O konuda iki ayrı yöntem uyguluyor sigortacılar. Birincisi yukarıda dediğim gibi aracın ÖTV siz fatura edildiği fiyat üzerinden poliçelendirip o bedel üzerinden prim hesaplıyorlar. İkinci yol ise aracın ÖTV li değeri üzerinden poliçelendirip o bedel üzerinden prim alıyorlar. Şirketine göre değişiyor bu.
Ancak her iki durumda da sigorta size aracın ÖTV siz parasını veriyor.
Şöyel düşünün. Piyasa bedeli 40 bin lira olan bir araba aldınız. ÖTV ödemediğiniz için araba size 25 bin liraya geldi. (rakamları tamamen sallıyorum)
A şirketi diyorki bu arabanın değeri 25 bin lira. Dolayısı ile benim risk hesabım 25 bin lira üzerinden.... Primleri bu bedel üzerinden hesaplıyor. Risk oluşursa da 25 bin lira para veriyor size.
B şirketide diyor ki, tamam sen arabayı 25 bin liraya aldın ama arabanın yedek parça fiyatı öteki ile aynı. Dolayısı ile ben bunu 40 bin lira üzerinden poliçelendiririm ama öderken sana 25 bin lira öderim. Dolayısı ile pert olmadığı durumlardaki hasarlarda ben zarar etmem. (çakal şirket

)
İkiside aynı parayı ödüyor aslında. Ama ikincisi çakal.
Benim bir arkadaşımda engelli aracı vardı. Sigorta poliçesinde açık açık yazıyordu engelli aracıdır diye ve poliçe tutarı fatura tutarı ile aynıydı.. Pert oldu arabası ve fatura bedelini ödediler (ilk sene içinde olduğu için) Bence siz sigortacınız ile görüşün. Gereksiz yere fazla teminat bedeli üzerinden prim ödüyor olabilirsiniz. Gerçi çok bi fark olmaz. 50-60 lira falan belki oynar. Sigorta şirketi her şartta zaten mümkün olan en az parayı ödemek için her türlü cinliği yapacaktır. Ama yüksek bedel üzerinden prim ödeyip yüksek teminat bedeli alırsanız o zaman ÖTV tutarını sizden isteyebilirler.
Engelli aracının pert satışı normal araçtan çok daha kolay. Şöyle düşünün, (rakamları tamamen atıyorum) sizin arabanızın normal poliçedeki bedeli 40 bin lira olsun. Sigortacı amcalar poliçe tutarını 25 bin liradan yapıyor. E 15 bin liralık bir hasar oldumu zaten araba pert olur. O arabanın ihale sonucu hurdacıya satış fiyatı zaten 10 bin liradan daha yüksek. Ama 40 bin liradan teminat altına alırsa o araç 30 bin liralık hasar olmadığı sürece pert falan olmaz. Sigortadaki durum aracın poliçe tarihindeki durumuna getirilmesidir. Adam tutturursa ben arabamı seviyorum tamir edin bana geri verin diye? İşte bu durum için 40 bin lira teminat yazıyorlar. Dolayısı ile aracın tam tutarı üzerinden poliçe hazırlayan şirket aslında kendini koruma altına almaya çalışıyor.
Sorun yaşanması tamamen sigortacının şapşallığından. Kasko listesinden teminat yapmıştır, ödeme yaparkende o bedel üzerinden ödeme yapmıştır. Oysa ÖTV yi matrahtan düşüp ona göre prim alıp ona göre ödeme yapmalıydı. Risk gerçekleştikten sonra arabayı normal sanıp perte ayırmayıp sadece trafikten çekmiştir aracı. Alan adamda toplayıp satabileceğini sanmıştır. Dolayısı ile alan adam eğer engelli değilse ÖTV matrahını ödemesi gerekir.
Şöyle düşünün, araba pert oldu. Siz satışını yapıyorsunuz. Sattığınız araç hala engelli aracı. Alan adam eğer engelli değilse o aracı trafiğe çıkartabilmek için paşa paşa ÖTV ödemek zorunda. Eğer kendinizi bu konuda güvence altına almak istiyorsanız, kazadan sonra arabanın plakalarını ve ruhsatını alın ve trafikten çekin aracı ve arabanın kat'i satışını sigorta şirketine yapın. Sigortaya trafikten çekilmiş araç teslim edin. O saatten sonra sizin hiçbir sorumluluğunuz olmaz. Alan adam engelli ise zaten ÖTV ödemesine gerek yok. Eğer engelli değilse ÖTV sini ödemeden trafiğe çıkartamaz. Ama bunda sizin sorumluluğunuzda olmaz.
Araba bir mal. Koltuktan bir farkı yok. Eğer trafiğe çıakrtırsanız o zaman araç halini alıyor. Trafikte yürüyen araçlar için ÖTV var. Malın kendisi için yok. Paranız çoksa 10 tane araba alıp garaja koyup tescil ettirmezsiniz ve ÖTV ödemeden sahibi olursunuz. Ne zamanki tescil ettirmek istediniz o zaman sizden ÖTV tutarını alırlar. Dolayısı ile trafiğe tescili olmayan aracın ÖTV si olmaz. Engelli araçlarıda bununla aynı durumda.
Umarım işinize yaramaz bu bilgiler.. Ne kaza yapın ne de pert olsun arabanız.