hayalet şehirler görebilirsiniz.

Subaru_STI
24-02-2013, 03:36
2500 gider bu iş için , 500 lira extraya da kievde krallar gibi birkaç gün daha geçirilir ama acaba daha ilginç şeyler yapılabilir mi o parayla onu düşünmek lazım :) acaba herkesin hayalinde olan nürburgring nordschleife'de turlanır mı bu parayla :)


bende ciddi ciddi kafayı takmıştım bu olaya bir ara, tüm gecemi araştırmaya videolara fotolara vermiştim. motorsikletle orayı gezip dolaşan arkadaşın alnından öpmek lazım, büyük cesaret :) zaten o arkadaş olmasa bu kadar gaza gelmez kimse :)

mekan mistikliği ve gizemi sayesinde oyunlara ve filmlere konu olmuş. cod oyununda var mesela. Chernobyl Diaries 2012 yılında çıkan film insanı aşırı şekilde içine çekiyor olayın. Ben gerçek mekanda çekildiğini zannediyordum da tam emin olmamakla beraber değil sanırım. Yine de bu konu hakkında yapılmış en iyi materyal. kesinlikle izleyin derim yıldızına yorumuna bakmadan derim.

Kurdun köpeğin yılanın yağmacı suçlu evsiz haricinde çok daha değişik olayların döndüğüne de inanıyorum ayrıca. zaten sırf böyle birşeyler görmek adına istiyorum gitmeyi :)


Kıbrıstaki maraş'a insanların girmesi yasak diye biliyorum. Askerler tarafından korunuyor. BM veya TSK personeli olmak lazım oraya girmek için. Ayrıca asyadaki yerlerin de bura kadar heycan vereceğini sanmıyorum :) yazdıklarım bir muhalefet olarak anlaşılmasın bu arada, sadece benim görüşüm :)


Özet itibari ile konu çok iyi oldu, buraya dair ilgi duyan kişilerin sayısını hayli fazla :) acaba daha başka nereler vardır böyle dünyada :)

doush
24-02-2013, 03:40
200 euro 2 tur, suzuki swift sport ile coiloverlı roll cage li frenler güçlendirilmş semi slick :)

OnurAvci
24-02-2013, 03:46
Merak ettiğim ve gitme planları yaptığım bir yer... Fakat okuduğum ve araştırdığım kadarıyla "900" yıl civarı daha yerleşim yeri olarak kullanılmayacakmış radyasyon etkilerinden dolayı ki radyoaktivitenin tamamen ortadan kalkması "48.000" yıl sürecekmiş... 7 saat bölgede kalındığında 1 röntgen çekilmiş kadar radyasyon alıyormuş insan...

Subaru_STI
24-02-2013, 03:47
200 euro 2 tur, suzuki swift sport ile coiloverlı roll cage li frenler güçlendirilmş semi slick :)

swift'i küçülemek değil ama gitmişken de swift kullanılmaz şimdi , yok mu daha sportif birşeyler :beuj:


bu arada aklıma geldi buldum paylaşıyorum. Skyfall'u izleyen arkadaşlar filmdeki terkedilmiş adayı hatırladı mı ? Pripyat gibi resmen. Adı Hashima ve japonya açıklarında bulunuyor. Zamanında mitsubishi kömür çıkarmak için bu adaya sürekli işçi taşıyormuştu. Sonradan oraya bir yerleşim yeri kurmanın daha mantıklı olacağına karar vermişler. ufak ada üzerinde 5000 kişilik bir yaşam alanı kurmuşlar. Kömür bitince orda yaşayanlara, ana karada iş sözü vermiş mitsubishi ve herkes herşeyini olduğu gibi bırakıp terketmiş. Sonucunda ada hem turistlere bir farklılık hem de Skyfall filmine bir mekan olarak dönmüş :)

The History of Hashima, the Island in Bond Film 'Skyfall' | PRI's The World (http://www.theworld.org/2012/11/the-history-of-hashima-the-island-in-bond-film-skyfall/)

Enes-x
24-02-2013, 03:48
Bu konularda hiç bilgim tecrübem yok.saatlerdir okuyup videolar izliyorum.anladığım kadarıyla o bölge hala ölümcül derecede radyasyon içeriyor zaten giriş yasağıda bu yüzden. Ziyaretçilere kısa vade de birşey olmasa bile ilerde kanser riski çok artacak belki de bir sonraki nesli için tehlike arz edecek.Bunlara rağmen gitmek gezmek istiyorsunuz doğru mu anladım?

Bu felaket insanoğlunun ne kadar tehlikeli bir varlık olabileceğinin yaşanmış örneğidir.Umarım yaşanılanlar sonraki nesillere ders olur.

Paylaşım için teşekkürler.

mert_can 41
24-02-2013, 04:30
Nerden girdim ben bu konuya gece gece gidesim geldi 2500 tl de hiç bişey değilmiş böyle bir gezi için :) ama insan korkmuyo degil okadar radyasyona maruz kalıcaksın ilerde nolcağın belli değil ilerde çocuğunun bile sakat doğma ihtimali olabilir:(

BİRDE KONUN ANLATILDIĞI SİTENİN LİNKİNİ ALABİLİRMİYİM

Time-R
24-02-2013, 08:26
Belgeseli mutlaka izleyecegim, anlatilanlari okudukca cok etkilendim, fakat orada yuzmeyi birak gitmezdim gezmek icin bile, tehlike hala devam ediyor.

Ahmet Saraçoğlu
24-02-2013, 08:39
2500 gider bu iş için , 500 lira extraya da kievde krallar gibi birkaç gün daha geçirilir ama acaba daha ilginç şeyler yapılabilir mi o parayla onu düşünmek lazım :) acaba herkesin hayalinde olan nürburgring nordschleife'de turlanır mı bu parayla :)


bende ciddi ciddi kafayı takmıştım bu olaya bir ara, tüm gecemi araştırmaya videolara fotolara vermiştim. motorsikletle orayı gezip dolaşan arkadaşın alnından öpmek lazım, büyük cesaret :) zaten o arkadaş olmasa bu kadar gaza gelmez kimse :)

mekan mistikliği ve gizemi sayesinde oyunlara ve filmlere konu olmuş. cod oyununda var mesela. Chernobyl Diaries 2012 yılında çıkan film insanı aşırı şekilde içine çekiyor olayın. Ben gerçek mekanda çekildiğini zannediyordum da tam emin olmamakla beraber değil sanırım. Yine de bu konu hakkında yapılmış en iyi materyal. kesinlikle izleyin derim yıldızına yorumuna bakmadan derim.

Kurdun köpeğin yılanın yağmacı suçlu evsiz haricinde çok daha değişik olayların döndüğüne de inanıyorum ayrıca. zaten sırf böyle birşeyler görmek adına istiyorum gitmeyi :)


Kıbrıstaki maraş'a insanların girmesi yasak diye biliyorum. Askerler tarafından korunuyor. BM veya TSK personeli olmak lazım oraya girmek için. Ayrıca asyadaki yerlerin de bura kadar heycan vereceğini sanmıyorum :) yazdıklarım bir muhalefet olarak anlaşılmasın bu arada, sadece benim görüşüm :)


Özet itibari ile konu çok iyi oldu, buraya dair ilgi duyan kişilerin sayısını hayli fazla :) acaba daha başka nereler vardır böyle dünyada :)
Bu kısmı merak ettim , nedir tahmininiz?Aynı şeyimi düşünüyoruz acaba

Kahn23
24-02-2013, 08:53
Uruguay Hava Kuvvetleri'nin 571 sefer sayılı uçuşu - Vikipedi (http://tr.wikipedia.org/wiki/Uruguay_Hava_Kuvvetleri'nin_571_sefer_say%C4%B1l%C 4%B1_u%C3%A7u%C5%9Fu)

Çernobil kadar bi bölgeyi felç eden ve ondan sonra yaşamsızlığı kılmasada bunu izlemenizi veya okumanızı tavsiye ederim..

Özellikle Belgeselini izleyin derim..

Ahmet Saraçoğlu
24-02-2013, 08:56
Yandex ten dev hizmet :D
Kiev (http://harita.yandex.com.tr/?text=%20Kiev%20&sll=41.16430191624996%2C41.65759139357311&sspn=69.433594%2C28.837016&ll=30.194429%2C51.292334&spn=0.271225%2C0.031643&z=13&l=sat%2Cskl%2Cstv&ol=stv&oll=30.194429220000004%2C51.29233368&ost=dir%3A-35.54364637%2C0~spn%3A89.99999987427145%2C40.50684 493905142)

NOT ,,, Panorama yı açın

MehmeT.
24-02-2013, 10:28
Uruguay Hava Kuvvetleri'nin 571 sefer sayılı uçuşu - Vikipedi (http://tr.wikipedia.org/wiki/Uruguay_Hava_Kuvvetleri'nin_571_sefer_say%C4%B1l%C 4%B1_u%C3%A7u%C5%9Fu)

Çernobil kadar bi bölgeyi felç eden ve ondan sonra yaşamsızlığı kılmasada bunu izlemenizi veya okumanızı tavsiye ederim..

Özellikle Belgeselini izleyin derim..

Paylaşımınız için teşekkürler. Bende böyle bir olayı duymuştum hatta orda mecburiyetten ölen insanları yemişler acaba o olay bu olay mı :soru:

Bu arada çoğu kişinin dediğine katılıyorum oralara gidip te radyasyon yeyip hastalık kapma riski de var maalesef.. Gül-diken ilişkisi:D

edit: detaylıca okudum, bu olaymış öyle olan.

Equinox
24-02-2013, 10:38
Bu kısmı merak ettim , nedir tahmininiz?Aynı şeyimi düşünüyoruz acaba

Ne gibi şeyler olabilir paylaşabilir misiniz, merak ettim :)

Frid
24-02-2013, 10:54
türkce olan belgeseli izledim kibir insanlığın sonu olacak, bende 86 eylül doğumluyum karadenizli bir ailedenim, şanslı sayılabilenlerdenim

Vintage
24-02-2013, 11:21
techturkey pripyat meeting yaparız artık

Low-Rider
24-02-2013, 11:29
Güzel paylaşım teşekkürler, bu tür yerler hikayeler benimde çok ilgimi çeker.

Müsait bir zamanda siteyi inceleyeceğim.

Kutluhan
24-02-2013, 11:29
Konuyo zevkle takip ediyorum , kafama takılan bir soru var acaba turla gidilse oraya insan vücudunda sağlık açısında sıkıntı yaratır mı ?

arfy
24-02-2013, 11:39
bende 1988 rize doğumluyum .. tam zamanları demekki .. astım migren ne ararsan var .. acaba bu yüzden mi diye düşünmeye başladım..

SULTANOGLU
24-02-2013, 12:12
Philadelphia Deneyi - Vikipedi (http://tr.m.wikipedia.org/wiki/Philadelphia_Deneyi#section_3)

Bu da benim favorilerimdendir.

SULTANOGLU
24-02-2013, 12:26
Bodyless Dog's head brought back to life - 1940's Russian Experiment (http://www.thelivingmoon.com/45jack_files/03files/Russian_Experiment_Dead_Dog.html)

Birde b var :)

Günkut
24-02-2013, 12:29
Philadelphia Deneyi - Vikipedi (http://tr.m.wikipedia.org/wiki/Philadelphia_Deneyi#section_3)

Bu da benim favorilerimdendir.


Bodyless Dog's head brought back to life - 1940's Russian Experiment (http://www.thelivingmoon.com/45jack_files/03files/Russian_Experiment_Dead_Dog.html)

Birde b var :)

İlki sallamasyon gibi abi yav :D


2.si ise mümkün gibi duruyor sinirler minirler bir şekilde bilmiyorum inanasım geldi :D

Hatta bir kaç filmede konu olmuştu galiba 2. deney.

Kahn23
24-02-2013, 12:32
Paylaşımınız için teşekkürler. Bende böyle bir olayı duymuştum hatta orda mecburiyetten ölen insanları yemişler acaba o olay bu olay mı :soru:

Bu arada çoğu kişinin dediğine katılıyorum oralara gidip te radyasyon yeyip hastalık kapma riski de var maalesef.. Gül-diken ilişkisi:D

edit: detaylıca okudum, bu olaymış öyle olan.

Evet mecburiyetten insan yemişler. Çünkü yemek isteyecekleri uçak malzemelerindeki deriler suni ve kimyasal bol olduğundan vazgeçmişler. Onlar da son çare olarak kaza sırasında ölen arkadaşlarını yemek için ortak karar alıyorlar. Tabi bu kararı almak için 3 gün kavga oluyor.

Hayatım boyunca birçok belgesel izledim ama bu kadar gerçeğe yakın çekilen belki tek belgeseldir.

SULTANOGLU
24-02-2013, 12:33
2. X files da konu olmustu. Filmde :)

Günkut
24-02-2013, 12:42
Belgeselin ismi nedir ?

Sinan
24-02-2013, 12:53
Reactor of Chernobyl - Video Dailymotion (http://www.dailymotion.com/video/xftkqd_reactor-of-chernobyl_webcam#.USn-Nh1fErU)

Sinan
24-02-2013, 12:58
bu gercekmı ya ?

Wahoo and Umbrella - Filmmaker recounts nuclear test - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=Y53vDnNPiA4)

Tuncer M.
24-02-2013, 13:58
2500 gider bu iş için , 500 lira extraya da kievde krallar gibi birkaç gün daha geçirilir ama acaba daha ilginç şeyler yapılabilir mi o parayla onu düşünmek lazım :) acaba herkesin hayalinde olan nürburgring nordschleife'de turlanır mı bu parayla :)



Turlanır. :icon_tup: Fiyatlar çok uçuk değil pist turu için, ayrıca almanya biletleri de ***** uygun. :icon_tup:



Bu arada, belgesel linki için teşekkürler.

doush
24-02-2013, 14:45
swift'i küçülemek değil ama gitmişken de swift kullanılmaz şimdi , yok mu daha sportif birşeyler :beuj:


Nurburgring race car rentals. Info and prices | Rent4Ring (http://www.rent4ring.de/en/info/rentals-for-the-nordschleife.html)

sciroccodan sonrası için daha önceden girmiş olmak gerekiyor.. Ben swift tercih ederim öyle bir piste ilk defa çıkacaksam.. Videosnu izleyin zaten 136 hp 1050 kg ile gayet yeterli..

h.savas
24-02-2013, 15:19
Uruguay Hava Kuvvetleri'nin 571 sefer sayılı uçuşu - Vikipedi (http://tr.wikipedia.org/wiki/Uruguay_Hava_Kuvvetleri'nin_571_sefer_say%C4%B1l%C 4%B1_u%C3%A7u%C5%9Fu)

Çernobil kadar bi bölgeyi felç eden ve ondan sonra yaşamsızlığı kılmasada bunu izlemenizi veya okumanızı tavsiye ederim..

Özellikle Belgeselini izleyin derim..

bu belgeselin TÜRKÇE seslendirilmişi varmı baktım hepsi yabancı ...

Kahn23
24-02-2013, 15:33
bu belgeselin TÜRKÇE seslendirilmişi varmı baktım hepsi yabancı ...

İnternette bulabilirmisin bilmiyorum ama ben geçen sene bi pazar günü History Channel'da denk gelmiştim. 2-3 saat arası sürdü. Lnk bulabilirsem paylaşırım..

Kahn23
24-02-2013, 15:34
Nurburgring race car rentals. Info and prices | Rent4Ring (http://www.rent4ring.de/en/info/rentals-for-the-nordschleife.html)

sciroccodan sonrası için daha önceden girmiş olmak gerekiyor.. Ben swift tercih ederim öyle bir piste ilk defa çıkacaksam.. Videosnu izleyin zaten 136 hp 1050 kg ile gayet yeterli..

Ben geçen sene kullanma şansına nail oldum burda. Swift biçilmez kaftan Nurbur.. için. Zaten ne kadar gazlasınızda yollar sizi yoruyor ve pistin tadını çıkarmış oluyorsunuz :)

GÖKTÜRK
24-02-2013, 15:59
sıfır saati belgeselini izledim daha yeni bitti. paylaşımlar için teşekkürler konu çok ilgimi çekti takipdeyim

doush
24-02-2013, 16:01
Ben geçen sene kullanma şansına nail oldum burda. Swift biçilmez kaftan Nurbur.. için. Zaten ne kadar gazlasınızda yollar sizi yoruyor ve pistin tadını çıkarmış oluyorsunuz :)

Ben de aynı şeyi düşünüyorum. İnşallah kuzenim yeni araba almazsa kiralayıp gireceğiz Mayıs gibi.. Neyse konu baya farklı :D

efe_
24-02-2013, 17:07
Belgeseli izledim tavsiye edilmiş diye :) Bu Sovyetlerin düzgün işi yok arkadaş

MehmeT.
24-02-2013, 20:16
Bu kasaba nöbetçisinin kaldığı yer.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag11.1.jpg

İlk bakışta Hayalet Kasaba normal bir kasaba gibi görünebilir. Bir taksi durağı, bir manav, balkona asılmış çamaşırlar ve açık camlar var. Ama sonra bir binanın üzerinde bir slogan görüyorum, "Lenin'in Partisi Bizi Komünizmin Zaferine Taşıyacak". Ve anlıyorum ki, o camlar 1986 Nisanı'nın bahar havasına açılmış...

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag11.2.jpg

Yapısal olarak sağlam olmadığından ya da yoğun radyasyon içerdiğinden gidilecek kadar güvenli olmayan yerler var. Hiç kimsenin gitmeye cesaret edemediği yerler var. Kızıl Koru ve Hayalet Kasaba Mezarlığı gibi yerler. Oraya gömülen insanların yakınları onları ziyarete gelemiyorlar çünkü insanlara ek olarak, reaktör merkezindeki radyoaktif grafitin de büyük bir kısmı buraya gömülmüş. Burası dünyadaki en zehirli yerlerden bir tanesi.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag11.3.jpg

Motosiklet Mağazası

Belki de buranın ziyaret etmek isteyeceğim ilk yerlerden biri olacağını tahmin etmek zor değil.

Bu motosiklet sürücülerinde olan bir şey.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag12.1.jpg

Bu satış etiketi bir Chezet'in; 26hp, 343cc.Fiyat: 1050 ruble. Chezet! Sovyetler Birliği'ndeki her genç motorcunun hayaliydi. Hala okula giden bir kızken, bir grup serserinin arasından motosiklet mağazasının ön camından bakıp, 26 beygir gücünde bir motosikletle neler yapılabileceğini hayal ettiğimi hatırlıyorum, çünkü dedemin sakat dinozoru sadece 15 'midilli' gücündeydi. Ama nasıl alabilirdik ki bu motosikleti? O zamanlar ortalama maaş sadece 180 rubleydi.

Pazar sabahı sirenler çalmaya başladığında, herkes panikledi. Polis herkesi bölgeden uzaklaştırmaya çalışırken, bankalar ve kuyumcular dikkatten kaçmıştı, ama bu mağaza bir saat içinde boşaltılmıştı. Tefeci dükkanlarında radyoaktif televizyon setleri görünmeye başlayınca, polis mayıs ayında yağmacıları vurmaya başladı.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag12.3.jpg

Evler

Hayalet Kasaba'da açık havada durmak güvenli. Gerçek tehlike evlerin içinde yatıyor.

Özel radyasyon tespit cihazları olmadan böyle bir yürüyüşe çıkmak, botlarla bir mayın tarlasında gezmek gibi olurdu.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag14.1.jpg

Tüm kapılar açık. İçeride, eskiden burada hayatın nasıl olduğuna dair uzak yankılar var.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag14.2.jpg


Yeni Bir Başlangıç

Çocuklar en sevdikleri oyuncaklarından ayrılmak zorunda kaldı. İnsanlar her şeylerini geride bıraktı, evlerinde besledikleri hayvanlardan, fotoğraflarına, arabalarına kadar. İnsanların evleri, garajları, arabaları, paraları, akrabaları, kedileri, köpekleri vardı. Tüm bu insanların hayatları vardı. Her şey olması gerektiği gibiydi. Ve birkaç saat içinde, tüm dünyaları paramparça oldu.

Bir ordu aracında birkaç saatlik yolculuğun ardından, kendilerini radyasyondan kurtulmak için kimyasal duşun altında buldular.Sonra yeni bir hayata adım attılar; şüphelerle dolu bir gelecekle kendilerini evsiz, arkadaşsız ve parasız bir halde buldular.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag14.3.jpg


Sovyetler zamanına geri dönüş...

Bu kasabanın 1980'lerin başındaki hâliydi.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag17.1.jpg

Bu da şimdiki hâli. Park kasabanın en radyoaktif kısmı, çünkü reaktörün direkt önündeydi. Anlatılanlara göre, insanlar bir yandan canlarını kurtarmak için koşarken bir yandan da nükleer dumanın içinde çocuklarını arıyorlarmış. Anlatılanlar doğru mudur bilemiyorum ama, bildiğim bir şey var ki, 27 Nisan'da, yani insanlar kasabayı boşaltırken kasabadaki ortalama radyasyon seviyesi 1 röntgendi!

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag17.2.jpg

Hayalet Kasaba Pompei'nin modern hali. Sovyet dönemi burada olduğu gibi korunmuş, onca yıl radyasyonun içinde.

Küçük arabalara doğru atılan her adım geiger sayacıma 100 mikroröntgen ekliyor.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag18.1.jpg

Bu kasabadaki en yüksek bina. Felaket gününde, burada bir çok insan nükleer santralin üstündeki parlak bulutu izlemek için toplanmıştı.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag18.4.jpg

Çatıdayız.

"Çatıda olan, evindeki eşyalarını almak için aşağı inmesin. Tarlada olan, abasını almak için geri dönmesin. O günlerde gebe olan, çocuk emziren kadınların vay haline!"

(Matta 24:17-18-19)



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag21.1.jpg

Acaba Matta'nın bahsettiği çatı bu muydu... Buradan reaktörün üstünde parlayan bulut güzel bir manzara olmuş olmalı.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag21.2.jpg


Kasabadaki en yüksek binanın çatısında durmak insana dünyada tek başınaymış gibi hissettiriyor, aynı tüm kasaba gibi.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag21.3.jpg


Buraya zamanın durduğu kasaba diyorlar. Belki de bunun sebebi burada saatlerin zamanı değil radyasyon seviyesini göstermesidir.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag22.1.jpg




Kazadan sonraki gün, bu köprü patlamalarla çatlamış olan nükleer reaktör duvarının manzarasını izlemek için güzel bir yerdi. Birçok insan bakmak için buraya geldi ve reaktör merkezinden fışkıran ölümcül x-ışını seline maruz kaldı.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag22.3.jpg

Anaokulu

Kasaba anaokulunun resimlerinin yorumlarıma ihtiyacı yok. Hayalet kasabanın hikayesini hiç bir sözcüğün anlatamayacağı bir şekilde anlatıyorlar. Yüzlerce küçük gaz maskesi, bir öğretmen günlüğü ve cumartesi günkü gezinin tahmin edilmeyen bir sebepten iptal edildiğini söyleyen son bir not var.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag24.4.jpg

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag24.1.jpg

Prometheus Ateşi.

Bu heykel kasabanın ortasındaymış, kazadan sonra nükleer santrale taşınmış. Tanrılardan ateşi çalıp insanlara veren Prometheus...


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag26.2.jpg

Aralık 2003.

Keyifli okumalar :)

akarags1905
24-02-2013, 20:39
Forumda yüzlerce konu okudum ama bunu okumanın gizemi tüm konuların önüne geçirdi..

Belkide 1 saattir her yazılanı atlamadan satır satır okudum, paylaşımlar devam ederse zevkle okumaya devam edicem..

Paylaşım için yürekten teşekkürler..

BurakCengizhanoğlu
24-02-2013, 20:41
Forumda yüzlerce konu okudum ama bunu okumanın gizemi tüm konuların önüne geçirdi..

Belkide 1 saattir her yazılanı atlamadan satır satır okudum, paylaşımlar devam ederse zevkle okumaya devam edicem..

Paylaşım için yürekten teşekkürler..
Katılıyorum.
Youtube dan bir sürü video izledim.Paylaşımları sürdürmenizi temenni ediyoruz :)

MehmeT.
24-02-2013, 20:51
İyi akşamlar :) Paylaşımları beğendiğinize sevindim, tabi ki elimden geldiğince paylaşımları sürdürmeye devam edeceğim.:icon_tup: Çünkü benim de ilgimi çeken konu, sizlerle paylaşmak beni de mutlu ediyor.:o:)

zekky
24-02-2013, 20:54
Forumda yüzlerce konu okudum ama bunu okumanın gizemi tüm konuların önüne geçirdi..

Belkide 1 saattir her yazılanı atlamadan satır satır okudum, paylaşımlar devam ederse zevkle okumaya devam edicem..

Paylaşım için yürekten teşekkürler..

:icon_tup:
Aynen belkide hiçbir satırı atlamadan okuduğum tek konu.
Devam etmesini diliyorum :)

pirasa
24-02-2013, 21:00
arkadaş bi bakıp çıkacaktım 1 saattir radyasyon aşerir oldum resmen, kalkın gidiyoz !

SULTANOGLU
24-02-2013, 21:14
Buda en trajik nukleer kazalardan biri.
[QUOTE]ekşi sözlükarabugüngündemgirişkayıt ol…"">

goiania olayı

paylaş*araştır*içinde13 eylül 1987'de brezilya'nın goiânia kentinde vuku bulmuş geçen yüzyılın en trajik kazalarından bir tanesidir. radyoloji konusunun ne kadar hassas olduğuna, radyoaktif maddelerin konuyla alakası olmayan kişilerin eline geçtiğinde nasıl korkunç hasarlar verebildiğine çok güzel bir örnektir, ki keza times dergisi çernobil'den hemen 1 yıl sonra meydana gelmiş ve ülkemizde hemen hiç bilinmeyen bu olayı dünyanın en korkunç nükleer kazaları arasında saymaktadır.olayda her nasılsa bir hastane olduğu yerden taşınırken hastane yönetimi radyoloji kısmında için yüksek radyoaktif sezyum klorid bulunan metal bir aparat unutmuştur. bilardo topu büyüklüğünde olan bu nesne kurşun ve çelik topların içiçe geçmesinden oluşmuş ve bir tarafında da beta parçacıklarını soğuran ancak gamma ışınlarının 5-6 saniyede bir geçmesine izin veren 1santimlik iridyum bir pencere bulunmaktadır. içindeki sezyum klorid tuzunun ana maddesi yarı ömrü 30 yıl olan 814 tbq·kg^-1 gücünde sezyum 137 izotopudur. bu madde o kadar radyoaktiftir ki 1 metre ileriye saatte 4.6 gy (456 rad) doz radyasyon yaymaktadır. olay sonrası incelemede bu aparatın amerikan imalatı olduğu anlaşılacaktır.hastane taşınınca iki ay süresince kimsenin dokunmadığı teleterapi cihazına bağlı aparatın bulunduğu odada evsizler döşek serip yatmıştır. sonradan hurdacılar bina yıkılmadan ne bulabiliriz umuduyla hastaneye dalmışlar, roberto dos santos alves ve wagner mota pereira adında iki hurdacı aparatı ve makineyi olduğu yerden sökmüşler, el arabasıyla evlerine taşımışlardır.bu iki salak radyoloji aparatının iridyum penceresine gözlerini dayayıp bakınca içeride boğuk mavi renkli bir ışık görüp topu kırmaya çalışırlar ama başaramazlar. sonra günler boyu mide bulantısı hissederler ama durumun toptan kaynaklandığı akıllarına bile gelmez, yedikleri bir şeyden olduğunu düşünürler. en sonunda bir tanesi iridyum camını kırıp tozun ufak bir kısmını açığa çıkarır. maddenin barut olduğunu sanıp yakmaya çalışırlar ama yanmaz tabii ki. kendilerinin o sırada içerden yanıyor olduğunun da farkına varmazlar.5 gün böyle günde birkaç dakika radyoaktif tozla oynayan hurdacılar tüm ele geçen mallarla beraber topu da bir hurdalığın sahibi olan devair ferreira'ya satarlar. bu mal arkadaş da garajda topu incelerken çok ilginç bulur ve sonraki günlerde etrafta ne kadar arkadaşı aile dostu varsa çağırıp toptaki mavi ilginç ışığı gösterir. hepsi gözlerini dayayıp bakıp çok etkilendiklerini, güzel bulduklarını söylerler. kendisi bununla da kalmaz, ve bu güzel renkli tozu epoxy ile karıştırıp karısına şekilli mavi yüzük yapmak gibi*epic fail*bir düşünce içerisine girer. bu maksatla da sezyum tozu ile dolu kapsülü tornada uğraşarak kırar. eve gelince çekiçle de açar.evde devair'in kardeşi ivo bu tozu yemek masasını silkelerken bilmeden halıya döker. o sırada ivo'nun 6 yaşındaki kızı halıda oynamaktadır. bu esnada kendisi 1.0 giga becqeruel kuvvetinde ışımaya maruz kalır. bu da 600 rad değerinde çok yoğun bir radyasyon zehirlenmesi anlamına gelmektedir. küçük kız daha sonra bilmeden bu tozu çok ilginç bularak koluna bacağına döküp yayar, annesine de gösterir. babası ivo da o sırada koluna bu radyoaktif tozla bir haç yapıp ateşle dövme yapmaya falan çalışmaktadır. kısaca ailede ölmek için yarışmayan kimse kalmaz. ama durumun farkında değillerdir tabii ki.bu aile 28 eylüle kadar evlerinde sezyum izotopuyla böyle yaşar giderler. sonra devair'in karısı etraftaki herkesin çok yoğun mide bulantısı ve ishalden muzdarip olduğunu birden farkeder. önce olayın içtikleri gazozdan kaynaklandığını düşünür ama olay o değildir. radyoloji açısından incelersek kadın aslında bilmeden de olsa çok doğru düşünmüştür zira radyoaktif maddelerin önemli bir kısmı suda çözünebildikleri için bu tip tozları içecekle karıştırıp yutmak, radyoaktif ışımadan 6000 kata kadar daha etkili bir zehirlenme sağlamaktadır. zira o anda devreye alfa ışıması falan da girmektedir. nitekim daha sonra olay yeri incelemesinde gazozun içinde bu sezyum izotopu bulunamamıştır. kendisi ondan sonra hemen bu kapsülden ve içindeki tozdan şüphelenir ve süpürgeyle hepsini şeffaf plastik bi torbaya koyarak hastaneye götürür. burada belirtmek gerekirse kendisi hastaneye belediye otobüsüyle torbayı açıkta taşıyarak gitmektedir. otobüste kendisine 1 metre ila 6 metre mesafedeki herkes deli gibi radyasyona maruz kalır. ancak sezyum klorid torba plastik olduğu için doz etkisi bilmeden de olsa azaltılmıştır. torbaya sıfır mesafede ayakta seyahat eden yaşlı amca buna rağmen 30 rad radyasyon yemiş bacaklarında ciddi yanıklar oluşmuştur. lokal alınan radyasyon olabilecek bu en kötü durumda 0.3 sievert civarındadır. torbadan 2.7 metre uzakta duran kimselerin bacaklarında ise radyasyon 0.04sievert e kadar düşmüştür.hastanede doktor paulo roberto monteiro olayı hemen doğru tahmin ederek tozdan şüphelenir, ancak radyoloji konusunda otorite olmadığı için bunu kendisinden uzak tutmak amacıyla hastane bahçesinde bir sandalyenin üzerinde açıkta bekletir. olay yeri incelemesi sonradan göstermiştir ki radyoaktif maddenin gamma ışıması bu esnada %90 dolayında tükenmiştir ve hastanedeki radyoaktiflik seviyesi bu sayede düşük kalmıştır. pek çok da hayat böyle beleşe kurtulmuştur.olayın ana fikri*ihmal*dir. ihmaller katlandıkça hayat üzerindeki tehdit katlanarak artmaktadır. bu iki hurdacının, hastane yönetiminin ve aile babasının kendi başlarına 249 kişiyiradyasyon zehirlenmesi*ile karşı karşıya bırakmaları çernobil faciasındaki ihmalin bile ötesine geçmiştir. elbette kendilerinin radyasyonla ilgili bir bilgileri yoktur. olması da gerekmemektedir. ancak nerden alındığı bilinen ancak ne olduğu bilinmeyen malzemeye bu kadar safça ve şüphelenmeden yaklaşmak da akıl alır türden bir şey değildir. olayda 4 kişi ölmüştür, kanser vakaları da goiana genelinde her türden yüzlerce kat artış göstermiştir. ulusal atom enerji ajansı konuya çernobilden daha hazırlıklı olduğu için yıldırım gibi yetişmiş, mahalleyi boşaltmış 40 küsür evi yıkmış ve oldukça geniş bir alanda tarama yaparak 30 santimlik üst toprak tabakasını dekontamine ederek kaldırıp götürmüştür.*olayda ölenler şunlardır :leide das neves ferreira : ivo ferreira'nın 6 yaşındaki kızı. en çok radyasyon alanların başında gelmektedir. iaea yetkilileri kızla ilgilenmek için özel bir ekip getirmiş zira ajans goiania'ya ulaştığında yürüyen hayalet fazını geçirmekte olan küçük kız hastanede bakım falan görmemiş. o kadar korkunç bir hala gelmiş ki hastane yönetimi, doktor ve hemşireler ondan korktukları için odasına girememişler. vücudunun üst kısmı çok kötü bir biçimde şişmiş, akciğer ve böbreklerinde ağır hasar meydana gelmiş. kızı 1 ay yaşatabilmişler ve 23 ekim 1987de ölmüş.gabriela maria ferreira : devair ferreira'nın karısı, hastaneye durumu nispeten erken bildirerek pek çok hayatı kurtardığı düşünülen bu kadın sezyum izotopu le açık temasından 1 ay sonra yine kızı gibi ölmüş.israel baptista dos santos : devair'in hurdalığında çalışan kalfa, tornada kapsülü kırarken tozun bir kısmını soluduğu zannediliyor. hastaneye başvurduktan 6 gün sonra ölmüş.admilson alves de souza : da devair'in işyerinde çalışan çırak. akciğer ve kalp doku hasarı ile iç kanamadan 18 ekimde ölmüş.nitekim devair ferreira 700 rem radyasyon almasına rağmen hayatta kalmış. bunun nedeninin vücudun belli noktalarına ışyan yoğun radyasyonun, daha geniş bölgelere ışıyan daha az yoğun radyasyondan daha tehlikesiz olması. zira vücut sağlam olan bölgelere dayanarak hayatta kalma mücadelesini daha sağlam verebiliyor.*olay olup bittikten sonra radyoterapi cihazını geride bırakan hastane yönetimine*olası kast*hükümleri uyarınca çok ağır cezalar verilmiş ve başhekimi 17 yılını hapiste geçirmiştir. ayrıca hastane 1.3 milyon dolar nakit tazminat ile goiania'daki tüm radyasyon vakalarının ücretsiz bedensel ve psikolojik tedavisi ile cezalandırılmış.goiania'da dozimetreler 2008 yılında radyasyonun hala normal değerlerin birkaç katı fazla olduğunu gösteriyor ki 10 gramlık sezyum izotopunun neler yapabileceği hakkında bize daha ayrıntılı bilgi veriyor.paylaş10.10.2009 22

goiania olayı - ekşi sözlük (http://m.eksisozluk.com/goiania-olayi--2210282)

Bu da linki. Guzel bir anlatimi var. Oyuzden burayi verdim

BurakCengizhanoğlu
24-02-2013, 21:26
Sultanoğlu'nun paylaştığıda oldukça ilgi çekici okumalısınız..

MehmeT.
24-02-2013, 21:34
Sultanoğlu'nun paylaştığıda oldukça ilgi çekici okumalısınız..

Evet bende tavsiye ederim gerçekten çok ilginç. Bir ihmalden doğan olaylar nerden nereye gitti :):)

ikitelli radyoaktif atık vakası - ekşi sözlük (http://beta.eksisozluk.com/ikitelli-radyoaktif-atik-vakasi--193853)

Bir de böyle birşeye denk geldim, bu da ilginç biraz :)

Ahmet Saraçoğlu
24-02-2013, 21:37
Evet bende tavsiye ederim gerçekten çok ilginç. Bir ihmalden doğan olaylar nerden nereye gitti :):)

ikitelli radyoaktif atık vakası - ekşi sözlük (http://beta.eksisozluk.com/ikitelli-radyoaktif-atik-vakasi--193853)

Bir de böyle birşeye denk geldim, bu da ilginç biraz :)

Evet ben bu mevzuyu hatırlıyorum ,kaşık falan yapıldı diyolardı hatta

ceratoniaorg
24-02-2013, 21:37
Transformers ın son filminde çekim yapılan tesis bu ilk fotolardaki yer yanılmıyorsam

Tunç
24-02-2013, 21:44
konu gercekten cok gizemli yazılar inanılmaz akıcı insanda ister istemez gidip yakından görme istegi uyandırıyor

TolgaEsentepe
24-02-2013, 21:45
şu belgeselleri, filmleri tek yorumda linkleriyle toplayabilecek babayiğit çıkar mı acaba :)

Nightfish
24-02-2013, 22:03
Fena sardı, sabahtan beri tüm belgeselleri izledim. Teşekkürler paylaşım için.

ANCAMARO
24-02-2013, 22:11
Goiania olayı şok etti. O kadar cahilmişim ki radyasyonu hiç ciddiye almamıştım,şuan elimde tuttuğum telefondan korkuyorum. Tekrar tekrar herkesin eline sağlık teşekkurler

Subaru_STI
24-02-2013, 22:20
Evet ben bu mevzuyu hatırlıyorum ,kaşık falan yapıldı diyolardı hatta

paranormal olaylardan bahsediyorum dostum, sanırım aynı şeyi düşünmüşüz :)


bir üye de radyasyonun sağlığa tehlikesini sormuştu. Şimdi turlar artık öyle bir hale gelmiş ki artık herşey kısıtlı. daha önceden binaların içine giriliyormuştu, geçen sene binaları gezen bir kafile katın çökmesi sonucu ağır yaralanmış ve binalara girmek yasaklanmış. bina içindeki eşyalarda da ciddi derecede radyasyon varmış yani ama artık girilmediğine göre risk daha az.


Risk zaten o taraflarda her daim var. en güvenli şekilde gezilse bile insan günlük 1 röntgen çekilmiş derecesinde radyasyon alıyormuş. çoğumuz hastalık sebebiyle röntgen çektirmiştir. 4 günlük turda 4 röntgen kadar radyasyon alsak fazla birşey olacağını sanmıyorum ama orada yaşayanlar, yağmacılar, yeniden inşa yapanlar vs çok fazla derecede radyasyon alıyordur.

tur şirketleri zaten belli evrakları imzalamanızı istiyor gitmeden önce ki bu evraklarda sağlığınıza birşey olursa hiç bir şekilde yükümlü tutamayacağınız yazıyor. Kendi riskiniz altında yani herşey.

olmaz olmaz kazasız belasız gezinizi yaparsınız, kaza ile rüzgarda uçan ağır metalli ufacık birşey vücudunuza çarpsa sıkıntının alasını yaşarsınız :)


Bir de özel turlar varmış bilginize. Artık fantezinin sınırları size kalmış, gece gitmek kamp kurmak, rektöre daha fazla yaklaşmak vs gibi. parası da iyidir böyle bir özel turun :)

MehmeT.
24-02-2013, 22:40
paranormal olaylardan bahsediyorum dostum, sanırım aynı şeyi düşünmüşüz :)




olmaz olmaz kazasız belasız gezinizi yaparsınız, kaza ile rüzgarda uçan ağır metalli ufacık birşey vücudunuza çarpsa sıkıntının alasını yaşarsınız :)


Bir de özel turlar varmış bilginize. Artık fantezinin sınırları size kalmış, gece gitmek kamp kurmak, rektöre daha fazla yaklaşmak vs gibi. parası da iyidir böyle bir özel turun :)

Bu yüzden ekşi de bir yazar rüzgarlı, yağmurlu ve gece gitmeyin diye tavsiye veriyordu:):)

emir91
24-02-2013, 22:53
Bugun die hard ın son filmini izledim filmin bi kısmında burasıda mekan olarak kullanılmış

MehmeT.
24-02-2013, 23:19
Devam edelim... :)

Kurtların Toprakları

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag27.2.jpg

Güle güle, Hayalet Kasaba.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag28.1.jpg

Ayrılma zamanı geldi. Kuzeye, Beyaz Rusya sınırına yöneliyoruz.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag28.2.jpg



Beyaz Rusya ayrı bir ülke. Dikkatinizi çekerim; Beyaz Rusya, kazadan kazanın olduğu ülkeden daha çok etkilenmiştir. Radyasyonun uluslararası bir doğası var ve seyahat etmek için davetlere, vizelere ihtiyaç duymuyor. Kötü, kara rüzgâr Çernobil'in ağır radyasyonun %70'ini komşu ülke Beyaz Rusya'ya taşıdı.

Kuzeye doğru ilerledikçe, zehirlenen ve 2525 yılında bile hâlâ zehirli olacak toplam alanın uçsuz bucaksız olduğunu kavramaya başlıyoruz.

Pelin Çiçeği.

Yolculukta kullandığımız yol bu. Bazı yerler iyi durumda.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag29.1.jpg


Bazı yerler değil.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag29.1a.jpg


Bazen devrilmiş bir direk yolumuzu kesiyor.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag29.2.jpg



Kurtların topraklarından geçerken, sadece ölü köylerin, yıkık çiftliklerin gölgelerini görüyoruz ve yolun kenarında büyüyen bu bitkiyi görüyoruz. Adına Çernobil deriz, yani pelin. Acı bir tadı vardır.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag29.3.jpg


Doğa topraklarını geri almakta acımasız davranıyor. Birkaç yüzyıl sonra burada insanlığa dair hiçbir iz kalmayacak. Ama radyasyon yine de burada olacak.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image30.1.jpg


Sonbaharda buraya gelirseniz, bu meyve ağaçları yere doğru bükülüp, size büyük elmalar ve armutlarla keyfimize bakmamızı söyler, ama onları yemeye cesaret edemiyoruz.



Vahiy Kitabı büyük yıldız Pelin(Çernobil)'in ırmakların üçte biri üzerine ve su pınarlarının üzerine düştüğünü ve onları acılaştırdığını söylüyor.

Bu yüzden bu kaynaktan da su içmiyoruz.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image30.3.jpg


Pek dindar biri olmadığımdan, günahlarım konusunda pek kaygılı değilimdir; çünkü günahlarımızın bedelini öbür dünyada çekeceğiz. Ama bedelini bu dünyada ödemek zorunda olduğumuz hatalar konusunda çok endişelenirim. Bardağın yarısını dolu gören bir iyimser ya da bardağın yarısını boş gören bir karamsar değilimdir. Bardağı olduğu gibi gören bir realistim ve burada İncil'in yazarlarının bir şekilde Çernobil felaketini tahmin ettiklerini görüyorum.

Yeni Ahid'in ilk yazıldığı dil olan Yunanca'da, "Gökten, meşale gibi yanan büyük bir yıldız ırmakların üçte biri üzerine ve su pınarlarının üzerine düştü." ayetinde, düşmek sözcüğü 'havada asılı durmak, bekler durmak, yerleşmek' anlamına gelir. Yıldız sözcüğü de 'gökte saçılmış gibi' anlamına gelir ve zamanla 'bir halı gibi yayılan' anlamındaki bir Yunanca sözcükten türemiştir, radyasyon bulutunun bir bölgeye yayılmasına uygun bir tanım. En ilginci de, meşale sözcüğünün karşılığı olan sözcük Yunanca 'radiate(ışık saçmak)' fiilinden gelmiştir. Bu fiilden isim türettiğiniz zamansa 'radiation(radyasyon)' sözcüğünü elde ediyorsunuz.

11. ayette bir yerin adı olarak yıldızın adı büyük harflerle yazılmış. Ayetteki üçte biri sözcüğü ise, ilk yüzyıllarda Yunanca'da büyük miktarları anlatmada kullanılırmış. Çernobil, gelecek tüm Çernobil'ler için bir topluluk adı olabilir. 'Büyük Yıldız' nereye düşerse düşsün, oranın geleceği de aynı olacak; radyasyon ve -unutuluşun çiçeği- pelin.

İlginç bir ayrıntı daha; pelin çiçeğinin eş anlamlısı olan 'Çernobil' sözcüğü sözlüklerimizden gizemli bir şekilde kayboldu. Bir hükümet politikası. Cehennemvari havayı dağıtmak ve yeni reaktörler kurabilmek için bu sözcüğü sözlüklerimizden kaldırdılar. Bu olayı hafızalarımızdan kazıyabileceklerini sanmıyorum, sözcük hâlâ günlük konuşmalarda kullanılıyor ve hepimiz biliyoruz ki ne tüm dünya hükümetlerinin gücü, ne de kudretli nükleer endüstrinin zengin patronlarının gücü İncil'den ayetler çıkarmaya yetmez.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/af11.jpg


Ekmek Sepeti

Ukrayna'daki Çiftlikler.

Ukrayna'nın Fransa'ya yakın bir yüzölçümü var ve tarih kitaplarında Avrupa'nın ekmek sepeti olarak isimlendirilirdi.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image31.1.jpg


Bunun sebebi ise, Ukrayna'nın dünyadaki kara toprakların %40'ına sahip olması.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image31.2.jpg


Burada toprak çok verimli. Toprağa bir dal saplayın, büyüyecektir.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image31.3.jpg

En azından yaban domuzları burada rahatlar. Radyoaktif olduklarından kimse onları avlamıyor.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image31.4.jpg


Vilcha. Vilcha'da bir tren istasyonundayız. Buradan son yolcu 18 yıl önce geçti. O zamandan beri buradan sadece reaktörden gelen yük trenleri geçiyor..



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image32.1.jpg


Vilcha Çernobil bölgesindeki en büyük 4. yerdi. Ukrayna ve Beyaz Rusya sınırında yer alıyor. Çevresindeki bölgeden daha yüksek radyasyon düzeyi olan yerlere 'sıcak nokta' deniyor. Burada, sezyumun radyoaktif izotopları kilometrekare başına 60küri olarak ölçülüyor, bu da bize sıcak noktada olduğumuzu gösteriyor. Kasaba radyoaktif ve 1986'dan beri burada kimse yaşamıyor.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image32.2.jpg


Ninjam boş bir okulun camından içeri bakıyor.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image32.3.jpg


Bu terkedilmiş yerde geceleri seyahat ederken, motosikletinizin farları tüm kasabayı aydınlatan tek şey oluyor. Işık çerçevesiz kapılardan ve pencerelerden X ışını gibi geçiyor. Geceleri gündüz vakti gördüklerinizden fazlasını görüyorsunuz.

İyi geceler Çerni.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image33.1.jpg


Devamı gelecek :)

Mr.K
24-02-2013, 23:24
2gecedir okuyuyp duruyorum,bugun dün gece belgesel vs izledim diye kalkıpta işe gidemedim yarın gidebilirim inşallah geç kalmam :D

Equinox
24-02-2013, 23:26
Bize gece gitmeyin demiş kendi gezmiş gece gündüz. Tek başına mıydı acaba?

Deli cesareti lazım onun için.

MehmeT.
24-02-2013, 23:31
Bize gece gitmeyin demiş kendi gezmiş gece gündüz. Tek başına mıydı acaba?

Deli cesareti lazım onun için.

Gece gitmeyin diye tavsiye eden ekşi den bir yazar :):) Bence tek başına, ama ne yalan söyleyim ben olsam o ıssız yerlere tek başına gidemezdim.

Equinox
24-02-2013, 23:33
Gece gitmeyin diye tavsiye eden ekşi den bir yazar :):) Bence tek başına, ama ne yalan söyleyim ben olsam o ıssız yerlere tek başına gidemezdim.

:) Fazla radyasyon aldım hatlar karıştı herhalde.

Ahmet Saraçoğlu
24-02-2013, 23:37
Altta okuyan 7 misafir pripyatlı beyler

DetailEF
24-02-2013, 23:39
Gece gitmeyin diye tavsiye eden ekşi den bir yazar :):) Bence tek başına, ama ne yalan söyleyim ben olsam o ıssız yerlere tek başına gidemezdim.

Sanırım bir de kendisi bayan :D Takdir ettim :D

Equinox
24-02-2013, 23:43
Sanırım bir de kendisi bayan :D Takdir ettim :D

Sanırım, motoru da scooter, kaçması filan gerekse kaçamaz :)

MehmeT.
24-02-2013, 23:43
Sanırım bir de kendisi bayan :D Takdir ettim :D


Evet kendisi bayan:p Bende takdir ediyorum kolay kolay kimsede bulunmaz böyle cesaret.. Gece vakti bile gezmiş yahu :) Allah korusun oralarda motor bi arıza yapsa gece :D

mert_can 41
24-02-2013, 23:44
Adam daki cesarete hayran kaldım ne kadar rahat yazmış radyasyonun en çok olduğu ortam da bulunduğunu

EDİTT BAYANMIŞ :D

MehmeT.
24-02-2013, 23:46
Sanırım, motoru da scooter, kaçması filan gerekse kaçamaz :)


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag1.1.jpg

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag4.5.jpg



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag5.2.jpg


Motor Kawasaki :p:D

Eğer kendisi tek ise, son fotoğrafı kim çektii :) Ya da oraya bir yere sabitlemiş olabilir mi ki makineyi?

Equinox
24-02-2013, 23:49
http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag1.1.jpg

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag4.5.jpg



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/imag5.2.jpg


Motor Kawasaki :p:D

Eğer kendisi tek ise, son fotoğrafı kim çektii :) Ya da oraya bir yere sabitlemiş olabilir mi ki makineyi?

Hass küçük görünmüştü :D, ninjam deyince anlamam lazımdı.

Yok yok o kadar cesur olamaz ya, yalnız değildir.

Subaru_STI
24-02-2013, 23:50
bence 2 kişi gezmişler bu motor ile . tek başına büyük delilik. hele şu gece gittiği yerler yok mu of of of :D

MehmeT.
24-02-2013, 23:51
Hass küçük görünmüştü :D, ninjam deyince anlamam lazımdı.

Yok yok o kadar cesur olamaz ya, yalnız değildir.



Motosikletle Gezmek...

Hayatım boyunca motosiklet kullandım ve yıllar içinde birkaç farklı motosiklete sahip oldum. Mükemmel bir motosiklet arayışım bir Kawasaki Ninja'yla bitti; 147 beygir gücünde, bir kurşun kadar hızlı ve uzun yolculuklar için konforlu bir motosiklet.

Çok seyahat ederim ve favori güzergâhım Kiev'in kuzeyine, evimden 130km uzakta olan Çernobil'in 'Ölü Bölge'sine doğrudur. Neden mi favorim? Çünkü orada boş yollarda uzun gezintilere çıkabiliyorsunuz.

Oradaki tüm insanlar bölgeyi terk etmiş ve doğa çiçek açmış. Güzel ormanlar ve göller var.

Kamyonlar veya ordu araçları tarafından kullanılmadığı yerlerde yollar hâlâ yirmi yıl öncesinde oldukları gibi duruyor, tabi nadiren de olsa filizlenecek bir çatlak bulan otlar hariç. Zaman yollara zarar vermiyor, yani tekrar normal trafiğe açılana kadar oldukları gibi kalabilirler.... Birkaç yüzyıl sonra.


:):):) 10krktr

cgty06
24-02-2013, 23:51
Valla harika paylaşım. Çoğu kişi gibi fazlasıyla gitmek istedim buraya. Ancak gece orda kalmayı totom yemez sanırım :D. Ayrıca motor kawasaki 1100 ve kız babasıyla gitmiş.

qatrio
24-02-2013, 23:54
sırf bu konu okurken bile radyasyondan etkilendim :D ama kesinlikle gidip görmek isterdim

MehmeT.
24-02-2013, 23:56
Dediğiniz gibi büyük ihtimal yanında birisi var. Çünkü fotoğraflar da kendisi de çıkmış ;


http://www.nuclearflower.com/07_7.jpg


http://www.nuclearflower.com/12_12.jpg


http://www.nuclearflower.com/15_15.jpg


http://www.nuclearflower.com/16_16.jpg

TigeR
24-02-2013, 23:57
bu tarz yerler hep ilgimi çekiyor nedense. paylaşım için saol

Jackie
25-02-2013, 00:03
terkedilmiş şehirlerdeki araçların hep kapıları,kaputları falan açık oluyo ben de ona kitleniyorum :D

MehmeT.
25-02-2013, 00:09
Video ve belgesellerin hepsini bir arada toplamaya çalıştım ama çoğu yabancı dil maalesef :) Keyifli seyirler:icon_tup:


Valery Legasov'un yıkılan reaktörün parlayan merkezini helikopterden gösteren videosu (10 MB, İngilizce altyazılı)

Valery Legasov flyes over Chernobyl's reactor #4 - Video Dailymotion (http://www.dailymotion.com/video/x33otv_valery-legasov-flyes-over-chernobyl#.USqbw1dZ65I)


"Hayalet Kasaba"videosu, 54 MB mpeg dosyası. Şarkı "Hans ve Dr.Beeker"e ait. Bu nadir Pripyat'ın tahliyesi videosunu kaydeden kişi Michail Nazarenko, kazadan sonraki ilk yıllarda hayatını kaybetti.


Ghost Town - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=lleQPaALSLo)


video "Pripyat'ın Son Günü" 18 MB mpeg dosyası.


Last Day of Pripyat - Video Dailymotion (http://www.dailymotion.com/video/x33da1_last-day-of-pripyat#.USqb8FdZ65I)


Ünite 3'ün çatısındaki temizlik işçilerinin(biyorobotlar) videosu. Temizliğin son aşaması. Çatıdaki radyasyon seviyesi saatte 10000-12000 röntgendi. (2 MB wmv dosyası)


http://www.dailymotion.com/video/xfelj0_biorobots_webcam#.USqrL1dZ65J


Reaktör 4'ün zemininden aşağıda çekilen, 'Fil Ayağı'nı gösteren video (3 MB wmv dosyası)

Under the Tchernobyl reactor #4 - Video Dailymotion (http://www.dailymotion.com/video/x33dcz_under-the-tchernobyl-reactor-4#.USqcPldZ65I)


Kimyasallarla bombalanan reaktörü helikopterden gösteren video (5 MB, mpeg dosyası)

http://www.consumedland.com/videos/video3.mpg

Video "Tükenmiş Topraklar" 64 MB mpeg dosyası, Mart 2006'da yapılan bi araba gezisinden.


Consumed Land - Video Dailymotion (http://www.dailymotion.com/video/xbycub_consumed-land#.USqcoVdZ65I)


Eğer Çerni'nin bir motosikletin arka koltuğundan nasıl göründüğünü merak ediyorsanız izleyin. Bu benim motosikletim değil, eğer benim olsaydı kamera daha hızlı hareket ediyor olurdu. Videoya "Mesmerism" adlı bir şarkı eşlik ediyor.

Land of the Wolves - Mesmerism - Video Dailymotion (http://www.dailymotion.com/video/x33brv_land-of-the-wolves-mesmerism#.USqcuVdZ65I)


"Acı Günlerin Günlüğü" adlı filmin 6 dakikalık versiyonu. Reaktör alanına düşen helikopteri kamerayla kaydetmeyi başaran kameraman ve yönetmen Vladimir Shevchenko'nun son filmi. Videoda çalan şarkı Davydov Dimitrij'a ait "Yasak Meyve"


Eine Chronik schwerwiegender Tage - Video Dailymotion (http://www.dailymotion.com/video/x33dpr_eine-chronik-schwerwiegender-tage#.USqc5ldZ65I)


"Nükleer Çiçek" adlı video.

Nuclear Flower - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=pBuTLKNnc30)


Bu videonun diğer adı "Salomon-Song", Ağustos 2006


Salomon's Song - Video Dailymotion (http://www.dailymotion.com/video/x33bds_salomons-song#.USqdOFdZ65I)


Discovery tarafından yayınlanan Türkçe versiyon olan sıfır saati isimli belgesel. Kazanın nasıl meydana geldiğini canlandırmışlar.

Sıfır Saati - Çernobil - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=doO31kpvf-Q&feature=player_embedded)


Çernobil´in Sırları - Chernobyl Diaries


Avrupa'da tatile çıkan altı kişilik bir arkadaş grubu, gezilerinde rehberlik etmesi için ekstrem bir tur rehberi tutarlar. Rehber, onları Chernobil nükleer faciasından önce işçilerin ikamet ettiği ama artık terk edilmiş olan Pripyat şehrine götürür. Yıkıntıların arasında gezerken turist kafilesi aslında yalnız olmadıklarını fark edecektir.


http://img04.imgsinemalar.com/images/afis_buyuk//cernobilin-sirlari-1340781424.jpg

mert_can 41
25-02-2013, 00:12
linkler için çok teşekkür ler kapalı maraşta bu arada iyimiş galeride kalan arabalar falan varmış 2 yere tech olarak meting falan mı yapsak napsak :D

c20let
25-02-2013, 00:12
Kardeşim şu ablamızın seyahatinin tamamını okuyabileceğimiz link vs var mı ?

qatrio
25-02-2013, 00:13
terkedilmiş şehirlerdeki araçların hep kapıları,kaputları falan açık oluyo ben de ona kitleniyorum :D

yagmalamaya çalışmışlardır hep ondandır evlerinde hepsnine girmişler zaten :)

MehmeT.
25-02-2013, 00:14
Kardeşim şu ablamızın seyahatinin tamamını okuyabileceğimiz link vs var mı ?

elenafilatova.com (http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/afterword_turk.html)


Tabi hocam buyur.:icon_tup: Çernobil faciasının en detaylı kaynakları bence bu sitede. İncelemenizi tavsiye ederim. Bende paylaşımlarımı buradan yapıyorum.:)

MehmeT.
25-02-2013, 00:25
Ölü kasabalar ve köyler sadece gündüz uyuyorlar. Gece hepsi uyanıyor. Hepsi kıpırdamaya, hışırdamaya başlıyor; kurbağalar vraklıyor.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image33.2.jpg

Alfa, Beta, Gama.

Bir baykuş gibiyimdir ve gece gezilerimde bana eşlik edecek birini bulamıyorum. Ne zaman birini buraya getirsem, bana rahat bir kafede bir şeyler içmek yerine neden burada kurbağa ezdiğimizi soruyorlar. Ben de onlara bir kafede iki paket sigara içmenin sağlığa Vilcha'da gezmekten daha çok zararlı olabileceğini söylüyorum. Çoğunlukla buradan kaçıp gitmek istiyorlar. İnsanlar buranın lanetli olduğunu düşünüyor...

Ben mutant ve Çernobil Kardanadamı hikayelerine inanmıyorum. Bence burası ilginç bir yer.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image34.1.jpg


Vilcha'nın dış mahallelerinde yeni nesil el geiger sayacım 109mR/saat gösteriyor. Kasaba reaktörden 45 kilometre uzakta, radyoaktif bulutların ilk uğradığı yerde bulunuyor. Sayaç dostum insanlığın bildiği her tür radyasyonu ölçebiliyor. Şimdi radyasyon türleriyle ilgili birkaç ufak şey öğrenme zamanı.

İçimizden geçebilen türe gama radyasyonu deniliyor. Birikebiliyor, yani vücudumuza verdiği zararı hesaplayabiliriz. Gama ışınları X ışınlarıyla neredeyse özdeştir. X ışınları insan yapımıdır, ama gama ışınları doğada bulunur. Kozmik radyasyon olarak da bilinir. Yüksek irtifada uçan her uçak, 25mR/saatlik bir kozmik radyasyona maruz kalır. Gama hızlı bir şekilde problemler yaratacak kadar güçlüdür. Gama bir dalgadır. Sizi saatler içinde öldüren türden görünmez kurşunlar gibidir. Ama alfa ve beta saatli bomba gibi çalışan taneciklerdir. Radyoaktif tozların solunması yoluyla insan bedenine girip orada kalırlar ve birkaç yıl içinde kanser hücrelerin oluşmasına sebep olurlar. Alfa tanecikleri üçü içinde en ağır olanlarıdır, betalar ise oldukça hafiftir, gamaların ise kütlesi yoktur. Alfa tanecikleri genellikle 4'le 12 santim arası bir mesafe katedip durur yani saf plütonyum toplarıyla bilardo oynayabilirsiniz. Derimizdeki ölü hücreler de beta radyasyonunu durdurabilir, yani plütonyum toplarıyla jonglörlük bile yapabilirsiniz.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image34.2.jpg


100mR/saat'lik radyasyon seviyesindeki bir yerde gezersek, Kiev-Londra seferi yapan bir uçaktaki bir yolcunun birkaç saatte alacağı gama radyasyonu dozunu bir saatte alırız. Londra'ya uçmadığıma göre aynı hafif dozu aldığımız Vilcha'da gezebilirim.

Malesef büyük bir risk olmasına rağmen, soluyarak aldığımız alfa ve beta taneciklerini sayamıyoruz. Felaketten sonraki bir yıllık süreçte radyoaktif partiküller yüzeyde kalıyor. O zamanlar bu toprakların üzerinde yürümüş olsaydım, ayakkabılarıma veda etmek zorunda kalırdım. Aynı şekilde, eğer geiger sayacımı radyoaktif yüzeye değdirseydim, sayacım radyasyon açısından kirlenmiş olurdu ve bozulurdu. Burada açık bir araçla gezmek plütonyum topları yutmak kadar çılgınca olurdu. Ama söylediğim gibi, şimdilerde radyasyon toprağa karışmış ve seviye düşmüş. Bu bölgede ufak bir sağlık tehlikesiyle seyahat edebildiğimiz için iyi, ancak bölgenin temizlenmesinin zorlaşmış olmasından dolayı da kötü.

Bu günlerde, radyasyon sebzelerde ve meyvelerde yaşıyor; bu sebepten manava gittiğinizde bir geiger sayacı bulundurmak, buradayken bulundurmak kadar yararlı olacaktır. Büyük bir mesele de mantarlar. Birçok Amerikalının tükettiğinden altı kat daha fazla mantar tüketiyoruz. Mantarlardaki kimyasallar sezyum-137'den bile daha kötü(öyle ki mantarlardaki sezyum düzeyi sezyum-137'nin yarı ömrü kadar azalmamış.).

Her neyse, bu kadar bilimsel şey yeterli; yolculuğumuza gün ışığında devam edelim.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image34.3.jpg



Haritadaki boşluk.

Sınırdayız ve tabela bizi Sovyetler Birliği'nin 15 devletinin dillerinde karşılıyor. Bazen Beyaz Rusya'da gezintilere çıkıyorum. Yollar daha iyi ve benzin daha ucuz. Bu ülke Rusya'yla iyi ilişkiler içinde ve dünyanın kalanından ayrı duruyor. Beyaz Rusya yıllarca başkanları olan Lukaşenko'nun otoriter rejimi altında yaşadı. Fidel Castro'ya benzer, daimi başkandır, sadece sakalı yok.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image35.1.jpg


Yeni haritalarda kurtların toprakları büyük bir boşluk olarak görünüyor. Terkedilmiş kasabalar, köyler ve yollar silinmiş.

Yetkililer çevresel olarak güvenli olmayan yolların bir haftasonu gezgini tarafından kullanılmasını istemiyor.

Sınır geniş. Arazi mücadele etmeye değmiyor. Anayoldan ayrılır ve sınır boyunca seyahat edersek, hangi ülkeye ait olduklarını bilmeyen ölü köylerden geçeriz.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image35.2.jpg


Asfalt kaplı yollar bitene kadar aracımızla gidiyoruz ve sonra yürüyerek yolculuğumuza devam ediyoruz. Arabanızı ya da motosikletinizi başıboş bıraktığınız için endişelenmenize gerek yok, kimse bulamayacaktır. Burada birileriyle karşılaşma ihtimaliniz Antarktika'da biriyle karşılaşma ihtimaliniz kadar.

Tabela bir köye olan mesafeyi gösteriyor.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image35.3.jpg


Bu bir kuş yuvası. Sığırcıklar uçup gideli uzun zaman olmuş.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image35.4.jpg


Beyaz Rusya'daki ayrılmış bölgenin adı 'radyoaktif ekolojik orman rezervi'. Köylerin çoğu çok uzak. Birçoğunun da yolu yok. Oralara gitmek için bir traktör kullanmalı ya da yürümelisiniz.

Yorulursanız, oturacak bir bank mutlaka olacaktır.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image36.1.jpg


Ya da ayakta durup Çernobil Niagarası'nı izleyebilirsiniz. Buradaki radyasyon seviyesi Kiev'dekiyle aynı. Bu köprüde durmak, Venedik'teki herhangi bir köprüdeki kadar güvenli. Ama unutmayın, bu Çerni; birkaç yüz metre yürüyüp kendinizi çok kötü bir yerde bulabilirsiniz. Çernobil bölgesinde sekiz yüzden fazla radyoaktif hurda mezarlığı var. 1986'da oluşturuldular ve şu an nerede olduklarını bilmiyoruz. Güvenlik için geiger sayacı hep açık olmalı.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image36.2.jpg


Sonunda bir köy bulduk. Adı belli değil.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image36.3.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image36.4.jpg



Hiç kimsenin olmadığı bir köye gelmenin bende yarattığı duyguları anlatmak zor. Ama yine de deneyeceğim. Önce sanki sağırmışsınız gibi hissediyorsunuz. Sessizlik olağanüstü. Cıvıldayan kuşlar yok, rüzgar yok, bu sessizliği bozacak hiçbir şey yok. Köyler kasabalardan daha bir alışılagelmedik duruyor. Evler, kulübeler sanki gerçek değillermiş gibi geliyor. Her şey bir çizimmiş gibi, ve sanki ben bu resmin içine adım atıyorum.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image36.5.jpg


Smirnovka.

Bu, köy kulübü. İnsanları eğlenceler düzenlediği, toplandığı, film izledikleri bir yermiş.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image37.1.jpg


Şimdiyse eğlence bitmiş. Kapılar açık ama kimse içeri girmiyor. Böyle kapalı bir yerde bir yaban domuzuyla karşılaşmak pek de güvenli olmazdı.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image37.2.jpg


Köylerde bir deyiş vardır; evini tamir etmezsen yıkılır. Görünüşe göre doğru.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image37.3.jpg


Bir çok yerde, tahta haçlar üzerine aceleyle kazınmış şeyler, burada yaşanmış zengin hayatlardan kalan son şey. Muhtemelen haçlara bakıp sevdiklerine dua edenlerin de çoğu burada.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image37.5.jpg


Bu köyü birkaç yıl önce buldum, ama onu haritamda bulamadım. Köy mezarlığına bakılırsa, 1800'lerin başından 1986'ya kadar bu köyde yaşayanlar Smirnov'larmış.

Evliliklerin aynı aileden kişiler arasında yapıldığı bir tarikat köyü olmalı. Herkesin soyadı aynı.

Bu köyü haritama ekledim ve adını Smirnovka koydum. Ünlü bir votkaya verdiğimiz isim. Acaba burada yaşamış insanlarla Smirnoff marka votkayı yapanlar arasında bir bağ var mıdır merak ediyorum.

Tabii sadece merak edebilirim, çünkü burada sorumu cevaplayacak kimse yok.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image37.6.jpg

c20let
25-02-2013, 00:30
elenafilatova.com (http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/afterword_turk.html)


Tabi hocam buyur.:icon_tup: Çernobil faciasının en detaylı kaynakları bence bu sitede. İncelemenizi tavsiye ederim. Bende paylaşımlarımı buradan yapıyorum.:)

Sağolasın valla belgesel izlemeye bayılırım zaten gece gece sıkıntıma ilaç gibi geldi şu discovery belgeseli :) sonrada link'i koyduğun yazıyı okurum :D uyku vakti gelir zaten.

fkocak
25-02-2013, 00:42
hepsini okudum. artık belgeseller de uygun bi saate bıraktım. ne yalan söylüyüm benim de canım gitmek gezip görmek o duyguyu yaşamak istedi. eğer alınacak radyasyon birkaç röntgenden ibaretse çok büyük bir tehlike gibi gözükmüyor :)

MehmeT.
25-02-2013, 00:46
Sağolasın valla belgesel izlemeye bayılırım zaten gece gece sıkıntıma ilaç gibi geldi şu discovery belgeseli :) sonrada link'i koyduğun yazıyı okurum :D uyku vakti gelir zaten.

Keyifli seyretmeler:icon_tup::)



hepsini okudum. artık belgeseller de uygun bi saate bıraktım. ne yalan söylüyüm benim de canım gitmek gezip görmek o duyguyu yaşamak istedi. eğer alınacak radyasyon birkaç röntgenden ibaretse çok büyük bir tehlike gibi gözükmüyor :)
Dediğiniz gibi eğer alınacak radyasyon 1 röntgen e eşdeğer ise o kadar da problem olmaz bence sonuçta yeri geliyor hayatımızda defalarca röntgen çekiniyoruz:)

fkocak
25-02-2013, 00:59
Keyifli seyretmeler:icon_tup::)



Dediğiniz gibi eğer alınacak radyasyon 1 röntgen e eşdeğer ise o kadar da problem olmaz bence sonuçta yeri geliyor hayatımızda defalarca röntgen çekiniyoruz:)

o radyasyon ölçen alet, bir racing bike ve bir silah alacağımız 3 şey olmalı :) yok mu çok ciddi düşünen :D

wolrath
25-02-2013, 01:01
yangın yara-savunma egıtımlerı esnasında radyoaktıf kırlenme - korunma - olcme gıbı bı dersımız vardı.aman yani.o zaman bıle tırsmıstım kı,burayı dusunemıyorum bıle.gecmıste cokca kaynaktan ızledım , bılgı edındım burası ıle ılgılı.

radyoaktıf maddelerın hayatımızdakı yerı ıcın , kesınlıkle okuyun ;)

http://images.gittigidiyor.com/4545/cok-gec-olmadan-bernard-l-cohen-a37__45453975_0.jpg

wolrath
25-02-2013, 01:13
lakın benım asıl ılgımı ceken tıbbın gelısmesını saglayan II.dunya savası sırasındakı nazılerın ınsan deneylerı olmustur hep.

gemıde hep merak ederdım. zamana gore suda hayatta kalma surelerı vs yı.megersem bu hayvanlar tarafından bulunmus bunlar hep.bu soyledıgım en ınsancıl olanı...ıkız deneylerı felan aman yani...


Dr. Ümit Şahin

Yirminci yüzyılın teknolojik gelişmelerle anılan tıp tarihinde 3. Reich Almanya’sının özel bir yeri var. Nazi dönemi, bugün kimi yazarlarca modernizmin mantıki bir aşaması sayılıyor; öyleyse Nazi tıbbı da tıp bilgisinin gelişiminde bir aşama olarak kabul edilebilir.
En hafif deyimiyle “dehşet verici”bir aşama olan Nazi döneminde tıp dünyası insan üzerinde yapılan deneylerin en uç örneklerine tanık oldu. “İşkence”sözcüğünü bile hafif bırakan bu “deneyler”, insanın gayet soğukkanlı bir şekilde “kobay” olarak kullanıldığı uygulamalardır ve şaşırtıcı bir çeşitlilik gösterir. Nazi tıbbında herkesin adını gayet iyi bildiği birkaç “meslektaşımız”, örneğin Dr. Joseph Mengele, Dr. Sigmund Rascher vb. tarafından yapılan bu deneylerden elde edilen verilerin kullanımıyla ilgili etik tartışmalar ise hâlâ sürüyor.
Bu dönemde yapılan insan deneylerinin ideolojik, askeri ve tıbbi amaçları vardı. Nazi doktorlar yaptıkları deneyleri askeri bir gereklilik olarak savunuyorlar ve bu açıklamayı yeterli bir akıl yürütme olarak görüyorlardı. Ne var ki nasıl Yahudi soykırımının nedenlerini anlamak hiç kolay bir şey değilse, bu deneylerin yapılabilmiş olmasını anlamak da hiç kolay değil. Bu yapılanları “insanlık dışı bir vahşet” olarak adlandırmak da faşizmi anlamaya yeterli olmuyor.
Bu dönemde Nazi doktorlar tarafından yapılan başlıca deneyleri anlatmaya çalışalım şimdi. Deneyler çoğunlukla Yahudiler olmak üzere Nazilerin aşağı ırklar olarak kabul ettiği gruplar ve savaş esirleri üzerinde yapılmıştır. Elimizdeki bilgiler toplama kamplarından kurtulan kişilerin anlatımlarına ve savaş sonrası mahkemelerdeki itiraflara dayanıyor:
Dondurma-hipotermi deneyleri:Mahkumlar saatlerce buzlu su tanklarının içinde tutuluyor ve deney genellikle mahkumların donarak ölmeleriyle sonuçlanıyordu. Amaç, düşman ateşine hedef olan Alman pilotlarının Kuzey denizinin buzlu sularında kaç saat canlı kalabileceklerini bulmaktı. Kuzey denizinde bu sürenin 1-2 saatten fazla olmadığı biliniyordu. Dr. Sigmund Rascher bu soğuk koşulları Dachau’da, daha sonra da Auschwitz’de oluşturmaya çalıştı ve yaklaşık 300 mahkum kullandı. Bu deneklerin en az 80-90’ının öldüğü biliniyor.
Yüksek rakım deneyleri:1942’de Dr. Rascher’in Dachau’da yaptığı deneylerin amacı pilotların uçaktan oksijenli ya da oksijensiz olarak atladıkları zaman kullanmaları gereken araçları saptamaktı. Rascher bunun için bir basınç odasında yüksek irtifa koşullarını oluşturmuştu. Genellikle kurbanlarının beyinlerini henüz canlıyken disseke ediyor ve yükseklik hastalığının beynin subaraknoid kan damarlarındaki küçük hava kabarcıklarının bir sonucu olduğunu gösteriyordu. Denek olarak kullanılan 200 mahkumdan 80’i hemen ölmüş, kalanlar deney sonucunda öldürülmüştür.
Deniz suyu deneyleri:Deniz suyunun içilebilirliğini denemek üzere Dachau’ya 90 çingene mahkum üzerinde Dr. Hans Eppinger tarafından yapılan deneylerdir. Deneklere deniz suyu hiç değiştirilmeden ve tek sıvı kaynağı olarak verildiğinde 6-12 gün arasında ciddi fiziksel patolojilere ve ölüme neden oluyordu. Denekler o kadar ağır dehidrate oluyorlardı ki bir damla su için yerleri yaladıkları görülüyordu.
Sulfanilamid deneyleri:Alman Silahlı Kuvvetleri 1941-1943 yıllarında Rus cephesinde gazlı kangrene bağlı çok ağır kayıplar verdi. Bu kayıplar ve diğer savaş yaralarına bağlı infeksiyonlar, cerrahiden ziyade kemoterapötiklere karşı bir ilginin doğmasına neden oldu. Sulfonamidlerin keşfi, savaşa bağlı yara infeksiyonlarının tedavisi için yeni ve devrim niteliğinde bir olanak sunuyordu. Savaş yaraları sağlıklı Yahudiler üzerinde oluşturuluyor ve bu yaralarda streptokok; tetanoz ve gazlı kangren infeksiyonlarının gelişmesi sağlanıyordu. Yaranın iki yanındaki damarlar bağlanarak anaerob ortam yaratılıyor ve oluşan infeksiyonun sulfanilamidle tedavisi deneniyordu.
Tüberküloz deneyleri:Nazi doktorlar tüberküloza doğal bağışıklık olup olmadığını saptamak ve aşı geliştirmek amacıyla da deneyler düzenlediler. Dr. Heissmeyer, tüberkülozun bir infeksiyon hastalığı olduğuna dair yaygın inanışı çürütmeye çalışıyordu. Dr. Heissmeyer’in iddiası bu gibi infeksiyonlara Yahudiler gibi aşağı ırklar tarafından daha kolay yakalanıldığıydı. Heissmeyer, canlı tüberküloz basilini deneklerinin akciğerine injekte ediyordu. Ayrıca deneylerinde kullandığı 20 Yahudi çocuğun lenf nodlarını da çıkartmıştı. Yaklaşık 200 yetişkin Yahudi bu deney sonucu ölürken, söz konusu 20 çocuk Bullenhauser Barajı’nda, Heissmeyer’in deneylerini yaklaşan müttefik kuvvetlerinden gizleme çabaları nedeniyle asılarak öldürüldü.
Zehir deneyleri:Buchenwald’de bir araştırma ekibi fenol, benzin ve siyanür injeksiyonuyla Rus mahkumlar üzerinde infaz denemeleri yaptılar. Deneylerde deneklerin ölüm hızları ölçülüyordu.
Yara deneyleri:Himmler, SSaskerlerinin savaş alanlarında hemoraji nedeniyle öldüklerini görünce, Dr. Rascher’e Alman birliklerine savaş alanına gitmeden önce kullanmaları için koagülan geliştirmesini emretti. Dr. Rascher kendi geliştirdiği koagülanların, Dachau krematoryumunda canlı ve bilinci açık mahkumlarda yaptığı amputasyonlar sırasında görülen kanamalar üzerindeki etkisini araştırdı. Ayrıca Ravensbrueck toplama kampında kurbanların ampute kol ve bacaklarını birbirlerine transplante etme gibi girişimlerde bulunuldu.
Suni döllenme deneyleri:Ünlü 10. Blok deneyleridir. Himmler, Dr. Carl Clauberg’in üst düzey bir SSsubayının infertil karısını tedavi ettiğini duyunca etkilenir ve Dr. Clauberg’i Auschwitz’de çalışmak ve 10. Blok’ta bir laboratuvar kurmak üzere görevlendirir. 10. Blok’ta çoğunluğu daha önce doğum yapmamış 20-40 yaşları arasındaki evli kadınlar toplanır. Kadınlar burada sürekli olarak öldürülme, kısırlaştırılma ve Clauberg’in tecavüzüne uğrama korkusuyla yaşıyorlar ve deneyler için özel olarak seçilmiş erkek mahkumlarla cinsel ilişkiye zorlanıyorlardı.
Kısırlaştırma deneyleri:Himmler’in asıl ilgisi kısırlaştırma üzerindeydi. Clauberg’i infertilite tedavisinin tam tersi üzerinde çalışmaya ikna etti. Clauberg tüm enerjisini kitle kısırlaştırması yöntemleri geliştirmeye yöneltti. Binlerce mahkumun genital organları, kısırlaştırma için en ucuz yolun bulunması için yapılan çalışmalarda sakatlandı. Naziler bu yöntemleri milyonlarca mahkuma uygulayabilmeyi umuyorlardı. Auschwitz’de uterus ve servikslerine kostik madde injekte edilerek kısırlaştırılmak istenen kadınlar korkunç ağrılar çektiler, şiddetli kasılma ve kanamalar yaşadılar, overlerinde iyileşmeyen inflamasyonlar oluştu. Erkeklerin ise testislerinde yüksek dozlarda radyasyon ışınlaması yapılıyor, daha sonra oluşan patolojik değişikliklerin incelenmesi için de testisleri çıkarılıyordu.
İkiz deneyleri:Bu deneyler Auschwitz’de Dr. Joseph Mengele tarafından yapıldı. Mengele’nin en “sevdiği” denekler Yahudi cüceler ve tek yumurta ikizleriydi. Dr. Mengele’nin Nazi ideolojisinin saf Aryan ırk düşüncesinden kaynaklanan saplantıları onu üreme ve çoklu doğumlarla ilgili sırları çözmeye yöneltiyordu. Amacı Aryan ırkın çoğalmasını ve dünya nüfusuna hakim olmasını sağlayacak yöntemler geliştirmekti. Bu amaçla kullanılan 1000 çift ikizden 200 çift hayatta kalabilmiştir.
Yahudi iskeletleri koleksiyonu:Dr. August Hirt, Strasburg Üniversitesi Anatomi Profesörüydü. “Nesli tükenmiş Yahudi ırkına”adanmış bir müze için Yahudi kafatasları ve iskeletlerinden oluşan büyük bir koleksiyon oluşturmak istiyordu. 1943’de bu amaçla Natzweiller toplama kampında gazlanarak öldürülen 115 kişi Strasburg Üniversitesi Anatomi bölümüne gönderilmiştir.
Nazi doktorların 2. Dünya Savaşı boyunca gerçekleştirdikleri insan deneylerinden bazıları böyle özetlenebilir. Ayrıntılarını yazarken/okurken bile dehşet içinde kaldığımız bu “bilimsel araştırmalar” da geride bırakmak üzere olduğumuz binyılın “tıbbi”olguları arasında yer alıyor. Aslında ortaçağ engizisyonundan kızılderili soykırımına; cadı avından diktatörlüklere ve kanlı savaşlara kadar 2. Binyıl acımasız vahşet sahnelerinden geçilmiyor. Ama Nazi döneminin ve yüzyılımızda yaşanan diğer faşist dönemlerin ayırıcı yanı, herhalde bugün bir parçası olduğumuz “çağdaş uygarlığın”bir aşaması ve ürünleri olması.
Daha “temiz” bir geleceğe ve “insani” bir tıbba ulaşmak için sadece yarım yüzyıl önce yaşanan tüm bu olayları da unutmamak gerekiyor.

http://24.media.tumblr.com/tumblr_mbslppSq451rxam8fo1_500.jpg
http://top5s.net/wp-content/uploads/2011/08/361.jpg
http://thehumanmarvels.com/blog/wp-content/uploads/2008/11/auschwitz-dwarfs.jpg
http://3.bp.blogspot.com/_Gq8Ke2chpgI/Sfd2H19auUI/AAAAAAAACQo/1X7r3lDTr_k/s400/Auschwitz4.jpg
http://www.holocaust.com.au/mm/images/nazi_campmedipic.gif
http://t0.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQMVR-edV5ew3qe-StsuHG7-rvyYg5nrYP1jM_158_bwevX1BmBJA
http://www.mengele.dk/images/exp8.jpg
http://phillipknightley.com/wp-content/themes/thesis/rotator/thalidomide.jpg
http://3219a2.medialib.glogster.com/media/8e/8e97b8112384d779dbb109fbcdb56fe90b66ba6466b976dfbe dc9751fa9b16be/nazi-pictures.jpg
http://www.whale.to/b/2267-Male-twins-undergoing-spirometry-by-Otmar-Freiherr-von-Verschuer.jpg
http://history.amedd.army.mil/booksdocs/wwii/actvsurgconvoli/Figures/fig51.jpg
http://www.pbs.org/wgbh/nova/holocaust/images/experiside_04_women.jpg


bunlar yetmemıs bı de gazla zehır testlerı yaptıkları ve yaktıkları ınsanlardan gerıdonusum yapmıslar.

Polonya'da bir enstitü tarafından yapılan bir araştırma, Alman Nazilerin savaş sırasında, gerçekten sabun üretmek için insan bedenini kullandığını ortaya koydu.

Polonya'daki IPN Enstitüsü’nün açıkladığı araştırma sonuçları, Nazilerin, Profesör Rudolf Spanner tarafından yönetilen Dantzig Tıp Akademisi Anatomi Enstitüsü’nde insan bedeninden alınan bazı maddelerle sabun yaptıklarına kuşku olmadığını gösteriyor. IPN'den Paulina Szumera, araştırmayı, bu olayları inkar eden seslere karşılık vermek için başlattıklarını,söyledi.

Szumera, Polonyalı bilim adamları tarafından, Lahey'deki uluslararası Adalet Divanı'nın arşivlerinde kalan ve Nürnberg'teki mahkemede kanıt olarak kullanılan son sabun parçası üzerindeki incelemelerde, sabun yapımında kullanılan bedenlerin Stutthof Nazi Temerküz Kampı ile Gdansk'taki cezaevleri ve bir psikiatri kliniğinden geldiğinin saptandığını söyledi.

İnsan bedeninden yapılan sabunların, profesör Spanner'in laboratuvarında masaların temizliğinde kullanıldığı saptanan araştırmada, sabunlara kötü kokmaması için badem esansı katıldığı da ortaya konuldu.

Nazilerin ve komünistlerin Polonyalılara karşı işlediği suçları araştıran bir enstitü olan IPN'nin araştırmasında, sabun yapılan insanların laboratuvarda öldürülüp öldürülmediği ya da bu sabunların piyasaya sürülüp sürülmediği konusunda bilgi verilmedi.

Kaynak : Nazi vahşetine bilimsel tesbit (http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/387243.asp)

BurakCengizhanoğlu
25-02-2013, 01:16
Çıkamıyorum konudan yaa :)

MehmeT.
25-02-2013, 01:25
Paylaşımınız için teşekkürler. Gerçekten ürkütücü ve dudak uçuklatıcı bilgiler resmen.. Neymiş bu naziler böyle.. Denek olarak da hep mahkumlar ı kullanmışlar resmen işkenceden beter etmişler..

arfy
25-02-2013, 01:30
arkadas pripyat dedik takıldık şimdide naziler çıktı ... okumadığım sayfa , satır kalmadı .. yeter la çıkamadık :D burdan ufolara falan bağlamayın da

wolrath
25-02-2013, 01:36
arkadas pripyat dedik takıldık şimdide naziler çıktı ... okumadığım sayfa , satır kalmadı .. yeter la çıkamadık :D burdan ufolara falan bağlamayın da

:):)

ufo dedıgın nazı işi yine.aman girmeyelım cıkamayız gercekten.
bombayı atıp kacıyorum o halde.
bakınız:

haunebu.

http://www.bibliotecapleyades.net/imagenes_tierrahueca/I_Haunebu2-07.jpg



Paylaşımınız için teşekkürler. Gerçekten ürkütücü ve dudak uçuklatıcı bilgiler resmen.. Neymiş bu naziler böyle.. Denek olarak da hep mahkumlar ı kullanmışlar resmen işkenceden beter etmişler..

""Deneyler çoğunlukla Yahudiler olmak üzere Nazilerin aşağı ırklar olarak kabul ettiği gruplar ve savaş esirleri üzerinde yapılmıştı""

;)

aTaBeY
25-02-2013, 01:40
Vallahi bende tek tek okudum sıkıntıya girdim gerçekten tehlikelide olsa gidip görmek gerek , okumadığım satır kalmadı bende konudan çıkamıyorum açan arkadaşa tebriklerimi iletiyorum.. Konuyu takip ediyorum.

akarags1905
25-02-2013, 01:48
Abi hadi konu iyi dedik, verilen linklere videolara sardık, insan yiyenlerin uçak kazasını da gördük en kalp dayanmaz resimleri de ancak kafayı yemeye ramak kaldı akü:(

yahu öyle bir girmişim ki konuya bahçeye sigara içmeye çıkarken tırsıyorum çünkü gözümün önüne mutasyona uğramış çocuk fotoğrafları geliyo:S

konunun özü gerçekten çoğu insanın kaldıramayacağı bilgiler içeriyo.. dediğim gibi ben kötü fotoğrafların en fazla 5ine bakabildim..

bana en dramatik gelen bilgi ise: reaktörün kapatılması için çalışan asker ve itfaiyeciler oldu.. devlet çatıya robot yolluyor robotun devreler 10saniye sonra pert.. e adamlarda çözümü! insada buluyo ve bir güzel kandırarak gencecik insanları oraya yolluyorlar..

reaktörün altına tünel kazılıp beton dökülüyor, helipkopterle reaktörün üzerine kurşun atılıyor, toprakla reaktörün üzerini örtüyorlar, işte bu 3 aşamadaki insanlar en fazla etkiyi yaşayanlar.. allah hepsini gani gani rahmet eylesin, olmasalar ne olurdu düşünmek bile istemiyorum..

biraz içine girince söylenecek o kadar çok sözü oluyor ki insanın gerçekten çok acı bir durum yaa..

MehmeT.
25-02-2013, 01:56
Abi hadi konu iyi dedik, verilen linklere videolara sardık, insan yiyenlerin uçak kazasını da gördük en kalp dayanmaz resimleri de ancak kafayı yemeye ramak kaldı akü:(

yahu öyle bir girmişim ki konuya bahçeye sigara içmeye çıkarken tırsıyorum çünkü gözümün önüne mutasyona uğramış çocuk fotoğrafları geliyo:S

konunun özü gerçekten çoğu insanın kaldıramayacağı bilgiler içeriyo.. dediğim gibi ben kötü fotoğrafların en fazla 5ine bakabildim..

bana en dramatik gelen bilgi ise: reaktörün kapatılması için çalışan asker ve itfaiyeciler oldu.. devlet çatıya robot yolluyor robotun devreler 10saniye sonra pert.. e adamlarda çözümü! insada buluyo ve bir güzel kandırarak gencecik insanları oraya yolluyorlar..

reaktörün altına tünel kazılıp beton dökülüyor, helipkopterle reaktörün üzerine kurşun atılıyor, toprakla reaktörün üzerini örtüyorlar, işte bu 3 aşamadaki insanlar en fazla etkiyi yaşayanlar.. allah hepsini gani gani rahmet eylesin, olmasalar ne olurdu düşünmek bile istemiyorum..

biraz içine girince söylenecek o kadar çok sözü oluyor ki insanın gerçekten çok acı bir durum yaa..

Haklısınız reaktör patladıktan sonra en çabuk şekilde imha edilmesi için binlerce masum insan seferber edildi ve sonra maalesef yüksek radyasyondan dolayı çoğu yaşamını yitirdi hayatta kalanlar ise radyasyondan dolayı ağır hastalıklara yakalandılar.

Beni şu söz çok etkiledi ;


Çatıdaki iş belki de hepsi içinde en kısa süreniydi, sadece iki dakika. Bir çok askere ordudan emekli olabilmeleri için gereken süreyi dolduracak iki seçenek sunulmuştu. Biri cehennemvari bir kurşun, roket ve bomba yağmurunda, Afganistan'da iki yıldı; diğeri ise sakin, sessiz ve görünmez bir gama ışını yağmurunda, Ünite 3'ün çatısında iki dakika.


Lise zamanında bu konu o kadar ilgimi çekmiştiki bir ödevde 4 sayfalık bir makale yazmıştım kendim ve o 4 sayfaya bile sığdıramadığım pek çok şey vardı...

c20let
25-02-2013, 02:02
:D konu süper ilerliyor enteresan döküman paylaşacaklar devam etsin uyku yok okuyacak şeyler lazım

MehmeT.
25-02-2013, 02:03
Eski bir arı kovanı. Arılar uçup gitmiş.

İnsanlarla birlikte köylerden barınan kedilere, köpeklere ve diğer hayvanlara ne olduğunu merak etmişimdir. Besi hayvanları katledilmiş, kediler ise doğaya geri dönmüşler.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image39.1.jpg


Bu köyün adı 'Beyaz Sahil'. Beyaz Sahil anayola yakın ve hâlâ burada yaşayan birileri var.

Bazı köylerde birileri yaşıyor dediğimde bu, orada yaşayan 2 ila 5 insan olduğu anlamına gelir. Eğer bir köyde 20-30 kişi yaşıyorsa, bu Çernobil standartlarına göre bir megapol oluyor.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image39.2.jpg


Çernobil'de isimsiz bir köyde, Büyük Vatan Muharebesi'nin(II. Dünya Savaşı Doğu Cephesi) İsimsiz Askerinin mezarı.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image39.3.jpg


Pluton'un Diyarı

Plütonyum binlerce yıl hüküm süreceğinden, Plütonyum-239'la diğer kimyasal elementlerin farkı sahnedeki krallarla gerçek hayattaki kralların farkı gibi oluyor. Aşırı derecede zehirli ve kimyasal reaktifliği oldukça yüksek, plütonyumun yarılanma ömrü 24000 yıl.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/pluto.jpg


Şans eseri, Çernobil bir uranyum reaktörüydü, bölgedeki tüm plütonyum(miktarı reaktörün yaşına bağlı) uranyum ürünüydü. Bazıları küçük bir miktar olacağını söylüyor, zaten fazlasına da gerçekten ihtiyacımız yok. Elimizdeki bilgilere dayanarak, 1 pound(yarım kilodan az) plütonyumun dünyadaki tüm insanları öldürmeye yeteceğini söyleyebiliriz.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/pluto2.jpg



Plütonyum atom bombalarında ve 'hızlı üretken reaktörlerde' yakıt olarak kullanılır. Adını kendine yakışır şekilde, ölülerin tanrısı ve yeraltı dünyasının hükümdarı Pluto'dan alır.




http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/pluto3.jpg


Amerikyum

Köylerden bazıları ağır derecede zehirlenmiş. Burada radyasyon reaktör yakınlarında olduğundan bile daha yüksek.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image40.1.jpg



Geiger sayacımızla yol üzerinde ve yoldaki bir bitki üzerinde ölçüm yapıp değerleri karşılaştırırsak, bitkide asfaltın 8.5 katı radyasyon olduğunu görürürüz, çünkü radyasyon yaşayan organizmalarda yoğunlaşıyor. Bu radyasyonun kaynağı Amerikyum.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image40.2.jpg


Başlarda burada durum çok kötü değildi. Bölge Plütonyum-241'le zehirlenmişti. Plütonyumun tuhaf bir özelliği vardır; başlarda o kadar da radyoaktif değildir. 14.4 yıl boyunca sessizce bekler ve sonra Amerikyum-241'i de içeren bileşenlerine ayrılır. Amerikyum güçlü gama ışınları yayar; onu oluşturan plütonyumun yaydığı gama ışınlarıyla karşılaştırırsak, amerikyum kaynaklı ışınlar top güllesi gibiyken, plütonyum kaynaklı ışınlar ancak tüfek fişeği olabilir



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image40.7.jpg


O gün gösterimde olan filmler ve yakında gelecekler bu karatahtaya yazılırdı. Bir sonraki gösterim 400 yıl sonra.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image40.4.jpg


Bu sınıfta da artık ders yok. Şimdi burada öğretilen tek ders, Plütonyum-241'in kardeş izotopu olan amerikyum-241'in yarılanma süresinin 400 yıldan fazla olduğu...

Bizden kuşaklar sonraki akrabalarımız bile hala bu bozunma sürecinin etkilerini görecek, kemiklerimiz toza dönüştükten çok sonra bile.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image40.5.jpg



Resmi olmayan kaynaklardan fotoğraflar ;


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image41.1.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image41.7.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image41.2.jpg


Kirlenmiş köyler yaşayan çiftçiler, dört boynuzlu buzağıların, aşırı büyük gözlü domuzların doğduğunu bildiriyorlar.

Bu bilgi ne kadar güvenilir bilmiyorum ama, eğer o köylerden geçecek olursam, fotoğraf makinamın pillerinin dolu olduğundan emin olacağım.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image41.3.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image41.4.jpg


Bu hikayenin en trajik kısmı Çernobil çocukları.

Gazetelerde ve televizyonlarda gösterilen bir çok fotoğraf var. Bazıları onların böyle olmasının sebebinin Çernobil olduğunu söylese de, kimileri de bu tip çocukların kazadan önce de olduğunu, onların buralarda çok olan alkoliklerin ya da uyuşturucu kullananların çocukları olduğunu söylüyor.

Ölen insanlarla ilgili bilgimiz az, yetkililer hepsini inkar ediyor. Doğru bilgi eksikliği söylentiler, güvensizlik ve panik yaratıyor.

Ben konunun söylentilere değil bilimsel bir araştırmalara konu olması gerektiğini düşünüyorum. İki şekilde de, Çernobil'in çocukları olsalar da olmasalar da, onlar zavallı çocuklar, yaşamaya zar zor değecek bir hayat yaşıyorlar.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image41.5.jpg

Tunç
25-02-2013, 08:23
dün gece çıktıkdan sonra paylasım varmı diye sabah saba ilk işim konuya girmek oldu :)

M.A.D
25-02-2013, 08:46
geçmişte en çok ilgimi çeken olay bu, fotoğraflara bakarken de call of duty aklıma geldi :) müsait zamanda oturup okuncak bi konu olmuş bu ayaküstü okunmaz :)

secomeco
25-02-2013, 09:19
Konuyu hazirlayan arkadasa ve eklenti yapanlara cok tesekkurler.cok etkileyici olaylar yitip giden binlerce ve etkilenen yuzbinlerce insan.buyuk bir dram acaba o gunleri yasayan insanlar nerede ne yapiyorlar ne hikayeler vardir kimbilir.

initial-D
25-02-2013, 09:39
etki haritası

http://forum.tabut.net/uploads/monthly_08_2008/post-10266-1218077481.jpg
http://www.chernobylee.com/blog/images/chernobyl_mapContinentalScale_sm.jpg

Tahir
25-02-2013, 10:03
Çok güzel bir paylaşım ellerinize sağlık, insan dalıp gidiyor okudukça ve resimleri gördükçe..

efe-E
25-02-2013, 10:08
Olay başlıktan sapıyorsa bir önerim olacak;

İşkenceci Nazi Almanyası - Sömürgeci İngiliz Hegemonyası - Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzkarası İnönü iktidarı arasında kaybolup gitmiş 700'den fazla hayat için,

Halit Kakınç - Struma

Mutlaka okuyun...

HkN
25-02-2013, 10:20
dün gece çıktıkdan sonra paylasım varmı diye sabah saba ilk işim konuya girmek oldu :)

Bende katılıyorum

Kahraman castle
25-02-2013, 10:24
çok acımasızca terk edilmiş.

Dragger
25-02-2013, 10:27
Çok güzel bir konu içeriği ne kadar üzücü olsa da.

Bir oyun yapılmıştı bunla ilgili, 10dk oynayamadım oyunu böyle bir gerilim yok.

rekord2000
25-02-2013, 11:12
Kitlendim kaldim konuya iyimi

srknzfr
25-02-2013, 11:35
bizim evden pripyat'a bi yol tarifi alayım dedim çok da uzak sayılmaz :D

http://d1302.hizliresim.com/16/t/kh6cs.jpg (http://bit.ly/c25MCx)

srknzfr
25-02-2013, 11:37
bu arada google maps ile de pripyat hakkında güzel fotolar bulunabiliyor uydudan oranın görüntüsünü görmek bile garip duygular yaşamama sebep oldu

mody
25-02-2013, 12:15
paylaşım için teşekkürler, yazılanları okurken, fotolara bakarken insan tarifi mümkün olmayan şeyler hissediyor, kim bilir gidince neler oluyordur?

0M42
25-02-2013, 12:39
Arkadaşlar bahsi geçen bölgede oluşan yüksek radyasyondan ötürü bazı insanların uzun vade de etkilenip mutasyona uğradıkları hatta bu şekilde orda yaşamını sürdürüp yeni doğan çocukların daha doğrusu değişik bir türün o bölgede gizli saklı yaşam sürdüğünü idda eden bir yazı okumuştum bir ara.Bunun doğru olma payı varmıdır sizce :)

burkaykalyon
25-02-2013, 12:44
Konuya girmeye korkuyorum iyi mi... Yaşım itibariyle bilmiyorum bu olayı tabi ama duymuştum birkaç kaynaktan da okumuştum ancak tam detaylı değil. Meğer neler yaşanmış neler... Bilgiler için teşekkürler..

HkN
25-02-2013, 12:54
Arkadaşlar bahsi geçen bölgede oluşan yüksek radyasyondan ötürü bazı insanların uzun vade de etkilenip mutasyona uğradıkları hatta bu şekilde orda yaşamını sürdürüp yeni doğan çocukların daha doğrusu değişik bir türün o bölgede gizli saklı yaşam sürdüğünü idda eden bir yazı okumuştum bir ara.Bunun doğru olma payı varmıdır sizce :)



Böyle bir film vardı ama Amerikan yapımı ve orada geçiyordu. Sanırım bir dizi gibi bir şeydi. ORadaki insanların tipleri değişmişti ve eski bir maden ocağı filan gibiydi..

Omak
25-02-2013, 12:57
Gitmeyi en çok istediğim tek yer. sağır edici derecede bir sessizlik sahipmiş. şu fotoğrafları çeken hatun ablamız motoruna beni de atıp götürse keşke.

fkocak
25-02-2013, 12:59
Böyle bir film vardı ama Amerikan yapımı ve orada geçiyordu. Sanırım bir dizi gibi bir şeydi. ORadaki insanların tipleri değişmişti ve eski bir maden ocağı filan gibiydi..

cehenneme bir adım (the descent 1-2) filminden bahsediyosunuz heralde. devam filmi şeklindeydi

ice
25-02-2013, 16:42
Paylaşım için tesekkür ederim takipteyim konuyu...

mtahakorkmaz
25-02-2013, 16:49
sürükleyici teşekkürler paylaşım için şuan vizyonda olan zor ölüm filmindede çernobil falan uranyum falan bahsediliyordu bu konuyu esinlenerek yapmışlar sanırım

ssdriver
25-02-2013, 16:55
eline sağlık güzel paylaşım. bu tip mekanlar benim de hoşma gider. böyle yıllarca terk edilmiş mekanların bir ismi vardı "buluntu" mekan mı deniyordu sanki ?

MehmeT.
25-02-2013, 17:15
Sessiz Kasaba Poleskoye

Yolculuğumuzu sonunda, Polissia Bölgesi'nin yönetim merkezi ve Kurtların Toprakları'nın başkenti olan bu kasabayı ziyaret edeceğiz.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image42.1.jpg

Bu, kasabanın Sovyet binası.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image42.2.jpg


Sovyet yönetimi sırasında, eğer biri ev yapmak isterse, uyması gereken sıkı standartlar vardı. Sadece güçlü bağlantılar olanlar standardın dışında(daha büyük) bir ev yapabilirdi. 70 yıl boyunca komünist parti tüm insanları sosyal anlamda eşitlemeye çalıştı ancak başarısız oldu. Bazı evler hâlâ diğerlerinden daha büyük.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image42.3.jpg


Çernobil herşeyi bir günde eşitledi ve şimdi parti başkanlarıyla normal insanların evleri bir arada yanyana duruyor.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image43.1.jpg


Bunlar normal insanların evleriydi.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image43.2.jpg


Bu evden geriye sadece baca ve fırın kalmış.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image43.3.jpg


Poleskoye merkezi

Poleskoye şehir merkezi bir nükleer bombardımandan çıkmış gibi görünüyor, 1943 Stalingrad'ıyla 1945 Hiroşima'nın bir kesişimi gibi.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image44.1.jpg


Burada motosikletle gezmek asfaltta büyüyen ağaçlarla ve açık lağım kapaklarıyla bir slalom.

Burası eskiden bir oyuncakçı ve çocuk giyim mağazasıymış.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image44.2.jpg


Bu, babam; mağazadaki radyasyon seviyesini kontrol ederken. Şu an emekli ama hâlâ çevre konularında ilgili.

Birçokları gibi o da insanların tekrar burada yaşayabileceğine inanıyor. Poleskoye saatte 20 mikroröntgenlik radyasyon seviyesiyle diğer yerlerden daha temiz. Ancak bazı yerlerde hâlâ 50mikroröntgene sıçrayabiliyor. Eğer yazın seyahat edecekseniz bu değerlerin iki katını alın, çünkü yazın değerler heryerde yükseliyor.

Bazen babamla bu işe yaramaz toprakları geziyorum. Onun kullandığı geiger sayacı 1986'da üretilmiş. Çernobil felaketinden sonra radyasyonu tespit eden cihazlar yeterli sayıda yoktu, bu sebeple yetkililer hızla sadece en fazla 100 mikroröntgen ölçebilen cihazlar ürettiler. O geiger sayaçları tamamen işe yaramazdı, çünkü Çernobil'de radyasyon seviyesi bundan yüzlerce kat daha fazlaydı. O günlerde, evimdeki, Kiev'deki radyasyon seviyesi saatte 1000mikroröntgendi... Ancak yirmi yıl sonra bu eski cihazlar kullanılabilir hale geldi.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image44.3.jpg


Yetkililer burayı yaşatmaya ve kasabayı kurtarmaya çalıştılar. Asfaltı kaldırıp yeni yollar yaptılar.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image45.1.jpg



Bazı binaları yıktılar ve yeni hastaneler, okullar yaptılar.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image45.2.jpg


Su borularını bile kaldırdılar ve yeni bir kilise yaptılar.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image45.3.jpg


Tüm bunlar radyasyon seviyesini düşürdü, ama kasabayı yeniden yaşanabilir kılmaya yetmedi.

Öyle görünüyor ki kirlenen yerlerin işi tamamen bitti, er ya da geç insanlar oraları terkedecek.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image46.jpg


Poleskoye eski bir yer ve eski haritalarda Ukrayna dilinde 'mezara yakın' anlamında olan Mogilne ile belirtiliyor. Bunun sebebi, Kiev Dükü Ihor'un milattan sonra 945'te öldürülüp, buraya gömülmüş olmasıdır.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image46.1.jpg


Kasaba birçok isimle anılmış; 13. Yüzyılda Moğol istilasından, 1933'teki büyük kıtlıktan ve 1941-1945 Büyük Vatan Muharebesi'nden sağ çıkmayı başarmış. Sonraysa, 26 Nisan 1986 Çernobil gecesinde aldığı ölümcül doz yüzünden yavaş yavaş ölmüş.

Kasaba sakinleri onu hayatta tutmak için çabalamış, 1991'de hâlâ burada yaşayan on iki bin insan varmış. Ama 1999'da saat kulesinin saati durduğunda, son bin sakini kaldığında, o da ölüm sancılarına kapılmış.

Şimdi, sonunda eski adının kaderini paylaşıyor.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image46.2.jpg


Çatılarda ağaçlar büyüyor. Belki de bu, doğanın bize herşeyin altüst olduğunu söyleme şeklidir.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image46.3.jpg



Eski Yahudi mezarlığına girmenin yolu yok.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image46.5.jpg

Eşelenmiş toprak vahşi hayvanların burada olduğunu anlatıyor.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image46.4.jpg



Bu kasabayla ilgili üzücü olan bir şeyler var; binlerce yıldır insanlar burada yaşadı, büyük akıllar fikirleri, ortalama insanlar olayları, küçük akıllar diğerlerini tartıştı. Şimdi burada hiç ses yok, yaban domuzları evleri gözlüyor, kurtlar terkedilmiş bölgede geziyor, insan eliyle yapılmış ve yıkılmış bu kasaba artık onların...


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image46.6.jpg


Poleskoye'den ayrılıp evimize doğru yola çıkıyoruz. Burada radyasyon, radyasyon seviyesi 50mikroröntgene kadar çıkabilen New York'taki Grand central İstasyonu'yla aynı seviyede.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image47.1.jpg


Burada motosikletle gezmenin heyecanı arabayla gezmeninkiyle karşılaştırılamaz. Arabadayken sadece bir turistsiniz. Ama motosikletle, bir vahşisiniz, vahşi hayatın bir parçasısınız.

Ölü bölgeden bahsederken genellikle reaktörün 30km etrafından bahsederler.

Peki ya bu köyler ve kasabalar ne oluyor? Reaktörden 60km uzaktalar.

Kurtların Toprakları çoğu kimsenin düşündüğünden daha büyük ve büyümeye de devam ediyor. Bu günlerde, güney-kuzey doğrultusunda 300km, doğu-batı doğrultusunda 100km'lik bir alana yayılıyor

Tabii bazı yerlerde yaşayanlar hâlâ var; ama genç, başarılı ve mutlu insanlar beklemeyin. Genellikle hayatlarını memleketlerinde geçirmek isteyen yaşlılar var. Bazı yerler temiz ve yaşamak için güvenli ama bölgenin altyapısı çökmüş, iş yok ve gençleri çekecek bir şey yok. Bölge ölüyor.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image47.2.jpg


Aşağıdaki harita Çernobil'in radyasyonla zehirlediği toplam alanı gösteriyor.

Kurtların topraklarının iki kanadı burada. Şimdiye kadar 'Hayalet Kasaba' ve 'Kurtların Toprakları' başlıklarında, sadece Ukrayna ve Beyaz Rusya arasında kalan bölgede yer alan güney kanadını ziyaret ettik.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image47.3_turk.jpg


Kuzey kanadı Beyaz Rusya ve Rusya arasında yer alıyor. Çok geniş ve bunaltıcı. Belki bir gün orayı da anlatırım.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/image47.4.jpg


Belgesel linklerini konunun ilk mesajına ekledim :) Keyifli okumalar.

onursumer
25-02-2013, 17:42
Böyle bir film vardı ama Amerikan yapımı ve orada geçiyordu. Sanırım bir dizi gibi bir şeydi. ORadaki insanların tipleri değişmişti ve eski bir maden ocağı filan gibiydi..

o film pripyatda geçmiyordu diy hatırlıyorum ben amerikanın deney yaptığı bir bolge olması gerekli maket evler falan vardı hatırladığım kadarıyla :)

MehmeT.
25-02-2013, 17:50
Benim tahminim Pripyat ' ta film çekmeyi göze alamazlar, sonuçta 1 günlük olay değil o kadar prodüksiyon vs kuruluyor çekimler yapılıyor. 1 ömürlük radyasyon yiyeceklerini sanmıyorum onun için maket evlerde yapmak daha iyidir onların açısından çekimleri :D

wolrath
25-02-2013, 17:52
vıdeo
Inside Chernobyl (2012) - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=YfulqRdDbsg)


resımler
http://1.bp.blogspot.com/-U9U3iO6u9uE/T8WK-i7fCZI/AAAAAAAADYo/TPctd5JU8fY/s1600/Chernobly_victims_deformed+children.jpg
http://cdn.theatlantic.com/static/infocus/chernobyl25/s_c21_03027943.jpg
http://www.true-random.com/homepage/projects/gmz/chernobyl_2009/pripyat_forest.jpg
http://www.greenfudge.org/wp-content/uploads/2010/04/Chernobyl-Prypiat-tourism.jpg
http://msnbcmedia.msn.com/i/MSNBC/Components/Slideshows/_production/ss-110421-chernobyl/ss-110425-chernobyl-003.jpg
http://f0.bcbits.com/z/55/50/555011407-1.png
http://gallery.photo.net/photo/9216991-md.jpg

s.alican
25-02-2013, 19:17
konu gerçekten mükemmel.ilgiyle takip ediyorum..
aslında toplanıp gidilebilir bence çok meraklı olanlar.çılgın bi organizasyon olur.kiev de kalırsak konaklama benden :D..kesinlikle orayı bilen bizi mağdur etmeyecek bi rehberle gitmek isterim

MBuğra
25-02-2013, 20:19
Nu radyasyon konusundan ziyade rusların, almanların çılgın deneyleri hakkında bilgi içeren inetnet sitelerini bilen var mıdır? :)

MehmeT.
25-02-2013, 20:25
Stalin’in terk edilmiş tutuklu kamplarının fotoğrafları ( Bu çernobil ile ilgili değil ama yine de merak uyandırıyor insanda )

Asagidaki fotograflar Sovyet zamani calisma hapishanesi kamplarina ait ;


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps1.jpg


Gulag “Genel Islah Isci Kamplari Mudurlugu” anlamina geliyor. Stalin’in calisma kamplari sistemi tum zamanlarin en korkunc olum fabrikasiydi, uretimin asiriligi konusunda buna 2. Dunya Savasi’ndaki Yahudi Soykirimi dahil. 40 milyon civarinda insan Gulag calisma kamplarinda öldü.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps2.jpg


Kamplar Taiga’da, Rus Sibirya’sindaki devasa ormanlikta yerlesikti. Simdi her yer yesilliklerle kaplanmis ve ancak bir helikopter oralara ulasabiliyor.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps3.jpg



Kamplar Stalin’in oldugu 1953 yazindan beri terk edilmis durumda. Genel bir af ilan edildi ve herkes, tutuklular ve gardiyan benzeri kisiler, hizli bir sekilde bolgeden firar etti.

Roosevelt sosyalizmin varliklari esit olarak bolerken kapitalizmin zenginleri esit olmayan bir sekilde boldugunu gozlemlemisti. Gulag esir hayati zengin ile fakir, yasli ile genc arasinda esit olcude olum dagilimi yapiyordu. Ölümün favorisi yoktu ve cinsiyet, inanç veya uyruk gozetmeksizin hepsine seve seve geldi.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps4.jpg



Insanlar tahtadan barakalarda yasadilar. Siyasi suclular, sozde “vatan hainleri” ve sabikalilar hep birlikte tutuldular. “Dusmanlar” cogunlukla onde gelen, zeki ve kulturlu insanlardan secilmislerdi. Kampin insanlik disi sartlari altinda, medeni ve kulturlu topluluklar hayatta kalabilmek icin sabikalilardan daha az donanimli gozukuyorlardi.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps5.jpg


Demirden kurallarini kurmak icin, komunistler dusunen ve durust insanlarin hepsinden kurtulmayi dusunduler. Despot rejime her zaman bir tehdit olacak bu tur tiplerden. Neredeyse basariyorlardi da: yirmi yil suren baskiyla yuzyillardir birikmis cogu deger, inanc ve gelenekleri kokunden soktuler.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps6.jpg


Ulusun beynini oldurdukten sonra, Sovyet Birligi bir tur maskaraliga donustu; herkesin korktugu milli bir zorbaya donustu cunku aptal ve nukleer bomba ile doluydu.

Akilsiz bir dev gibi, Sovyet Birligi zeki veya yaratici seylere kabiliyetsizdi. Tum bilgin ve egitimli kisileri oldurmek, Sovyet Birligi’nin tum dunyanin geri kalanina bir seylerin nasil yapilmamasi gerektigi konusunda ornek olabiliyordu ancak.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps7.jpg


Gulag’dan kacmayi deneyen kimsenin hayatta kalma sansi neredeyse hicti. Agaclarla kapli ormanlik alanda yuzlerce kilometre yurumek gerekiyordu… Gidilecek yon guclukle kestiriliyordu cunku kosacak bir yer yoktu. Tum ulke buyuk bir calisma hapishanesi kampiydi.

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps8.jpg



Votka sisesi – gardiyanlarin cogunlukla yasadisi olarak tutuklulara sattigi yasal uyusturucu.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps10.jpg


Bir zamanlar kalabalik olan barakanin icinde hic bir sey yok. Iki sira siltesiz tahta yataklarin oldugu her bir barakada 120’den fazla mahkum yasiyordu.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps11.jpg



Cogu tarihci baskilarin 1932 yilinda basladigina ve 1937 doruk noktasina ulastigina inaniyor. Gelen trafik ancak 1941 yilindaki Alman Sovyet Savasi’nin basinda bu kamplala birlikte yavasladi. Neden? Gulag hukumluleri cezalilar taburuna asker olarak katilmayi ve kursunlar altinda hayatlarini riske atmayi tercih edebiliyolardi. 1945 yilinda 2. Dunya Savasi bitti ve milyonlarca hukumlu kamplara geri dondu. Baskilar tam olarak 1953 yilinda Stalin’in olumune kadar surdu.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps12.jpg



Burasi ceza hucresi.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps13.jpg


Beslenme rafi.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps9.jpg


Insanlar bitkinlikten, acliktan, agir calismaktan oluyordu… Marksizm-Leninizm, milyonlarca yil surecinde calismanin maymun adamin insana donusmesini ogreten evrim teorisi uzerine kuruluydu… Burada, kamplarda, bu surecin geriye isleyebilecegini kanitladilar. Agir calisma ve az yiyecek ile sadece bir kac ay icinde insanlari hayvana geri donusturebiliyorlardi.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps14.jpg

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps15.jpg



“Ben planimi yaptim ya siz?” diye soruyor sosyalist “poster cocugu”. Komunistler hep zorlanimli planlayici oldular, tam olarak bu kamplara ne kadar insanin gonderilecegini bile planladilar. Her bolge mahkum edilen “dusman” sayisini rapor etmek durumundaydi ve eger bolge liderleri kotalarina ulasmadiysa, kendileri “dusman” olarak goruluyor ve ayni kamplara katiliyorlardi.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps16.jpg



Bu, hukumluler tarafindan insa edilen bircok kopruden biri. Hic kullanilmadi cunku Stalin insa tamamlanmadan once oldu.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps18.jpg



Igarka ve Salechard sehirlerini biririne baglamasi gereken 1263 km’nin 900 kilometresini insa ettiler. 300.000 hukumlu 1943 – 1953 yillari arasinda bu yollari insa ederken oldu. Simdi bu yol, diger bir cogu gibi, hic bir yere ulasmiyor.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps17.jpg



Zamanin buharli lokomotifleri. Otoriteler ulusal yas muzigini radyoda calmaya karar verdikleri zaman buradaki calisma ozellikle durduruldu. Bu muzik durmaksizin tum gun calindi, insanlari kendi olumlerine gittikce daha fazla ikna etti. Cok gecmeden hem tutuklu hem de gardiyanlar yanlizca ayrilip evlerine donmeyle ilgilendiler. Ne dikenli telleri ne de lokomotifleri tamir etmekle ilgilenen kimse kalmadi.


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps19.jpg


Burasi, devrimden once genc Joseph Stalin’in Koba olarak bilindigi, birkac yilini kendi tutukluluk kararini gecirdigi yer. Sonra, herkesin “Stalin’in Aniti” dedigi buyuk bir gecis hapishanesine donustu. 1953 yilindan beri terk edilmis duruma.



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/camps/camps20.jpg


Belki bu fotograflar hicbir devletin kendi vatandaslarinin kemikleri uzerine bir refah kuramayacaklarini bizlere hatirlatir, dahasi eger goren tum gozlere eziyet edilir ve oldurulurse, kalanlar cok uzun sure bir korluk kralliginda yasayabilirler.

sedat2626
25-02-2013, 20:46
Valla yeter artık çıkmak istiyorum konudan ama çıkamıyorum her yorumu her satırı her fotografa detaylı bı sekılde bakıp okudum hepsini teker teker .d Eline saglık hocam çok güzel bi konu açmışssın

Schumi
25-02-2013, 21:14
O kadar radyasyon var hiç mutasyona uğramış yada evrim geçirip sadece orada gözüken bir hayvan canlı türü yok mu ?

wolrath
25-02-2013, 21:30
O kadar radyasyon var hiç mutasyona uğramış yada evrim geçirip sadece orada gözüken bir hayvan canlı türü yok mu ?


http://www.forkparty.com/wp-content/uploads/2012/05/fun_cool_offbeat_weird_mutantdeer-weirdphotos_20090729125842355.jpeg
http://www.forkparty.com/wp-content/uploads/2012/05/Mutant-Animals-14-580x426.jpg
http://library.thinkquest.org/3426/media/images/pictures/cleft.lip.cow.gif
http://repairstemcell.files.wordpress.com/2012/06/chernobyl-frog.jpg
http://aibob.files.wordpress.com/2011/12/thechernobyldisaster014.jpg
http://4.bp.blogspot.com/-7ZwJryA0sIw/TaaCn4m9Z6I/AAAAAAAAte4/rF_9ch6mWbQ/s1600/mutation.jpg%25253Fw%25253D400%252526h%25253D300.j pg
http://www.ratical.org/radiation/Fukushima/C8leggedFoal1990.jpg
http://mygdg.org/Images/800px-Kiev-UkrainianNationalChernobylMuseum_15.jpg
http://www.forkparty.com/wp-content/uploads/2012/05/mutant_animals_38_pics-6.jpeg

Subaru_STI
25-02-2013, 21:31
e hadi yeteri kadar gazı aldık, gidelim artık şuraya :D

wolrath
25-02-2013, 21:33
e hadi yeteri kadar gazı aldık, gidelim artık şuraya :D

sen ve yukarıdakı arkadaslar cıddı mısınız gercekten?

yahu tek hatanızdan dolayı hayatınız-aılenızın-arkadaslarınızın hayatı tehlıkeye gırıo.gerek var mı bu kadar actıon'A?

geıger her daim dogru olcum yapmayabılır.ya da bazı zonelarda asırı radyasyon olur farkına varmassınız.mayın tarlası gıbı devamlı geıger ıle dolasack degılsınız sonucta.
bence hıc gerek yok boyle bı maceraya...ıllakı kontamıne olursunuz.

senna
25-02-2013, 21:43
sen ve yukarıdakı arkadaslar cıddı mısınız gercekten?

yahu tek hatanızdan dolayı hayatınız-aılenızın-arkadaslarınızın hayatı tehlıkeye gırıo.gerek var mı bu kadar actıon'A?

geıger her daim dogru olcum yapmayabılır.ya da bazı zonelarda asırı radyasyon olur farkına varmassınız.mayın tarlası gıbı devamlı geıger ıle dolasack degılsınız sonucta.
bence hıc gerek yok boyle bı maceraya...ıllakı kontamıne olursunuz.



ölmeyi bayılmak zannetmek böyle birşey olsa gerek kaldı ki burada ölmek bazı durumlarda kolay yol bile olabilir

akarags1905
25-02-2013, 21:45
Olay başlıktan sapıyorsa bir önerim olacak;

İşkenceci Nazi Almanyası - Sömürgeci İngiliz Hegemonyası - Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzkarası İnönü iktidarı arasında kaybolup gitmiş 700'den fazla hayat için,

Halit Kakınç - Struma

Mutlaka okuyun...

Zülfü Livaneli - Serenad

Strumaya dair bu kitapta okunmalı.. Ben hikayeyi okurken ağlamıştım, bu kadar pisi pisine ölüm olamaz diyor insan, bu kadar acımasızca..

Struma ve Mavi Alay; yakın tarih için okunabilicek çok acıklı hikayeler..

GÖKTÜRK
25-02-2013, 21:49
buraya gitmek için sabah 2 kilo yürek yemek lazım bence. hani radyasyondan korkunuz olmadıgını farz edelim ordaki sessizlik insanı dahada korkutacakdır

SULTANOGLU
25-02-2013, 21:53
Nat geo adventure da chernobili anlatiyor

Subaru_STI
25-02-2013, 21:59
sen ve yukarıdakı arkadaslar cıddı mısınız gercekten?

yahu tek hatanızdan dolayı hayatınız-aılenızın-arkadaslarınızın hayatı tehlıkeye gırıo.gerek var mı bu kadar actıon'A?

geıger her daim dogru olcum yapmayabılır.ya da bazı zonelarda asırı radyasyon olur farkına varmassınız.mayın tarlası gıbı devamlı geıger ıle dolasack degılsınız sonucta.
bence hıc gerek yok boyle bı maceraya...ıllakı kontamıne olursunuz.


gelişen teknolojiyle zaten her gün aşırı derecede radyasyona maruz kalıyoruz. kiminin işinde radyasyon kadar belki daha da fazla tehlikeli durumlar var. zamanla insanı çürüten çok fazla etken var, sigara, alkol, uyuşturucu vs. Otomobillerimizi güçlendirmek namına kocaman salyangozlar takıyoruz, 300-400-500 ve daha fazlası için yerimizde duramıyoruz. Yeri geliyor illegal sokak yarışlarına katılıyoruz. top speed denemesi yapıyoruz. ufacık bir hata kendimizin ve başkalarının çok rahat ölümüne sebep olabiliyor. İşte Bunların hepsine bile bile lades diyip evet derken , yaşamı sürdürürken, 4 gün boyunca 4 röntgen çekilmiş kadar radyasyon almanın neresi anlaşılmıyor, anlaşılamıyor bilmiyorum :)

en basitinden çekilen her bir tomografi, japonyaya düşen atom bombasının 2.5 km uzağında olan bir insanın etkilenmesi kadar hasar veriyor insana. biliyormuydunuz bilemem ama gerçek böyle. sağlığımız doğrultusunda tomografi, mr vs gibi cihazlara girmememiz lazım o halde :)


bu arada geiger ölçü aleti sürekli çalışır halde üzerimizde bulunuyor. hata yapma olasılığı çok az , çünki komplike birşey değil :)

son olarak ben ve benim gibi düşünen arkadaşlar bir bağış kutusu ya da kampanyası düzenlemedi, o yüzden kendi cebimizden harcama yapacağız :) bile bile lades olunca endişelenmenize gerek yok :) radyasyon yüzünden geri gelenlerle görüşmeme seçeneğiniz elbette var ki radyasyon ne aids, ne domuz gribi ne de kırım kongo kanamalı ateşi gibi kitlesel yayılan birşeydir.

wolrath
25-02-2013, 22:19
ölmeyi bayılmak zannetmek böyle birşey olsa gerek kaldı ki burada ölmek bazı durumlarda kolay yol bile olabilir

:icon_tup:

en guzel cevap olmuş.uzun uzun yazmaya hıc gerek kalmamıs.

Anu
25-02-2013, 22:28
Böyle yerleri deli gibi çekici bulsam dahi gitmeyi pek istemem. Ufacık bir hatanın gelecekte kansere yol açması ve hem sevdiklerimiz hem de bizler için hayatı zehir etmesi çok kolay. Zaten yeterince radyoaktif ışıma altında kalıyoruz, ihtimalleri daha fazla arttırmaya gerek yok :)

Subaru_STI
25-02-2013, 22:31
en güzeli 1 ileri 2 geri gitmek böyle durumlarda :)

c20let
25-02-2013, 22:42
Bu iş için harcayabileceğim param olsa emin olun gelirdim sizle. Cep delik cepken delik :D o yüzden hiç gitmek gelmek diyemiyorum

meLaNchoLic
25-02-2013, 23:07
niyeyse bu konuya hep akşam vakitlerinde giriyorum bakıyorum bakıyorum tırsıyorum sonra sigara içmeye çıkarken ayrıca tırsıyorum.. böylelikle daha az sigara içiyorum.. teşekkürler :D

"üsttekileri maruz kaldığım radyasyonun etkisi ile yazdım" :D

MehmeT.
25-02-2013, 23:12
Bizi oralara götüren, oraları yüreğimizde hissetmemizi sağlayan Elena Filatova ' nın röportajı..

Start Magazine röportajı (Bosna-Herzigova)

Elena’ya sorulanlar:

Elena, patlama sonrasında ölü topraklara ilk ne zaman gittin ve seyahatlerini yapmaya ne zaman karar verdin?

İlk kez 1992 yılında Çernobil’in içerilerine seyahat ettim. Babamla Beyaz Rusya’daki akrabalarımızı ziyarete gitmiştik. Ölü bölgelerin Beyaz Rusya’daki bölümünü gördüm. Saatlerce boş yollarda yolculuk ettik ve babam bana radyasyon hakkında bilgi veriyordu. İnanıyorum ki, gelecekteki Çernobil ilgimin o zaman yeşermeye başladı.

Daha sonra, kendime motosiklet alırken dükkandaki yardımcı ile konuşuyorduk, bana boş yollarda arabalar ve polisler olmadan motor kullanmanın her motosikletçinin hayali olduğunu anlattı. Gülümsüyordum, çünkü polis, trafik ışıkları, arabalar ve canlı bir şeye çarpma ihtimali olmadan hızlı sürebileceğim yeri zaten biliyordum.


Motorunuzla böyle tehlikeli yolculuklar yapmaya sevk eden şeyler neler?


Çernobil’de ne yaptığımı birkaç cümle ile ifade etmem gerekirse; yıllar boyunca maddiyatçı dünyanın her şeyi nasıl yok oluşa sevk ettiğini gözlemledim. Yolculuklarımı belgeliyorum çünkü çılgınca elde etme hırsına bürünmüş dünyada bu hırsın bizi önünde sonunda nereye götürdüğünü tüm dünyaya göstermek istiyorum.


Ölü topraklardayken aklınızdan neler geçiyor, nasıl hissediyorsunuz?


Biliyor musunuz, mahvolmuş topraklar beni Çernobil modu dediğim bir hale sokuyor. Çevremdeki her şeyin ölü olması bana yeni bir duyguyu hissettiriyor. En azından etrafımı saran alan ile kıyaslanırsa, kendimi çok canlı hissediyorum.

Düşüncelerimi foto-röportajlarla, makalelerle, kitaplarla ve video görüntüleriyle kaydediyorum. Çernobil’in düşünceleri harekete geçirtiyor. Çernobil’de günlük hayattaki gibi düşüncelerimizi bölen gürültü yok. Bana göre düşünmek nefes almak kadar gündelik, bu yüzden oradayken kendimi sudaki balık gibi hissediyorum.

Beni bu ölü şehirlere çeken diğer bir faktör ise oraların sessiz sakin yaşamı, Çernobil’de zamanın matematiksel karakterleri tüm önemini yitiriyor ve zamanın durduğunu hissediyorsunuz. Çünkü zaman yaşamın yogunluguna ve insan doğasındaki olayların durumuna baglı olarak hızlı geçer veya yavaşlar. Çernobil’de hiçbir şey devam etmiyor, yaşam tamamen hadisesiz, çimlerin büyümesi ya da beceriksizce yeni lahit inşa edilmeye çalışılması gibi şeyler bile yok. Çernobil’de insan varlığı zamanın hükümdarlıgından kendisini soyutlamış, bu alanlar hükümetin despotlugundan, günlük programlar ve takvimlerden arınmış, nükleer izotopların patronlugu dışında hükümdarlık yok.


Oralardayken hiç güzel bir an yaşadınız mı ve yolculuklarınız esnasında olan en kötü şey neydi?


Mutlu anları düşünmek çok zor, mutluluk ve Çernobil kelimelerini pek bir araya getiremeyiz.

En kötüsü neydi bilmiyorum fakat seyahatim esnasında en tuhaf şeylerden birisini seyahatteyken ormanlık alanda kaybolduğumda yaşadım. Bu hikayeye geçmeden önce söylemek istiyorum ki, asla Çernobil’den bir şeyler almam, ne bulursam bulayım asla eve getirmem. Bu yolculukta birkaç ölü şehre ulaştım, ürkütücü bir yerdi ama fazla radyoaktif değildi ve ölü alanın daha içerlerinden seyahat etmem gerekiyordu. Durup bir şeyler atıştırmak için iyi bir yer olduğunu düşünmüştüm ve tuzu unutmuştum, biraz tuz bulmak umuduyla birkaç eve girdim. Bir tanesinde kitaplar olduğunu gördüm, Rus klasik kitaplarının arasından bir kitap aldım. Atıştırdım ve kitabı okumaya başladım, ilgimi çekti ve kuralı bozup kitabı eve getirmeye karar verdim. Uzaklaşmaya başladığımda tuhaf bir şey olmaya başladı, hangi yoldan gidersem gireyim yolum bu ürkütücü şehre dönüyordum. Beni buralarda tutan bir şey olduğunu düşünmeye başladım. Evlerden birinden radyo sesi duyana dek bir kısır döngüde içinde dolanıyordum. Hangi yolu takip etmem gerektiğini sormak için aceleyle yaklaştım ama kimse yoktu, halüsinasyondu. Sonra dinlenip kitaplarla dolu eve dönmeye karar verdim ve birkaç saatimi kitap okuyarak ve Sovyet zamanındaki gazetelere bakarak geçirdim sonrasında ise kitabı ait olduğu yere bırakarak çıktım. Yolumu kolayca buldum ve ıssız bölgeden çıktım, bu sefer radyo yoktu.



Ölü bölgeyi tekrar ne zaman gezmeyi planlıyorsunuz? Halen giriş izniniz var mı?

İzin sorun değil. Bu günlerde yolların çoğu devrilmiş ağaçlar, direkler, yıkılmış köprüler yüzünden kapanmış ve bu bir sorun… İzinli de izinsiz de olsanız Shakespear’e özgü serseri ruh ile seyahat etmelisiniz – tepe ve vadi üstlerinde, geçit vermeyen çalılarda, park ve çitlerin üstünde, su baskınları ve ateşlerin içerisinde.

Gelecek yolculuğum hakkında ise. Bu bahar arkadaşlarım 11 günlük Çernobil seyahatinden döndüler ve yakın arkadaşım nehrin diğer tarafında bir hayalet şehir gördüklerini söyledi, köprünün bloke olması yüzünden oraya ulaşamamışlar. O yer muhtemelen yeni istikametim olacak.



Tüm bu yaptıklarınızın sahte olduğunu düşünen grup ve forumlar var. Kimlerin olduğunu ve hakkınızda neden bu şekilde konuştuklarını biliyor musunuz? Bu kişilerin arkasında birileri mi var?


Elbette yaptıklarım enerji endüstrisi için iyi haberler değil, fakat yaptıklarımı gözden düşürmeye çalışanların arkasında sadece enerji endüstrisi yok. Koltuğundan eleştiren herkesin arkasındaki şey kendi ahmaklığı, can sıkıntısı, haseti ve kendi yapısındaki kötü karakteridir.

Ben onların bu baskılarına alışkınım, bu budalalar ile baş edebilecek zekayı gösterebileceğim tek şey onlara hiç bulaşmamak, bu yüzden onların forumlarda hakkımda yazdıklarını okumuyorum.

İnternet forumlarındaki problemin koltuğundan eleştirenlerin ve tüm ahmakların gürültülü ve faal olup, mantıklı ve düzgün insanların sessiz ve pasif olmasından kaynaklandıgına inanıyorum. Bu yüzden göze çarpan şeyler yapıyorsanız düzgün insanların iyi niyetine ve kötü insanların kötü niyetlerine maruz kalıyorsunuz. Bu, eger haksızca akıl hastanesine kapatılınırsa ve böyle bir çevre insanları iyi şeyler yapmaktan korkuturmuş izlenimi kolayca uyandırıyor… Bu sadece internet forumlarındaki sorun değil, halkın tamamında bu sorun var ve insanları yönlendirmek kolay. Özellikle gençler için, neyin iyi neyin kötü olduğunu göremezler, milyonlar tarafından begenilen düzenbaz bir oyuncu gerçekleri söyleyen bu insanlara yalancı dediginde nedenini anlayamazlar, hangi yöne gitmeleri gerektigini bilmiyorlar. Benim için yalancı ve sahtekar denmesi en büyük övgü, bu sayede iyi bir şey yaptığımı biliyorum, çünkü iftira atıyorlar ve sayelerinde bilakis her şey tersine dönüyor: Onların HAYIR ı EVET, EVET leri ise HAYIR. Böylece onların HAYIR ı benim izlediğim yol gösterici yıldızım oldu, hakkımda kötü konuştuklarında doğru yolda olduğumu biliyorum…


Web sayfanızı yaparken herhangi bir tehdit aldınız mı? Neler oldugunu ve nedenini anlatır mısınız?


Ciddi tehditler olmadı.



Will Smith’in oynadığı Efsane – I’m legend – filmindeki lider karakteri gördünüz mü? New York’da geçen benzer bir durumu konu ediyor. Eger izlediyseniz, film radyoaktif bölgede olmanın ve yaşamanın nasıl bir his olduğunu ne kadar iyi gösteriyor?

Maalesef “I’m legend” filmini izlemedim. Bilgi için teşekkürler. Filmi bulmaya çalışacağım. “Die Wolke” (Duman) filmini izledim, Almanya’da Çernobil benzeri bir durumu gösteriyor. İyi film. Rusya’da “Aurora” yayınlandı ancak aynı şeyleri söyleyemem, çünkü televizyonlarımızda gösterilirken her 20 dakikalık film gösteriminin ardından 40 dakika reklam arası olarak gösterildi. Yalnızca ilk bölümü gördüm, belki bir dahaki yıldönümünde tamamını izleyecegim. Ama korkarım nükleer enerjiye olana talebin gittikçe büyümesi yüzünden reklam araları daha uzun olacak.



Bize geçiminizi saglamak için neler yaptıgınızı anlatabilir misiniz, hayatınız şimdi nasıl ve web sayfanızı yapmanız hayatınızı nasıl degiştirdi?


Geçimimi saglamak için yaptıgım işler gerçekten önemsiz, çeşitli işler yapıyorum, genelde kendime epey boş zaman bırakacak şekilde sorumlulugu az olan işler yapıyorum. Bu sayede projelerime devam edecek zaman ve enerjim kalıyor.

Web sitemdeki çalışma tabii ki hayatımı degiştirdi. İnternet sayesinde insanlarla direkt olarak iletişim kurabiliyorum. Aramızda hiçbir reklamcı, sansürcü ve eleştirici olmuyor. İşte bu, internetin gerçek gücü. İnternet olmasaydı şu anda özgür düşünen halkın soyu tükenmiş olurdu.


Bu proje ile ortaya çıktıgınızdan beri nükleer enerji sorununu çözmek için destek veya gelişme oldugunu gördünüz mü?

22 yıldır Çernobil ölçeginde bir nükleer kaza olmadı. Bu bizim başarımız ve bunda benim de payım olduğunu biliyorum.

Semir Mujkić/Start /May 2008

Schumi
25-02-2013, 23:14
radyasyon yüzünden geri gelenlerle görüşmeme seçeneğiniz elbette var ki radyasyon ne aids, ne domuz gribi ne de kırım kongo kanamalı ateşi gibi kitlesel yayılan birşeydir.

Üzerindeki serpinti artıkları ile toplu taşıma ile havalimanına gitmek oradan uçağa binmek ve eve dönmek bir çok kişide ufak yada büyük senden kaynaklı bir zarar vericektir.

Kutluhan
25-02-2013, 23:33
#199

Oralardayken hiç güzel bir an yaşadınız mı ve yolculuklarınız esnasında olan en kötü şey neydi?

Bu sorunun cevabını okurken bi ince tırstım :)

Ahmet Saraçoğlu
25-02-2013, 23:44
Bizi oralara götüren, oraları yüreğimizde hissetmemizi sağlayan Elena Filatova ' nın röportajı..


En kötüsü neydi bilmiyorum fakat seyahatim esnasında en tuhaf şeylerden birisini seyahatteyken ormanlık alanda kaybolduğumda yaşadım. Bu hikayeye geçmeden önce söylemek istiyorum ki, asla Çernobil’den bir şeyler almam, ne bulursam bulayım asla eve getirmem. Bu yolculukta birkaç ölü şehre ulaştım, ürkütücü bir yerdi ama fazla radyoaktif değildi ve ölü alanın daha içerlerinden seyahat etmem gerekiyordu. Durup bir şeyler atıştırmak için iyi bir yer olduğunu düşünmüştüm ve tuzu unutmuştum, biraz tuz bulmak umuduyla birkaç eve girdim. Bir tanesinde kitaplar olduğunu gördüm, Rus klasik kitaplarının arasından bir kitap aldım. Atıştırdım ve kitabı okumaya başladım, ilgimi çekti ve kuralı bozup kitabı eve getirmeye karar verdim. Uzaklaşmaya başladığımda tuhaf bir şey olmaya başladı, hangi yoldan gidersem gireyim yolum bu ürkütücü şehre dönüyordum. Beni buralarda tutan bir şey olduğunu düşünmeye başladım. Evlerden birinden radyo sesi duyana dek bir kısır döngüde içinde dolanıyordum. Hangi yolu takip etmem gerektiğini sormak için aceleyle yaklaştım ama kimse yoktu, halüsinasyondu. Sonra dinlenip kitaplarla dolu eve dönmeye karar verdim ve birkaç saatimi kitap okuyarak ve Sovyet zamanındaki gazetelere bakarak geçirdim sonrasında ise kitabı ait olduğu yere bırakarak çıktım. Yolumu kolayca buldum ve ıssız bölgeden çıktım, bu sefer radyo yoktu.




hmmmm......


Benim bi gecelik kargasekmez konusunu hatırlayan varmı ??:D

eren53
25-02-2013, 23:45
#199

Oralardayken hiç güzel bir an yaşadınız mı ve yolculuklarınız esnasında olan en kötü şey neydi?

Bu sorunun cevabını okurken bi ince tırstım :)

ben orda tek başıma öyle bişey yaşasam heralde ardıma bakmadan basa basa giderdim daha adım atmazdım :D

MehmeT.
25-02-2013, 23:49
ben orda tek başıma öyle bişey yaşasam heralde ardıma bakmadan basa basa giderdim daha adım atmazdım :D

Yalan yok bende tırsardım zaten ben olsam en başından beri gideceğimi sanmıyorum oralara hele evlerin içine hayatta giremezdim:D

meLaNchoLic
25-02-2013, 23:51
hmmmm......


Benim bi gecelik kargasekmez konusunu hatırlayan varmı ??:D

hatırlar gibiyim ama tam ayıkamadım :D sağlam bi geyik döndüydü sanki :D

Ahmet Saraçoğlu
25-02-2013, 23:52
hatırlar gibiyim ama tam ayıkamadım :D sağlam bi geyik döndüydü sanki :D

Hatırlayanlar bilir , bi iki geceye o yolda ilerliyo konu benden söylemesi :D

aTaBeY
25-02-2013, 23:53
#199

Oralardayken hiç güzel bir an yaşadınız mı ve yolculuklarınız esnasında olan en kötü şey neydi?

Bu sorunun cevabını okurken bi ince tırstım :)



Benim isyan etmeyip diklenmeyen bir tane tüyüm kalmadı :D

Ciddi tırstım eğer gerçek ise....

cgty06
25-02-2013, 23:53
hmmmm......


Benim bi gecelik kargasekmez konusunu hatırlayan varmı ??:D

Issız biyerde Yol ortasında kız mı kadın mı ne görmüştün kuzeninle beraber değil mi? Uykumuzu kaçırmıştınız :D.

Germanian
25-02-2013, 23:53
hmmmm......


Benim bi gecelik kargasekmez konusunu hatırlayan varmı ??:D

hatirlamamis gibi yapalim :)

Mertİ.
25-02-2013, 23:55
Güzel paylaşım teşekkürler. Merak ettiğim burada da gitmek isteyenlerin merakı oranın terkedilmiş şehir olmasımı yoksa neresinde ne kadar radyasyon var nasıl risklidir en kötüsü nere gibi düşünceler mi? ben resimlere bakarken yazıları okurken heyecanlandım bura böyleyse santral nasıldır diye ama hayatta gitmem. gittim diyelim oradan alacağım zararla çevreme zarar verirmiyim bilmiyorum ama ileride çocuk sahibi olunca eğer sağlıklı doğmassa aklıma"ya arkadaşlarla çernobile gittik gaza gelip acayip acayip şeyler görelim dedik yarısı at yarısı adam görürüz 3 harfliler vardır onları görürüz diye bekledik ama şehri gezip geldik" tarzı şeyler gelir.

meLaNchoLic
25-02-2013, 23:56
Issız biyerde Yol ortasında kız mı kadın mı ne görmüştün kuzeninle beraber değil mi? Uykumuzu kaçırmıştınız :D.

hatırlatmayaydın iyidi :D ben gidiyom yaa dahada gelmem bu konuya :D uykusuz geceler istemiyom :D

Mr.K
25-02-2013, 23:56
hmmmm......


Benim bi gecelik kargasekmez konusunu hatırlayan varmı ??:D

hatırlat :D

MehmeT.
25-02-2013, 23:57
Karga sekmez konusunu ilk defa duyuyorum merak ettim :D

Mr.K
26-02-2013, 00:02
Issız biyerde Yol ortasında kız mı kadın mı ne görmüştün kuzeninle beraber değil mi? Uykumuzu kaçırmıştınız :D.

sen böyle diyince hatırladım :D

bende çanakkalede gördüydüm bu tarz bişey hatta yazmıştım diye hatırlıyorum :D

nemonomani
26-02-2013, 00:04
Mükemmel konu emeğe saygı :bravo:

BurakCengizhanoğlu
26-02-2013, 00:05
Hadi birazda korkutun bizi :D

meLaNchoLic
26-02-2013, 00:05
Karga sekmez konusunu ilk defa duyuyorum merak ettim :D

etmaaaaa :D
cl-tqG4GGTA

AlpEren
26-02-2013, 00:07
Güzel paylaşım teşekkürler. Merak ettiğim burada da gitmek isteyenlerin merakı oranın terkedilmiş şehir olmasımı yoksa neresinde ne kadar radyasyon var nasıl risklidir en kötüsü nere gibi düşünceler mi? ben resimlere bakarken yazıları okurken heyecanlandım bura böyleyse santral nasıldır diye ama hayatta gitmem. gittim diyelim oradan alacağım zararla çevreme zarar verirmiyim bilmiyorum ama ileride çocuk sahibi olunca eğer sağlıklı doğmassa aklıma"ya arkadaşlarla çernobile gittik gaza gelip acayip acayip şeyler görelim dedik yarısı at yarısı adam görürüz 3 harfliler vardır onları görürüz diye bekledik ama şehri gezip geldik" tarzı şeyler gelir.

Kanka gidip 3 kol 4 bacaklı suratın yarısı yeşil dönmekte var gidersen valla uğramam bidaha yanına :D

Ahmet Saraçoğlu
26-02-2013, 00:09
Benim yazdıklarımdan çok diğer arkadaşların yazdıkları damgasını vurmuştu konuya.

Valla o konunun zamanı evlenmeden önce oturduğum evime kıyasla çok daha ıssız biyerde denize karşı oturuyorum , ve çok pis fırtına var dışarda.Bu gece olmaz , radyasyondan devam :D

rekord2000
26-02-2013, 00:11
Oralardayken hiç güzel bir an yaşadınız mı ve yolculuklarınız esnasında olan en kötü şey neydi?


Mutlu anları düşünmek çok zor, mutluluk ve Çernobil kelimelerini pek bir araya getiremeyiz.

En kötüsü neydi bilmiyorum fakat seyahatim esnasında en tuhaf şeylerden birisini seyahatteyken ormanlık alanda kaybolduğumda yaşadım. Bu hikayeye geçmeden önce söylemek istiyorum ki, asla Çernobil’den bir şeyler almam, ne bulursam bulayım asla eve getirmem. Bu yolculukta birkaç ölü şehre ulaştım, ürkütücü bir yerdi ama fazla radyoaktif değildi ve ölü alanın daha içerlerinden seyahat etmem gerekiyordu. Durup bir şeyler atıştırmak için iyi bir yer olduğunu düşünmüştüm ve tuzu unutmuştum, biraz tuz bulmak umuduyla birkaç eve girdim. Bir tanesinde kitaplar olduğunu gördüm, Rus klasik kitaplarının arasından bir kitap aldım. Atıştırdım ve kitabı okumaya başladım, ilgimi çekti ve kuralı bozup kitabı eve getirmeye karar verdim. Uzaklaşmaya başladığımda tuhaf bir şey olmaya başladı, hangi yoldan gidersem gireyim yolum bu ürkütücü şehre dönüyordum. Beni buralarda tutan bir şey olduğunu düşünmeye başladım. Evlerden birinden radyo sesi duyana dek bir kısır döngüde içinde dolanıyordum. Hangi yolu takip etmem gerektiğini sormak için aceleyle yaklaştım ama kimse yoktu, halüsinasyondu. Sonra dinlenip kitaplarla dolu eve dönmeye karar verdim ve birkaç saatimi kitap okuyarak ve Sovyet zamanındaki gazetelere bakarak geçirdim sonrasında ise kitabı ait olduğu yere bırakarak çıktım. Yolumu kolayca buldum ve ıssız bölgeden çıktım, bu sefer radyo yoktu.

Bi anda cisi gelen tek ben miyim acaba?

mert_can 41
26-02-2013, 00:14
karga sekmez hiç unutmadım hala dün gibi aklımda sabah hava aydınlanana kadar kimse uyumamıştı mod abilerde yoktu konuyuda kaldıramamıştık kalmıştık öyle bi başımıza ama ben yazmıyodum uzaktan takip ediyodum :D:D

Mertİ.
26-02-2013, 00:14
Kanka gidip 3 kol 4 bacaklı suratın yarısı yeşil dönmekte var gidersen valla uğramam bidaha yanına :D

yeşil sermayeye gireriz reklam yüzü :D

meLaNchoLic
26-02-2013, 00:14
Bi anda cisi gelen tek ben miyim acaba?

yok benimde geldi ama yaklasık 5 saattir sigara içmeye balkona cıkmadım :D anla işte bide kargasekmez muabbeti geldi az önce ohhh suyundanda koy :D

RSBurak
26-02-2013, 00:18
ölümün bile hayırlısı..

urukain
26-02-2013, 00:18
hmmmm......


Benim bi gecelik kargasekmez konusunu hatırlayan varmı ??:D

abi hatırlatma onu yaa yine yusuf yusuf tribine giricem :o

MehmeT.
26-02-2013, 00:19
Yeni bir röportaj gelsin o zaman, ilk soru özellikle biz gitmek isteyenleri ilgilendiriyor :) :)

İnternet Haber Servisi Globo’yla(Rio de Janeiro, Brezilya) Söyleşi

Elena’ya Sorular:

Bulantı veya kusma gibi bedensel şikayetlerin oluyor mu? Gezilerinden sonra herhangi bir tıbbi destek alıyor musun?


Bulantı veya kusma gibi şikayetlerimin olması için ciddi miktarda gama ışınına maruz kalmalıyım, buna maruz kalabileceğim bir yere gitmem. Açıklama yapmak gerekirse; gama ışınımı birikim yapan bir ışınımdır ve insanlar hayatları boyunca belli bir miktar gama ışınımına maruz kalabilirler. Bu aynen elinizde yatırım için bulunan parayı tedbirli biçimde harcamaya benzer. Örneğin “Lahit”te çalışan bilim insanları bu parayı birkaç saat içinde tüketebilirler. Bazı insanların ömürleri boyunca harcayacakları para Çernobil’de daha çabuk tüketilebilir. Bulantı ve kusma gibi şikayetler ise iflasın eşiğinde olduğunuz anlamına gelir.

Görüşünüzün artması için daha fazla ışığa gereksinim duyuyorsanız ve bir şeyler keşfetmek için feragata hazırsanız bir mumu iki ucundan da yakmak anlamlıdır.


Şimdiye dek kaç adet hayalet şehirde bulunduğunu biliyor musun?


Saymayı bırakmadan önce 180’de kalmıştım; fakat bu birkaç yıl önceydi ve o zamandan beri pek çok başka hayalet yerleşim bölgesinde bulundum. Çernobil kazası Ukrayna’da, Beyaz Rusya’da ve Rusya’da toplam 2000’e yakın yerleşim yerini yok etti. Bunların 1/4’ü büyük kasabalar ve şehirlerdi, 3/4’ünü ise tarım yapılan yerler, köyler ve “hutor” adını verdiğimiz çok küçük köyler oluşturuyor.



Gittiğin hayalet kasabalarda yaşamakta olan insanlar sana bir şeyler anlatıyor olmalı. Tüm bunlar arasında unutamadığın bir tane var mı?


Bir seferinde bir hayalet kasabada tek başına yaşayan yaşlı bir kadınla konuşmuştum. Bu kadın İkinci Dünya Savaşı yıllarında, yani gençliğinde toplu katliamlara tanık olmuş ve bana kendi kasabasında yaşayan bir adamla kadının infazını anlatmıştı. Kadın endişeli biçimde saç örgüsünü iki eliyle çekiştirip duruyorken adam son sigarasını içiyormuş ve sakinmiş. Vurulduktan sonra kadın bir oyuncak bebek gibi yere düşmüş, adam ise yere çöküvermiş. Adam ölmüş fakat dudaklarındaki sigara tütmeye devam ediyormuş.

Bana bu hikayeyi anlatan yaşlı kadın adamın ölmüş olduğuna inanmanın çok güç olduğunu söylemişti. Herkes giderken gözlerini dumandan ayırmadan bir tek o kalmış ölü bedenin başında. Bana bu çok ilginç geliyor; çünkü bütün bu hayalet kasabalardan geçerken ve oralarda yaşayan aileler gördüğümde, aynen bu yaşlı kadın gibi oralarda hayat olduğuna inanmakta güçlük çekiyorum. Bacalardan tüten dumansa gözden kaybolacakmış gibi geliyor, tıpkı gençliğinde bu halka açık gerçekleştirilen infazda yaşlı kadının gördüğü gibi.


Mihail Gorbaçov bir keresinde Çernobil ve Pripyat’ın insanoğlunun binlerce yılının birkaç dakika içinde nasıl yok olabileceğinini gösteren yerler olduğunu, keder ve yas mekanları olmadıklarını söylemişti. Sen Çernobil’i bir keder mekanı olarak tanımlar mıydın?


Çernobil’i keder, hüsran ve çok derin bir üzüntünün üst üste bindiği bir yer olarak tanımlardım. Bu hüsran pek çok şeyde ifadesini buluyor: nükleer kimyasalların mutlak doğasında ve buna karşılık bu maddelerdeki insan varlığının sınırlılığında, her çabanın üstesinden gelinemez zorluklar engellendiği, yok olmayan etkenlerin her neslin mücadelesini daha öncekilerde olduğu gibi aynı hazin sona erdiği Çernobil tarihini oluşturan sona ermeyen savaşta, her geçen saniye elimizdekilerin değerinin yitmesinde, bir hiçe dönüşmesinde ve yok olmasında, bizim bir hiçe dönüşmemizde ve yok olmamızda...


Belaruslu ve Ukraynalı insanlar bu trajedi konusunda bugünlerde ne diyolar? Bana öyle geliyor ki insanlar bir şekilde alıştı artık ve seslerini çıkarmıyorlar.


Belarusluların ülkelerinde ifade özgürlüğü olmadığı ve gerçekleri söylemek tehlikeli olabileceği için pek de fazla şey söyleyemiyorlar. Beyaz Rusya’da Çernobil hakkında gerçekleri araştıranlar ya hapse düşüyor ya da ortadan kayboluyor; buna rağmen gerçekleri söylemekten çekinmeyenler var.

Ukrayna’da ise Turunca Devrim’den beri gerçekleri söylemek yasak değil. Buna rağmen insanlar artık bundan daha az bahseder oldular. Bu bir çelişki gibi görünse de aslında değil. Nietzsche şöyle bir şey demiş: Gerçeğin, onu dile getirmek tehlikeli olduğu zaman daha fazla savunucusu olur; onu dile getirmek sıradan olduğunda ise daha az savunucusu olur.


İnsanoğlunun en büyük trajesdisinden pek çok şeye tanık oldun. Sana göre bu kazaya ilişkin en kötü şey neydi?


En kötüsü Çernobil’in bütün umutları tüketmiş olması. Dante’nin İlahi Komedya’da cehennemin girişine yazdığını Çernobil’in kapısına yazmak isterdim: İçeri girenler, dışarıda bırakın her umudu.

Bütün dillerde “umut en son ölür” veya “insan yaşadığı sürece umut eder” gibi deyişler vardır. Umtusuzluk ise bizi güçsüz bırakır ve bilincimizi yitirmemize yol açar. Hiç kimse umutsuzluğa katlanamaz. İnsanlar umutsuz olduğunu düşündükleri problemlerine her zaman arkalarını döner ve onları unutmaya çalışır.


Arkaplanını dinin ve felsefenin oluşturduğu şeylerden bahsediyorsun. Çernobil’in, Pripyat’ın ve tüm diğer hayalet bölgelerin dinde bir yeri olduğuna inanıyor musun?


Kesinlikle dinde yeri var. Çernobil’in Kitab-ı Mukaddes’te olduğunu biliyordum; fakat buna önem vermiyordum ta ki kehanetlere ilişkin bir aydınlanma anı yaşayana dek. Çernobil’in yakınlarındaki hayalet bir çiftlikte gerçekleşti bu. Bir anda tahtakurdu kehanetini hatırladım ve şu pasajların anlamı benim için netleşti: * YEŞAYA : 13:21,22 - Orası yabanıl hayvanlara barınak olacak, evler çakallarla dolacak, baykuşlar yuva yapacak. 34:7-14 - Zift gece gündüz sönmeyecek, duman hep tütecek, ülke kuşaklar boyu ıssız kalacak, kimse orada geçmeyecek. .

Fabricio Yuri Vitorino/ G1 and Globo (Brazil)/April 2009

eren53
26-02-2013, 00:20
karga sekmez i ziyaretçiylen okumuştum ama tam hatırlayamadım link yokmu hatırlamak istedim bi an :D

mert_can 41
26-02-2013, 00:22
karga sekmez i ziyaretçiylen okumuştum ama tam hatırlayamadım link yokmu hatırlamak istedim bi an :D

kaldırıldı konu ne yazıki :)

meLaNchoLic
26-02-2013, 00:24
kaldırıldı konu ne yazıki :)

yürek dayanmadı ki :D

s.alican
26-02-2013, 00:30
hadi gidelim gelen varmı :D
http://i46.tinypic.com/1ioeg7.jpg

TolgaEsentepe
26-02-2013, 00:38
m2 olarak küçük bir mağazada çalışıyorum. yaklaşık 60 tv, 40 laptop vardır. tepemizdeki sayısız florasanlar da cabası ? 1.5 yıldır buradayım, gidip pripyat ı 3 gün ziyaret etsem acaba 1.5 yıldır aldığım radyasyondan fazlasını alırmıyım ? :o :o

meLaNchoLic
26-02-2013, 00:45
m2 olarak küçük bir mağazada çalışıyorum. yaklaşık 60 tv, 40 laptop vardır. tepemizdeki sayısız florasanlar da cabası ? 1.5 yıldır buradayım, gidip pripyat ı 3 gün ziyaret etsem acaba 1.5 yıldır aldığım radyasyondan fazlasını alırmıyım ? :o :o

ateistleri konuya davet edelim bence :D

qatrio
26-02-2013, 00:45
Beyler ufak bir not geçmek istiyorum : Şehir tamamen boş değil arada hırsızlar şehrin içene giriş yapıyolar.

Mertİ.
26-02-2013, 00:47
Yeni bir röportaj gelsin o zaman, ilk soru özellikle biz gitmek isteyenleri ilgilendiriyor :) :)

İnternet Haber Servisi Globo’yla(Rio de Janeiro, Brezilya) Söyleşi

Elena’ya Sorular:

Bulantı veya kusma gibi bedensel şikayetlerin oluyor mu? Gezilerinden sonra herhangi bir tıbbi destek alıyor musun?


Bulantı veya kusma gibi şikayetlerimin olması için ciddi miktarda gama ışınına maruz kalmalıyım, buna maruz kalabileceğim bir yere gitmem. Açıklama yapmak gerekirse; gama ışınımı birikim yapan bir ışınımdır ve insanlar hayatları boyunca belli bir miktar gama ışınımına maruz kalabilirler. Bu aynen elinizde yatırım için bulunan parayı tedbirli biçimde harcamaya benzer. Örneğin “Lahit”te çalışan bilim insanları bu parayı birkaç saat içinde tüketebilirler. Bazı insanların ömürleri boyunca harcayacakları para Çernobil’de daha çabuk tüketilebilir. Bulantı ve kusma gibi şikayetler ise iflasın eşiğinde olduğunuz anlamına gelir.

Görüşünüzün artması için daha fazla ışığa gereksinim duyuyorsanız ve bir şeyler keşfetmek için feragata hazırsanız bir mumu iki ucundan da yakmak anlamlıdır.


Şimdiye dek kaç adet hayalet şehirde bulunduğunu biliyor musun?


Saymayı bırakmadan önce 180’de kalmıştım; fakat bu birkaç yıl önceydi ve o zamandan beri pek çok başka hayalet yerleşim bölgesinde bulundum. Çernobil kazası Ukrayna’da, Beyaz Rusya’da ve Rusya’da toplam 2000’e yakın yerleşim yerini yok etti. Bunların 1/4’ü büyük kasabalar ve şehirlerdi, 3/4’ünü ise tarım yapılan yerler, köyler ve “hutor” adını verdiğimiz çok küçük köyler oluşturuyor.



Gittiğin hayalet kasabalarda yaşamakta olan insanlar sana bir şeyler anlatıyor olmalı. Tüm bunlar arasında unutamadığın bir tane var mı?


Bir seferinde bir hayalet kasabada tek başına yaşayan yaşlı bir kadınla konuşmuştum. Bu kadın İkinci Dünya Savaşı yıllarında, yani gençliğinde toplu katliamlara tanık olmuş ve bana kendi kasabasında yaşayan bir adamla kadının infazını anlatmıştı. Kadın endişeli biçimde saç örgüsünü iki eliyle çekiştirip duruyorken adam son sigarasını içiyormuş ve sakinmiş. Vurulduktan sonra kadın bir oyuncak bebek gibi yere düşmüş, adam ise yere çöküvermiş. Adam ölmüş fakat dudaklarındaki sigara tütmeye devam ediyormuş.

Bana bu hikayeyi anlatan yaşlı kadın adamın ölmüş olduğuna inanmanın çok güç olduğunu söylemişti. Herkes giderken gözlerini dumandan ayırmadan bir tek o kalmış ölü bedenin başında. Bana bu çok ilginç geliyor; çünkü bütün bu hayalet kasabalardan geçerken ve oralarda yaşayan aileler gördüğümde, aynen bu yaşlı kadın gibi oralarda hayat olduğuna inanmakta güçlük çekiyorum. Bacalardan tüten dumansa gözden kaybolacakmış gibi geliyor, tıpkı gençliğinde bu halka açık gerçekleştirilen infazda yaşlı kadının gördüğü gibi.


Mihail Gorbaçov bir keresinde Çernobil ve Pripyat’ın insanoğlunun binlerce yılının birkaç dakika içinde nasıl yok olabileceğinini gösteren yerler olduğunu, keder ve yas mekanları olmadıklarını söylemişti. Sen Çernobil’i bir keder mekanı olarak tanımlar mıydın?


Çernobil’i keder, hüsran ve çok derin bir üzüntünün üst üste bindiği bir yer olarak tanımlardım. Bu hüsran pek çok şeyde ifadesini buluyor: nükleer kimyasalların mutlak doğasında ve buna karşılık bu maddelerdeki insan varlığının sınırlılığında, her çabanın üstesinden gelinemez zorluklar engellendiği, yok olmayan etkenlerin her neslin mücadelesini daha öncekilerde olduğu gibi aynı hazin sona erdiği Çernobil tarihini oluşturan sona ermeyen savaşta, her geçen saniye elimizdekilerin değerinin yitmesinde, bir hiçe dönüşmesinde ve yok olmasında, bizim bir hiçe dönüşmemizde ve yok olmamızda...


Belaruslu ve Ukraynalı insanlar bu trajedi konusunda bugünlerde ne diyolar? Bana öyle geliyor ki insanlar bir şekilde alıştı artık ve seslerini çıkarmıyorlar.


Belarusluların ülkelerinde ifade özgürlüğü olmadığı ve gerçekleri söylemek tehlikeli olabileceği için pek de fazla şey söyleyemiyorlar. Beyaz Rusya’da Çernobil hakkında gerçekleri araştıranlar ya hapse düşüyor ya da ortadan kayboluyor; buna rağmen gerçekleri söylemekten çekinmeyenler var.

Ukrayna’da ise Turunca Devrim’den beri gerçekleri söylemek yasak değil. Buna rağmen insanlar artık bundan daha az bahseder oldular. Bu bir çelişki gibi görünse de aslında değil. Nietzsche şöyle bir şey demiş: Gerçeğin, onu dile getirmek tehlikeli olduğu zaman daha fazla savunucusu olur; onu dile getirmek sıradan olduğunda ise daha az savunucusu olur.


İnsanoğlunun en büyük trajesdisinden pek çok şeye tanık oldun. Sana göre bu kazaya ilişkin en kötü şey neydi?


En kötüsü Çernobil’in bütün umutları tüketmiş olması. Dante’nin İlahi Komedya’da cehennemin girişine yazdığını Çernobil’in kapısına yazmak isterdim: İçeri girenler, dışarıda bırakın her umudu.

Bütün dillerde “umut en son ölür” veya “insan yaşadığı sürece umut eder” gibi deyişler vardır. Umtusuzluk ise bizi güçsüz bırakır ve bilincimizi yitirmemize yol açar. Hiç kimse umutsuzluğa katlanamaz. İnsanlar umutsuz olduğunu düşündükleri problemlerine her zaman arkalarını döner ve onları unutmaya çalışır.


Arkaplanını dinin ve felsefenin oluşturduğu şeylerden bahsediyorsun. Çernobil’in, Pripyat’ın ve tüm diğer hayalet bölgelerin dinde bir yeri olduğuna inanıyor musun?


Kesinlikle dinde yeri var. Çernobil’in Kitab-ı Mukaddes’te olduğunu biliyordum; fakat buna önem vermiyordum ta ki kehanetlere ilişkin bir aydınlanma anı yaşayana dek. Çernobil’in yakınlarındaki hayalet bir çiftlikte gerçekleşti bu. Bir anda tahtakurdu kehanetini hatırladım ve şu pasajların anlamı benim için netleşti: * YEŞAYA : 13:21,22 - Orası yabanıl hayvanlara barınak olacak, evler çakallarla dolacak, baykuşlar yuva yapacak. 34:7-14 - Zift gece gündüz sönmeyecek, duman hep tütecek, ülke kuşaklar boyu ıssız kalacak, kimse orada geçmeyecek. .

Fabricio Yuri Vitorino/ G1 and Globo (Brazil)/April 2009

soruları kendi sormuş kendi cevaplamış gazetede yayınlamış.

HkN
26-02-2013, 00:51
cehenneme bir adım (the descent 1-2) filminden bahsediyosunuz heralde. devam filmi şeklindeydi


Yok benim dediğimi buldum Tepenin gözleri :) Filmin konusu uzun süre Amerikanın nükleeer test yaptığı bir alanda mutasyona uğramış insanlarla alakalıymış

Tepenin Gözleri - The Hills Have Eyes - Sinemalar.com (http://www.sinemalar.com/film/1811/tepenin-gozleri)

birde bu filmin amerikan askerleriyle olanı vardı.


o film pripyatda geçmiyordu diy hatırlıyorum ben amerikanın deney yaptığı bir bolge olması gerekli maket evler falan vardı hatırladığım kadarıyla :)

ORada derken Amerikayı kastetmiştim ama açıklama biraz zayıf kaldığı içni yanlış anlaşılmış.

HkN
26-02-2013, 00:53
buda 2. filmin fragmanı :)

Tepenin Gözleri 2 izle | Full izle, Türkçe Dublaj, Hd izle, Tek Parça, Online izle, Bedava izle (http://www.hdfilmizleme.org/tepenin-gozleri-2-izle.html)

murat_ileri
26-02-2013, 02:30
alın size çernobil çocugu :)

Marilyn Manson - Sweet Dreams (Are Made Of This) - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=m6VojYGrnpg)

bu arada karga sekmez olayını biri pm atsın merak ettim.

By_HaNNibaLL
26-02-2013, 02:41
Böyle esrarengiz şeyler cok hoşuna gider bi o kadar da korkarim :D

Bizim köyde cok büyük bi mağra var diye anlatirlardi arkadaşlarla ziyarete gittik zorla anlatti köyde yaşlinin birisi gidelim dediler zorla soktular beni flaşlar ışıklar falan fotoraflar diğer pc de kalmiş korka korka oraya girdim eğlenceliydi orasida öyle olabilir de dodo yemez sanki :D

Günkut
26-02-2013, 04:56
Patlamanın sebebi kanıtlandımı peki ?


Oraya gitmek tam deli işi yav bırakın giderim ayaklarını bize şimdi :D

miniks
26-02-2013, 05:15
Güzel paylaşım emeğe saygı

FatihR.
26-02-2013, 10:17
konu gerçekten mükemmel.ilgiyle takip ediyorum..
aslında toplanıp gidilebilir bence çok meraklı olanlar.çılgın bi organizasyon olur.kiev de kalırsak konaklama benden :D..kesinlikle orayı bilen bizi mağdur etmeyecek bi rehberle gitmek isterim

aslında bu motorlu kadını bulup gitmek lazım onunla beraber

fkocak
26-02-2013, 12:18
kadın ölene kadar beklesek daha iyi sanki :D neyden öldüğünü öğrenip ona göre hareket ederiz :D karga olayını da merak ettim kaydı kuydu yok mu o konunun :D

Eyüp
26-02-2013, 13:23
Issız ve esrarengiz yerlere girerken bende çekinenlerdenim fakat çıktıktan sonra insanların arasına karışıncada keşke biraz daha kalsaymışım diye üzülmüşümdür hep..

Burayada gidebilsem burasıda öyle olur , sadece acı ve hüzün olan topraklar..

M.A.D
26-02-2013, 16:15
sabahtan beridir konudayım, hepsini okudum inceledim yaşadım diyebilirim resmen, bana daha çok hangi şeyi hatırlattı biliyormusunuz, askerdeyken, yasak olan bölgelere kaçıp oralarda biraz sessiz takılmayı, fotoğraflar çekmeyi çok severdim, terkedilmiş mevziler vardı, oralarda bişeyler arardım eskiye dair, tugayın çok geçmişine dair yazılar bulurdum, eski tertiplerin şafaklarını görünce tarihi eser bulmuş gibi sevinirdim, eski ve terkedilmiş yerler hep ilgimi çekti askerde de devam etti bu, terkedilmiş yer hissini gece nöbetinde kuleden bölüğe bakarken hissediyordum in cin top oynuyor, tek ben varmışım gibi hissediyordum, çernobil de aynı şekil, o şehirde tek başına gezmek tek başına o eşyaların kitapların, oyuncak bebeklerin olduğu evlerde takılmak, call of duty de bayağı dolaşmaya çalışmıştım buraları :) şu film isimlerini ve oyun isimlerini tek mesajda toplayacak babayiğit de çıksaydı çok iyi olurdu :D filmleri sırayla izlemeyi düşünüyorum sayfaları geçtikçe kaçırdım hepsini

By_HaNNibaLL
26-02-2013, 16:34
Şu sinema filminde cok fazla abartmişlar hayvanlar neyse de mutasyona uğrayan insanlar falan her filmde ayni muhabbet

volume81
26-02-2013, 17:10
Patlamanın sebebi kanıtlandımı peki ?


Oraya gitmek tam deli işi yav bırakın giderim ayaklarını bize şimdi :D

patlamanın sebebi belli zaten sorumlu kişiler 10-15 yıl hapis aldılar fakat çoğu öldü diye biliyorum

patlamanın sebebi reaktör'ü çok düşük seviyede çalıştırmaları normalde 700-1000 megawatt arasında çalıştırmaları gerekirken 200-300 megawatt'a kadar düşürdüler hatta bir ara durdu bile

rekatörün tasarımında çok büyük bir yanlışlık vardı düşük güç seviyesinde reaktör stabil kalamıyordu bu 1. neden ve arka arkaya gelen hatalar sonunda patlamayı kaçınılmaz kıldı

daha sonra reaktörün gaz ve freni olarak kullanılan kontrol çubukları bir ara komple yukarı çekildi ( normalde en az 30 tanesi güvenlik sebebi olarak içeride bırakılması gerekiyor ) daha sonra rekatör dengesizleşip değerlerin hepsi yükselinde gücü arttırmak ve değerleri normale çekmek için kontrol çubuklarını hızlı bir şekilde geri indirdiler

tabi bu sırada soğutmanın yetersiz olması olayı daha zora soktu
grafit kaplı kontrol çubukları çok yüksek ısıya maruz kalınca bir anda patlamaya sebep oldu ve yangın'ın 9 gün boyunca söndürülememesinin sebebide grafit kaplı kontrol çubukları yüzünden oldu

yani anlayacağınız bir avuç bilim adamı adam gibi çalışmayan reaktörde deney yapacak diye oldu bunların hepsi

hadi onu geçtim normalde zaten böyle bir patlamanın olması gerekmezdi gücü 700-1000 mw'de tutsaydılar hiç birşey olmayacaktı tabi başındaki mühendis kendini gösterebilmek ve adını duyurmak için deneyi daha tehlikeli bir boyuta taşıdı

MehmeT.
26-02-2013, 21:56
Pripyat'çılar nerde bakalım :D

Mr.K
26-02-2013, 22:00
burda burda yap sen paylaşımı :D

fkocak
26-02-2013, 22:07
bekliyoruz güzel gidiyor :) tekrar emeğine sağlık. zerre kadar bilgim yokken çok şey öğrendim :icon_tup:

MehmeT.
26-02-2013, 22:15
Panaromik Fotoğraf paylaşalım biraz da :)

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.17.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.21.jpg



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.33.jpg



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.34.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.40.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.41.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.15.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.42.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.44.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.45.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.46.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.47.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.49.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.56.jpg



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.57.jpg



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.58.jpg

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.60.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.61.jpg



http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.62.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.43.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.48.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.59.jpg

http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.73.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.72.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.67.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.68.jpg


http://www.angelfire.com/extreme4/kiddofspeed/spring2008.69.jpg


Bu aralar biraz daha yoğunlaşırsam bu işe daha detaylı bilgiler paylaşacağım:icon_tup:

TigeR
26-02-2013, 23:05
her gün bu konuya girip duruyorum nasıl sürükleyici bi konudur arkadaş :D

meLaNchoLic
26-02-2013, 23:27
giriyoruzz tırsıyoruz uyku saatini erteliyoruz devam ediyoruz :D