06.09.2017:
K.Kore kaynaklı jeopolitik riskler küresel mali piyasaları olumsuz etkiliyor.
FED'in bu yıl faiz artırma ihtimalinin iyice azalması EM'lere yönelik fon girişlerini destekliyor. Sunduğu yüksek faiz nedeniyle de TL bu eğilimden olumlu etkileniyor.
ABD'de açıklanacak PMI ve ISM verileri ile Bej Kitap bugünün önemli gündem maddelerini teşkil ediyor.
K.Kore kaynaklı jeopolitik riskler küresel mali piyasalar üzerinde baskı yaratmayı sürdürüyor. Tarihinin en büyük nükleer denemesinin ardından ABD'ye "yeni hediye paketleri" hazırladıklarını belirten K.Kore'li diplomat dün de hisse senedi endekslerini aşağı yönde baskıladı. Artan güvenlik endişeleri sonucunda altın fiyatları uluslararası piyasalarda 1347 dolar/ons ile neredeyse son bir yılın en yüksek seviyesini görürken yatırımcıların güvenli liman arayışı ise Amerikan 10 yıllık tahvil faizini
%2.07 ile bu yılın en düşük düzeyine itti. K.Kore ile ilgili haber ve gelişmeler küresel mali piyasaların kısa vadeli seyri üzerinde belirleyici olacak.
ABD'den gelen zayıf makro ekonomik veriler sonrasında bu yıl yeni bir faiz artırım ihtimali iyice soldu. Dün Amerikan 10 yıllık tahvil faizinin bu yılın en düşük seviyesini görmesi de bu görüşü teyit ediyor. Dün konuşan FED'in bazı başkanları da bu hususa net bir şekilde katkıda bulundu. FED'in oy hakkına sahip Yönetim Kurulu üyesi Brainard dün yaptığı açıklamasında enflasyonun belirgin bir şekilde hedefin altında kaldığını belirterek faiz artırımları hususunda acele edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. FED'in en güvercin üyesi Kashkari ise bu yıl içerisinde gerçekleştirilen iki faiz artırımının ekonomiye zarar vermiş olabileceğini belirtti. FED'in dengeli olarak bilinen üyesi Kaplan ise faiz artırımları hususunda sabırlı olunması gerektiğini açıklayarak bu yılın geri kalan kısmında yeni bir faiz artırım ihtimalini iyice azaltmış oldu. Bu tablo doğal olarak ABD Doları'nı olumsuz etkiliyor.
ABD'de Başkan Trump'ın henüz anlamlı bir yasa geçirememiş olması ve bir önceki paragrafta vurgu yaptığımız FED'in faiz artırım ihtimalinin azalması USD'yi zayıf tutuyor. Bir süredir mali piyasalara hakim olan bu tablo EURUSD paritesini 1.2070'e kadar itmişti. Ancak, Avrupa Merkez Bankası'nın
(ECB) Euro'daki hızlı değer kazancından rahatsızlık duyduğunu belirtmesi ile EURUSD paritesi son günlerde 1.1900 düzeyi civarında dengelendi. Bu kapsamda ECB'nin yarınki faiz toplantısı önemli olacak. Başkan Draghi'nin Euro'nun değerlenmesinden rahatsızlık duyulduğu şeklinde doğrudan ya da dolaylı olarak bir yorumda bulunması EURUSD paritesini bir miktar aşağı itebilir. Aksi durumda ise EURUSD paritesini yeniden 1.2'li seviyelerde bulabiliriz.
USD'nin zayıf olması en çok gelişen ülke (EM) para birimlerini destekliyor.
Olumlu likidite koşullarının uzunca bir süre daha korunacağına yönelik inanışlar EM paralarına yönelik ilginin sürmesini de beraberinde getiriyor.
Bu kapsamda yerel bazlı olumsuz haberlerin gözardı edildiğini dahi görebiliyoruz. Mesela, ilerleyen paragraflarda dile getireceğimiz olumsuz haberlere karşın USDTRY kuru dün 3.43'lü rakamlarda kalmayı sürdürdü. Hatta görünüm gösteriyor ki en ufak olumlu bir haberde daha düşük seviyeler dahi gündeme gelebilir. Bu görünümde hiç şüphesiz Türkiye'nin sunduğu yüksek faizin de rolü büyük. EM'lerin büyük bir çoğunluğu faiz indirimlerine giderken TCMB'nin sıkı duruşunu sürdürmesi (ya da sürdürmek zorunda
kalması) TL'yi olumlu etkiliyor. Zira unutulmamalıdır ki, yabancı yatırımcı açısından reel değil nominal faiz önemlidir ve nihai getirisini de enflasyondan ziyade döviz kurunun seviyesi belirler.
Dün Türkiye'de açıklanan Ağustos ayı enflasyon rakamları her yönüyle olumsuz sinyaller sundu. Enflasyon rakamlarını irdelememiz gerekirse:
a) Ağustos ayı TÜFE enflasyonu %0.52 ile piyasa tahminlerinin üzerinde gerçekleşti. Bu sonuçla yıllık TÜFE enflasyonu %10.68 ile bir aylık aradan sonra yeniden çift hanelere yükseldi.
b) Enflasyon rakamlarına sektörel bazda baktığımızda eğitim (aylık %2.79 artış); ulaştırma (aylık %2.05 artış); ev eşyası (aylık %1.66 artış); lokanta ve oteller (aylık %1.03 artış) alt sektörlerinin enflasyonu yukarı çektiğini görüyoruz.
c) Son dönemde enflasyonun müsebbibi olarak suçlanan gıda fiyatları Ağustos'ta %0.22 oranında düşerken indirim sezonu yardımıyla giyim ve ayakkabı fiyatlarında yaşanan %3.09'luk düşüş ise enflasyonun daha yukarılarda oluşmasını engelledi.
d) TCMB'nin büyük önem verdiği çekirdek enflasyon göstergeleri yıllık bazda çift hanelere yükselerek oldukça olumsuz sinyaller verdi. B ve C tanımlı endeksler sırasıyla yıllık bazda %10.12 ve %10.16 artış kaydetti. C tanımlı endeks en son 2005 yılı Haziran ayında çift haneleri görmüştü!
e) Yurtiçi ÜFE enflasyonu aylık bazda %0.85 oranında artarken yıllık rakamı da %16.34'e taşıdı. Bu rakamın 2008 yılı Temmuz ayından bu yana en yüksek ikinci rakam olduğunu not düşmek gerek. Maliyet artışı anlamına gelen bu veri bir süre sonra kaçınılmaz olarak üretici fiyatlarına da yansıyabilir.
f) Enflasyon rakamları olumsuz. TCMB'nin sıkı duruşuna rağmen enflasyon yavaşlamıyor. Eylül ayında yıllık rakamın %11'li seviyelere çıkmasını bekliyoruz. Yıl sonu hedefimizi ise uzunca bir süredir %10.2'de tuttuğumuzu hatırlatmakta yarar var. Normal şartlarda bu tarz bir enflasyon raporunun finansal piyasalarda olumsuz yansımalar yaratması beklenebilirdi. BIST100 endeksi günü %1 düşüşle bitirse de bunun nedeni içeriden ziyade yurtdışı borsalardaki kayıplardı. Mesela, yüksek bir enflasyon verisinin ardından tahvil faizlerinde yükseliş olması beklenebilirdi. Ya da para biriminin değer kaybetmesi. Küresel mali piyasalara uzunca bir süredir hâkim olan irrasyonel coşkunun sonucu olarak bu tarz tutarsızlıklara hazırlıklı olmalıyız.
Dün açıklamalarda bulunan Almanya Başbakanı Merkel, Avrupa Birliği'nin (AB) Ekim ayında Türkiye ile üyelik müzakerelerinin devam edip etmeyeceğine yönelik görüşme yapacağını söyledi. Bu görüşmede süreci askıya almak ya da sonlandırmak dahil tüm opsiyonların ele alınacağı belirtildi. Bu haber oldukça olumsuz. Ancak dikkat edilirse ne gündemde yer bulabildi ne de anlamlı bir piyasa yansıması yaratabildi. Piyasalar şu aşamada bu tarz açıklamaları 24 Eylül'de yapılacak Almanya seçimi öncesinde iç siyasi söylem olarak okumak istiyor. Bu nedenle de bu tarz söylemlerin 24 Eylül sonrasında dineceği öngörülüyor. Piyasaların tepkisizliği de bundan...
Ancak, bu tarz söylemler 24 Eylül sonrasında da devam eder ve somut adımlar atılırsa piyasa reaksiyonu bu sefer sert olabilir.
Bugünün veri gündemi nispeten sakin olacak. ABD'de TSİ17.00'de açıklanacak hizmet sektörü ISM verisi; TSİ16.45'te PMI rakamları ve TSİ21.00'de Bej Kitap yakından takip edilecek. K.Kore kaynaklı her türlü haber ya da gelişme dikkatle izlenecek.
MSN => raymanbu@hotmail.com
Konu ile alakali yazarsaniz sevinirim.
Belli ki hassasiyetler var ama yakismaz sizin yasinizda ki adamlara.
07.09.2017:
Küresel mali piyasalardaki iyimserlik korunurken ECB'nin bugünkü kararı ve Başkanı Draghi'nin konuşması büyük bir önem arzediyor.
Draghi'nin yumuşak bir üslup izleyeceği aşikâr. Ancak piyasaların dikkat edeceği esas husus Euro'daki değerlenmeden şikâyet edip etmeyeceği olacak.
TL'nin sunduğu faiz dün Brezilya'nın attığı agresif adımın ardından göreceli olarak daha da arttı. Bu da TL'yi olumlu etkiliyor.
Küresel mali piyasalar, uzunca bir süredir, çeşitli şekillerde vuku bulan risklerden endişe ediyor ancak iş fiyatlama faslına gelince bunları görmezden gelmeyi yeğliyor. Böyle olunca da gündemde yer alan birçok risk unsuruna karşın mali piyasalar iyimser kalmayı becerebiliyor. Mesela, K.Kore'nin nükleer denemeleri... Risk yeterince fazla ve korkutucu. Piyasa oyuncuları da her firsatta bu riskten duydukları endişelerini dile getiriyorlar. Ancak, fiyatlamalara baktığımız zaman endişelerini rakamlara yansıtmaktan imtina ettikleri çok açık. Hafta başındaki bültenimizde belirttiğimiz şekilde K.Kore sınırına sadece 35 mil uzaktaki Seul'deki hisse senedi borsası Japonya'ya II.Dünya Savaşı'nda atılan atom bombasından en az on kat daha kuvvetli olan bomba denemesine sadece sınırlı miktarda düşerek tepki verdi, ikinci işlem günü bu tepkinin de ötesinde bir kazançla olayı unuttu... Bu örneği hem küresel hem de yerel bazda birçok örnek ile pekiştirmemiz mümkün! Bu davranış şeklinin arkasındaki motivasyon aynı.
Küresel bazda yaşanan likidite bolluğu yatırımcıların risk iştahını artırarak risklere karşı daha az duyarlı olmalarını beraberinde getiriyor.
Nasıl böyle olur demeyin! "Bize birşey olmaz" tadındaki değerlendirmeleri geçmişte çokça duyduk ve gördük. Mesela, anıları daha çok taze olan Amerikan mortgage krizi öncesi yatırımcıların duyarsızlıklarını ele alan birçok filmde devasa boyuta ulaşan finansal risklerin nasıl olup da gözardı edildiğine şahit olduk... Tam olarak böyle bir dönemden geçtiğimizi söylemiyoruz ama risklerin yeterince dikkate alınmadığı hususunda genel bir mutabakat var.
Bu tabloyu besleyen temel unsur Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) gevşek para politikası duruşu... FED, Amerikan ekonomisinin enflasyon yaratamamasından hareketle son günlerde söylemlerini daha da yumuşattı.
Dünkü bültenimizde belirttiğimiz üzere FED'in oy hakkına sahip üç üyesi bu hafta yaptıkları konuşmalarında bu yıl yeni bir faiz artırımı hususunda isteksiz olduklarını net bir şekilde ifade ettiler. Bu bağlamda FED'in Aralık ayında faiz artırma ihtimali daha da geriledi. Bu tablo açık bir şekilde finansal piyasaları olumlu etkiledi/etkiliyor (FED'in şahinvari başkan yardımcısı Fischer'in dünkü sürpriz istifası da benzer bir etki doğurdu). FED'in gevşek duruşunu sadece faiz oranı üzerinden okumamak gerek zira asıl gevşeklik bilanço büyüklüğü kaynaklı. Kriz öncesinde 0.8 trilyon dolar olan bilanço büyüklüğü tahvil alımları ile 4.5 trilyon dolara yaklaştı ve uzunca bir süredir de bu düzeyde korunuyor. FED bilanço daraltılmasına ilişkin planını yaz başında açıkladı. Ancak, çıkış stratejisi olarak adlandırılan bu plan o derece yavaş bir çıkışa işaret ediyor ki piyasaları daha da olumlu etkiledi. FED açıklamış olduğu plandaki azami miktarlara bağlı kalması halinde dahi bilanço büyüklüğünü 2.5 trilyon dolara (uzun vadede arzu edilen düzey olarak tahmin ediliyor) en erken 2021 yılının sonunda çekebilecek. Bu da demek oluyor ki likidite koşulları yıllar boyunca elverişli olmayı sürdürecek. Bu da risk iştahının canlı kalmasını, finansal ürün fiyatlamalarının olumlu olmasını beraberinde getirecek. Buradaki risk balon oluşma ihtimali. Tarihte birçok kez risklerin doğru okunamaması ve fiyatlanamaması sonucunda balonların oluştuğunu; bu balonların patlaması ile de büyük krizlerin tetiklediğini biliyoruz. Şu an tam olarak böyle bir durumdan bahsetmiyor olabiliriz ama balon mütemadiyen şişiyor: FED'in eski başkanı Greenspan her firsatta bu riske vurgu yapıyor. Goldman Sachs CEO'du dün yaptığı açıklamada fiyatlamaların uzunca bir süredir yukarı gittiğini söyleyerek kaygı duyduğunu belirtti. Dün aynı saatlerde Deutschebank CEO'su da piyasalarda birçok balonun bulunduğunu belirterek koroya dahil oldu...
FED'in gevşek duruşu doğal olarak diğer para otoritelerini de etkiliyor.
Mesela Avrupa Merkez Bankası (ECB). Bugün kritik bir faiz toplantısı olan ECB'nin gevşek duruşu FED'den daha da kuvvetli. ECB bilindiği üzere bilançosunu aylık bazda 60 milyar Euro daha büyütüyor. Bu arada mevduat faizi de eksi %0.40... Normal şartlarda ECB'nin politika duruşunu çoktan sıkılaştırması gerekiyordu. Almanya Maliye Bakanı Schäuble dün ECB'ye seslenerek para politikasında hızla normalleşmeye gidilmesi gerektiğini belirtti. Ancak Draghi'nin işi hiç de kolay değil. Çünkü, bu ihtimal dahi EURUSD paritesini bu yıl %15'e yakın değerlendirdi. Bunun makro ekonomideki yansıması daha düşük büyüme ve daha düşük enflasyon olacak. Zaten basına sızan haberlere göre ECB bugün 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin enflasyon tahminlerini hafifçe aşağı çekecek. Görüldüğü üzere FED'in gevşek duruşu ECB'yi de normalleşmeden alıkoyuyor. Bu kuralı dünkü sürpriz faiz artırım kararı ile Kanada Merkez Bankası çiğnemiş gibi görünse de onun da FED'in politika duruşundan çok ayrışamayacağı aşikâr. Zira sene başında 1.35'te olan USDCAD paritesinin dün itibariyle geldiği 1.22 seviyesi Kanada ekonomisine ivme kaybettirecektir. Bu anlattıklarımız bugünün konusu olmayabilir ancak orta-uzun vadede bu risklerin muhakkak dile getirileceğini düşünüyoruz. Dahası rasyonel bir bakış açısı ile mali piyasaları yorumlamak zorunda kalan bizlerin ne derece bir zorlukla karşı karşıya olduğumuzu belirtmek adına bu açıklamaların faydalı olduğunu düşünüyoruz.
Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere bugünün en önemli gündem maddesi ECB'nin TSİ14.45'te açıklayacağı faiz kararı ile Başkan Draghi'nin TSİ15:30'da başlayacak olan basın toplantısı. Hiç şüphesiz piyasalar Draghi'nin ağzından çıkacak her sözü dikkate alıp fiyatlamalara yansıtacaktır. Ancak bizce en önemli nokta Draghi'nin Euro'daki değerlenmeye atıfta bulunup bulunmayacağı. Eğer Draghi bu noktaya somut bir şekilde temas etmezse, ne kadar da yumuşak konuşursa konuşsun, Euro'da sert bir değerlenme yaşanır.
Ancak, ola ki, Draghi Euro'daki değerlenmenin Avrupa ekonomisini olumsuz etkilediği yönünde bir yorum ya da değerlenmede bulunursa EURUSD paritesinde aşağı yönlü bir hareket yaşanır (ABD'de borç tavanı riskinin üç ay ötelenmesi de bu durumda gündeme gelip etkide bulunabilir). ECB'nin tahvil alımlarının azaltılması konusunu bu toplantıda ele almayacağını tahmin ediyoruz. Bu bağlamda bugünün ikinci yarısında döviz piyasasında büyük bir hareketliliğe hazır olmakta yarar var. Ayrıca, bu hareketliliğin sadece Euro ile sınırlı kalmayacağını, TL'yi dahi doğrudan etkileyebileceğini not düşmekte yarar var.
Türk mali piyasaları da küresel bazda hakim olan iyimserlikten olumlu mânâda etkileniyor. Zaten gerek borsa gerekse de hisse senedi piyasalarının son dönemde çizdikleri etkileyici performans da bunu teyit ediyor (tahvil faizlerinin bu ralliye eşlik edememesinin esas nedeni a) yüksek enflasyon;
b) Hazine'nin yüksek borçlanma ihtiyacı). Türkiye'yi bu eğilimden olumlu anlamda ayrıştıran bir durum var ki o da sunduğu yüksek faiz nedeniyle daha fazla ilgi görmesi. TCMB'nin ortalama fonlama maliyeti uzunca bir süredir
%12.0 civarında. Bizimle aynı kategoride yer alan ekonomilerde ise faizler hızla geriliyor. Mesela Brezilya Merkez Bankası dün politika faizini 100 baz puan indirerek %8.25'e getirdi. Mesela Rusya'da %3.3'e gerileyen enflasyon karşısında 15 Eylül tarihinde yapılacak toplantıda faizin mevcut %9.0'un altına çekilmesi bekleniyor. Sebebi ne olursa olsun TCMB'nin sunduğu yüksek faiz TL'nin değerlenmesine neden oluyor. USDTRY kurunun 3.50 seviyesinin altında kalıcı olmayacağını uzun süre savunan birisi olarak maalesef mevcut görünüm altında daha düşük seviyelerin olası olduğunu söylemek durumundayız: Teknik olarak USDTRY kurunda 3.35 seviyesi gidilebilecek bir hedef olarak görülüyor. Bu tablonun sağlıklı bir durum arzetmediği kanaatindeyiz, tıpkı küresel anlamda yukarıda dile getirdiğimiz riskler gibi... Ancak görünen o ki bu tablo bir süre daha korunacak.
Bununla birlikte aşağı doğru itilen kurun ileride koşulların değişmesi durumunda yukarı yönde daha fazla sıçrama potansiyeli olduğunu da belirtmemiz gerekiyor.
MSN => raymanbu@hotmail.com
En para yada İng turuncu hesap 1 aylik vade diyorum ben suan icin.
Doviz suan cok garip hareket ediyor.Yaz sonu ekim kasim gibi durumu netlesicek bence.
Altinda zaten ons yukseliyor dolar tl dusuyor gram ondan cok cikmadi ama ons boyleyken dolar tl cikarsa altin ucar.
Yanliz terside olabilir dolar tl cikarken ons deger kaybedebilir.O zmn da ayni seviyede yada dusus yasanir.
Yatirim Tavsiyesi Degildir.
Seat IBIZA FR
C U P R A L E O N
Şu doları aldığım güne lanet olsun ya.
Alım fırsatı diye diye ay Eylül oldu. Yıl sonuna şurda 3.5 ay kaldı. Yıl sonu tahmini 3.78 ler civarı ve dolar hala düşüyor. Anlayabilmiş değilim. Şu seviyeden alım yapan sene sonuna kadar %11 kazanacak olarak görünüyor. Mali veri açıklamaları bu yönde düzeltme gelmesse.
www.plasti-dip.com adresimizden tüm yeni ürünleri görebilir ve taksitli alışveriş yapabilirsiniz
Kasırgadan dolayı eger abd para musluklarını acarsa fena olur...
Dolar darbe zamanına donebılır. 3.35 cok onemlı.
Tabı bu ongorum uzun vade.
3.41 den alım yapıldı eger kalmaya devam ederse gene alıcam
Alıyoruz da nereye kadar bakalım![]()
Dış Güçlerin Oyuncağı Olan Karanlık Bir Kişi,
Ülkemizin Geleceği, Milletimizin ve Ordumuzun Şerefli Üyeleriyle Oynayamaz...
3.40 oldu geldikçe geri geliyor![]()
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)