ckrc Nickli Üyeden Alıntı
Yurtdışının maddiyat dışında nicel dezavanatajı yok. Yemek kültürü, iklimsel değişiklikler vb. nitelikli dezavantajları subjektiftir, o yüzden yorum yapmıyorum o konuda.
Bu dediklerim tabi ki yurtdışında yaşarken, "Türkiye'de" gibi yaşayan, yaşamaya çalışan, sistemi esnetmeye çalışan, topluma adapte olmak yerine, "düzenden sıkıldım, çok sıkıcılar, komşuluk yok vb." diye hayıflanmayacağını varsayarak söylüyorum.
Irkçılık, Türkleri sevmeme vs. diyenler olacaktır, sen ırkçılık yapmaz isen, sen sisteme adapte olabilirsen, gittiğin ülkenin toplum kültürlerine saygı gösterip, ona uygun davranırsan kimse ama kimse sana ırkçılık yapmaz.
Bu yaşantının dışında, Akademide her şey liyakate dayalıdır, Türkiye'de ki gibi, fotokobiciden not alayım, ctrl+c, ctrl+v ile proje yazayım kafasında asla ilerleyemezsin. Okurken çalışırım dersen hepsi yalan olur.
Benim bilader Polytechnica Warsaw'da MsC yaparken, Gazi'den, Ege'den gelen çocukların daha "Referans" bile veremediklerini, yazdıkları proje raporlarına internet sayfası linkini referans verecek kadar konudan bir haber olduklarını söylüyor. Zaten bu gibi çocuklar yeter kredi tamamlayamadıkları için 1-2 dönemden fazla kalamıyorlar.
Yani, akademik bir altyapın yoksa, araştırma yapmayı bilemiyorsan, İngilizcen yok ise.(ingilizcen, anneni, babanı arayınca farkında olmadan ingilizce konuşmaya başlayacağın seviyede değil ise.) ayakta kalamazsın, MsC tamamlayamazsın, tez yazamassın.
Bunların hepsini aşabilirsen, MsC'ni tamamlarsın, liyakatına göre , kimseye yalakalık, kişisel asistanlık yapmadan gerçekten araştırarak, öğrenerek, çalışarak PhD'ni tamamlarsın. Yurtdışı PhD'si her zaman Türkiyede'de geçerlidir. Vakıf üniversitelerinin tercih edebileceği bir konumda da olursun.