darkseed Nickli Üyeden Alıntı
Aptal ata binmiş bey oldum sanmış, Şalgam aşa girmiş yağ oldum sanmış..
Aptalı bol olan dünya, düşünen insanlar için bir sürgün yeri gibidir. Çünkü insan toplumsal bir hayvanattır... Dört tarafı aptallarla çevrili olan düşünen insan, kendi eylemlerinden çok, kişilerin aptallıklarıyla uğraşmaktan yorgun hatta bezgin düşer..
Aptallar ömür törpüsü gibidir, ata binince kendilerini bey sanırlar. Gerine gerine orasını burasını kaşırlarken, bu gücü kaybedecekleri korkusuyla çok konuşurlar, dinlemeyi bilmezler.. Küfrederken seviyelerini, ''şerefsiz'' derken şereflerini ispat ederler.. Bir kısmı cahilliklerinin farkında değildir, bazılarıysa bunun farkında olup zorla aptallıklarını kanıtlamaya çalışırlar.. Bu da her aklıbaşında insan için fevkalade sinir bozucudur!..
Çünkü bir aptala alfabenin y harfini anlatmak için a,b,c hatta alfabeyi öğretmek gerekir. (alfabeyi bilmeyen aptalla karsılaşan kişinin vay haline!)İki kere ikinin dört ettiğini ise bir türlü kabul etmeyip beş ettiğinde ısrar ederler. Dört ettiğini söyleyen kişiyede şiddetle saldırırlar..
İşte bu yüzden kişi alfabeyi bile anlatamaz ve dört işlemi izah ederken ömrü vefa etmeden morte olur.
Şimdi bazı bilgeler olsun, filozoflar olsun, falan filan olsun aptallarla uğraşmanın zaman kaybından başka bir şey olmadığını bildiklerinden, ya ebedi suskunluğa çekilirler, yahutta eline değneği kapıp derviş olurlar... :))
Gerçi marifet susmak değil savaşmaktır ama bir kez gelinen hayatın içine sıçtıktan sonra aptallarla uğraşmak pek akıl kârı değildir!..
Bu yüzden aklıbaşında kişi keyfine bakar, hayatını yaşar, gider bir dağa bilge olur nesgayfesini höpürdetir ve doğa ile arkadaş olur.
Bu iyi bir seçimdir, çünkü koyun kafalı sersemlerle uğraşmaktansa ormanda tarzan olup kuşlarla ahbab olmak evladır!..