YENİ FOTOĞRAF: SAYFA 5
Herkese merhabalar,
Geçtiğimiz günlerde benim için 3 senelik bir macera olan BMW M5 (e39) aracımı yeni sahibine teslim ettim.
Aracı sattıktan sonra kendimi direkt ikinci el ilanlarında buldum tabii ki. Aklımdaki kriterler belli idi. O yüzden çok sınırlı seçeneklerde hareket edebiliyordum. M5ten sonra alacağım araç kesinlikle cabrio veya roadster olacaktı, mutlaka otomatik olacakti ve belirlediğim bütçeyi aşmayacaktı.
Önüme gelen ilanlar hep 10 yaşının üzerinde 200k ve üzeri kilometrelerde araçlar (ki çoğu yüksek tramerli, ağır hasar kayıtlı) veya çok fazla uğraş isteyen araçlardı. Bunların haricinde de daha düşük fiyatlarda Peugeot grubu dikkat çekiyordu ancak markaya biraz soğuk kaldığım için açıkçası o ilanları da görmezden geldim.
Bu çerçevede kendime göre mantıklı bir seçim yapmak gerekiyordu ve bende Mini'lere yöneldim. Diğer seçeneklere nazaran hem model yılı olarak yüksek, hem donanım olarak tatmin edici hem de arkasında BMW'nin olduğu bir marka olması aklıma yattı. Başladım ilanları araştırmaya...
Derken gözüm bir roadstere takıldı. Her arama yaptığımda mutlaka açıp ilana bakıyordum. Gönül kaymaya başlamıştı bir kere. Kaymayacak gibi de değildi ki, baksanıza...
Mini Cooper S Roadster......
İlanı aracı tanıyabileceğini düşündüğüm kişilerle paylaşmaya başladım. Araç hakkında en azından bir ön bilgim olsun diye düşündüm. Özellikle Mini'ci tayfa baya övgü ile bahsettiler. Ama ilandaki araçla ilgili bilgiye çevremden ulaşamadım. Bir iki gün böyle geçti. En sonunda ilan için aramaya karar verdim. Bir yandan da acaba gerçekten Mini mi almalıyım, acele mi ediyorum sorusu kafamda dönüp duruyordu, çok arada kalmıştım. Pazar günü oldu dedim bir yoklayayım. İlanda hem iş hem cep numarası olduğundan önce işyerini aradım. Kimse açmayınca adamların bi pazarı var deyip Pazartesi günü olunca iletişime geçtim. Araçla ilgili bütün bilgiyi aldıktan sonra fiyatta da mütabık kaldık ve heyecan benim için yükselmeye başladı. Çarşamba sabahına randevuleştik.
2 gün nasıl geçti bilmiyorum. İzmir'den İstanbul'a geldim. Aklımda hep söylenenden başka birşey çıkar mı, sorun yaşar mıyım, beklenmedik bir durum olur mu şüpheleri beni biraz zorladı. Sonuçta deplasmana gelmiştim
Neyse ki aracı görünce bir rahatlama geldi. Dükkanın yanındaki yıkamada görücüsü için hazırlanıyordu..
Dükkana girdim. Çok sıcak karşıladılar, ilgilendiler. Biraz sohbet muhabbet ettik sonra expertiz işlemleri için düştük Maslak yollarına. Sağolsun TarıkS yardımcı oldu Minauto'ya yönlendirdi. Orada da çok güzel bir karşılama ve sohbetle ilgilendiler. Tabi benim aklımda sürekli acaba araç gereken onayı alacak mı ustalardan sorusu dönüp duruyordu. Önce kaportaya bakıldı, herşey konuşulan gibiydi içime su serpildi. Teknik kısımlara da ince eleyip sık dokuyarak baktılar, test sürüşüne çıktılar ve duymak istediğim güzel cümleyi duydum... Araç sorunsuz sıkıntısız, alınır... Ama bu işler yapılana kadar geçen 2-3 saatte ben de 1 yıl falan yaşlandım stresten herhalde. Bir ara Yiğit G. yanıma geldi sağolsun, destek oldu Ve araç kapının önünde artık benim olmaya hazırdı.
Sonra bindik araca plakaları sökmek için Ersmotors3d dükkanına geri döndük. Aracı bıraktık orada noterin yolunu tuttuk. İşlemleri bitirdikten sonra plaka basımı vs için de kendi elemanlarını göndererek güzellik yaptılar. Bu arada ben de artık arabanın yeni sahibi olmuştum..
Biz yemeğimizi yerken plakalar basıldı geldi. Şansıma güzel esnaflara denk geldim çok şükür. Artık yollara çıkma vaktiydi.
Tabii ki soluğu benzin istasyonunda aldık önce
Sahil yolundan sakin sakin ailemin yanına Karaköy'e geçtim. Arabayı katlı otoparka park ettim. Eve dönme vakti geldiğinde arabayı kaptırmıştım. Kız kardeşim affetmedi. Kendi arabasının anahtarlarını bana verip kaçtı Abilik görevimizi yaparak biz de onu takip ettik.
Artık İstanbul'da bütün işlerimi halletmiştim. Eve dönüş zamanı gelmişti. Çok fazla da İstanbul'da kalmak istemedim zaten, İzmir yoluna attım kendimi... Yoksa arabayı kaybedeğim kesindi..
Köprüden geçmeden önce bir mola verip evin yolunu tuttuk..
Yeni yuvasına kavuştu, hemen baş göz ettik
Benim için de yeni bir macera başlamış oldu...
Genel olarak araçla ilgili yorumlarıma gelirsek de özellikle şehir içi kullanımında çok pratik. Motor canlı ve atak. Aracımın kombinasyonunu çok beğendim, eski sahibi kimse zevkli birisiymiş. Karbon detaylar ve taba renginin uyumu efsane. Malzeme kalitesi yüksek. Yolda bu kadar ilgi odağı olacağını düşünmemiştim ama bütün bakışları üzerine çekiyor. Sürüş olarak bilmiyorum Mini kullanan arkadaşlar katılırlar mı ama bana önden çeker spor bir BMW kullanıyormuş hissi verdi. Direksiyon sertliği, gösterge karakterleri ve turuncu ışıklandırması da bu şekilde düşünmemi destekliyor olabilir. Yakıt tüketimi konuşmak istemiyorum bile Evo ve M5ten sonra 20-21 litreden 7-8 litrelere düşmek bana garip geldi. Araç iki kişilik olmasına rağmen içi gayet geniş ve konforlu. Beklediğimden daha düşük bir rüzgar sesi var. Manuel tenteyi kullanmak kolay. Hayatımda gördüğüm en etkili koltuk ısıtması bu araçta, poponuzu kızartıyor resmen. Harman Kardon müzik sistemi mükemmel değil ama kaliteli bir müzik dinleme imkanı sunuyor. Genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim.
Eksi yanlarına gelecek olursak özellikle geri görüşü çok sıkıntılı. tenteden ve takla barlarından dolayı arka çapraz açıları görmek mümkün değil. Spor yaylar bozuk yollarda konforu çok olumsuz etkiliyor. Yalıtım daha iyi olabilirdi her ne kadar beklentimin altında olsa da motor ve rüzgar sesi uzun yolculukta müzik açmazsanız biraz yorucu olabiliyor. Kontrol düğmelerine alışmak gerek biraz, mesela cam açma kapamayı neden ortaya koyarlar hiç anlam veremiyorum.
10 üzerinden puan vermem gerekirse bu kadar kullanım ile 7 puanı gönül rahatlığı ile verebilirim. Biraz kullanıp arabayı iyice tanıdıktan sonra puanının gözümde biraz daha artabileceğini düşünüyorum...
Hepinize teşekkürler.