Önsöz : Sahibinden logolu fotoğraflar için şimdilik özür diliyorum, zira fazla fotoğraf çekme şansına henüz erişemedim, yazlıkta da boş durmaktansa yazmayı sevdiğimden, şimdilik temsili ilan fotoğraflarını paylaşıyorum çoğunlukla.
Hazır başlamışken buralara tekrar yazmaya, evimizin üçüncü, ailemizin yeni eşşeğini de tanıtmadan geçmeyeyim bari. Dedim ya nerede tuhaf, acayip tipli, herkesin tercih etmediği bir araç var, yine öyle birşey bulduk çok şükür.
Üstteki resmi neden koyduğumu aracın ön tipini görünce anlayacaksınız.
Maseratiyi aldık almasına da, bu benzin fiyatları, bu euro kuru, bu parça fiyatları ile kara kara başladım düşünmeye ne yapacağız diye. Günlük kullansam ocağımıza incir ağacı dikecek, o sebeple makyajlı kasa için ayırdığım mebladan daha ucuza aldığım için bizim Ezel kasayı, elimde kalan parayı da değerlendirmek ve ailemize her gün kullanabileceğimiz bir aile aracı edinebilmek için başladık yine sarı sitede sabahlamaya... Bütçe max 300 bin TL idi (aracı alalı yaklaşık 1 ay oluyor - 1 ayda bile o kadar değişti ki piyasa... ) bu paraya küçük motor, otomatik ve bagajı biraz büyük bir araç bakmaya başladım. Elimdeki para ile almayı düşündüğüm araç listesi şu şekildeydi;
Clio Sports Tourer 1.5 , Fiat 500L , Chevrolet Captiva, 2010-2012 Qashqai, Megane Sports Tourer, B-Max...
Bu araçlardan en çok Captiva aklımı çeliyordu, cüssesi, 7 kişilik oluşu donanımı falan, onlardan da bir tanesini gidip test sürüşüne çıkardım, aracın her yerinden gelen trim sesi ve iç malzeme kalitesinin süpriz yumurtadan çıkan oyuncaklar kıvamında olmasından mütevellit vazgeçtim. B-Max'ı hanıma sevdiremedik, Clio Sports Tourer aslında mantıklıydı ama istediğim renk araçlar genelde yüksek km ve yüksek fiyatlıydı...500L hoşuma gitmişti, pratiklik açısından son derece kullanışlı bir otomobildi ama evde iki tane Duologic belası olmasını istemediğimden ötürü soğudum ondan da.
Ona baktık buna baktık, ha onu alalım buna bakalım derken piyasa nasıl canlıysa favori listesi başladı grilenmeye. Bu arada da aile aracımız olmadığından ötürü, oğlanın bisikletini, piknik ekipmanlarını, çadırı madırı taşımak için babamın Tiguanı alıp durmaya başladım. 2015 1.4 TSi DSG bir araç kendisi, ilk sahibiyiz, şükür daha hiçbir sorun yaşatmadı bize, bu sebeple ne zaman kullansam hoşuma giden bir araç oldu Tiguan. Bir akşam üstü Maltepe Sahilde piknik yaparken dedim bir bakayım Tiguan alabilir miyiz, baktım ki DSG almak mümkün değil en kötüsü 330-340 liralarda. Boş araç da almak istemiyorum hadi dedim bir de manuel araç bakmaya başlayayım, otomatik olmayıversin bu sefer. İlanları taradım ettim hepsi hemen hemen aynı, beyaz renk, orta dolulukta araçlar vardı. Beyazdan da nefret ettiğim için olmaz molmaz derken, model listesinde adını ilk defa okuduğum bir seri çarptı gözüme.
"Track & Field."
İlanlarda sadece 5 tane araç olmasından bu aracın tam benim tipim olduğunu ilk bakışta anlamıştım. 5 tane olduğuna göre tutulan edilen bir paket değil, değişik birşeydi demekki
Aracın ön tamponu ilk dikkatimi çekti, ulan ne yapmışlar bu tampona falan diye araştırırken arabanın biraz daha offroad kullanımına yönelik ön tamponunun yaklaşma açısını iyileştirebilmek için yapıldığını öğrenmiş bulundum.. 4motion olması, offroad tuşunun "gel hadi dağa tepeye çıkalım" izlenimi yaratması, kahverengi deri koltukları, dönemine göre gırtlak dolu diyebileceğim bir donanımda olması falan beni iyice ısındırdı kendine.İlanlardaki araçların hiçbirinin İstanbulda olmaması üzücüydü. Bu yüzden yakınlarda gidip görebileceğim bir araç yoktu, hangi ile gitsem diye düşünürken en temiz ve ısındığım aracın Kahramanmaraşta olduğunu gördüm. Kahramanmaraşa daha önce de Touareg almak amacıyla gitmeyi planlarken, malesef o araç satılmış ve Maraş ilimizden araç almak nasip olmamıştı. Bu sefer bir küçüğü Tiguan nasip oldu.
Bir de enteresan bir bilgi vereyim, aracı alırken yaklaşık 50 bin TL'lik Bitcoin - BTC bozdurarak aldım. Bu sebeple plaka da manidar oldu
Furafic Fark çenemiz...
Tıpkı Maseratide olduğu gibi, hayatımda ikinci kez bir aracı görmeden satın aldım. Arabanın fiyatı ilanlardakinlerden daha uygundu, kondüsyonu çok daha düzgündü, kilometre en düşük araç idi ve hatasızdı. Bu yüzden kaçırmamak adına Hataydaki kayınbiladere dedim git bak arabaya, eksperini falan yaptır düzgünse alıyoruz Sağolsun gitti aldı getirdi aracımızı ve ailemizin ikinci Tiguanını kardeşinin yanına çektik.
İki kardeş otoparkta...
*******************************
Hikayemizi kısa tutmaya özen göstererek gelelim aracın ne cacık olduğuna.
Araç 2009 model Tiguan 5N1 , 1.4 TSi CAVA motorlu 150 hp'lik 4motion versiyon, 6 ileri manuel bir şanzımana sahip. 97 bin km'de ilk sahibinden bir otomobil. Boya, trammer falan olmadığı için hatasız denebilir, bir tek arka jant bir darbeden dolayı değişmiş, arka tampon da boyatılmış. Bunun dışında muhtelif yerlerde çizik çuzukları var ama nasılsa sevgili @[RaCeR] yani Canowax üstesinden gelecektir
Peki nedir bu Track & Field ? Yukarda da bahsettiğim ve adından da anlaşılacağı gibi, Tiguan'ın biraz daha "offroad" kullanımına yönelik tasarlanan paketi diyebiliriz. 2009-2010 tarihleri arasında bu makyajsız kasada ve sonrasında 2015'e kadar makyajlı kasada da üretilen bu donanım seviyesi uluslararası pazarda en dolu paket olarak geçiyor. Nitekim ülkemizde makyajlı yani 5N2 paket hiç görmedim herhalde yok diye düşünüyorum. Offroad olayı elbette hafif arazi için tasarlanmış ancak YouTube videolarından izlediğim kadarıyla fena işler yapmıyor, özellikle karda ve çamurda beklediğimden iyi bir performans sergiliyor gibi duruyor. (Henüz deneyimleme şansım olmadı malesef)
4Motion sistemi bildiğimiz Haldex , yani araç sürekli 4 çeker değil, aslında genelde önden çeker, ve işler sarpa sarınca, arka lastiklerde çekiş kaybı olunca falan arkaya güç aktarmaya başlıyor. 4Motion dışında dediğim gibi ön tampon standart Tiguan'da dümdüz iniyor bu sebeple yaklaşma açısı klasik Tiguan'larda 18 derece iken bu pakette tampon altını yatay şekilde tasarladıklarından dolayı bu açı 28 dereceye çıkıyor. Arazi kısmını bir kenara bırakırsak aslında cidden harika bir olay, çünkü bizim pederin Tiguan otoparkımızdan çıkarken tampon altını sürtüyorken, benim araçla yavaşlamadan bile çıkabiliyorsunuz, gerçekten güzel. Ön tampon altında skid plate'vari metalimsi görünümlü bir parça var, ki keşke metal olaydı ama plastik. Onun da ilerisinde karteri koruyan uzun bir metal koruma mevcut. Bunun dışında bahsettiğim "Offroad" tuşu ile araç gaz tepkisini biraz daha arazi işleri için ayarlıyor, Haldex sistemini de yine arazi moduna geçiriyor. Ayriyetten de "Hill Descent Control" yani yokuş iniş asistanını devreye alıyor ve bu modda %15'ten fazla bir eğim varsa otomatik olarak fren yaparak yokuş inişlerini biraz daha kolaylaştırıyor. Ayrıca 100kg taşıyabilen tavan rayları ve 2500 kg çekme kapasitesiyle karavan maravan falan çekebiliyorsunuz. Çıtırdan kampçılar için güzel şeyler.
Alt korumalar
Teknik zırvalar dışında aracın donanımında bir tek opsiyonel Bi-Xenon farlar ve otomatik kapanan aynalar eksik malesef. Bunun haricinde tabamsı elektrikli ayarlanabilir,c deri ve ısıtmalı koltuklar, otomatik park, auto hold, ön arka park sensörü, RNS510 multimedia, AUX, Bluetooth, 6'lı CD Changer, elektrikli el freni, otomatik farlar, otomatik kararan dikiz aynası, hız sabitleme, ısıtmalı yan aynalar,yağmur sensörü, lastik basınç sensörü, soğutmalı torpido, çift bölgeli climatronic, arka klima çıkışları, arka tepsiler, arkada 220V çıkış, arka koltuklar arasında deri kol dayama, bagajda 12V çıkışı gibi şeyler var.
********************************
Genel izlenimlerime gelecek olursak 2015'ten beri Tiguan kullanan biri olarak araca alışık olduğum için 2015 ile arada çok bir fark yok diyebilirim, farkların çoğu görselde. Bunun dışında DSG elbette çok daha hızlıymış hissiyatı yaratsa da bunun da gidişi gayet yeterli, ancak yakıt olarak bu motor 5N2 de gelen Blue Motion 1.4 den biraz daha fazla yakıyor. Uzun yolda 120 ile sabit 9 litre altına inmedi, şehir içinde de 10-10.5 civarı yakıyor. Süspansiyon arasında da bir fark göremedim, ancak koltuklar biraz daha konforlu diyebilirim, elektrikli bel ayarı daha hoş bir yolculuk sağlıyor.
*********************************
Volkswagen'in en sevdiğim şeyi ise ne kadar eski olursa olsun retrofite açık olması. O yüzden yapacağım ilk şey multimedia'yı Carplay destekli bir üst versiyona güncellemek olacak. Şöför tarafındaki dikiz aynasının dışında küçük bir çatlak var, bu vesileyle aynaları da otomatik kapanan hale getirmeyi düşünüyorum. İlerleyen dönemde eğer vakit ve nakit olursa mercekli farlar, ve 5N2 direksiyonuna da geçmeyi planlıyorum.
Aracı aldıktan sonra ufak dokunuşlar da yaptık elbet. Öncelikle en son 2016'da yetkili servise uğramış, o yüzden bir hayırlayalım diyerek hazır yazlıktayken ve yetkilide %30 indirimi bulunması sebebiyle 100.000km bakımını yetkilide yaptık. Jant göbeklerinden 2 tanesini düşürmüşler, yerine de çakma çukma logolu birşeyler takmışlar, bunları da sıfırladık. Bujilerimiz değişti. İstanbula döndüğümde de bu motorların kronik sorunlarından olan devirdaim pompasını ve bobinleri yenilemeyi düşünüyorum. Tümseklerden geçişlerde zaman zaman vıyk sesleri geldiğinden muhtemelen burçların da değişmesi gerekecek. Lastikler bitik olduğundan ötürü sıfır lastiklerimizi de aldım, aracı madem offroad spec yapmışlar, ben de o karaktere uygun olsun diyerek BF Goodrich Urban Terrain T/A tercih ettim. Bu lastikler 4 mevsim, 3 peak kar logolu ve aynı zamanda hafif arazide oldukça iyi oldukları yazıyor bir çok yabancı kaynakta. Türkçe herhangi bir inceleme vs. bulamadım, lastikçilerin de bildiği bir lastik değil, muhtemelen yeni geldi ülkemize. Lastikleri hepsiburada.com'dan aldım 2022 8. hafta tarihli ve tane başına 2000 TL 'ye gelmiş oldular. Lastikler sıfırlandığı için bir de rot ayarı gerekiyordu, onu da aradan çıkardık.. Dağa tepeye, pikniğe, ormana falan gideriz diye orjinal halı paspaslar yerine OEM kauçuk paspasları aldım. Bagaj kapağımıza da nedense Türkiye araçlarında olmayan 4Motion logomuzu sipariş verdik. Far açma anahtarımızı krom tutamaçlı olan ile değiştirdik. Son olarak da anahtarımızdaki logolar da sapsarı olmuşlar idi, bunlara da minik dokunuşlar yaptık ve eski tip mavi VW oem anahtarlıklarımızı taktık Camlar filmli ancak mora kaçan filmler olduğu için yine İstanbul dönüşü onlara da bir Llumar dokunuşu gerecek gibi duruyor.
Eski tip anahtar ve logoyu görmeyeli uzun zaman olmuştu....
Yeni pabuçlarımız...
Sökülen eski lastiklerin hali...
Bunlar dışında ufak tefek işler var, yaptıkça buraya ekleyeceğim.
Zaman ayırdığınız için teşekkür eder, keyifli forumlar dilerim.