Bu istanbul adamı erken yaşlandırır yemin ederim.Ne zaman gelsem bir stres insanların birbirine saygısı falan kalmamış hani yolda yere düşsen üzerinden çiğneyip geçerler kimsenin durmaya zamanı yok
Printable View
Bu istanbul adamı erken yaşlandırır yemin ederim.Ne zaman gelsem bir stres insanların birbirine saygısı falan kalmamış hani yolda yere düşsen üzerinden çiğneyip geçerler kimsenin durmaya zamanı yok
Olaya bu taraftan bakmanın anlamı yok , artık tüm dünya şehirleri bu şekilde , londraya gidiyorsun, ingilizden çok hintli, çinli , arap görüyorsun. Amerikaya git her yerde çin mahallesi , italyan mahallesi bilmem ne mahallesi. Yani herkes bir yerlere göçüyor bir şekilde. Benim babam da 18 yaşında gelmiş istanbula 50 yıldır burada yaşıyorlar. Yani böyle bakarsan 1 milyon bile istanbullu çıkartamassın. Üzülerek söylüyorum ama izmir'in de sonu istanbul zaten şimdi moda oldu istanbuldan kaçıp izmire sığınmak. Yani populasyonu durdurmak için insanlara dur demek çözüm değil. Sen her şeyi istanbulun göbeğine toplarsan insanlar da gelir. Yapılaşma kokuşmuş artık. Koca türkiyeyi istanbula sığdırdılar resmen. Finans merkezi istanbulda , limanlar istanbulda , sanayi istanbulda , o burda şu burda bizim de gidecek başka yerimiz kalmıyor. Ben istemezmiyim iş yerim istanbul da değilde çorluda olsun atıyorum. Ama her şey burada , iş gücü de burada. Balık baştan kokmuş kardeşim yani anlayacağın.
Acıbadem'de oturuyorum ama duacıyım ki annemler Ataköy'de halen..İş gereği Avcılar'a geçtiğimde direk ATaköy'e geçiyorum,akşam 21-22'den önce de yola çıkmıyorum.
Mutlu olduğum şeye bakıyorum da normal şartlarda,"eve erken varmak" bu hissi verecekken ;trafiğin normal zamanlara göre daha az olduğu saatlerde eve gitmekle kendimi şanslı görüyorum.
Trafiğin akacağı bir durum varsa bile elinden akıllı telefon düşmeyen ve tüm dikkatini bu alete verenler yüzünden zaten aradaki 10 arabalık boşlukta hiçbir zaman azalmıyor.
Son birkaç senedir ciddi anlamda soğudum zaten şehirden de,insanından da..Boşu boşuna kendimizi bitiriyoruz bu şehirde.
Tamam işte bende onu sölüyorum, bu şekilde dışarıdan gelen insanları boklamanın alemi yok sen ya da senin ailen zamanında nasıl göçtüyse ya da çalışmak için gittiyse millette o yüzden gidiyor. 10 sene sonra İzmir içinde aynı şeyi sölücekler, Ankara içinde, Antalya içinde. Homojen yaşam yok bizim ülkemizde.
Bodruma sığındı İstanbullu bodrum *** oldu, Çeşmeye el attı Çeşme *** oldu, Ayvalığa el atıyorlar Ayvalık *** olacak vs vs..
70 gündür hergün Halkalı-İstanbulPark yani Kurtköy gidip geliyordum.
Her sabah 6:30 yola çıkış 8:30 işe varış, her akşam 17:30 işten çıkış 20:30 eve varış şeklindeydi. İnanın 2 ayda yaşlandım diyebilirim bu trafiğin Allah belasını versin.
Ne arabamın sanzımanı kaldı, ne süspansiyonu, ne lastiği ne de bende benzine yatıracak güç enerji kaldı. Dün itibari ile bıraktım.
Bu şehirde yaşanmaz artık, aynı yolu 2 sene önce 1 saat git, 1.5 saat dön şeklinde geçiyordum. 2 sene sonra da herhalde sadece gidiş 5 saat olacak.
Bu şehirde yaşayacaksanız da iş ev mesafeniz yürüme mesafesinde olacak. Şuradan gece 3 dakika süren Havaalanına bile mesai saatlerinde 30-45dk sürede gidebiliyoruz. Gittiğimiz yol basın express tek 1 cadde görüyoruz ona rağmen.
Bu arada gelene gidene laf söyleyemezsiniz arkadaşlar, sonuçta herkes ekmeğinin peşine geliyor.
Kim ister mis gibi zerre stres olmayan, köyünü evini bırakıp burada kiralarda sürünsün, trafik çeksin, hor görülsün patron kahrı çeksin. Ama yok işte yaşadığı yerde geliri yok son bi umut buraya geliyorlar.
İstanbulu bırakın Tekirdağ bile yaşanmayacak hale geldi artık. İzmir, Antalya zaten düşünemiyorum.
O ne demekmiş ya, ben ankarada doğdum benim babam ankarada doğdu diye ben ankaraya gelen adamı gelme şehrime diye kovalayacak mıyım? Burası güneyden kuzeye doğudan batıya tek vatan kardeşim. Vatandaşımsan rizeden gelir ankarada yaşarsın, konyadan gider istanbulda yaşarsın. Bunu da kimse yasaklayamaz, kimse kontrol altına alamaz. Büyükşehirlere göç çok oluyorsa küçük şehirlere istihdam sağlarsın sanayileşirsin ya da hizmet sektörü geliştirirsin, millet iş bulabilir gönlünce yaşayabilir hiç ailesinden arkadaşından kopmaz, yaşar gider. O gelip benim şehrimde yaşayamazmış. Bal gibi yaşar kardeşim. Bunu söylemek bile gerizekalılık, iş bilmezlik.
Cidden çekilecek çile değilmiş ya, okurken ben yoruldum.
2 sene kadar ist da çalıştım. İş bulduktan sonra taşındığım ve o zamanlar bekar olduğu için yürüme mesafesi gidip geliyordum.
H.sonları sakarya dönüşü çileydi resmen. Daha kötü şartlara razı oldum memleketime döndüm, pişman mıyım ? Asla.
Allah orada yaşayanlara sabır versin.
26 Sında Şişliye gitmem lazım şimdiden stres bastı :S
ingiltere modeli daha doğrusu londra modeli zone/bölümlere ayırmak olabilir. tabi bunun için toplu taşımanın adam akıllı olmasıda lazım.
mesela
Alıntı:
İngiltere'nin başkenti Londra, kent merkezine gitmek için ücret ödenen ilk şehir oldu. Ücret karşılığı Londra merkezine araçla giriş uygulaması 2003 yılında başladı.
Bununla amaç Londra merkezindeki trafiği azaltmak ve tıkalı yolları açmak. Ücretli bölge, merkezi ve kalabalık olan 21 kilometrelik bir alanı kapsıyor.
Burada Londra'nın finansal merkezi ile ticari ve eğlence bölgesi bulunuyor. Londra'nın ücretli bölgesine girmek isteyen sürücler günlük 10 sterlin ödemek zorunda. Bunu vermeyen 130 sterlin para cezası ödüyor.
Ücretli bölgeye giriş uygulaması hafta içi sabah 07.00 ile akşam 18.00 arasında geçerli. Hafta sonu ve resmi tatillerdeyse ücretli bölge uygulaması yapılmıyor.
Araçlar yerleştirilen kameralarla takip ediliyor. Ücretli bölgeden elde edilen gelir toplu ulaşım sisteminin gelişimi için kullanılıyor.
Ücretli bölge uygulamasının başlamasıyla Londralıların yüzde 82'si Londra merkezine gitmek için artık toplu ulaşımı kullanıyor.
Bu uygulamayla Londra'nın merkezindeki trafik yüze 30 oranında azaldı.
Bencede İstanbul ve büyük şehirler için başlıca çözüm bu olur.
Cidden bende özellikle saat 5 ten önce ve 9dan sonraki trafiğe akıl erdiremiyorum, Ne kadar boş adam var memlekette. Adam yolu kapatıyor beklesen ölür müsün diyor. Arkada yolu felç etmiş etmemiş umrunda değil. Ben arkamda araba olduğu zaman resmen mahçup oluyorum belli bir tempoda seyretmeye çalışırıyorum ama herkeste bir vurdumduymazlık kaba tabirle "öküz" lük daha şimdi ofise gelirken şantiyeden 5 dklık yolu 30 dkda geldi indi bindi yapan mı ararsın, müşteri aradığı için 5 km ile giden taksici mi.
Evim Fulya da iş yerim Kağıthane de normalde trafik olmasa maksimum 15 dk suren bir yol. Artık işe gidiş gelişim günde toplam 2 saati buluyor nerdeyse
Geçen gün Kağıthanede kavga ettim, Sağda yer olmasına rağmen adam yolun ortasında durdu sülalece indiler bi yandan muhabbet bi yandan arabadan bişeyler boşaltıyor, 5 dk laf etmedim ama baktım hiç umurlarında diil arkada 4-5 araba kuyruk oldu, indim sizi mi beklicez kardeşim dedim bide dayılanıyolar görmüyomusun eşya indiriyoruz diye
Böle şeyler artık o kadar günlük oldu ki yadırgamaz olduk
Artık umrumda diil trafik görünce beter olun diyorum, çünkü hak ediyoruz
Hahahahah ne yapıyorsunuz İstanbullular ya :) 10 bin kazansan ne olacak istanbul da maaşının çoğu benzine gidiyor. Burda iş imkanı ve maaşlar az olsada masrafın daha az stres yok hayat sakin. İzmirliler trafik var demeyin Allah çarpar :)
Yazilanlarin hepsi dogru yanlislar zinciri say say bitmez
Toplu tasima desek insan tasima amaci gudulmuyor
Bide bu sirket araclari patlamasina aklim ermiyor ben mi yanlis dusunuyorum sirkette herkeste araba var zart muduru zurt muduru o direktor bu yonetici derken sirkette nerdeyse adam basina 2 araba dusecek masabasi calisan adama niye araba veriyosun cok merakliysan para ver canli canli sirket havuzunda araba bulundur isi olan alsin adam mesaisinin tamamini ofiste geciriyor bilmem ne rent a cardan hemen araba sirkette servis yok tum sirket arabayla eve dagiliyor super sistem gercekten..
Say say bitmez ama artik trafik gunun her saati kilit..
Londra ile İstanbul'u mu karşılaştırıyoruz, oldu olacak Tokyo'yu da katalım. Oralarda önce şehir alt yapısı büyüyor sonra şehir gelişiyor ki artık yayılacak yerleri de yok. Keza, orada otomobili bırakıp metro ile heryere gidebilirsiniz. O heriflerde minibüs, dolmuş yok. O heriflerde özellikle japonlarda inşaat malzemesinden çalıp çırpan yok. Londra'da veya Londra'ya yakın kasaba kılıklı yerlerde evler 100 yaşında, Japonların depreme karşı dayanıklı bina yapmasını bilmeyen bir sağır sultan kalmıştır.
Keza oralara havadan baktığınızda nerede ne var rahat rahat seçersiniz, herşey düzenlidir, herşey kurala tabidir, hatta zırt pırt sokak isimlerinin değiştiğini de sanmıyorum. Şehrin içinde insanların nefes alabileceği parklar bahçeler vardır. Otoban kenarlarında rezidanslar yoktur. Kırdı kaçtı müteahhitlerde olmadığından, bir tane dandik boru değişimi 6-7 ay sürmez, hatta herifler gece çalışırlar ki sabaha herşey bitmiş olur. Bizde, herşey plansız, alt yapı daire başkanlığına sor nerede ne geçiyor kendileri de bilmez. Boru hattı döşerken fiber optik kabloyu kopartmakla kalmazlar yolu da aşağı indirirler bir sabah bakarsın her zaman kullandığın yol kapalıdır niye kırdı kaçtı iş bilmez müteahhit vaktiyle kendisi gibi birinin doğru düzgün yapmadığı yolu aşağı indirmiştir. O yol herifin kendi projesi bitene kadarda öyle kalabilirde, nasılsa bir kepçe darbesiyle bir kez daha aşağı inme riski var.
Ayrıca, Londra'da taksi şoförü olabilmek için (ve bilimum diğer ülkelerde) türlü sınavlara girmen gerekir, giyimine, kuşamına özen gösterip, tüm yolları bilmen gerekir. Bizde ise aftan yeni yararlanmış kılıklı biri direksiyondadır, ne yol bilir ne de... neyse Yani orada bir iş yapabilmen için önce sınavı vermen lazım ehil olduğunu ispatlaman lazım ama bizde hiç öyle birşey yok. Herif tarla sürüyorken gelip hiçbir halt bilmeden müteahhit olabiliyor. O yüzden de iş beğenmeme durumu var, herif inşaatın i'sni okumamış gelip burada firma kurup mantolama işi yapabiliyor kimse de sen kimsin demiyor. Böyle bir potansiyeli de görünce memlekette kısa yoldan köşe dönme peşinde olan yamuk çarpık iş yapıp kürekle para götüren emmioğulları da olduğundan, herif tası tarağı toplayıp buraya geliyor.
Dallanıp budaklanıyor, Londra'da emisyon kuralları var, bizde kara tren kılıklı özel halk otobüsleri var, yani adamların amacı bir anlamda trafiği azaltmak, toplu taşımaya yönlendirmek ama aynı zamanda çevre kirliliğini de azaltmak veya en aza indirgemek ve oradan gelen geliri illaki faydalı yerlere harcıyorlardır, bizdeki gibi cebe indirmiyorlardır, yağmur yağdığında ayakkabılarım her iki şehirde de kirlenmediğine göre sanırım heriflerin bir bildikleri var ve dolayısıyla birşeyleri daha iyi yapmak içinde çabalıyorlar. Bizde de yürüken çamur olmayı geçtim her sağnak yağışta biryerler boğuluyor.
2008'de Tokyo'ya gitmiştim, adamlar kusura bakmayın şehir giriş-çıkışında trafik oluyor demişti, o trafiğe kurban olurum ben, yerim öyle trafiği, gelsin burada trafik görsünler, saçlarını başlarını yolsunlar.
Bizde şehir giriş-çıkışına para alsalar onu da bir karta bağlasalar yemin ediyorum millet birbirinden kart dilenir, tüm şehir günlerce çözülmeyecek kıvamda kilitlenir. İyi bir çözüm gibi gözüksede, en başta yol kenarlarına bina dikmeyi bırakmaları lazım, her boşluğu bina olarak değerlendirmekten vaz geçmeleri lazım. Yoksa yol yaptık ayağına çözüm olarak otoban parasına E-5'i daraltıp ortadan ters trafikte giden metrobüs koymak gibi cin fikirlerin benzerleni daha çok görürüz. Yol yapmak demek benim bildiğim kadarıyla mevcut yoldaki emniyet şeridini yok edip bariyer arasından yol filizlendirmek değil.
Kızacaksınız ve yanlış anlayacaksınız ama bir 7.göbek İstanbul'lu olarak çok affedersiniz ama nüfusun 3'te 1'nin İstanbul'da olması şartmıdır. Ben kimse gelmesin demiyorum ama gelen adamda ne halt etmeye stressiz ve daha az ile geçinebileceği hayatı bırakıp bu gereksizce pahallandırılan şehire gelmek istiyor. Sanki burada sonsuz iş imkanı var. Neredeyse bütün müteahhitler Karadeniz'li ama git adamın memleketinde yeni proje sayısı bizdekinin 100'de 1'i kadardır. (Keza fiyatlarda öyle)
akasya açıldıktan ve kentsel dönüşüm muhabbeti başladıktan sonra acıbadem de özellikle akşam trafiğinin içine edildi. Arka sokaklardaki trafik akışını değiştirmeleri pek düzgün olmadı tek yönler kimi sokakta sapıtıyor. Birde her sokak harfiyat kamyonu doldu resmen kaos oluyor Acıbadem'de akşamları.
Evlenmeden önce iş ev arası 2 km civarındaydı ama o yolu full dur kalk gidiyordum yol boşsa 6 7 dakika doluysa da yarım saate kadar sürüyordu. Şimdi 12 km civarında bir mesafeye taşındım ara sokaklardan dolanarak gidiyorum 20-25dk civarında trafiğe girmeden gidiyorum daha az stres oluyorum :D Aman nazar değmesin öyle hardcore bir trafiğe denk gelmedim bir denk gelirsem kafadan 1 saatte giderim gibime geliyor :D
Yazıların oldukça güzel. Keyifle okuyorum. İyi bir toplum gözlemcisisin. Bunların düşünüp anlayabilen insan sayısı hergecen gün azalıyor.
@İmprezaWRC