Pederin başına gelen şöyleydi;
Bizimkiler evdeyken hırsızlar sabaha karşı eve girip otomobilin anahtarını alıp çıkmışlar. Eve tipli tipsiz envayi çeşit sivil polis gelmişti. Bazıları için polis demeye bin şahit isterdi. Saçı-sakalı birbirine girmiş... ne kadar sivil polis varsa eve doluşmuştu. Ne kadar cam çerçeve kapı varsa hepsine parmak izi almak için berbat siyah bir toz sürmüşlerdi. Yakındaki kamerları ve hatta mobeseyi hatırlattığımızda onlardan birşey çıkmaz demişlerdi ki kameraları incelemek için bir girişimde de bulunduklarını sanmıyorum. Nitekim, 2 hafta sonra otomobili jandarma bulmuştu. Belki Jandarma rutin kontrol yapmasaydı otomobil bulunamayacaktı ama sağolsunlar boş bir arazide çamura saplanmış şekilde bulmuşlardı. Adamlar yakalanacaklar korkusu ile otomobili bırakıp gitmişler ama sonra gelip alırız düşüncesiyle de kapıları kilitleyip gitmişler.
Neyse efenim, araç bulununca hatırladığım kadarıyla sigorta aman lütfen bırakın ben alacağım size de şu kadar para demedi. Biz paşa paşa aracı yetkili servise teslim ettik, iç dış bir güzel temizlendi, kilitler ve 1-2 birşey daha değişti öyle teslim aldık. Sigorta da masrafları ödedi. Hatta öncesinde, anahtarı ve ruhsatı ile çalındı diye araç bulunmazsa ödeme yapmayız bile demişlerdi. Anahtarı evden almışlar dememize rağmen direnmişlerdi ama bizde şikayet ederiz, böyle ederiz dediğimizde geri adım atmışlardı.
Otomobili 2 hafta sonra galerinin birine tüm olanı biteni anlatarak takasa vermiştik. Yani öyle kolayına ödeme yapmıyorlar ki önlerine de en çok hırsızlık vakaları geldiği için onlarda nereden ödeme yapmayız diye sorguluyorlar.