sanırım tek xantıacı olarak bu gorevde bana dusuyor
"Dünya tarihine adını yazdıran marka!"
Otomotiv tarihinde çığır açan pek çok yeniliğe imza atan Citroën, 1919 yılında André Citroën tarafından kuruldu. Citroën soyadı, tüccar olan büyük büyük büyükbabasının sonradan “Citron” olarak değiştirilen “Limoenman” soyadından geliyordu; “küçük limonları olan adam”...
Henüz 34 yaşındayken “dişli takımı” üretmek üzere kendi şirketini kuran André Citroën, otomotiv endüstrisinde daha sonraları bir dev olarak anılacaktı. Citroën’in hafızalara kazınan sembolü ”double chevron” (rütbe işareti) ise André Citroën’in kendi buluşu olan üçgen dişli sistemine bir gönderme...
İşte otomotiv tarihin Citroën tarafından konan temel taşları:
1919
4 Haziran 1919’da Citroën markalı ilk otomobil satıldı: 10 HP A Type Torpedo. Citroën, Avrupa’nın ilk seri üretim otomobili A Type’ı otomotiv tarihine kazandırmıştı...
1924
Daha sonra, A Type ile kazanılan deneyim sayesinde B serisinin üretimine geçildi. Seri içinde dünyanın ilk çelik karoserli otomobili BlO yer aldı.
1933
Citroën 8CV, 93 km/s ortalama hız ve 300.000 km yol ile "uzun mesafede dünya rekoru"nu kırdı.
1934
Citroën "dünyada ilk önden çekişli otomobilin seri üretimi"ne başladı.
1938
C serisiyle birlikte bir ilke daha imza atan Citroën, model gamını genişletmeye ve sektöründe öncü olmaya devam etti. 1938 yılında Citroën dünyanın ilk "hydropnömatik süspansiyonlu" otomobili La 15 Six’i icat etti.
1955
1955 yılında Citroën dünyanın fren disklerini standart olarak sunan ilk otomobili DS’i icat etti. Yüzyılın otomobili olarak övgülere doymayan DS, “gerçekleşen bir düş, bir mucize” olarak tanımlanmıştı. Tanrıça anl***** gelen "déesse" kelimesinin okunuşu olan DS, otomotiv dünyasına bir mit olarak girdi ve hep öyle kaldı.
1978
"Dünyanın ilk en hızlı turbosuz otomobili" La CX 2500 Diesel'i icat etti. Aynı yıl yine "dünyanın ilk tam elektronik ateşleme sistemine sahip otomobili" La LNA'yı satışa sundu.
1989
1989 yılına gelindiğinde Citroën, herkesi yine şaşırttı: Dünyanın ilk hidroaktif süspansiyonlu otomobili XM sahnedeydi.
1991
"Avrupanın ilk arka koltuk eğimi ayarlanabilen otomobili" ZX'i icat etti.
1994
Citroën AX Eco 2,7lt/100 km ile "yakıt ekonomisinde dünya rekoru"nu kırdı.
1996
Saxo’nun lansmanı yapıldı. 27 000 ziyaretçi aracın üretildiği yere; Aulnay’a geldi.
1997
1 581 378 adet satılan ZX’in üretimi sona erdi ve Xsara lanse edildi.
2000
Kasım ayında, Citroën, Otomobil endüstrisinde bir ilk olan ISO 9001 (versiyon 2000)’i aldı.
C mirası yeniden gündeme geldi. Tarih yeniden canlandırıldı; nostalji teknolojiyle buluştu. C serisindeki otomobiller, bulundukları segmente, kullanım amacına, donanımına göre numaralandırılıyor ve adlandırılıyor. En küçük model C1 ve en büyüğü C8 gibi...
SÜSPANSİYON
Süspansiyon
Xantia'nın en büyük avanatajı hidrolik süspansiyonuydu. Hem konforunuzdan ödün vermiyorsunuz hem güvenliğinizden.
Xantialar 3 farklı süspansiyon çeşidi ile satıldı. 1993-1995 arası baz modellerde hidropnömatik sistem sunuldu. Üst modellerde ise Hydractive 1 adı verilen bilgisayar kontrollü süspansiyon sistemi sunuldu. 95 sonrasında üst modellerde hydractive 2 ve opsiyonel olarak activa sistemi sunuldu.
(bunları farklı bir konuda çok detaylı olarak anlatacağım.)
Citroen ilk defa Zx de kullandığı self steering rear (kendiliinden yönlenebilir arka aks) sistemini bütün xantialara uyguladı. Bu sistem arka tekerlerin 3 dereceye kadar dönebilmesine imkan tanıyordu. Bu sistem bazı modellerde bilgisayar kontrollü bazılarında ise mekanik olarak işliyor.
By leklek1 at 2012-02-06
By leklek1 at 2012-02-06
SÜPANSİYONUN SIRRI NE ?
Hidro Pnömatik süspansiyon, sadece Citroën otomobillerde bulunan çok gelişmiş bir teknolojidir. Bu sistemde, basınçlı yağ ve hidrolik yağın birlikte kullanılması sayesinde, hem yolculuk konforu hem de yol tutuş kabiliyeti, klasik sistemlere oranla, çok daha fazla artar.
Hidro-pnömatik sistem, fren yapıldığında aracın arka tarafını otomatik olarak alçaltarak aracın öne doğru kapaklanmasını önler. Böylece yolcular araç içinde öne doğru savrulmazlar ve frenlemeden dolayı rahatsız olmazlar. Bu sistem, özellikle ani frenlemelerde arka tekerleklerin bloke olma riskini de azaltır.
Hidro-pnömatik sistem, Citroën’e mükemmel bir denge kazandırır. Bu sayede Citroën’iniz ne kadar yüklü olursa olsun, yerden yüksekliği daima aynı kalır. Yol tutuşu daima optimumdadır. Aynı denge özelliği sayesinde, örneğin arka tekerleklerden biri patlasa bile aracınızı servise kadar üç tekerlek üzerinde götürebilirsiniz.
Hidro-pnömatik sistemin başka bir özelliği de, Citroën’inizi dilediğiniz zaman yükseltebilmenizdir. Yüksek bir kaldırıma çıkarken veya engebeli bir araziden geçerken aracınızın yüksekliğini arttırabilirsiniz. Böylece Citroën’iniz başka araçların geçemediği yüksekliklerden geçebilir.
Hidro-pnömatik sistemin yapısı basıtçe şu şekilde açıklanabilir: Aracın süspansiyonları hidrolik yağ ile çalışmaktadır. Süspansiyonlardaki hidrolik sıvı her tekerlekte birer hava yastığıyla desteklenmektedir. Böylece tekerleğin hareketi süspansiyondaki hidrolik yağı hareket ettirir, hareket eden hidrolik yağ da hava yastığını sıkıştırır.
Sonuç olarak, araç her tekerlekte birer adet olmak üzere dört hava yastığı üzerinde gider. Böylece eşsiz bir konfor ve sürüş rahatlığı sağlanmış olur.
NASIL ÇALIŞIYOR
Klasik otomobillerin helezon yayaları ( makasları ,veya torsiyon çubukları) 2 değişik akışkan ile değiştirilmiştir.
-Sıvı (LHM)
Yeşil renkte sıkıştırılamayan “LHM” adı verilen özel mineral yağ süspansiyonda tekerlerlerin hareketini sağlıyor.
-Gaz (azot)
Çelik bir sfer içinde bulunan ezilebilinir Azot gazı süspansiyonun esnekliğini sağlıyor Azot gazı helezon yayı görevini yapmaktadır.
Yağ (LHM) sürekli pompalama veya boşaltma yapılarak aracın her koşulda sabit yükseklikte kalmasını ve süspansiyonun her koşulda tam bağımsız olarak hareket etmesini sağlıyor.
Birazda videolardan paylasalım