User Tag List

Sayfa 10/32 İlkİlk ... 8910111220 ... SonSon
601 sonuçtan 172 ile 190 arası

Konu: Pripyat [Hayalet Şehir] ve Çernobil Faciası

  1. #172
    ice - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Oct 2007
    Yaş
    48
    Şehir
    İZMİR
    Mesaj
    3.089
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    3 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Paylaşım için tesekkür ederim takipteyim konuyu...

  2. #173
    mtahakorkmaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Apr 2011
    Yaş
    35
    Şehir
    Erzurum
    Mesaj
    615
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    sürükleyici teşekkürler paylaşım için şuan vizyonda olan zor ölüm filmindede çernobil falan uranyum falan bahsediliyordu bu konuyu esinlenerek yapmışlar sanırım

  3. #174
    ssdriver - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Oct 2005
    Yaş
    43
    Şehir
    Bodrum/Ankara
    Mesaj
    168
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    eline sağlık güzel paylaşım. bu tip mekanlar benim de hoşma gider. böyle yıllarca terk edilmiş mekanların bir ismi vardı "buluntu" mekan mı deniyordu sanki ?

  4. #175
    MehmeT. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Jan 2013
    Yaş
    32
    Şehir
    İstanbul
    Mesaj
    256
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    1 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Sessiz Kasaba Poleskoye

    Yolculuğumuzu sonunda, Polissia Bölgesi'nin yönetim merkezi ve Kurtların Toprakları'nın başkenti olan bu kasabayı ziyaret edeceğiz.



    Bu, kasabanın Sovyet binası.





    Sovyet yönetimi sırasında, eğer biri ev yapmak isterse, uyması gereken sıkı standartlar vardı. Sadece güçlü bağlantılar olanlar standardın dışında(daha büyük) bir ev yapabilirdi. 70 yıl boyunca komünist parti tüm insanları sosyal anlamda eşitlemeye çalıştı ancak başarısız oldu. Bazı evler hâlâ diğerlerinden daha büyük.





    Çernobil herşeyi bir günde eşitledi ve şimdi parti başkanlarıyla normal insanların evleri bir arada yanyana duruyor.





    Bunlar normal insanların evleriydi.





    Bu evden geriye sadece baca ve fırın kalmış.





    Poleskoye merkezi

    Poleskoye şehir merkezi bir nükleer bombardımandan çıkmış gibi görünüyor, 1943 Stalingrad'ıyla 1945 Hiroşima'nın bir kesişimi gibi.





    Burada motosikletle gezmek asfaltta büyüyen ağaçlarla ve açık lağım kapaklarıyla bir slalom.

    Burası eskiden bir oyuncakçı ve çocuk giyim mağazasıymış.





    Bu, babam; mağazadaki radyasyon seviyesini kontrol ederken. Şu an emekli ama hâlâ çevre konularında ilgili.

    Birçokları gibi o da insanların tekrar burada yaşayabileceğine inanıyor. Poleskoye saatte 20 mikroröntgenlik radyasyon seviyesiyle diğer yerlerden daha temiz. Ancak bazı yerlerde hâlâ 50mikroröntgene sıçrayabiliyor. Eğer yazın seyahat edecekseniz bu değerlerin iki katını alın, çünkü yazın değerler heryerde yükseliyor.

    Bazen babamla bu işe yaramaz toprakları geziyorum. Onun kullandığı geiger sayacı 1986'da üretilmiş. Çernobil felaketinden sonra radyasyonu tespit eden cihazlar yeterli sayıda yoktu, bu sebeple yetkililer hızla sadece en fazla 100 mikroröntgen ölçebilen cihazlar ürettiler. O geiger sayaçları tamamen işe yaramazdı, çünkü Çernobil'de radyasyon seviyesi bundan yüzlerce kat daha fazlaydı. O günlerde, evimdeki, Kiev'deki radyasyon seviyesi saatte 1000mikroröntgendi... Ancak yirmi yıl sonra bu eski cihazlar kullanılabilir hale geldi.






    Yetkililer burayı yaşatmaya ve kasabayı kurtarmaya çalıştılar. Asfaltı kaldırıp yeni yollar yaptılar.







    Bazı binaları yıktılar ve yeni hastaneler, okullar yaptılar.





    Su borularını bile kaldırdılar ve yeni bir kilise yaptılar.





    Tüm bunlar radyasyon seviyesini düşürdü, ama kasabayı yeniden yaşanabilir kılmaya yetmedi.

    Öyle görünüyor ki kirlenen yerlerin işi tamamen bitti, er ya da geç insanlar oraları terkedecek.





    Poleskoye eski bir yer ve eski haritalarda Ukrayna dilinde 'mezara yakın' anlamında olan Mogilne ile belirtiliyor. Bunun sebebi, Kiev Dükü Ihor'un milattan sonra 945'te öldürülüp, buraya gömülmüş olmasıdır.





    Kasaba birçok isimle anılmış; 13. Yüzyılda Moğol istilasından, 1933'teki büyük kıtlıktan ve 1941-1945 Büyük Vatan Muharebesi'nden sağ çıkmayı başarmış. Sonraysa, 26 Nisan 1986 Çernobil gecesinde aldığı ölümcül doz yüzünden yavaş yavaş ölmüş.

    Kasaba sakinleri onu hayatta tutmak için çabalamış, 1991'de hâlâ burada yaşayan on iki bin insan varmış. Ama 1999'da saat kulesinin saati durduğunda, son bin sakini kaldığında, o da ölüm sancılarına kapılmış.

    Şimdi, sonunda eski adının kaderini paylaşıyor.






    Çatılarda ağaçlar büyüyor. Belki de bu, doğanın bize herşeyin altüst olduğunu söyleme şeklidir.






    Eski Yahudi mezarlığına girmenin yolu yok.



    Eşelenmiş toprak vahşi hayvanların burada olduğunu anlatıyor.







    Bu kasabayla ilgili üzücü olan bir şeyler var; binlerce yıldır insanlar burada yaşadı, büyük akıllar fikirleri, ortalama insanlar olayları, küçük akıllar diğerlerini tartıştı. Şimdi burada hiç ses yok, yaban domuzları evleri gözlüyor, kurtlar terkedilmiş bölgede geziyor, insan eliyle yapılmış ve yıkılmış bu kasaba artık onların...





    Poleskoye'den ayrılıp evimize doğru yola çıkıyoruz. Burada radyasyon, radyasyon seviyesi 50mikroröntgene kadar çıkabilen New York'taki Grand central İstasyonu'yla aynı seviyede.






    Burada motosikletle gezmenin heyecanı arabayla gezmeninkiyle karşılaştırılamaz. Arabadayken sadece bir turistsiniz. Ama motosikletle, bir vahşisiniz, vahşi hayatın bir parçasısınız.

    Ölü bölgeden bahsederken genellikle reaktörün 30km etrafından bahsederler.

    Peki ya bu köyler ve kasabalar ne oluyor? Reaktörden 60km uzaktalar.

    Kurtların Toprakları çoğu kimsenin düşündüğünden daha büyük ve büyümeye de devam ediyor. Bu günlerde, güney-kuzey doğrultusunda 300km, doğu-batı doğrultusunda 100km'lik bir alana yayılıyor

    Tabii bazı yerlerde yaşayanlar hâlâ var; ama genç, başarılı ve mutlu insanlar beklemeyin. Genellikle hayatlarını memleketlerinde geçirmek isteyen yaşlılar var. Bazı yerler temiz ve yaşamak için güvenli ama bölgenin altyapısı çökmüş, iş yok ve gençleri çekecek bir şey yok. Bölge ölüyor.





    Aşağıdaki harita Çernobil'in radyasyonla zehirlediği toplam alanı gösteriyor.

    Kurtların topraklarının iki kanadı burada. Şimdiye kadar 'Hayalet Kasaba' ve 'Kurtların Toprakları' başlıklarında, sadece Ukrayna ve Beyaz Rusya arasında kalan bölgede yer alan güney kanadını ziyaret ettik.






    Kuzey kanadı Beyaz Rusya ve Rusya arasında yer alıyor. Çok geniş ve bunaltıcı. Belki bir gün orayı da anlatırım.





    Belgesel linklerini konunun ilk mesajına ekledim Keyifli okumalar.

  5. #176
    onursumer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Dec 2006
    Yaş
    39
    Şehir
    İstanbul
    Mesaj
    18.464
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    65 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı HkN Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Böyle bir film vardı ama Amerikan yapımı ve orada geçiyordu. Sanırım bir dizi gibi bir şeydi. ORadaki insanların tipleri değişmişti ve eski bir maden ocağı filan gibiydi..
    o film pripyatda geçmiyordu diy hatırlıyorum ben amerikanın deney yaptığı bir bolge olması gerekli maket evler falan vardı hatırladığım kadarıyla

    psn&Live id: onursumer
    135
    ├┼┼╕
    246R

  6. #177
    MehmeT. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Jan 2013
    Yaş
    32
    Şehir
    İstanbul
    Mesaj
    256
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    1 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Benim tahminim Pripyat ' ta film çekmeyi göze alamazlar, sonuçta 1 günlük olay değil o kadar prodüksiyon vs kuruluyor çekimler yapılıyor. 1 ömürlük radyasyon yiyeceklerini sanmıyorum onun için maket evlerde yapmak daha iyidir onların açısından çekimleri

  7. #178
    wolrath - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Sep 2011
    Yaş
    42
    Şehir
    İST
    Mesaj
    3.025
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    37 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)

  8. #179
    s.alican - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Mar 2008
    Yaş
    35
    Şehir
    Tr/Ant , Ekaterinburg/Ru
    Mesaj
    980
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    konu gerçekten mükemmel.ilgiyle takip ediyorum..
    aslında toplanıp gidilebilir bence çok meraklı olanlar.çılgın bi organizasyon olur.kiev de kalırsak konaklama benden ..kesinlikle orayı bilen bizi mağdur etmeyecek bi rehberle gitmek isterim
    Alıntı erkin006 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    ezel de 47 numara ayak varmış haftasonu gazetede yazıyordu...varın siz düşünün malzemeyi

    göz döndümü eyşan meyşan paklamaz

  9. #180
    MBuğra - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    May 2010
    Yaş
    34
    Şehir
    34-17
    Mesaj
    2.988
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    36 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Nu radyasyon konusundan ziyade rusların, almanların çılgın deneyleri hakkında bilgi içeren inetnet sitelerini bilen var mıdır?
    "Korkmadık, savaştık"

  10. #181
    MehmeT. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Jan 2013
    Yaş
    32
    Şehir
    İstanbul
    Mesaj
    256
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    1 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Stalin’in terk edilmiş tutuklu kamplarının fotoğrafları ( Bu çernobil ile ilgili değil ama yine de merak uyandırıyor insanda )

    Asagidaki fotograflar Sovyet zamani calisma hapishanesi kamplarina ait ;





    Gulag “Genel Islah Isci Kamplari Mudurlugu” anlamina geliyor. Stalin’in calisma kamplari sistemi tum zamanlarin en korkunc olum fabrikasiydi, uretimin asiriligi konusunda buna 2. Dunya Savasi’ndaki Yahudi Soykirimi dahil. 40 milyon civarinda insan Gulag calisma kamplarinda öldü.





    Kamplar Taiga’da, Rus Sibirya’sindaki devasa ormanlikta yerlesikti. Simdi her yer yesilliklerle kaplanmis ve ancak bir helikopter oralara ulasabiliyor.






    Kamplar Stalin’in oldugu 1953 yazindan beri terk edilmis durumda. Genel bir af ilan edildi ve herkes, tutuklular ve gardiyan benzeri kisiler, hizli bir sekilde bolgeden firar etti.

    Roosevelt sosyalizmin varliklari esit olarak bolerken kapitalizmin zenginleri esit olmayan bir sekilde boldugunu gozlemlemisti. Gulag esir hayati zengin ile fakir, yasli ile genc arasinda esit olcude olum dagilimi yapiyordu. Ölümün favorisi yoktu ve cinsiyet, inanç veya uyruk gozetmeksizin hepsine seve seve geldi.






    Insanlar tahtadan barakalarda yasadilar. Siyasi suclular, sozde “vatan hainleri” ve sabikalilar hep birlikte tutuldular. “Dusmanlar” cogunlukla onde gelen, zeki ve kulturlu insanlardan secilmislerdi. Kampin insanlik disi sartlari altinda, medeni ve kulturlu topluluklar hayatta kalabilmek icin sabikalilardan daha az donanimli gozukuyorlardi.





    Demirden kurallarini kurmak icin, komunistler dusunen ve durust insanlarin hepsinden kurtulmayi dusunduler. Despot rejime her zaman bir tehdit olacak bu tur tiplerden. Neredeyse basariyorlardi da: yirmi yil suren baskiyla yuzyillardir birikmis cogu deger, inanc ve gelenekleri kokunden soktuler.





    Ulusun beynini oldurdukten sonra, Sovyet Birligi bir tur maskaraliga donustu; herkesin korktugu milli bir zorbaya donustu cunku aptal ve nukleer bomba ile doluydu.

    Akilsiz bir dev gibi, Sovyet Birligi zeki veya yaratici seylere kabiliyetsizdi. Tum bilgin ve egitimli kisileri oldurmek, Sovyet Birligi’nin tum dunyanin geri kalanina bir seylerin nasil yapilmamasi gerektigi konusunda ornek olabiliyordu ancak.






    Gulag’dan kacmayi deneyen kimsenin hayatta kalma sansi neredeyse hicti. Agaclarla kapli ormanlik alanda yuzlerce kilometre yurumek gerekiyordu… Gidilecek yon guclukle kestiriliyordu cunku kosacak bir yer yoktu. Tum ulke buyuk bir calisma hapishanesi kampiydi.





    Votka sisesi – gardiyanlarin cogunlukla yasadisi olarak tutuklulara sattigi yasal uyusturucu.





    Bir zamanlar kalabalik olan barakanin icinde hic bir sey yok. Iki sira siltesiz tahta yataklarin oldugu her bir barakada 120’den fazla mahkum yasiyordu.






    Cogu tarihci baskilarin 1932 yilinda basladigina ve 1937 doruk noktasina ulastigina inaniyor. Gelen trafik ancak 1941 yilindaki Alman Sovyet Savasi’nin basinda bu kamplala birlikte yavasladi. Neden? Gulag hukumluleri cezalilar taburuna asker olarak katilmayi ve kursunlar altinda hayatlarini riske atmayi tercih edebiliyolardi. 1945 yilinda 2. Dunya Savasi bitti ve milyonlarca hukumlu kamplara geri dondu. Baskilar tam olarak 1953 yilinda Stalin’in olumune kadar surdu.






    Burasi ceza hucresi.





    Beslenme rafi.





    Insanlar bitkinlikten, acliktan, agir calismaktan oluyordu… Marksizm-Leninizm, milyonlarca yil surecinde calismanin maymun adamin insana donusmesini ogreten evrim teorisi uzerine kuruluydu… Burada, kamplarda, bu surecin geriye isleyebilecegini kanitladilar. Agir calisma ve az yiyecek ile sadece bir kac ay icinde insanlari hayvana geri donusturebiliyorlardi.








    “Ben planimi yaptim ya siz?” diye soruyor sosyalist “poster cocugu”. Komunistler hep zorlanimli planlayici oldular, tam olarak bu kamplara ne kadar insanin gonderilecegini bile planladilar. Her bolge mahkum edilen “dusman” sayisini rapor etmek durumundaydi ve eger bolge liderleri kotalarina ulasmadiysa, kendileri “dusman” olarak goruluyor ve ayni kamplara katiliyorlardi.






    Bu, hukumluler tarafindan insa edilen bircok kopruden biri. Hic kullanilmadi cunku Stalin insa tamamlanmadan once oldu.







    Igarka ve Salechard sehirlerini biririne baglamasi gereken 1263 km’nin 900 kilometresini insa ettiler. 300.000 hukumlu 1943 – 1953 yillari arasinda bu yollari insa ederken oldu. Simdi bu yol, diger bir cogu gibi, hic bir yere ulasmiyor.






    Zamanin buharli lokomotifleri. Otoriteler ulusal yas muzigini radyoda calmaya karar verdikleri zaman buradaki calisma ozellikle durduruldu. Bu muzik durmaksizin tum gun calindi, insanlari kendi olumlerine gittikce daha fazla ikna etti. Cok gecmeden hem tutuklu hem de gardiyanlar yanlizca ayrilip evlerine donmeyle ilgilendiler. Ne dikenli telleri ne de lokomotifleri tamir etmekle ilgilenen kimse kalmadi.





    Burasi, devrimden once genc Joseph Stalin’in Koba olarak bilindigi, birkac yilini kendi tutukluluk kararini gecirdigi yer. Sonra, herkesin “Stalin’in Aniti” dedigi buyuk bir gecis hapishanesine donustu. 1953 yilindan beri terk edilmis duruma.






    Belki bu fotograflar hicbir devletin kendi vatandaslarinin kemikleri uzerine bir refah kuramayacaklarini bizlere hatirlatir, dahasi eger goren tum gozlere eziyet edilir ve oldurulurse, kalanlar cok uzun sure bir korluk kralliginda yasayabilirler.

  11. #182
    sedat2626 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Mar 2012
    Yaş
    32
    Şehir
    Eskişehir
    Mesaj
    486
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Valla yeter artık çıkmak istiyorum konudan ama çıkamıyorum her yorumu her satırı her fotografa detaylı bı sekılde bakıp okudum hepsini teker teker .d Eline saglık hocam çok güzel bi konu açmışssın
    Sizi gülümsetebilen insanların peşine takılın çünkü sadece bir gülümseme karanlık bir günü aydınlatabilir.

  12. #183
    Tech Moderator Schumi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Feb 2006
    Yaş
    41
    Şehir
    İstanbul / Avrupa
    Mesaj
    13.172
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    51 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    O kadar radyasyon var hiç mutasyona uğramış yada evrim geçirip sadece orada gözüken bir hayvan canlı türü yok mu ?
    Schumi.Projects

    106 GTI | 206 RC | 2008 SUV 1.2 PureTech EAT8 | 3008 SUV 1.6 HDi EAT6 | Citroen AX GTI
    Never drive faster than your guardian angel can fly
    106 RC - 106 GTI with 2 liter engine

  13. #184
    wolrath - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Sep 2011
    Yaş
    42
    Şehir
    İST
    Mesaj
    3.025
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    37 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı Schumi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    O kadar radyasyon var hiç mutasyona uğramış yada evrim geçirip sadece orada gözüken bir hayvan canlı türü yok mu ?










  14. #185

    Üyelik
    Jan 2012
    Yaş
    37
    Şehir
    türkiye
    Mesaj
    341
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    e hadi yeteri kadar gazı aldık, gidelim artık şuraya
    Öküz 40 yaşına da gelse öküzdür, zekanın mantığın derecesi yaş ilerledikçe artmıyor

  15. #186
    wolrath - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Sep 2011
    Yaş
    42
    Şehir
    İST
    Mesaj
    3.025
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    37 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı Subaru_STI Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    e hadi yeteri kadar gazı aldık, gidelim artık şuraya
    sen ve yukarıdakı arkadaslar cıddı mısınız gercekten?

    yahu tek hatanızdan dolayı hayatınız-aılenızın-arkadaslarınızın hayatı tehlıkeye gırıo.gerek var mı bu kadar actıon'A?

    geıger her daim dogru olcum yapmayabılır.ya da bazı zonelarda asırı radyasyon olur farkına varmassınız.mayın tarlası gıbı devamlı geıger ıle dolasack degılsınız sonucta.
    bence hıc gerek yok boyle bı maceraya...ıllakı kontamıne olursunuz.

  16. #187
    senna - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Nov 2005
    Yaş
    39
    Şehir
    -
    Mesaj
    7.430
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    2 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı wolrath Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    sen ve yukarıdakı arkadaslar cıddı mısınız gercekten?

    yahu tek hatanızdan dolayı hayatınız-aılenızın-arkadaslarınızın hayatı tehlıkeye gırıo.gerek var mı bu kadar actıon'A?

    geıger her daim dogru olcum yapmayabılır.ya da bazı zonelarda asırı radyasyon olur farkına varmassınız.mayın tarlası gıbı devamlı geıger ıle dolasack degılsınız sonucta.
    bence hıc gerek yok boyle bı maceraya...ıllakı kontamıne olursunuz.


    ölmeyi bayılmak zannetmek böyle birşey olsa gerek kaldı ki burada ölmek bazı durumlarda kolay yol bile olabilir
    körler sağırlar

  17. #188
    akarags1905 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Oct 2011
    Yaş
    35
    Şehir
    TEKİRDAĞ / Edirne
    Mesaj
    473
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı efe-E Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Olay başlıktan sapıyorsa bir önerim olacak;

    İşkenceci Nazi Almanyası - Sömürgeci İngiliz Hegemonyası - Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzkarası İnönü iktidarı arasında kaybolup gitmiş 700'den fazla hayat için,

    Halit Kakınç - Struma

    Mutlaka okuyun...
    Zülfü Livaneli - Serenad

    Strumaya dair bu kitapta okunmalı.. Ben hikayeyi okurken ağlamıştım, bu kadar pisi pisine ölüm olamaz diyor insan, bu kadar acımasızca..

    Struma ve Mavi Alay; yakın tarih için okunabilicek çok acıklı hikayeler..

  18. #189

    Üyelik
    Jan 2013
    Yaş
    29
    Şehir
    06
    Mesaj
    4.014
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    5 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    buraya gitmek için sabah 2 kilo yürek yemek lazım bence. hani radyasyondan korkunuz olmadıgını farz edelim ordaki sessizlik insanı dahada korkutacakdır

  19. #190
    SULTANOGLU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Aug 2006
    Yaş
    41
    Şehir
    Münster
    Mesaj
    6.451
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    78 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Nat geo adventure da chernobili anlatiyor
    74 model sehpa...

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •