ahmetgurlek Nickli Üyeden Alıntı
güzel noktalara değinmişsin. hem katkı vermeye çalışayım hem de bazı düşüncelerimi söyleyeyim.
Bi kere öncelikle kapitalizmin ve sosyalizmin dünyada gerçekten saf bir biçimde var olmadığını belirtmek gerek. Saf kapitalizm olsaydı hükümet mükümet olmazdı tüm mülklerin bireysel olarak sahiplenileceği bir düzen olurdu ve herkes kendi işini ve kendini düşünürdü. o yüzden demek gerekir ki, dünyadaki tüm ülkeler sosyal ve özel mülkiyetin bir karışımı şeklinde.
ABD, üretim araçlarının özel mülkiyetine daha fazla eğiliyor, en kapitalist olarak nitelendirebileceğimiz ülkelerin başında, ancak üretim araçlarının mülkiyetinin yeniden dağıtılmasında hâlâ hükümet müdahalesi var. Genellikle “sosyalist” olarak düşünülen Avrupa bile ABD'den daha fazla sosyalist ekonomilere yönelmekle birlikte ağırlıklı olarak kapitalisttir.
tersine baktığımızda dünyada saf sosyalist diyebileceğimiz bi ülke de yok. ama daha da önemlisi, ağırlıklı olarak sosyalist ekonomilerle yönetilen ülkeler (küba, vietnam falan) dünyanın nerdeyse en geri kalmış ülkeleri (Çin'i her şeyden ayırıyorum). ekonomileri yerlerde sürünüyor. Dünyadaki her gelişmiş ekonomi, üretim araçlarını yeniden dağıtmada çeşitli derecelerde sosyalist müdahaleye sahip, ama ağırlıklı olarak kapitalist ekonomiler. kapitalizm sosyalizmi her zaman dövmüş gibi. Kapitalizmin en büyük başarısızlığı ise eşitsizlik. Kitlesel eşitsizliğin yükselişi, sistemin kendisinin başarısızlığı mı, yoksa bir politika başarısızlığı mı o tartışılır. Kimileri, gelir ve refah eşitsizliği, genel ekonomik sorunlar değil, politika sorunları olan dağıtım sorunları diyorlar. bana da biraz öyle geliyor sistemden ziyade sistem kendi çıkarları için kullanan 2 ayaklı hayvanlar sorunu var bence.
İskandinav ülkelerinin sosyalist olduğu da aslında yaygın bir yanlış anlama. Bu ülkeler de üretim araçlarının ağırlıklı olarak özel mülkiyetin sahip olduğu bir karışım.
İskandinav ülkeleri ağırlıklı olarak kapitalist ve servetin ortalama% 33'ü devlete ait. Bazıları oldukça yüksek gerçi (Norveç gibi, % 55) bazıları oldukça düşük (Danimarka % 12). Ancak Norveç gibi ülkeler bile sadece devlet tarafından yönetilen kapitalist sistemler aslında, çünkü hükümet kamu şirketlerinde büyük paylar alıyor ve bunları hissedar değeri temelinde çalıştırıyor. Yani bu ekonomi hâlâ ağırlıklı olarak kapitalist bir ekonomi, fakat onunla karıştırılmış yoğun bir sosyalizm dozu var. Her halükarda, Norveç'in nispeten Sosyalist olduğunu iddia edebiliriz, ancak diğerleri ağırlıklı olarak kapitalist sistemlerdir ve hissedarların yararına çalışırlar ve daha sonra büyük miktarda serveti kamusal amaca yeniden dağıtmak için bu kar güdüsünü kullanırlar. Yani, İskandinav ülkelerinin büyük kamu programlarına sahip kapitalist ekonomiler olduğunu söylemek daha doğru sanki.
Aslında burdaki can alıcı soru, özel mülkiyetler tarafından yapılan üretimin gerekli yeniden tahsisinin ne kadar olduğu? bunu bulmak lazım. senin de dediğin gibi insanların temel ihtiyaçları 1-barınma 2-beslenme 3-sağlık sonrasında da eğitim bence. bunların sosyalist bir yaklaşım içerisinde yeniden dağıtılması lazım. bence olması gereken kapitalist sistemin zayıflıklarını bertaraf etmek, kapitalizmin sömürücü yanının önüne geçmek için için sosyalist sistemin artılarını benimsemek, uygulamak.
o kadar laf söyledim netice ne derseniz: ah o norveç yok mu? bi norveç olabilsek!!!