Abd nin irani mix lemesi piyasaya ne yapar ?
Printable View
Abd nin irani mix lemesi piyasaya ne yapar ?
bir iki ay içinde 3,6... ları görür müyüz?
Ben kısa zaman ıcınde mutlaka yukarı atak beklıyorum,sonrası maalum....
Dolardaki düşüşü bende ön alma olarak görüyorum .. Tamamen Devlet kontrolünde yapılan bir işlem..
Dövizde iki tip hareket olur , döviz ihtiyacından kaynaklı talep sebebi ile kur yükselir. Diğeri ise manipulatif , yani spekülatör devreye girer kaldıraçlı olarak dövizi alır veya satar.. Tıpkı doların 3.40'lara gitmesi gibi.. Türk milleti çoğunlukla 3.6X'lerden bozdurdu doları çünki öyle bir psikoloji ile oynuyorlarki .. Şimdi yine aynısını yapacaklar
Yarın Abd'de Zarrab davası başlıyor ve Ceza gelecek Kurumun Hisseleri ile Thy hisseleri yükselişte.. Zarrab davası birkaç farklı dava açılmasına sebebiyet verip Bm'ye kadar ulaşacak ..
Yalnız benim hala anlayamadığım , neden Dolar ? Dolar 4 lira olduğunda Euro 4.8 belkide üzerini görücek.. Altın Ons 1312 Usd gördü ki devamında var.. Ben olsam dolar yerine başka şeyleri de düşünürüm..
Devlet belirli bir zararı göze alarak Kuru belli bir zaman için belli bir noktada tutabilir ve bizim bundan haberimiz olmaz ancak üst düzey Siyasilere yakın çevreler bilir ve para kazanır .. Endeks 115 bini geçti ama bir sürü insan Borsada zararda, ne zaman ki Devlet el attı Borsanın da dengesi bozuldu.. Kısaca Çiftlikbank gibi oldu Türkiye piyasaları
Yazsam akp karsıtı dıyorlar.
Buyuzden ben dırek sonucu yazıyorum. Kısa zamanda atak beklıyorum....
Yaz abi, çekinecek bir durum yok ... Ben Akp karşıtıyım aynı zamanda kendimce Dindarım .. Diyanet 9 yaşındaki kız çocuğu ile 12 yaşındaki erkek çocuğu reşittir evlenebilir diyor.. Cuma günleri Camide dişimi sıkıp hocayı dinliyorum.. Ateist bile uğraşsa bunlar kadar zarar veremez.. Bir gün Diyanet çıkıp Kul hakkı,adam kayırma,yolsuzluk,hırsızlık namussuzluk hakkında çıkıp da bir fetva vermiş değil..
http://m.gazetevatan.com/amp/ali-aga...mpression=true
Ali Ağaoğlu'nun güzel bir analizi ..
tüfe 11,92 geldi. üfe muhtemelen daha da yüksek. ikisinin ortalaması 13-14 civarı olabilir. hayırlara vesile olsun...
03.01.2018:
Güçlü büyüme rakamları ile ılımlı enflasyon görünümü küresel mali piyasalardaki iyimserliği daha da pekiştiriyor.
TSI10.00'da Türkiye'de açıklanacak olan Aralık ayı enflasyon rakamları önemli olacak. Piyasaların aylık TÜFE enflasyonu beklentisi %0.5, bizim ise %0.7.
ABD'de imalat sanayi ISM endeksi ile FOMC toplantı tutanakları; Almanya'da ise istihdam raporu günün önemli verilerini teşkil ediyor.
Küresel mali piyasalar 2018 yılına da olumlu bir hava ile başlıyor. Bu olumlu havanın temel sebebi küresel ekonomilerden gelen kuvvetli büyüme sinyalleri olmayı sürdürüyor. Dün açıklanan imalat sanayi PMI rakamları (imalat sanayiinde faaliyet gösteren şirketlerin satın alma yöneticilerine yönlendirilen sorulardan oluşan anket) 31 ülkenin 28'inde beklentilerin üzerinde geldi ve kuvvetli büyümeye işaret etti. Güçlü büyüme rakamlarına karşın enflasyonun kontrol altında olmayı sürdürmesi hisse senetlerini olumlu etkiliyor. Bu kapsamda, hisse senedi endeksleri dün dünyanın birçok ülkesinde ya rekor kırdı ya da rekora bir adım daha yaklaştı. BİST100 endeksi %1.9 artış kaydederek tarihi zirvesini bir adım daha kuzeye çekti.
Hisse senetlerinin değer kazanması olumlu "servet etkisi" üzerinden ekonomiyi olumlu etkiliyor. Kısacası, arzu edilir cinsten bir fasit daire ile karşı karşıyayız.
Bu durumu basit bir gelir/gider tablosu üzerinden değerlendirmemiz gerekirse, güçlenen ekonomi, şirketlerin satışlarını yukarı çekerek kârlılıklarını artırıyor. Enflasyonun olmaması satılan ürün ve hizmetlerin maliyetini aşağıda tutarak faaliyet kârını yukarı çekiyor. Enflasyonun kontrol altında olması maaş artışlarını sınırladığından dolayı giderlerdeki artışı kontrol altında tutuyor. Merkez bankalarının gevşek para politikaları izlemesi ise şirketlerin finansman giderlerini aşağıda tutarak kârlılıklarını olumlu etkiliyor. Yüksek şirket kârları ise hem temettü verimi hem de yüksek piyasa değerleri üzerinden ekonomiyi destekliyor.
Dahası, yüksek hisse fiyatları sahiplerini zengin hissettirerek "servet etkisi" üzerinden sahiplerini daha fazla harcamaya iterek ekonomik faaliyetleri daha da artırıyor.
Hiç şüphesiz, bu fasit daire sonsuza kadar sürmeyecek ve bir noktadan itibaren kuvvetli ekonomik büyüme yüksek enflasyona, o da sıkı bir para politikasına ve dolayısıyla yüksek faiz oranlarına neden olacaktır. Bu etkileşim ne kadar geç olursa enflasyon da o derece yüksek olup daha kuvvetli bir parasal sıkılaştırmaya sebebiyet verebilir. Tıpkı depremlerde olduğu üzere. Geciken bir fay kırılması her zaman daha fazla enerji biriktirerek daha şiddetli bir deprem etkisi yaratır. Mevcut ekonomik konjonktürün eskiden olduğu gibi enflasyon yaratmayabileceği iddialarına katılmıyoruz zira kuvvetli ekonomik faaliyetler bir süre sonra birçok kanal üzerinden fiyatları yukarı yönde itici bir etki yaratacaktır. Mesela emtia fiyatları, mesela maaşlar, mesela borçlanma maliyetleri. Bu etkinin bu yıl içerisinde vuku bulabileceğini düşünüyoruz ve geçen haftaki bültenlerimizde yaptığımız 2018 yılı değerlendirmelerinde de dile getirdiğimiz üzere yılın ikinci çeyreği için öngörüyoruz.
ABD Doları (USD) yeni yıla da zayıf bir seyirle başladı. Aslında ABD ile ilgili somut anlamda negatif bir haber yok. Küresel risk iştahının canlı olması ile Avrupa, Japonya para otoritelerinin faiz artırmalarının gerektiği algısı bu sonucu doğuruyor. Ayrıca, ABD'de Trump'ın bizzat neden olduğu belirsizliğin de payı büyük. Konuyu daha da derinlemesine irdelememiz gerekirse... Amerikan Merkez Bankası (FED) faiz artırıyor olsa da ekonominin enflasyon yaratmaktan uzak olması çok da kuvvetli olmadığı algısına neden oluyor. Bu nedenle de piyasalar FED'in faiz artırımlarına şüpheyle yaklaşıyor. FED bu yıl 3 kez faiz artıracağını tahmin ediyor olsa da piyasa tahminleri 2'nin altında. Piyasaların şüpheciliği öyle bir noktaya geldi ki FED'in faiz artırdığı Aralık toplantısında karardan ziyade muhalefet şerhi düşen iki isme yoğunlaşıyor. Bu arada bu toplantının notları bu gece saatlerinde yayımlanacak. Öte yandan, ECB ve BOJ hâlâ parasal desteklemeye devam ediyor olsa da mali piyasalar 2018'de sıkılaştırma yönünde adım atmak zorunda kalacaklarına inanıyor. Başka bir ifade ile piyasalar beklentiyi önden satın alıyor. Bu eğilimin duraksamasi ya da tersine dönmesi için yukarıda belirttiğimiz üzere ABD'de enflasyonun yükselmesi gerekiyor. Bu kapsamda bugün TSI18.00'de imalat sanayi ISM verisi ile Cuma günü istihdam raporu yakından takip edilecektir.
Güçlü büyüme rakamları ve USD'nin zayıf olması emtia fiyatlarını genel anlamda yukarı itiyor. Altın fiyatları üç buçuk ayın zirvesine çıktı.
Petrol ve metal fiyatları da yukarı yönlü eğilimini korudu. Brent cinsi ham petrol varil fiyatı dün sabah saatlerinde 67 dolar ile iki buçuk yılın zirvesini gördü. Emtia fiyatlarındaki yükseliş Türkiye gibi hammadde ithalatçısı ülkeler açısından artan maliyet baskısı nedeniyle sorunlu bir durum arzediyor. Tamamı bu nedenle olmasa da Aralık ayı dış ticaret verilerinde bunun izlerini görebiliyoruz. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan öncü verilere göre dış ticaret açığı Aralık ayında
9.57 milyar dolar oldu. İhracat bir önceki yılın aynı dönemine göre %8.6 artarak 13.9 milyar dolar olurken, ithalat %277 artarak 23.5 milyar dolar ile tarihin en yüksek ikinci düzeyinde gerçekleşti. Böylelikle öncü dış ticaret açığı Aralık'ta bir önceki yılın aynı dönemine göre %71.4 artış kaydetmiş oldu.
Türkiye'de TSİ10.00'da Aralık ayı enflasyon rakamları açıklanıyor. Bu sonuçla 2017 yılı enflasyon gerçekleşmesi de belli olmuş olacak. Piyasa tahmini %0.5, bizim tahminimiz ise %0.7 düzeyinde. Bu sonuç paralelinde yıllık TÜFE enflasyonu %12.0'ye yakın bir düzeyde oluşmuş olacak. Enflasyon raporunda manşet rakamlar kadar çekirdek rakamlar da büyük bir önem arzediyor. Enflasyonun tahminler düzeyinde gelmesi durumunda önemli bir piyasa yansıması beklenmemeli. Aksi durumda piyasalarda önemli bir hareketlilik kaydedilebilir.
Küresel mali piyasalardaki olumlu havanın bugün de korunması bekleniyor.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere enflasyon kuvvetlenmedikçe küresel mali piyasalardaki iyimserliğin kalıcı olarak sonlanması beklenmiyor. Bu arada ekonomik ortam olumlu olmasına karşın dünyada jeopolitik riskler azalmak bir yana daha da artıyor. İran'daki protesto gösterileri artarak ülkenin geneline yayılıyor. K.Kore'nin yeni test arayışına ABD'den ciddi uyarı geldi. Kudüs konusu sıcaklığını koruyor. Türkiye cephesinde ekonomi dışı faktörlerin başında ABD'de devam eden dava geliyor. Dava jüri kararı aşamasında ve jüri bugün yeniden bir araya geliyor. Kararın bu hafta gelmesi kuvvetle muhtemel. Veri gündeminde Türkiye'de enflasyon dışında reel kesimin döviz pozisyonu, Almanya'da istihdam raporu, ABD'de ise imalat sanayi ISM endeksi ile FED toplantı tutanakları yer tutuyor.
Pıyasa hareketlenır belkı buaralar :)
Davayla ilgili mi yoksa farklı bir neden mi?
6da 5 suçlu bulunmuş Gn.Md.Yrd. Hakan Attilla. Buyur buradan yak...
Diğer suçlu bulunduğu maddeler kara para aklamanın yanında çok da ağır bence, hepsi örgüt kurup bilinçli ve taksirle yasaları çiğnemeye varan ithamlar maddeler, en masumu aklama. Kendisi de hapse girecek min 5 yıl üzerinden de Halkbank'a ve belki de diğer birkaç bankaya yüklü cezalar kapıda.
walla piyasanın fiyatlamasına bakınca çok ciddiye alınmadığını söyliyebilirim
ceza 11 nisanda cezanın miktarı etki eder ama sanki çok büyük cezalar beklenmiyor gibi geldi bana
Bu dava sonucu pekçok diğer dava açılabilir, Abd Türk hükümetinin iplerini eline aldı... Zaten kapalı kapılar ardından pazarlıklar yapılıyor
Şimdi ne olacak, Abd hazine bakanlığı Cezayı kesicek dayanak ise Dava sonucu...
Ancak ; Abd'nin açabileceği başka davalar da var, Türkiye'yi teröre yardım ve para sağlama suçlarından yargılama gibi davalar açılma durumu gibi..
Tl'de değer kaybı sürecek buda kesin, ancak Doların fiyatı enflasyona doğrudan etki ettiği için ellerinden geleni yapacaklar ki enflasyon kontrol altına alınsın ancak atladıkları birçok şey var,
1) Gıda fiyatları artıyor... Çünki ekili alan kalmadı ve mazot pahalı
2) Asgari ücret artışı mal maliyetlerini artıracak
3) Köprü otoyol zamları mal maliyetlerini artıracak
4) Faizlerin yükselmesi finansman giderini artıracak ve mal maliyetine yansıyacak
5) Petrol fiyatları (Brent) 68 Usd'yi geçti ki bu birkaç sene önce 35 Usd'lerde idi yani neredeyse 2 kat..
6) A-Z yapılan her zam mal fiyatlarını etkileyecek (Mtv artışından tut, Elektirik, Doğalgaz aklınıza ne geliyorsa... Ki millet elektiriğe yapılan zammı %8.8 sanıyor halbuki yansıması %15 Olacak)
Şimdi Troller İran ile Türkiye Gayri safisini karşılaştırarak Algı operasyonu yapıyorlar ve ne kadar başarılı olduklarını söylüyorlar.. Hakikaten de aslında doğruluk payı var, İran 15 senedir Ambargo altında ve demir yumruk rejimi ile yönetiliyor ... İşte zaten bizde bunu söylüyoruz, Demir yumruk rejimi fakirleştirir.
Kısaca bu kadar pisliğin olduğu yere Yaradan Rahmet etmez ,
Hakan Atilla garibanın teki, suçsuz olan tek kişi...
Zarrab denen hasiyetsiz şerefsiz mallarını Dubai'ye kaçırmış... Hakan Atilla'nın ise muhtemelen ailesi çoluğu çocuğu vardır Türkiye'de ve onların güvenliği için itirafçı olup kurtulamadı da.. Muhtemelen korkutmuşlardır garibi..
Rüşveti alan tüm pislikler ortalıkta gezicek, Zarrab namussuzu yırtacak... Gariban olanın ise ömrü Abd hapishanelerinde çürüyecek, böyle adaletin de A.Q.
Amerika hazine bakanlığı Halkbank'a dedikolar gibi 10milyar dolar ceza keserse o zaman işler değişir ama dava sonucu henüz piyasaya yansımadı
Yahu benim anlamadığım , Zarrab tutuklu iken Hakan Atilla neden ABD'ye gitti ?
Görünen sebep bankada ki pozisyonu ile alakalı ama bende mantığa uygun görmüyorum bunu ,
Atilla'ya uygulama talimatı veren üst yöneticisi de , bu dönemde banka da işlemleri sağlayan birim de , Hakan Atilla'nın kendisi de ; giderse yaşayacağı sorunların farkında olmalı ?
Yani Reza dünya üzerinde ABD harici bir çok ülkeye iltica edip sorunsuz bir hayat sürecekken neden ABD'ye gitti?
Reza yakalandıktan sonra bunu gören işin içindeki diğer şahıslar ve bir şekilde Hakan Atilla'yı bu işe sokanlar neden Reza yakalandıktan sonra su'dan bir sebeple Atilla'yı ABD'ye göz göre göre yolladı?
En basiti ise Atilla ise zorunda bırakılmış olsa dahi , sonucu illa ki kendince analiz etmiş iken neden ABD'ye gitti?
Bir çok şeyi biliyor. Çarkın içine girmemiş olabilir ama bildiğinide saklayarak milli çıkarlarımıza zarar vermiş. Milli derken Milli Hükümetimizden bahsetmiyorum tabi. Sessiz kalarak Milletimizin çıkarlarına zararı dokunmuş.
Hala bildiğini anlatmıyor anlatamıyor ve cezasını çekiyor. Çarkın içinde asıl olanlar elini kolunu sallayarak dolaşıyor. O kısmı bana görede adaletsizlik.
Olay şuna benziyor, mahalleye hırsız dadandı. Hırsızın biri ve bunları görüp polisi aramayan, yakalandıktan sonra görgü tanığı olmak istemeyen adam yakalandı. En büyük ceza buna verildi. Yakalanan hırsız arkadaşlarını ispikleyip olaydan sıyırdı. Kalan hırsızlarda yakalanmıyor :)
Merkez'in brut doviz rezervleri 4.6 milyar dolar duştu - Bloomberg HT
Mb Döviz rezervlerini eritmeye devam ediyor., Kurun çıkmasını istemiyor ... Mb'yi takip edin ne zaman rezervleri artmaya başlarsa bilinki Mb döviz topluyor!!
Kış ayı içerisindeyiz artık Botaş gibi kurumların yüklü ödemeleri olucak ki sanırım Mb direk karşılıyor.,,,
Doların globalde yerlerde süründüğü bir ortamda rakip Gelişen ülkeler Brezilya-G.afrika gibi ülkeler peşpeşe birkaç kez faiz indirmesine rağmen Türkiye'nin peşpeşe faiz artırmasına rağmen dövizin fazla değer kaybetmemesi birşeyler anlatıyor aslında.,
Ben Altın alımına devam ediyor olacağım kısmet ise... Her Fed toplantısı öncesi Altın Ons olarak geri geleceği için alım fırsatı oluşur.,
Ara ara bu konuya girip yazdıklarınızı okuyorum dolar yada altın alımı için akbank direkt kullanıcam, uygunmudur?
Birde ak.bank ı değiştirmek istiyorum, sadece mobil uygulamaları iyi, hangi bankayi tavsiye edersiniz? Şube önemli ama şubeyle işim olmaz pek. ? :)
Akbank Döviz alım satım makası çok yüksek., 2008 Krizi sonrası biz kapattık... Sebebini buradan söylemeyim
Zb kullanabilirsiniz nispeten alım satım makası düşük., Kuveyt türk ise hesabınızdan hiçbir şekilde Hesap işletim ücreti ücreti vs kesmez hatta EFT ücreti Havale ücreti almaz...
Türkiye Finansın TFX diye bir hesabı var, farkı ise gece de işlem yapabilmeniz (Dolar-Euro vs. alım satım) Kur alım satım makası hepsinden düşüktür...
Hocam enpara'yıda kullanabilirsiniz 24 saat alım satım yapabiliryorsunuz isterseniz zb Tr Finans ve enpara'nın hafta içi makaslarını izleyin özellikle h.içi 5-9 arası makas ciddi düşük oluyor parite için, ayrıca hiç bir hesap - eft vs. için işlem almıyor, sadece farklı bankaların döviz hesaplarına eft. ücretli o kadar birde bildiğim kadarıyla ayda 1 diğer bankaların atm lerini ücretsiz kullanabiliyorsunuz. Bunun dışında netflix, spotify vs. indirimi var. Ben geçtikten sonra baya rahatladım. Deniz - Ziraat - İş kullanıyorum enpara dışında, en rahatı olarak bunu buluyorum.
Enparayı unutmuşum .. Al sat yapmak için daha mantıklı
Mutlaka izlenmeli...
https://youtu.be/Ikl1QMWFoSk
08.01.2018:
Mali piyasalar 2018 yılına genel anlamda olumlu bir eğilim ile başladı.
ABD'den güçlü enflasyon sinyali gelinceye ya da jeopolitik riskler ılımlı kalmaya devam ettikçe bu iyimserlik korunabilir.
Haftanın en önemli verisi Cuma günü ABD'de açıklanacak olan TÜFE enflasyonu ile perakende satış istatistikleri...
Küresel mali piyasalardaki iyimserlik yılın ilk haftasında doludizgin devam etti. Güçlü büyüme verilerine karşın enflasyonun ılımlı seyretmeye devam etmesi bu tabloda belirleyici bir rol oynadı. Cuma günü de makro ekonomik veriler bu düzlemde geldi. ABD'de açıklanan Aralık ayı istihdam raporu işsizlik oranının %4.1'de kalmaya devam ettiğini gösterse de tarım dışı bordrolu çalışan sayısı tahminlerin altında kaldı. Enflasyon hakkında önemli bir öncü gösterge olan ortalama saatlik ücretler aylık bazda piyasa tahminleri paralelinde %0.3'te kalırken yıllık karşılığı da %2.5 ile son yılların ortalaması civarında gerçekleşti. Kısacası, ABD ekonomisinin güçlü olduğunu ancak enflasyona neden olacak kadar kuvvetli olmadığını gösteren bu veri seti ile karşı karşıyayız. Bu da Amerikan 10 yıllık tahvil faizinin %2.4'lü seviyelerde kalmasına neden oldu. Geçen haftaki bültenlerimizde birçok kez dile getirdiğimiz üzere Amerikan 10 yıllık tahvil faizi %2.6'lı seviyelere çıkana dek finansal ortam gevşek kalmayı sürdürecek ve bu da mali piyasalardaki iyimserliğin korunmasına yardımcı olacak. Bu koşul için en önemli test ise ABD'den gelecek enflasyon rakamları üzerinden yapılabilecek.
ABD için tasvir ettiğimiz tablo diğer gelişmiş ekonomiler için de geçerli.
Mesela, Avrupa'dan gelen büyüme verileri oldukça kuvvetli. Her ne kadar Almanya bu hususta bayraktarlık görevi üstlense de diğer ülkelerden de hatırı sayılır derecede büyüme verileri geliyor. Buna karşın, Avrupa Merkez Bankası (ECB) mevcut politika duruşunu değiştirmeye pek de niyetli değil.
ECB daha önce açıkladığı düzlemde aylık tahvil alım miktarını 30 milyar Euro'ya indirse de hâlâ parasal genişlemeye devam ediyor. Üstelik faiz oranlarını değiştirme yönünde de henüz bir sinyal vermiş değil (gecelik mevduat faizi eksi %0.4 iken politika faizi %0.0). Bu tabloya karşın Euro değer kazanmayı sürdüyor. Hem de tüm gelişmiş ülke para birimleri karşısında. Mesela, EURUSD paritesi Cuma günü 1.2090 ile son üç yılın en yüksek seviyesini bir kez daha test etti. EURJPY paritesi ise 136.70 ile son 27 ayın zirvesinde... Euro'daki bu sert değerlenmenin reel anlamdaki nedeni güçlü ekonomik veriler ve bunun sonucunda ECB'nin mevcut aşırı gevşek politikadan çıkış beklentisi olsa da bu nedenler yaklaşık 1 yıldır aralıksız olarak fiyatlandırılıyor. Euro Bölgesi'ne ilişkin siyasal riskler hiç dikkate alınmadan. En basitinden Almanya'da dört aydır hükümet kurulamıyor. Bu nedenlerden ötürü Euro'daki değerlenmenin çok daha fazla sürmesi için bir neden bulamıyoruz. Bunun sonucu olarak da EURUSD'deki yıl sonu 1.1750 tahminimiz paralelinde Euro gelirlerinin hedge edilebileceğini öngörüyoruz (faiz farkı nedeniyle hedge oranı da lehte bir durum arzediyor).
Türk mali piyasaları, yurtdışına paralel bir şekilde yeni yıla olumlu bir havada başladı. İç kaynaklı herhangi bir haber olmamasına ve ABD'deki davadan arzu edilmeyen bir sonuç gelmiş olmasına karşın USDTRY kuru 3.73 ile son iki buçuk ayın en düşük seviyesine geriledi. Aynı paralelde BİST100 endeksi geçen hafta içerisinde tarihi zirvesini gördü. Tahvil piyasası ise enflasyon riski nedeniyle bu gelişmelere bir miktar duyarsız kalmayı tercih ediyor. Küresel risk iştahının canlı olduğu dönemlerde yatırımcıların getiri peşinde koştuklarını ve bu arayışta Türk Lirası'nin sunduğu yüksek faiz nedeniyle önemli bir cazibe merkezi olduğunu not düşmekte yarar var.
Ancak, gerek ekonomik gerekse de dış kaynaklı riskler nedeniyle TL'deki değerlenmenin kalıcı olmadığını öngörüyoruz. Mesela, Aralık ayında tarihin en yüksek ithalat rakamı gerçekleşti ve bu bağlamda dış açık artıyor.
Mesela, enflasyon önümüzdeki aylarda baz etkisi nedeniyle düşmeye devam etse de yılı %10.5 ile uzun vadeli hedefin iki katında tamamlayacağını öngörüyoruz. Mesela, ABD'de devam eden süreçte bizim açımızdan olumsuz haberler gelmeye devam edebilir. Bu nedenlerden ötürü döviz açık pozisyonlarının mevcut kur seviyesinden kapatılmasına ilişkin görüşümüzü koruyoruz. Ancak bu görüş dövizde uzun pozisyon alınması şeklinde yorumlanmamalı zira TL'nin sunduğu yüksek faiz nedeniyle erken alınacak bir uzun pozisyon zarar getirebilir. Küresel mali piyasalardaki iyimser hava sona ermeden TL'ye karşı USD'de uzun pozisyon alınmasını doğru bulmuyoruz.
Yeni haftaya başlarken küresel mali piyasalardaki mevcut iyimser havanın devam edeceği kanaatindeyiz. ABD'de Cuma günü açıklanacak TÜFE enflasyonu ile perakende satış istatistikleri haftanın en önemli verilerini teşkil ediyor. Çin'de Çarşamba günü enflasyon rakamları, ECB'nin Perşembe açıklanacak olan son toplantı tutanakları ise diğer önemli veri gündemini teşkil ediyor. Türkiye'de bugün sanayi üretimi, yarın Hazine'nin 2 yıl vadeli tahvil ihracı, Cuma günü ise ödemeler dengesi istatistikleri önemli olabilir. TCMB hafta boyunca üç kez 150 milyon USD tutarında 1 ay vadeli, bir kez de 100 milyon USD tutarında 3 ay vadeli NDF ihalesi yapacak. Bu ihalelerin yalnız üç ay vadeli olanı yeni olup diğerleri vadesi gelen tutarların karşılığıdır. Siyasi anlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Fransa ziyaretinin ardından Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun Almanya ile ilişkileri düzeltmek adına önemli adımlar attığını gözlemliyoruz. ABD ile diplomatik ilişkilerin bozulduğu bir dönemde AB ile halihazırda sorunlu olan ilişkileri düzeltme gayretleri siyasi gündemin ilk sıralarını teşkil ediyor. Bu görünüm altında, hedge işlemlerinin iyimser anlarda yapılması gerektiğini hatırlatmakta yarar gördüğümüzü belirterek bültenimizi sonlandırıyoruz.
Bu Gökhan Uskuay'ın eski bir twiti.,
Diyorki şu anda Gelişen ülkelere para yağıyor ama işler terse dönünce en çok bir hırpalanacağız...
Dolarda bu seviyeler bence yüksek değil, kademeli olarak alınır ama 4 tl'yi geçse dahi birşey kazandırırmı bilemiyorum çünki mevduat faizleri %15 ve üzerinde.. Ama ben Tl'de değilim onu da söyleyeyim çünki Faiz bana ters.
Son ABD Tdi verisi kötü geldi ama pek bir önemi yok çünki ABD Cari açığı son 6 yılık rekorunu kırdı... Böyle olunca ABD'nin daha fazla dolara ihtiyacı var demektir, ilaveten vergi indirimi yasası + Fed bilanço küçültmesi sonucu Dolar kıymetlenir.. Abd cari açık verisinden sonra Dolar globelde değer kaybetmesine rağmen, Abd'nin artan Dolar ihtiyacı sebebi ile ABD 10 Yıllık faizler yükseldi dolayısıyla Dolar faiz ile ayakta duruyor.
9 Ocak 2018:
Küresel mali piyasalar olumlu yönde eğilim kaydetmeyi dün de sürdürürken Türk piyasaları günü sakin bir seyirle tamamladı.
ABD başta olmak üzere gelişmiş ekonomilerde enflasyonda yukarı yönlü bir sıçrama olana dek mali piyasalardaki mevcut olumlu tema korunabilir.
Bugün içeride Hazine'nin tahvil ihracı; dışarıda ise Almanya'da sanayi üretimi ile dış ticaret verisi; Euro Bölgesi işsizlik oranı; ABD küçük işletmeler iyimserlik endeksi ile iş imkanları endeksi izlenecek.
Küresel mali piyasalardaki iyimserlik ivme yitirmekle birlikte dün de korundu. Dünyada birçok hisse senedi endeksi ya tarihi zirvesinde, ya son on kusur yılın zirvesinde ya da doğrudan bu seviyeleri hedefliyor. Son on yılın en olumlu yeni yıl başlangıcı yapıldığını gözlemliyoruz. Bu tablonun nedenini son dönemde sıklıkla yineliyoruz: Büyüme rakamları küresel anlamda kuvvetli. Buna karşın enflasyon ılımlı seyretmeyi sürdürüyor. Bu da para otoritelerini sakin olmaya itiyor ki ucuz ve bol likidite ortamı da risk iştahını tetiklemek suretiyle tüm finansal enstrümanları olumlu kılıyor.
Hava olumlu olunca Türk Lirası'nın (TL) sunduğu göreceli olarak yüksek nominal faiz da yabancı yatırımcıları cezbediyor. TL'nin reel faizi yüksek olmasa da kısa vadeli yatırım perspektifi ile konuya yaklaşan yabancı yatırımcı açısından yüksek nominal faiz oldukça ikna edici bir rol oynuyor.
TL, bu etki ile birlikte son günlerde hatırı sayılır oranda değer kazandı.
Bu tablonun sürüp sürmeyeceği piyasa katılımcıları açısından büyük bir önem arzediyor. Finansal piyasalarda hiçbir hareketin sonsuza kadar aynı yönde gitmeyeceğini bilecek tecrübeye sahip olduğumuzdan dolayı bu soruyu bir miktar değiştirmekte yarar var: Bu tablo daha ne kadar sürecek? Bu tablonun arkasındaki ana katalizör, para otoritelerinin sunduğu ucuz+bol likidite ortamı. Enflasyonun kontrol altında olmayı sürdürmesi, bu tablonun korunacağı anlamına geliyor. Bu nedenle de başta ABD olmak üzere gelişmiş ekonomilerde enflasyonun hedeflerin üzerine çıktığına ilişkin sinyaller gelene dek mali piyasalardaki olumlu havanın süreceğini varsaymak yanlış bir bakış açısı oluşturmaz. Bu kapsamda önümüzdeki ilk kritik veri ABD'de Perşembe günü açıklanacak olan ÜFE enflasyonu ile Cuma günkü TÜFE verisi olacak. Bu göstergeler sırasıyla yıllık bazda %3.0 ve %2.1'de bulunuyor.
Aslında ABD'de enflasyon hedefinin %2.0 olduğu düşünülürse hedefin tutturulduğu zannedilebilir. Ancak, birçok ekonominin aksine ABD manşet TÜFE yerine doğrudan tüketicilerin maruz kaldığı enflasyon rakamını hedefliyor. Yani, kişisel tüketim harcamaları (PCE) enflasyonunu. Bu verinin son okuması manşet bazında %1.76; çekirdek bazda ise %1.48.
Kısacası, gerçekleşme henüz hedefin altında. Bu da FED'i frenleyerek piyasalardaki iyimser havayı destekliyor. Önümüzdeki dönemde bu veriyi yakından izlemekte yarar var. Aralık ayına ilişkin gerçekleşme bu ay sonunda yayımlanacak.
Türkiye cephesinde dün birbirinden farklı alanlara işaret etmekle birlikte aslında birbiri ile yakından ilintili iki veri seti açıklandı. İlk olarak Kasım ayı sanayi üretimi, geçen yıla oranla %7.0; geçen aya göre ise %0.3 büyüyerek 2017 yılı geneli için öngörülen %6.5-7.0'lik büyüme rakamı ile uyumlu bir yapı sergiledi. Burası olumlu. Ancak, bu yüksek büyümenin maliyeti bütçede yüksek açık olarak karşılık buldu: Hazine nakit dengesi
2017 yılında 60.45 milyar TL açık verdi. GSYH'nin yaklaşık %2.2'si... Son yılların en yüksek bütçe açığına denk düşerek! Türkiye'nin 2017 yılı makro ekonomi dengesini birçok bültende detaylı bir şekilde irdelemiştik.
Ekonomiye hiçbir zaman tek bir açıdan bakmamak lazım. Sadece büyüme rakamlarına baktığımızda 2017 yılında oldukça etkileyici bir performans yakaladığımızı söyleyebilir ancak bu eksik bir bakış açısı olur. Türkiye, 2017'de maliye politikası üzerinden genişlemeci bir strateji izlemiştir.
Bunun ekonomik ve siyasi açılardan gerekli olmuş olabileceğine daha önce de vurgu yapmıştık. Ancak bu politika tercihinin bazı yan etkileri bizi uzun vadede zorlayabilir. Şöyle ki, kamu maliyesi destekli bir genişlemeci strateji bütçe açığını artırıp Hazine'nin iç borçlanma ihtiyacını yukarı çekip faizler üzerinde yukarı yönlü bir baskı yarattı. Dahası, bu tercih ile yatırımlardan ziyade tüketim güdüsünün tetiklenmiş olması enflasyonu artırdı. Artan enflasyon ise faizler üzerinde biraz daha yukarı yönde baskı yarattı. Kısacası, şu an için şikayet ettiğimiz yüksek faizler aslında bizim büyüme stratejimizin kaçınılmaz bir yan etkisi. 2018'de maliye politikasındaki genişlemeyi azaltıp teşvikleri de tüketim yerine üretime kanalize edebilirsek bu yan etkileri olabildiğince azaltabiliriz. Bu nedenle bu yıl makro ekonomik çerçeveyi bu bakış açısı ile ele almanın doğru olacağı kanaatindeyiz.
Bugünün küresel veri gündemi nispeten sakin görünüyor. Almanya'da sanayi üretimi ile dış ticaret; Euro Bölgesi işsizlik oranı; ABD'de küçük işletmeler iyimserlik endeksi (NFIB) ile iş imkanları endeksi (JOLTS) açıklanacak. Bu verilerden hiçbiri mali piyasalarda sert hareket ve dalgalanmalara neden olabilecek potansiyel taşımıyor. Yukarıda da değindiğimiz üzere küresel mali piyasalardaki olumlu eğilimin ivme yitirmesine karşın kesintiye uğraması için henüz hiçbir neden göremiyoruz.
Bu hususta henü bir sinyal de alabilmiş değiliz. Bu nedenle de ana duruş olumlu olmaya devam edebilir. Türkiye cephesindeki fiyatlamalara geçersek... Şu an küresel görünüm olumlu olduğundan ve Türkiye ile ilgili de görünürde büyük bir risk olmadığından ötürü ana eğilim dışa dönük ve olumlu. Ne zaman ki Türkiye'ye özgü bir fırsat ya da risk belirirse Türk mali piyasaları yurtdışı göstergelerden olumlu ya da olumsuz anlamda ayrışmaya başlar. Şu an bu durumun söz konusu olmadığını gözlemliyoruz.
USDTRY kuru dün 3.75'li rakamlara yükselse de bu sabah saatlerinde 3.7400 civarında bir hareket izliyoruz. Döviz ihtiyaçlarının mevcut seviyelerden kapatılması yönündeki görüşümüzü koruyoruz. Ancak bu görüş, dövizde uzun pozisyon alınması şeklinde yorumlanmamalı. Hisse senedi piyasasında hafif çaplı kâr satışlarının etkili olacağını, tahvil piyasasında ise Hazine'nin bu yıla ilişkin ilk ihracının izleneceğini öngörüyoruz.
Yanliz euro baya dustu saka maka 4.50 sinir olur derdim ama altinada indi.