sene 2007, gençlik aşkım ghiblilere bakıyorum, zaten 20 küsür tane gelmiş memlekete birini İbrahim Kutluay birini Orhun Ene diğerini Hakan Yörükoğlu pert etmiş, basketçi tayfası hızlı ama beceriksiz çıkmışbu aracı gördüğümde bir gün benim olmalı demiştim, tam 2 sene peşinde koştum, bir türlü anlaşamadık, bir gün kendisi mesaj attı sıkışığım gel anlaşalım diye... kalktım gittim, Maslak'ta Ufuk Usta var, oraya çektik arabayı eksiklerinden tamamlayabildiklerimizi tamamladık, klima kompresörü yoktu, turbolardan biri patlamıştı, direksiyon kutusu arızalıydı 3-5 bir şeyler daha derken ciddi ciddi aldık arabayı işte ilk gün Ufuk Usta'nın dükkanı:
işte her şey bu kadran içindi
yolculuk vakti geldiğinde Ankara'ya sağ salim gider miyiz diye içimde endişe oluşmadı desem yalan olur
zor da olsa Maseratiyi Ankara'da kendi servisimize indirmeyi başardım
ilk incelemeler pek hoş değildi, depoda kalan benzinle aracı yakalım diyen de oldu
sonrasında aracı hafiften bir elden geçireyim dedim kaporta boya olarak ama ne yazık ki hata ettim, hafiften elden geçirmek cebe zarardan başka bir şey vermedi istediğim gibi olmadı çünkü:
boyadan çıktığı gün, oysa nasıl da sevinmiştim parıl parıl parlayınca, ama ufak tefek de olsa canımı sıkan hatalar ileriki aşamalarda giderildi ya da şu an gideriliyor:
![]()