TigeR Nickli Üyeden Alıntı
Korku oyunu sevenler outlastı indirsin böyle bir oyun yok acayip ürkütücü gerçi ben çok oynayamadım bana göre değil :D ama sevenler mutlaka indirsin merlinin kazanında incelemesini yapmışlar yazıyı aynen paylaşıyorum.
Outlast’ı oynamayı düşünenler için bir uyarı yapmam gerekiyor, bir takım panik bozukluklarınız varsa, kalbinizle ilgili sorunlarınız varsa, epilepsi gibi çeşitli krizlerle ilgili geçmişiniz varsa, bu oyunu oynamayın. Outlast, en başından beri, her anında sizi sürekli olarak tehdit ve baskı altında tutacak, psikolojinizi yıpratacak ve vahşeti beyninizde simüle edecek bir yapım.
Outlast sürekli olarak vahşetin peşinizden geldiği, nefes almak için bir dakikanızın bile olmadığı ve her adımda sizi öldürmeye çalışan varlıkların bulunduğu bir oyun.
Korku yapımları, oyun olsun, film olsun, özellikle son 5 yıldır, gösterilmemesi gerekeni size göstermeyerek işin vahşet kısmından kopup korku kısmına odaklanırken, Red Barrels, bu trende meydan okur bir şekilde Outlast’te vahşete bütün çıplaklığı ile oyuncunun tanık olmasına izin veriyor.
Grafiksel anlamda gerçekten rahatsız edici şeyler göreceksiniz (tuvaletlerin içerisinde bulunan kesik kafalar ve daha burada yazmayı tercih etmediğim onlarca rahatsız edici imaj) bu sebeple yukarıda yazdığım uyarıyı dikkate almanız gerçekten psikolojik sağlığınız için önemli.
Outlast oyuncuya rahat vermiyor, FPS kamerasının psikolojik ağırlığını ise her adımda hissediyorsunuz, bakmak zorundasınız, etrafınızda olan biten her şeye bakmalısınız, bakmazsanız atacağınız diğer adım ölümden çok daha kötü şeylere sebebiyet verebilir. Üstelik bir gazeteci olarak, görebildiğiniz her şeyi görmeli, tecrübe etmelisiniz.
Oyunda karakterimiz Miles Upshur, “yanlış” giden şeylerin olduğu bir akıl hastanesini araştıran bir gazeteci kendisi ve bu uğurda görevini yapmak için kendinden daha fazlasını riske attığını söyleyebilirim.
Bir gazeteci olarak, kendinizi savunma konusunda çok bir şey bilmiyorsunuz, zaten kendinizi savunamıyorsunuz. Sıkıntılı durumlarda yapmanız gereken tek şey ya kaçmak ya da aklınıza gelen en mantıklı saklanma noktasını bulmak, tabii bazen sizin aklınıza gelen başka varlıkların da aklına gelebiliyor.
Oyunda silah yok fakat silahtan çok daha fazla işinize yarayacak kameranız var. Kamera binlerce manyak yaratığın olduğu bir akıl hastahanesinde ne işime yarayacak diye sorduğunuzu duyar gibiyim, emin olun kameranın gece görüş özelliği pek çok kez hayatınızı kurtaracak, bu sebeple kamera diyip geçmeyin. Tabii ortada bir kamera olduğu için, sürekli olarak pili bitmesi işten bile değil. Yani kurşun arayacağınıza pil arıyorsunuz, kameranın bir kere pili bitti mi karanlıkla başbaşa bir dans başlıyor ve bu dans epey ölümcül olabiliyor, o değil de amma kamera demişim.
Outlast, gerçekten muhteşem bir atmosfere sahip. Bir korku oyunu olarak atmosferini hem muhteşem müziklerle, hem karakterleriyle hem de görsel alt yapısı ile bu denli destekleyen korku oyunu az bulunur bir nimet açıkçası.
Korku oyunlarını benim gibi seviyorsanız, Outlast, şu sıralar sizin için tam anlamıyla bir nimet, hikayesiyle, atmosferiyle, size yaşatttığı uzun süre aklınızdan çıkmayacak anlarıyla, en sevdiğiniz korku yapımları arasına kafadan girecektir.