fordu ezmeyelim lütfen![]()
Volvo ford'a geçtikten sonra eski havasını kaybetti bence...
Çinlileri yabana atmamak lazım...Her çin işi kötü değildir...
Japon ve Çin yavaş yavaş tüm otomativ piyasasını ele geçirekler anlaşılan...
düşündümde arkadaşa aldığımz 98 c70 altın değerinde ozaman safkan volvo ahah![]()
psn&Live id: onursumer
135
├┼┼╕
246R
S40 T4 matah bir araba değilki.. Motoru güzel orası tamamda kalanı ı-ıh.. Karoser Mitsubishi Carisma ile aynı, motoru yanlış hatırlamıyorsam Renaulttan devşirme, Hollanda NedCar tesislerinde üretildi.. Eğer bu Volvo ise Çinlilerin Volvosu da gayet volvo olacaktır..
Hakikat aramakla bulunmaz ancak bulanlar hep arayanlardır. / Bayezid i Bistami
--..-.----.-..
Aksine Volvo Ford a geçtikten sonra daha iyi araçlar çıkmaya başladı. Eski S40 mitsubishi carisma platformundaydı ve şu anki kadar iyi bir platform değildi. Motorlar da mitsubishi ve renault dan geliyordu. 1.6 motor çok zayıftıı mesela.
şu anda s max galaxy mondeo ve s80 aynı temele sahip. s40 focus mazda 3 aynı. baya çok teknoloji akıttı ford volvoya ama kurtulamadı sürekli kan kaybetti.
3.0 sıralı 6 turbo yeni çıkan t6 motorlar ford volvo ortak gelişimidir. 3.2 de öyle. volvo xc90 v8 motoru zaten temelde ford v6 sıdır. ford öncesine bakın volvonun elindeki tek motor 4 5 6 silindirli aynı yapıya sahip modular motor.
Azim Oto Özel Ford Servisi
http://www.azimfordservisi.com/
çinden tarih boyunca hiçbir halt olmamıştır ve yine olmayacaktır. icat yaparlar, mucittirler odur budur ayrı mesele. ama asla süper güç olamazlar hatta bölgesel güç olarak bile devamlılıkları yoktur. konjonktürel olarak zaman zaman seslerini duuyuruyorlar o kadar. ayrıntısını merak edene anlatırım![]()
"Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan,halkını esir eden,içerideki cephenin suskunluğudur."
M.Kemal ATATÜRK
çinin üretimi istendiği taktirde çok kaliteli olabiliyor. ucuz isterseniz adamlar ucuza maletmek için kötü üretim yapıyorlar, bu da demek değilki çin üretimi kötüdür. adam sen ucuz istediğin için öyle yapıyor.
Çinin tek eksiği, hiçbirşeyi kendileri geliştirmediği için, sadece onlara birisi birşey gösterdiği için sadece gördüklerinin alternatifleri üzerine çalışabiliyorlar. bu nedemek, size hocamın gerçekten yaşadığı bir olayı aktarayım; bir tasarım objesi üreteceklermiş, prototipi türkiyede yapılıp çine göndermişler, yalnız prototip kırıldığı için ortadan yapıştırıp göndermişler, daha sonra hocam çine kontrol için gittiğinde, çıkan ürünlerin aynı protoipte olduğu gibi ortadan kasıtlı kırılıp tekrar yapıştırıldığını gördüğünde aklını oynatmışadamlar robot olmuşlar, hiçbir çözüm önerisi getiremiyorlar, maddi güçleri ve üretim güçleri var fakat düşünme yetileri daha oluşmadı.
konjonktürel piyasada money talks ise...adamlar yeri geldikçe öne çıkarlar yeri geldikçe geri kalırlar...şöyle düşünün
1-iyi bir yemek var kim yemek isterse 1 adım öne çıksın mutlaka birileri çıkar
2-angarya bir iş var götürüsü çok..mutlaka 0'a yakın bir değerde talep olur
çinlilerde 1 deki gibi yeri gelince öne çıkar yeri gelincede 2 deki gibi 0'a yakın dururlar konjonktürel piyasada tutunmanın kuralı bu ki konjonktürel piyasa mevcut piyasa konumunu almıştır 2000 yılından bu yana....
Volvo'da Aynen Jaguar'ın Tata Motors tarafından alındığından sonra olduğu gibi kalitesinden,Çizgisinden ödün vermeden üretimine devam edecektir buna eminim..İyi olan bir markayı çokta kötüleştirmezler ama kötü olan(Geely) bir markayı iyileştirmek için Volvo Ar-Ge'sinden yararlanırlar..+Çin'de Volvo üretim tesisleri kurabilirler kendi pazarları için..VW'in hala 80'li yılların(Santana) araçlarını sıfır olarak satmasından sıkıldılarsaJaguar Hintli Tata'ya geçtikten sonra yeni XJ220(supersport) üretimine geçebilir diye yorumlar v.s var hatta
![]()
V40 Cross Country T4
Megane GT-Line
Range Sport SDV6
A8 4.2 TDI Quattro
VW Passat Variant TSI
hiçbişey olmaz, üzerine bile ekler volvo. çinliler satın aldı diye geely gibi üretecek değil volvoları. yine volvo eski volvo olur birkaç anlaşma ile motorları ortak başka firmalarla çıkartırlar.
dünya üzerinde zaten neredeyse bütün markaların ortak projeleri mevcut.
çinlileri beğenmeyen küçümseyen arkadaşlar için bir haber:
http://www.ensonhaber.com/dunya/2468...ti-galeri.html
çin üniversitelerindeki mühendislikler birkaç sene sonra amerikada avrupadakileri tokatlıcak
ama şöyle bişey var tabi, o kadar ameleleştirilmiş insanı nasıl eğitimli hale geçircekler orası muamma. en fazla lüks tüketimi yapılan 2. ülke çin![]()
tabi anlatırım, biraz geç farkettim kusura bakma. şimdi hızlı trenin bir kaç adım ilerisine geçicez. bu yazıyı biraz zaman harcayarak hazırladım açıkcası. çinin aslında ne olduğuna dair bir genel bilgilendirme yazısı haline geldi...
dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri çinde yaşamaktadır. bu sadece 21. yy a has bir durum değildir elbette. 10,11,14,17... yy. da da dünya nüfusunun büyük kısmını oluşturmaktaydılar. bir ülkenin jeopolitiğini anlayabilmek için coğrafyasını iyi incelemek lazım. çinin bulunduğu coğrafya aktif bir fay hattı değildir. bölgesinde çıkan çatışmalarda saldıran taraf olmaktan ziyade hep savunma durumunda olmuştur(tarihinde sadce bir kez 12.yy da moğolların işgaline uğramıştır). çinin kuzeyinde aşılması zor engeller ve zor yaşam koşullarıyla moğolistan, güney batısında aşılmaz himalayalarla nepal ve hindistan,güneyinde aşılması zor dağlar ve ormanlarla myanmar ve vietnam ve nihayet doğusunda okyanus vardır. ülkenin büyük çoğunluğu okyanustan 1500 km kadar içeride, toplam yüzölçümün 1/5 i kadar bir kısmında yaşar. çin tarihi boyunca iki farklı durum arasında gidip gelmiştir. birincisinde ülke dış etkilere,ticarete karşı kendi tecrit etmiş, ulusal birliği sağlamış fakat halk fakirdir. ikinci durumda ise bu fakirliği kırmak için limanlarını mallarını uluslararası ticarete açmış, bunun sonucunda kıyı bölgeleri aşırı derecede zenginleşip gelişirken, iç bölgelerde fakirlik aynen devam etmiş, oluşan bu ikili yapı sonucunda ülke içinde birlik bozulmuş, iç bölgelerde başkaldırılar ve isyanlar baş göstermiş ve ülke birliğini birliğini sağlayacak bir yönetim başa gelerek bufarklılığı gidermek için ülkeyi yeniden tecrit etmiştir.
görüldüğü gibi karşılaşılan bu iki durum aslında biribirini dramatik bir şekilde doğuran bir paradokstan başka birşey değildir.
yakın tarihe baktığımızda en son güçlü merkezi hükümeti mao kurmuştur. iç bölgelerdeki fakir halktan kurduğu orduyla komunist devrimi gerçekleştirmiştir. ve tecrit edilmiş çin, maonun 1949 da ölmesine kadar fakirlik içinde kıvranarak devam etmiştir. maonun halefi deng xiaoping, ekonomik zaafiyet içindeki çinden yararlanmak isteyenler olabileceğini(kim yararlanır...tabii ki japonlar) düşünerek bir kumar oynayarak çini dış ticarete açtı. yine kısa sürede şangay gibi kıyı kentleri ucuz imalat ve dış ticaretle zenginleşti, iç bölgeler fakir kaldı fakat bu kez iç ve kıyı bölge arasındaki gerginliğin kontrolünü merkezi hükümet sağlayabildi. ve bu durum yaklaşık 30 yıldır sağlanan bir ekonomik büyüme şeklinde devam ediyor (ekonomik büyüme asla sonsuzaa dek sürmez.). pekin hükümeti kıyıolardan kazanılan parayı içeriye aktararak toplam bir refah artışı sağlamayı hesaplıyor ve 21.yy a uygun olan tekrar düşüşün senaryosu da aslında bence burdan itibaren yazılmaya başlanıyor.
şimdi, asıl mesele şu ki tam bir kapitalist içinde ticaretini yapan çinin sermayesi serbest piyasa tarafından oluşturulmamıştır. asya tarzı aile den gelen, siyasi veya sosyal bağlantlarla, çoğunlukla iş hayatı dışından hatır gönül ilişkileriyle verilen kredilerle oluşan bir sermaye yapısı var. 2007 verileriyle çin milli gelirinin yaklaşık 3/4 üne denk gelen bir batık kredi tahmini yürütülüyor. bu da hemen hemen 800-900 milyar dolara tekabul eder. peki çin bu batık kredileri nasıl finanse ediyor??? işte burada çoğu insan tarafından çin mucizesiymiş gibi görülen anormal ihracat devreye giriyor. düşlük maliyetli ihracat la yüksek büyüme oranları sağlanıyor ve buradan elde edilen gelirle bu batıklar karşılanmaya çalışılıyor. aslında çin ucuza mal satıyor ve düşük kar elde ediyor. amiyane tabirle çarkı çeviriyor. durumunda bir ilerleme yok. halkı yine fakir, ülke hızlı treni de olsa 3. dünya ülkesi sayılıyor. bu çark 30 yıldır dönüyor fakat 3 yıl daha döneceğine dair bir garanti yok.
bu şekilde büyüme bir doğu asya sorunudur. ve hepsi bu sorunla karşılaştı. japonya durumunu düzeltmek için büyüme oranlarını düşürdü, keza koresinden tayvanına kadar (belki 97 yılındaki asya krizini hatırlarsınız, literatüre uçan kazlar olarak geçtiler) hepsi bunu yaptı. aradaki fark şu ki ne japonya da ne kore de ne de diğerlerinde bir iç bölge dış bölge geleneksel gerginliği gibi bir durum yok ve çine göre sosyal kurumları ve demokrasileri çok daha iyi durumda. şeffaflık var, muhalefet var, halk olan bitenden haberdar ve hükümetle halk ortak hareket edebiliyor, bu sosyal ve siyasi disiplin var fakat bunların hiç birini çin için söyleyemeyiz.
uzun lafın kısası çin rejimi 3 büyük sütun üzerine kuruludur ve bunlardan bir tanesi şimdiden yıkılmıştır. birincisi çinin muazzam bürokrasi çarkı, ikincisi devletin ve komunist partinin koruyucusu çin ordusu üçüncüsü ise komunist parti ideoloji prensipleri(bunlar -eşitlik, özgecilik ve halka hizmet prensipleridir). yıkılanın hangisi olduğunu tahmin etmek oldukça kolay, tabii ki sonuncusu. ingilizler 19. yy da çine neden müdahale etmişlerdi??? kıyı bölgelerindeki yatırımlarını korumak için. peki bunun sonucunda ne olmuştu??? çin ikiye bölünmüştü, kıyı ve iç kesim olarak. sonra mao geldi ikisini birleştirdi. daha önce de belirttiğim gibi çin 30 yıldır süren büyümesi sürdüremecektir. çünkü bunun bir tabanı yoktur. ekonomik durgunluğa girildiğinde çin yine bölgesel ayrılma tehditiyle karşılacak ve yine batılı güçler yatırımlarını korumaya geleceklerdir. iyi niyetli pekin yönetiminin parayı kıyıda kazanıp içeriye taşıma amaçları emperyalistleri enterese etmeyeceği için bölünmeyi destekleyeceklerdir. bence daha önce de aynı senaryoyu yaşayıp kendini tecrit ederek bölünmeden kurtulan çin bu kez başaramayacaktır. çünkü artık yabancı sermayenin vazgeçemeyceği kadar griftleşmiş durumdadır. bundan 4-5 yy önceki aileler klanlar dönemine dönmesi oldukça muhtemeldir.
bunu yazmak için oldukça uzun bir zamanımı harcadım. tarihine bakarak geleceğine projeksiyon yapmaya çalıştım. çin, hakkında en çok okuduğum ülkelerden biridir. konu hakkında çok daha derin konuşabilirim ama volvoyu çinliler aldı başlığına bu kadar yeter. daha uzununu merak edenlerle yüzüyüze konuşursak daha kolay olur
emeğime saygı lütfen...
"Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan,halkını esir eden,içerideki cephenin suskunluğudur."
M.Kemal ATATÜRK
yazı için tşk'ler... word'e aktarıp oradan okuyacağım.. burdan uzun yazıları okumak zor oluyor..![]()
rica ederim soner yaşlanıyoruz artık benimde gözler seçmiyor uzun yazıları![]()
"Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan,halkını esir eden,içerideki cephenin suskunluğudur."
M.Kemal ATATÜRK
Alırlar 2-3 seneye en güçlü devlet olacak şuan 3.galiba
Kaliteyi düşürmesinlerde.
Korkuyorum bunlardan artık 400km/h tren için ne demek yav![]()
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)