sokak arası ahmet mehmet usta tarzı işler burada da var, o ucuz olan yaşlı araçların çoğu çok da kaliteli olmayan özel servislerde bakım görüyor. Ya da almanların schwarz dediği illegal (faturasız, kayıtsız) şekilde ucuza bakım yaptırılıyor. Kazalı araç tamiri burada da var, ama ağır hasarlı olan araçlar için tamir mümkün değil (ağırdan kastım şase 5 yerden büzülmüş, araç ikiye bölünmüş vs) yoksa takla atmış aracı burada da tamir edenler var. Sigorta firmaları burada da araçları satıyor (bizim sigorta sistemimizin elbet bi yerden alınmış olması gerekmez miydi zaten :) ) Arada ki fark burada arabada ne varsa söylemek zorundasın, söylemezsen eğer hem işinden ederler hem hapse atarlar. Takla atmış aracı, saksı düştü de tavan boyadık diye satamazsın. Satamazsın derken elbet satarsın, ama elbet yakalanırsın.
bu kısımda malesef yanlışın var, ben yaşadığım için örnek vereyim. Eski araç tercih etmiyor avrupalılar genel olarak, genel tutumları yeni ve modern araçlara binmek. Zaten sistem aslında insanları yeni araçlara yöneltiyor (araç yaş ile doğru orantılı artan kasko ve sigorta gibi durumlar). Bunun dışında işçilikler tr ile kıyaslanamayacak boyutlarda, geçenlerde arabaya 50tl'lik iş yaptırdım 150€ ütüldüm. Bu tarz sorunlar yaşamamak için genel olarak yeni araçları tercih ediyor avrupalı.
eski araç yok mu? var. e o zaman kim biniyo bu araçlara? işsizlik maaşı ile yaşayanlar (legal olarak araç sahibi olamazlar, detay vermiyorum ama yapıyorlar) , öğrenciler, hobi için araç alanlar, mülteci ve göçmenler, bir kesim uzun süredir kullandığı aracı kullanmaya devam ediyor (senin söylediğin bu kesim). Fakat trafik yoğunlukla 10-15 yaşında araçlarda oluşmuyor.
zaten emek verip çalışan bir insanın para kazanmama şansı yok (almanya için konuşuyorum bu kısmını), o yüzden kendilerine eziyet etmeleri de gerekmiyor bir araç almak için. Porsche seviyorsa gidiyor alıyor, temizlik işi ile uğraşan bir çift tanıyorum yeni porsche sipariş ettiler sıfır. Temizlik derken ofis ev temizliği vs işler yapıyorlar, dev bir temizlik firması sahibi faland değiller. O yüzden avrupalı aracın verimliliği azaldığı anda değiştiriyor. Leasing yapıyorlar mesela, bu da genel olarak iki/üç senede bir yeni araçla değişmesi demek.
peki avrupalı'nın ne farkı var bizden diye soranlar olabilir bu noktada. Bilinçli tüketiyorlar, ihtiyaçlarına yönelik araç alıyorlar. Örneğin bir aile için a3/golf/civic yeterli ise sınıf olarak gidip bmw 5 almıyorlar. Sedan araç sayıcı oldukça az, özellikle station alternatifi olan araçlarda çok çok az. Tükiye'de almancı diye yakıştırma yaparlar misal bu araçları kullananlara. Burada kullanışlılık ön planda. Ya da ikinci elde ilan atıp bu ne biçim donanım dediğimiz araçlar avrupalı için mantıklı, çünkü sunroof kullanmıyorsa almıyor mesela (ama sunroofsuz bmw olmaz pardon).
@
darkmoon sana yüklenmiş gibi oldum da, genel olarak yazdım aslında. Senin yazdıkların güzel referans oldu yazarken ama :D