-
:byebye::byebye: Yine o yıllara gittim
http://www.techturkey.com/forum/sohb...lugumuzda.html
Bizim çocukluğumuzda annelerimiz çalışmazdı.
Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım.
Hatta Babanım bile anahtarı yoktu.
Annem evimizin bir parçası gibiydi, hep evdeydi.
Her yere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki.....
En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı.
Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani.
Cafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık.
Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya,zıplaya yürüyerek gelirdik.
Servis falan yoktu. Ayakkabılarımız eskirdi.
Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile dalardık.
Annelerimiz bu durumu bildiklerinden kardeşlerimizle bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi.
Mahallemizdeki teyzeler Annemiz gibiydi.
Susayınca girer evlerine su içerdik.
Ya da pencereden bize bir sürahi bir bardak uzatırlar,hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik.
Kısacacı evine gidip gelen (...ki;sadece çişi gelen giderdi evine)elinde mutlaka yiyecekle dönerdi.
Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi.
Bu bazen bir kurabiye, bazen bir meyve olurdu.
Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri alırdık.
Çok garip ama kimse almazdı. Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi.
Düşünce kaldırırlar, kavga edince barıştırırlardı bizi...
Polisler gelmezdi kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı.
Sonra kavgalarımız da öyle ustura, falçata ile olmaz,onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi, en fazla saçlarımızdan çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık.
Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık.
Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık.
Azar işitip, acillere taşınmazdık. Düşerdik ekmek çiğner basarlardı alnımıza, oyuna devam ederdik. Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik.
Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim.
Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki. Komşumu tanımıyorum ama evinin camında, temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum.
Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem.
Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece; bilmem kaç kuruş hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri.
Evlerimiz var, içinde yaşayan yok. Parklarımız var, içinde oynayan çocuk yok.
Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl vitrinler, girip çıkan yapay insanlar...
Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz..
Tahta iskemlelerimizde oturan yaşlılarımız, onlara dede, nene diye
hatırını soran çocuklarımız yok oldu.
Ben kapılarında 'vale'lerin, 'bady'lerin beklediği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir.
Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini bitiremediği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana.
Benim değildir bu kültür.
Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder.
Nedir bunlar?
Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk.
Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk.
İyi de neden böyle olduk ?
Biz mi istemiştik?
Yoksa birileri mi böyle istedi?..
'Her toplum hakettiği gibi yönetilir'derler ya, hakettiği gibi de yaşar diyelim mi ?
-
Sorumluluklarımın daha az olduğu günleri özledim..
-
pazar sabahları formula1 schmacher vs hakinen kapışmalarını izleyip kahvaltı yapmayı :) pitstop taktiklerini.
alman oynamayı
dokuz aylık oynamayı aklıma gelmedikçe yazarım
-
ismimin babasını özlüyorum
-
dedemle birlikte motosiklet kullanmayı ailecek(dedem babam ben) yola çıktığımızda bi hatamı gördüğümde babama rağmen kenara çekip ağzıma etmesini, dedemle birlikte çiftliğe gitmeyi onun verdiği güven duygusunu çok özledim nur içinde yatsın
-
Ne günlerdi be :) leblebi tozu, elvan gazoz + simit yemeyi, açık sakız vardı gram olarak alıyorduk, açık bisküviler, herkezin dediği gibi bakkaldan veresiye almalar :) kemikli bmx, 15 günlük okul tatilinde dinazor denvir, varyemez amca, voltran vs vs... dr alban, barış manço 7 den 77 ye :) yazmakla bitmez :)
-
Sokağı Bu Yüzden Bıraktık - Video - Alkışlarla Yaşıyorum
Güzel anlatmışlar burada da.
Sokakta top koşturduğumuz, mahalle maçları yaptığımız zamanlar...
-
Buralar değerlenir ben söyleyim
reserved
şimdiden facebook'u çok özledim :D :D :D
-
en çok özlediğim kaza yaptıgım ek kasa cıvıc ı mı özledim
-
Youtube'u özledim, video yüklüyodum ne güzel :D :D
-
Huzur içinde bir yaz gününü özledim memleketimde
-
-
fiat coupeyi ilk gördugum anı ozledim :) o adrenalini hic bi seyde yasamadim bu yaşa kadar :) peşpeşe 9 tane 106 nin caddede gazlamasini ozledim ama tehlikeli tabi :D
-
Rahmetli babaannemde kaldığım zamanları özledim...
Şimdi ne babaannem var,nede o eski güzel günler...
-
Mekanı cennet olsun..Annemi çok çok özledim..
29-Haz-2013 / ∞
-
90'ları özledim... O zamanlar herşey çok daha güzeldi...
-
kaşığıyla beraber satılan puding...
-
turbo sakızlarından çıkan mis kokulu arba resimlerini
futbolcu kartlarında büyük küçük oynarken sürekli kekilmeyi
tuborg bira kapağının 1000 gazoz kapağı değerinde olduğu günleri
yol boyunca dizilen misketlere fiske atmayı
atari salonlarına jeton yerine yağ tenekesi kesip jeton yaptığım ve makasları kör ettiğim için yediğim terlik dayaklarını
bir bisikletim olsun diye evde bulaşık yıkadığım günleri
önlüğümün yakası yok diye okuldan geri çevirildiğimi
renkli kolonya alıp kızlara hediye etmeyi
leblebi tozunun genizime kaçıp acı acı öksürtmesini
bmx bisikletli arkadaşlarımdan bir mahalle turu versene lan demeyi
en güzel eriklerin bulunduğu bahçelere dalmayı
daha çok şey var da durduk yere ağlatmayayım kendimi. :(
-
arkadaşlarımla 5 10 bisiklet ile dolaşmayı özledim
sokakta top oynarken üstümüze süren değil bizi bekliyen arabaları özledim
yanlışlıkla , bilmeden bi yeri kırdığımız zaman bize laf sayan değil saçımızı okşuyan abilerimizi özledim
mahalle maçlarını özledim
o kız seni değil beni seviyor kavgalarını özledim
eski bayramların tadını tuzunu özledim
şuanki çocuk nesli gerçekten çok şanssız